Erken Cumhuriyet dönemine ait tarihi yapıları bulunan Ankara’da sessiz bir yıkım yaşanıyor. Bu dönemin sembol mimari yapılarından İller Bankası binası da Koruma Kurulu kararına ve Ankara Mimarlar Odası’nın tüm uğraşına karşın hemen arkasında inşa edilen camiye kurban edildi. İller Bankası için hukuksal süreç devam ederken, bina cumartesi günü ani bir baskınla yıkıldı. Yıkımla birlikte banka arazisi camiye devrolurken, hâlihazırda oldukça geniş bir meydanla projelendirilen cami, inşaat bittiğinde daha da büyük bir alana sahip olacak.
Mesele sadece bina meselesi değil
Ankara’da yaşanan yıkım sürecinde yok edilen sadece bir kentin tarihi belleği değil aynı zamanda cumhuriyet döneminin bıraktığı tarihi miras. Atatürk Orman Çiftliği ile başlayan ve Türkiye’nin ilk toplu konut alanı Saraçoğlu Mahallesi’yle devam eden yıkım sürecinde yürüttüğü mücadele ile öne çıkan Mimarlar Odası Ankara Şube Başkanı Tezcan Karakuş Candan, “Burada mevzu tek başına bina değil, binanın temsil ettiği değer, binanın yaşattıkları ve bize anımsattıkları” diyor. Ankara’nın sembol kent olduğunu ve cumhuriyet ideolojisinin burada şekillendiğini vurgulayan Candan, Ankara üzerinde bu nedenle çok yoğun baskı olduğunu söylüyor. Ulus’a yeni bir caminin gerekli olmadığını ve yeni yapılan alana yürüme mesafesinde 14 caminin olduğunu ifade eden Candan, “Yeni cami tamamen siyasal bir bakış açısının ürünü olarak şekilleniyor. Burada moderniteyle, demokrasiyle, Cumhuriyet’le, evrensel değerlerle hesaplaşma var” diyor.
Ankara’daki yıkım sürecine ilişkin görüşlerine başvurduğumuz Şehir Plancıları Odası Ankara Şube Başkanı Emre Sevim ise, siyasal islâmın neoliberal politikalarla birlikte yürüdüğünü ve Ankara’nın sermayeye göre yeniden tasarlandığına vurgu yapıyor.
Kamu kurumları plazalara taşınıyor
Kamunun, elindeki arazileri satıp, satılan arazilere yapılan binalarda yüksek bedellerle kiracı olduğunu ve kamu binalarının plazalara dönüştüğünü söyleyen Sevim, “Göstermek istedikleri şey, artık devletin şirket olduğu” diyor. İller Bankası’nın mekânsal ve yasal yer değişiminin tam olarak devletin piyasalaşma sürecine denk düştüğüne işaret eden Sevim, bu süreçte İller Bankası’nın Belediye Meclisi’nde tanıdığı olan emlakçı gibi çalıştığını, en temel fonksiyonunun kamunun elindeki arazileri almak, imar tadilatı yapmak, rantı yükseltmek ve satmak hâline getirildiğini söylüyor.
Belediyeler Bankası’ndan İlbank Holding’e
1933 yılında ülkenin imar işlerini planlaması için ‘Belediyeler Bankası’ adıyla kurulan ve Anadolu’nun şehirleşme sürecinde kritik öneme sahip olan İller Bankası, artık çok yüksek kiralar ödediği bir plazada hizmet veriyor. Dünyadaki nadir kamu örneklerden biri olan İller Bankası’nın kuruluş amacı imar sürecinde yeterli tekniğe sahip olamayan taşraya destek üretmek iken neoliberal politikaların etkisiyle değişen içeriği ile yakın zamanda şirketleşti ve ‘İlbank Holding’ ismini aldı.
Sıra Havagazı Fabrikası’nda
Ankara’da yaşanan kıyım tam gaz sürerken geçtiğimiz aylarda kenti asbestle tanıştıran ve korumasız yıkımıyla paniğe yol açan Maltepe Havagazı Fabrikası için de tehlike henüz geçmiş değil. Ankara Büyükşehir Belediyesi her an yürütmeyi durdurma kararını hiçe sayarak iş makinelerini devreye sokabilir ve ülkenin endüstriyel miras listesinde yer alan ve koruma altına alınan Havagazı Fabrikasına ölümcül darbeyi indirebilir.
Mimarlar Odası ve Şehir Plancıları Odası Ankara Şubeleri süreci yakından takip ederken, her iki meslek odası da fabrika alanın korunması ve yeniden işlevlendirilerek kamuya açılması talebini dile getiriyor.
Şehir Plancıları Odası Ankara Şube Başkanı Sevim Emre, “Bizim önerimiz fabrikanın son kalan parçalar yıkılmadan bunlara bir fonksiyon yüklemek ve kent merkezini cazibeli kılmak” derken, Mimarlar Odası Ankara Şube Başkanı Tezcan Karakuş Candan da fabrikanın bilim sanat müzesi olarak yeniden kamu hayatına kazandırılması gerektiğini söylüyor.
Havagazı Fabrikası neden önemli?
Başkentin ısınma ve aydınlatma ihtiyacını karşılamak için 1928 yılında yapımına başlanan ve 1933 yılında 40 ayrı birimle geniş bir alana yayılan Maltepe Havagazı Fabrikası dönemin mimari anlayışını yansıtan Türkiye’nin en önemli endüstriyel SİT alanlarından biri. 52 bin 270 metrekarelik alanı ve cumhuriyetin ilk sanayi yapılarından olan fabrikanın inşa sürecinde Alman, İngiliz ve Türk işçiler birlikte çalışırken, kültürlerarası bir teknolojiyle kurgulanan Havagazı Fabrikası kentin ihtiyaçlarına yönelik modern bir kamusal çözümü simgeliyordu.
Bugün ise Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek’in binanın tescilini onaylayan mahkeme kararlarına rağmen ani bir baskınla yapacağı yıkım ve rant tehlikesine karşı ayakta kalma savaşı veriyor.
Dünyada benzer yapılar yeniden işlevlendiriliyor
Dünyada bu türden endüstriyel miras yapıları farklı şekillerde yeniden kullanıma açılırken, en bilinen örnekler Londra’daki Tate Modern, Polonya’daki Tekstil Müzesi ve Almanya’nın Ruhr Vadisi’ndeki fabrika binaları. Türkiye’de ise bu şekilde yeniden dönüştürülen iki yapı mevcut. Birisi İzmir’deki Tarihi Havagazı Fabrikası diğeri İstanbul’daki Santalİstanbul.