Bilişim Gelecek

Günlerin yarın getireceği işsizlik ve makinelerin egemenliği mi?

Kimi teknoloji liderleri bizi uyarıyor; “Dikkat yapay zeka geliyor!” diye. Evet yapay zeka – artificial intelligence (AI) batı dünyasında ‘The Next Big Thing’ olarak adlandırılıyor ve üzerinde heyecanla çalışılan konular arasında önemli bir yer tutuyor.

Doğrusu ‘yapay zeka’ hele ‘öğreneni’ müthiş bir şey. Muhtemelen bugün çözemediğimiz ya da zorlandığımız pek çok konuya çözüm anlamına geliyor. Fabrikada robotların kullanımı ya da otonom araç gibi kolay olanlardan daha uç örneklere bakalım: Mesela yaşlıların bakımı, ALS’den sorumlu genlerin saptanabilmesi ya da aynı tarla içindeki toprağın bölgesel değerlerine uygun düzeyde gübreleme ve sulama.

Bunların insanlığa getireceği; tam gerektiği gibi yaklaşım, verimlilik, ucuzluk, hız, kendine vakit ayırmak vs.vs. çok harika şeyler var, desek de inanmayın. Çünkü asıl farkına varılması gereken soru şu; Peki işleri robotlar yapacaksa, biz hangi işi yapacağız? Dahası, nasıl para kazanacağız?

Jack Ma: Robotlar nöbete

Teknoloji liderleri de bunları soruyor; Örneğin bir ay kadar önce Alibaba.com’un kurucusu Jack Ma tam da bundan bahsediyordu; robotlar güzel ama insanlara hangi işler kalacak? Ma’nın asıl sorduğu ise ekonominin nasıl yürüyeceği.

Düşünelim, bir fabrika sahibi robotları alıp mesela un ya da bisiklet üretti. Fabrikalarda çalışan insanlar olmayacaksa, o bisiklet ya da unu kim, hangi parayla alacak? Ya da ekonomiyi sadece fabrika sahipleri mi döndürecek? Birbirlerinden un-bisiklet mi alacaklar? Peki ama fabrikalarda-işyerlerinde yerlerini robotlara bırakmış olan çalışmayan insanlar nasıl yaşayacak?

Jack Ma, buna karşılık çok geç olmadan bir konsensusa varılması gerektiğini yani ‘insan işi’ olarak kalacak işlerin belirlenmesini ve bunları asla robotlara yaptırılmamasını, buna karşılık robotların ancak insanların yapamayacağı zor-kirli işleri yapması gerektiğini söylüyor.

Bu açıdan bakıldığında, örneğin Çinlilerin robot balıkları güzel bir örnek. Küçücük balıklar, insanların ancak kırıp/dökerek açabileceği su borularına girip, tıkanıklıkları açabiliyorlar.

Ama Jack Ma’nın söylediği konsensusu kaç kişi dinleyecek?

Yapay zeka konusunda nerede duracağımızı bilen var mı?

Bir yandan da işin ucunda ‘Terminatör’ler ve ‘SkyNet’ler var. Yani yapay zekanın fazla akıllanıp, insanoğlunu yok edecek konuma gelme olasılığı mevcut. IBM’in ünlü Watson’u yeni değil, yıllardan bu yana insanlarla yarışıyor. Örneğin satrançta, Gary Kasparov’u 1997’de yendi. O günden bu yana daha da gelişti.

Sadece o da değil; 6-7 aydır ortalıkta dolaşan ve hemen hemen tüm ünlü gazetecilerle röportajlar yapıp, aptal/akıllı suallere zeka dolu, yer yer esprili cevaplar veren ‘Sophia‘ var. Kendisi geçen haftaki BM konferansında ‘asker robotlar geliyor mu?’ sorularına yol açtı.

Buna karşılık çözüm nedir? Nerede duracağımızı kim biliyor? Ya da bu duracağımız noktada bir konsensusa varsak da acaba o konsensusu herkes dinleyecek mi?

Tanrılaşmış insanlar mı geliyor?

Ama başka bir kötü olasılık daha mevcut ve hatta bence bu daha gerçek bir korku: Noah Hariri’nin Sapiens’inin 2. bölümü olan Homo Deus kitabına bakarsanız ‘tanrılaşmış insan’ diye bir kavramdan söz ediliyor. Anlatılan yapay organlarla bir nevi ‘robocop’ haline gelecek insanlar: “21. yüzyılda Homo Sapiens, sadece kültürel anlamda değil, biyolojik (aslında sibernetik) bir evrim de geçirecek. Uzun ömür belki de ölümsüzlük gibi üstün fiziksel özelliklerin yanı sıra, arttırılmış hafıza ve işlem gücü ile donanmış ve bir anlamda tanrılaşmış yeni nesil bir insan türü ortaya çıkacak.”


Hepiniz hayvansınız!
Sapiens ve düşündürdükleri


Yazarın bahsettiği sibernetik evrim aslında başladı bile. Şimdiden, örneğin Çin’de bir kişinin ayak kemiğinin 3 boyutlu yazıcıdan çıkan parça ile değiştirildiğini gördük.

İşte bu şurasını burasını değiştirecek insanlar, örneğin Titanyum’dan göğüs kafesi yaptırsa, ne olacak? Bunları ödeyemeyecek insanlara karşı yaptığı döğüşü kazanıp, onları köle haline getirir mi?

Teknolojik gelişmeleri yakalayamıyoruz

Zor sorular ama daha otonom araçların yapması mümkün olan kazaların yaratacağı etik sorunlara girmedik bile. Audi CEO’su geçen hafta Birleşmiş Milletler tarafından düzenlenen ‘AI for Good’ isimli konferansta bunları dile getirdi ve sordu: Otonom araç kaza yaparsa kim sorumlu? Araç sahibi mi, aracın yazılımını/algoritmasını yazan mı, donanımı üreten mi, yolların otonom sürüşe uygun hale getirilmesinden sorumlu yerel/merkezi yönetimler mi ya da kazaya uğrayan insan/araç mı?

Özeti şu; artık farklı bir dünyada yaşıyoruz. Öyle ki; “acaba emeğin sömürülmesi hâlâ anlamlı bir cümle mi” diye düşüneceğimiz yıllara geldik.

İnternetin ilk yıllarından bu yana hukuk/düzenleme tarafının arkadan geldiğini ve pek de yetişemediğini gördük ama son 5-6 yıldır bu yetişememe hâli, artık arayı daha hızlı açıyor. Konunun liderleri, teknolojik gelişmelerin yanında hızla hukuk ve etik kurallar açısından dünya çapında bir anlaşmaya varılmasının gerekliliğinden bahsediyorlar.

Ülkemiz açısından baktığımızda ise, son 4-5 yıldır ilgilendiğimiz konular olan ETÖ/FETÖ/AKP/CHP/MHP/HDP vs. ile kafamızı kuma gömmüşken, teknoloji dünyası dev adımlarla yanımızdan gelip geçiyor. Geçen sefer kaçırdığımız sanayi devrimi, bizi geride bıraktı ama bu seferki çok daha tehlikeli bir gelişme gibi gözüküyor.

Füsun Nebil

1996’dan beri telekom endüstrisinde çalışıyor.
2000’den beri sektörle ilgili yazılar yazıyor.

Journo E-Bülten