Türkiye’nin dört bir yanında yerel medyanın hangi konuları haberleştirdiğini incelediğimiz “Yerelde Ne Haber?” yazı dizisinin son bölümünde Akdeniz bölgesinin nüfusu en yüksek ilindeyiz. Antalya basın tarihi konusunda akademik bir çalışması da olan Erdem Duru, ildeki 20 yayın kuruluşunun 4.654 adet haberini 2 hafta boyunca taradı, sonuçları yerel medyada çalışan gazetecilerle ve yöneticilerle değerlendirdi.
Antalya’da faaliyet gösteren 11’i basılı, 9’u internet sitesi olmak üzere toplam 20 mecrayı 10-25 Mayıs tarihleri arasında taradık. Toplam 4. 654 haberin incelendiği araştırmamız; Antalya’daki gazetecilerin kentin sorunlarına duyarsız kalmadığını ancak bültenlere çok sık başvurulduğu için bazı haberlerin tüm mecralarda tekrarlandığını, uzak ilçelerin yeterince kapsanmadığını ve özellikle internet haber sitelerinde birçok içeriğin “tık avcılığı” amacıyla hazırlandığını gösteriyor.
Yakın tarihte Antalya basını için ilk önemli gelişme, 1920 yılında Anadolu Ajansı’nın kentte faaliyete geçmesiyle yaşanır. Anadolu Ajansı, Milli Mücadele döneminde hem yurtiçine hem de yurtdışına bilgi akışı sağlar. Ajans, haberlerin her yere ulaşmasında sıkıntı yaşayınca Mustafa Kemal Atatürk’ün talimatıyla 1920’de Antalya’da irtibat bürosu açılır. Bu bürodan Fransızca bültenler hazırlanır ve dünyaya servis edilir. Antalya, bu dönemde hükûmetin yabancılarla iletişiminde ve propaganda faaliyetlerinde önemli bir merkez hâline gelir.
Aynı yıl, Antalya’da ilk gazete olan Antalya’da Anadolu yayımlanır. Gazetenin kurucusu Haydar Rüştü, yaşadığı zorluklar nedeniyle gazetesini Antalya’ya taşır. Haydar Rüştü, Antalya’da başka günlük gazete olmadığını belirtir ve ulusal bağımsızlık mücadelesini savunur. Antalya, Yunan işgalinden uzak konumuyla gazete yayını için güvenli bir şehir olarak öne çıkar.
Temelleri 1920 yılında atılan Antalya yerel basını günümüze değin onlarca mecraya ve yüzlerce basın emekçisine ev sahipliği yaptı. Kentte bugün kaç adet haber sitesinin olduğu tam olarak bilinmemekle birlikte Basın İlan Kurumu’nun (BİK) verilerine göre 11’i kent merkezinde [1] 17’si çevre ilçelerde olmak üzere toplam 28 gazete resmî ilan alma hakkına sahip. 19 ilçeli kentin sadece 3 ilçesinde (Akseki, Demre ve İbradı) gazete yayımlanmıyor.
Karışık kategoriler, sadece başlıkları değişmiş haberler
İnceleme kapsamında kent merkezinde yayın yapan; Akdeniz Gerçek, Akdeniz Manşet, Antalya Gündem, Antalya Ekspres, Hürses, İleri, Antalya Körfez, Lider, Son Haber, Akdeniz’de Yeni Yüzyıl ve YüzYüze gazeteleriyle birlikte 3T (Tarım, Turizm, Ticaret), Adalya Medya, Antalya Haberal, Antalya Hakkında, Antalya Burada, Gazete Grafiti, Gün Haber, Haberimiz Var, MY Gazete isimli internet haber sitelerini inceledik.
İlgili 20 mecrada yayımlanan içeriklerde ilk olarak dikkatimizi çeken, internet haber sitelerindeki kategori düzenlemelerinde rastlanan belirsizlik ve düzensizlik oldu. Aynı haberin birçok mecrada farklı bir kategoriye yerleştirildiği görülürken (bazen de aynı haber birden fazla kategoriye yerleştirilmiş) bazı mecralardaysa “Antalya” ve “Antalya Haber” gibi birbirinin neredeyse aynı kategorilerin yan yana olması dikkat çekti. Öte yandan kategorisi oldukça belirgin olan bazı haberlerin yanlış kategori altında yayımlandığı fark edildi. O yüzden değerlendirme yapılırken bazı durumlarda haber okunarak kategorisine karar verildi.
Özel haberler genelde tarım, çevre ve sağlık alanında yapılıyor
Elde edilen verilere [2] bakıldığında en çok haber paylaşılan kategorinin açık ara “Güncel / Gündem (1.824 haber)” kategorisi olduğu görülüyor. Ancak buradaki açık farkı yaratan unsur internet haber sitelerinin yayın politikası. Sitelerden bazıları sürekli içerik girebilmek adına dünyada ve Türkiye’de yaşanan birçok olayı bu kategoride paylaşmakta ya da “tık avcılığı” içeriklerini de buraya (En Belalı Semtler Buralar Seçildi, En Güzel Mahalleler, Nihai Aday Listesi Nedir, Günlük Burç Yorumları gibi başlıklara sahip içerikler) yüklemekte.
İkinci sıradaki “Polis-Adliye-Asayiş (962)” haberlerinde de benzer bir stratejinin gözetildiği görülüyor. Çünkü internet haber siteleri Türkiye’nin birçok farklı ilindeki özellikle trafik kazası haberlerini bu kategoride değerlendiriyor. Bu bağlamda Antalya yerel medyasında belediyelerin, ekonomiyle ilgili sivil toplum örgütleriyle birlikte spor, tarım ve turizm gibi konuların öne çıktığı görülüyor. Özel haberlerse çoğunlukla tarım, çevre ve sağlık alanında yapılıyor.
Antalya’da polis-adliye haberlerinin bolluğu dikkat çekiyor
Bu dönemde yayımlanan haberlerin yer aldıkları kategorilere dairse şu şekilde bir değerlendirme yapmak mümkün:
- Güncel: Kentte yapılmış ve yapılacak olan etkinlikler, sivil toplum örgütlerinin basın açıklamaları, hava durumu, kentte vefat edenler, trafiğe kapanan yollarla birlikte Isparta ve Burdur olmak üzere Akdeniz bölgesinde yer alan diğer illerdeki gelişmeler, gündemle ilgili bu kategoride yer alıyor.
- Asayiş: Hırsızlık, cinayet, kavga, trafik kazası, aile içi anlaşmazlıklar gibi haberlerin bütününün bu kategoride değerlendiriliyor. Basılı gazetelerin birinci sayfalarında bu haberlere olabildiğince az yer verilirken internet haber sitelerinde her gün mutlaka bu türde haberlerin yer alıyor.
- Yerel Yönetim: Belediyelerin basın bültenlerinden oluşturulmuş haber verme amacından ziyade belediyenin halkla ilişkiler faaliyetlerine hizmet eden haberleri bu kategoride sınıflandırmak mümkün. Yayın organlarında en çok Antalya Büyükşehir Belediyesi’nden haberler yer almakla birlikte onu sırasıyla Kepez, Muratpaşa ve Konyaaltı belediyeleri takip ediyor.
- Ekonomi: Kentin ekonomisiyle ilgili olaylarla birlikte bu alandaki genel gelişmelerin yer aldığı haberler burada yer alıyor. Enflasyon oranı, altın fiyatları, döviz kuruyla ilgili gelişmelerle birlikte kentteki çeşitli kurumların ithalat ve ihracat oranlarıyla ilgili yaptıkları açıklamaların yaygın olarak haberleştiriliyor. Bu konuda en çok referans alınan isimse Antalya Ticaret Borsası Yönetim Kurulu Başkanı Ali Çandır olarak karşımıza çıkıyor.
- Spor: Bu kategorideki haberlerin çoğu futbolla ilgili olmakla birlikte kentin değer verdiği bir diğer spor olan yağlı güreşler de mecralarda kendine yer buluyor. Süper Lig’de mücadele eden Antalyaspor ve Alanyaspor’da yaşanan birçok gelişme haberleştirilirken amatör branşlar büyük ölçüde basın bültenlerine dayanıyor. Öte yandan burada not düşmek gerekir ki Alanyaspor’un kümede kalması Galatasaray’ın şampiyon olması kadar haber değeri görmüyor.
- Kültür sanat: Çoğunlukla kentteki tiyatro oyunları ve festivallere dair bültenler haber olarak paylaşılıyor. Kültür- sanat, özel haber sayısı en az olan kategorilerden biri olarak karşımıza çıkıyor.
Ulusal yayıncılardan bolca aktarım ve tık tuzakları
- Sağlık: Organ nakli, sağlığa zararlı yiyecekler, tedavi süreçleri, hastane açılışları gibi konular bu kategori altında yer alıyor. Sağlık haberleri basılı gazetelerde çoğunlukla özel haber olarak yer alırken internet sitelerinde daha çok farklı kaynaklardan (Sabah, OdaTV, Hürriyet) ve “tık tuzağı” (Belirti vermeden ilerliyor, Beyinde uyuşturucu etkisi yapıyor gibi başlıklarla) için malzeme olarak kullanılmış.
- Siyaset: Siyasi partilerin il ve ilçe başkanlıklarından yapılan açıklamalar ve gelişmelerle birlikte Antalya milletvekillerinin açıklamaları bu kategoride yer alıyor. İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne yönelik operasyonlarla ve PKK ile ilgili silah bırakma tartışmasının ardından bu haberlerin sayısı arttı. İncelenen tarihte Antalya haberlerinde ismi en çok zikredilen siyasetçiler Aykut Kaya ve Nuri Ersoy oldu.
- Turizm: Kentin birincil gelir kaynağı olan turizme özellikle haber ajanslarının ayrı bir önem gösterdiği görülürken bu yerel basında yer alma biçimine de yansıyor. Kentte gelen turist sayısından, otellerin doluluk oranlarına, uçuş destinasyonlarına kadar birçok konuda habere imza atılırken ayrıca turistlerin karşılaştıkları zorluklarda gündeme getiriliyor. Eleştirel/ sorgular nitelikte haberler de var: “Tramvaydan inen turist kayboluyor” ve “Hindistan- Pakistan arasındaki gerilimin Antalya turizmine yansıması” gibi haberlerde buna rastlanıyor. Takip edilen süre boyunca neredeyse her gün turizm temalı bir haber yayımlandığı görülürken turizm emekçilerinin çalışma koşullarını ele alan haber sayısı ise yok denecek kadar azdı.
- Eğitim: Çoğunlukla Akdeniz Üniversitesi ile ilgili gelişmeler bu kategoride. İlk ve orta dereceli okulların etkinlikleri de zaman zaman Antalya yerel medyasında yer buluyor. Haber sitelerinin bazılarında “Akdeniz Üniversitesi” ve “Kampüs” gibi bölümler yer alıyor.
- Çevre: Çevre ihlallerinin ve arkeolojik alanların çok olduğu bir kent olan Antalya’da bu konuda da çok sayıda habere yer veriliyor. Kıyı işgalleri, hava ve su kirliliği, orman yangınları, kentin içinde kalan arkeolojik alanların korunması, caretta carettaların üremeleri gibi konular haberlerin içeriğini oluştururken, beş yıldızlı bir otelin, müşterileri sahile rahatça ulaşsın diye koruma altındaki falezleri gizlice delip tünel yapması yaygın medyanın da gündeminde yer aldı.
- Tarım: Antalya’nın bir diğer önemli gelir kaynağı olan tarım da mecraların önem gösterdiği bir diğer alan. Özellikle basılı gazetelerin manşetlerinde en çok tarımla ilgili haberlerin yer aldığı görülüyor. Bu haberler tarım ilaçlarından ziraî dona, yıllık beklenen mahsulden satış fiyatlarına değin geniş bir yelpazede.
Köşe yazıları dışında özgün içerik yayımlamayan haber siteleri var
Mecraları kendi özgül yapılarına göre değerlendirmek de Antalya yerel basının anlaşılmasını kolaylaştıracaktır. İncelemeye konu olan haber sitelerine genel olarak bakıldığında Antalya Hakkında hariç diğer tüm sitelerin imtiyaz sahipleri kentte uzun yıllar gazetecilik yapmış isimler. Birçoğu ajanslarda ve yaygın medyanın bölgesel eklerinde üst düzey yöneticilik yapmış. Genellikle ya emekli olduktan sonra kendi mecralarını kurma yoluna gittikleri ya da doğrudan internet gazeteciliğine yöneldikleri görülüyor.
Bu durum sitelerin genel yapısına da yansıyor. Buna bir örnek olarak, “AntalyaHaberAl” isimli siteyi göstermek mümkün. Sitenin imtiyaz sahibi Teslime Tosun, kentte polis-adliye muhabirliği dendiği zaman akla gelen ilk isim olarak karşımıza çıkıyor. Sitede özel haber yok, tüm içerikler bültenlerden aktarım. Özel içerikler ise Teslime Tosun’un kaleminde köşe yazısı olarak yer alıyor. Sitenin en üst bölümünde “polis-adliye-asayiş” bölümü var ve gün içerisinde en çok haber bu bölüme yükleniyor. Diğer yayıncılara kıyasla polis-adliye türünde en çok haber bu sitede yayımlanıyor.
Bu durumun yol açtığı bir diğer durumsa internet haber sitelerinin özel haberlerden ziyade “kulis” haberler zeminine oturması. Mecralarda çoğunlukla ajanslardan alınan içerikler yayımlanırken imtiyaz sahibinin köşe yazıları ön plana çıkıyor.
Ucuz SEO taktikleri ve tık avcılığı haber ekosistemine zarar veriyor
Antalya Hakkında isimli mecraya ayrı bir parantez açmak gerekiyor. Bu site, kentte yaşayan yurttaşların sosyal medyada gönderdiği videoları paylaşarak başladığı yayıncılık serüvenine sonradan bir haber sitesi kazandırdı. Instagram hesabında 1 milyonun üzerinde takipçisi olan kuruluşun burada yine yurttaşlardan gelen içerikleri paylaşmaya devam ettiği görülüyor. Sitedeyse haber değeri sorgulanabilecek içeriklerin sayısı neredeyse haberlerden fazla.
Örneğin magazin kategorisi; ulusal medyada olduğu gibi burada da,”İsimli Oyuncu Aslen Nereli, Kaç Yaşında, Hangi Dizilerde Rol Aldı, Kiminle Evli” gibi ifadelerin başlıkta geçtiği SEO içerikleriyle dolu. Yine ulusal medyada olduğu gibi yerel sitelerin de süpermarketlerin haftalık indirim kataloglarını yayımladığını görüyoruz. Bu haber sitesinde ayrıca her gün elektrik kesintisi haberine yer verilirken “Trafolar susuyor, Karanlık Gece, Saatlerce Elektrik Verilemeyecek” şeklinde ifadelere başvuruluyor.
MYGazete’deki hava durumu haberlerine göre de Antalyalılar her güne özellikle dikkat etmeli ve mutlaka yanına şemsiye almalı! Gün Haber ise Sabah, Oda TV, Hürriyet gibi gazetelerden aldığı çarpıcı içeriklere yer verirken Antalya’da olan biteni bazen geri plana atıyor. Öyle ki bazı günler Gün Haber’de farklı ülkelerle ilgili haberlerin sayısının Antalya haberleriyle neredeyse eşit olduğu görülüyor.
Antalya’da genel hatlarıyla hem sosyal medya kullanım biçimi, hem de haber sitelerindeki içeriklere bakıldığında bu tür bir yayıncılığın kentin haber ekosistemine ciddi bir zarar verdiğini söylemek mümkün. Öte yandan kentte nitelikli habercilik yapmak isteyen gazeteciler, bu tür örneklerin, yaptıkları işin saygınlığını azalttığının da farkında.

Antalya yerel medyası genel olarak Demirören ve İhlas Haber Ajansı’nı aktif olarak kullanıyor. Anadolu Ajansı ve Anka haberlerinin ise Antalya medyasında daha az yer bulduğu görülüyor.
Basılı gazeteler kentin nabzını daha fazla tutuyor
Basılı gazetelerde, BİK zorunluluğu da göz önüne alındığında birinci sayfalarda daha çok özel habere yer veriliyor. Ancak bunun sayısı, ya BİK kriterlerine kadar zorunlu tutulan kadar ya da bir fazlası. Gazetelerdeki birçok haber birbiriyle aynı. Yine de, haber sitelerinden farklı olarak basılı gazetelerin bir “prestij” noktası olarak görüldüğü, bu yüzden daha dikkatli davrandıkları ve kente dair içeriklere daha yakın oldukları söylenebilir.
Kent merkezinde yayımlanan gazetelerden yalnızca Lider gazetesi haftanın 7 günü okuyucuyla buluşuyor. Bu gazetenin, karasal yayın yapan bir TV kanalıyla aynı medya grubunda yer aldığını hatırlatalım. Gazetenin, Avrupa Siyasi Topluluğu 6. Zirvesi’ni takip etmek için Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile birlikte Arnavutluk’a gitmesi, diğer gazetelerle arasında “imkân” farkı olduğunu da ortaya koyuyor. Ayrıca yerel yönetimlere yönelik en sert eleştiriler de bu gazete tarafından yapılıyor [3].
Basılı gazetelerin manşetlerinde en çok tarım, turizmle ve çevre kategorilerinde haberlerin olduğu gözlemleniyor. İlçelerden haberlerse bu dönemde yalnızca bir kere manşetten verildi. Basılı gazetelerin sosyal medya kullanımının genelde özensiz olduğu, bu yayınlardaki yönetici konumundaki isimlerin gazetenin resmî hesabından daha çok haber paylaştığını son bir not olarak ekleyebiliriz.
Antalya’da yerel basın: Sayı çok, nitelik sınırlı
Çağdaş Gazeteciler Derneği (ÇGD) Akdeniz Şube Başkanı Ceren Deniz, Antalya’da yerel basının güncel durumuna ilişkin yaptığı değerlendirmede, şehir merkezinde ve ilçelerde pek çok Anadolu kentine kıyasla daha fazla yerel gazete bulunduğuna dikkat çekerek şunları söyledi:
- Antalya’da çok sayıda yerel gazete var. Ancak nitelik bakımından değerlendirildiğinde, bu gazetelerin tamamının içerikli yayınlar yaptığını söylemek zor. Bölge gündemini takip edip kamuoyuna orijinal içerikli haber servisi yapan gazete sayısı oldukça kısıtlı. Sadece birkaç gazete güçlü bir habercilik çizgisine sahip. Bunlar dışındaki yayınlarda ise ajanslardan alınmış, birbirine benzer içerikler görüyoruz. Dolayısıyla sektörün tamamında gerçek anlamda bir haber çeşitliliğinden söz etmek zor.
- Antalya’da şehrin medyaya yaklaşımı ve yayınları sahiplenişi bölgeden bölgeye değişiyor. Kent merkezi, bazı büyükşehirlere kıyasla çok daha az kamuoyu desteği alıyor. Ancak Alanya, Serik gibi milliyetçi profile sahip ilçelerde yerel gazete ve televizyonlara kamuoyu desteğinin çok daha yüksek olduğunu görüyoruz.
- Yerel medyayla ilgili genel bir değerlendirme yapmak gerekirse hem basılı medyanın hem de internet haberciliğinin bir varoluş mücadelesi içinde olduğunu, sektörde hem gazete sahiplerinin hem de emekçilerin büyük bir darboğazda bulunduğunu söyleyebiliriz. Basılı medyada matbaa maliyetinin hızla yükselip başa çıkılamaz seviyelere ulaştığı, internet haberciliğinin ise Google’ın değişen algoritmaları nedeniyle engellerle karşılaştığı; çalışanların ağırlıklı olarak asgari ücret koşullarına sahip olduğu bir ortamda, gün geçtikçe güç kaybediyoruz.
Antalya medyasında sürekli daralma
Son 10 yılda Antalya medya sektöründe yaşanan daralmaya da işaret eden Deniz, şu ifadeleri kullandı:
- Medya sektörü açısından şehirde son 10 yılda sürekli mevzi kaybeden bir seyir izledik. Önce ulusal gazetelerin bölge ekleri günlük sayfa sayılarını, sonra kadrolarını azalttı. Daha sonra birçok gazetenin Akdeniz bölge matbaaları kapandı ve bölge ekleri yayından kaldırıldı. Ardından onlara ve diğer yerel yayınlara haber servisi yapan ajans kadroları daraltıldı. Yerel yayın yapan bazı televizyon kanalları kapandı. Ulusal televizyonlar, gazeteler ve internet yayınları Antalya muhabiri istihdam etmeyi bıraktı ve yerel yayın sayısı da azalıyor. Bu durum hem medyada çoksesliliğe hem de medya istihdamına darbe vuruyor. Ayrıca muhalif yerel gazetelere sık sık yapılan denetimlerde ortaya çıkan hak kayıplarının yıldırıcı etkisinden de bahsetmek lazım. Burada çifte standart uygulandığını söylemek gayet mümkün.
- Bugünlerde Basın İlan Kurumu’nun, Anadolu’da bulunan yerel gazetelerin sayılarının azaltılmasına yönelik girişimlerini konuşuyoruz. Gazetelerin bir kısmı yayın hayatını noktaladı, bir kısmı ise yola devam ediyor. Birçok kentte yerel gazeteler birleşmeye, sayısal olarak azalmaya yönlendiriliyor. Şehirlerdeki gazete sahiplerine bu küçülmenin nasıl gerçekleşeceği konusunda “anlaşın” deniyor. Özetle plan şu: Kamu ilan pastasından pay alan gazetelerden bu haklarını satmak isteyenler satacak, satın almak isteyenler alacak. Böylece gazetelere aktarılan kamu kaynağı azalmayacak ama bu hakka sahip olan gazete sayısı azalacak.
11 yerel gazeteden 5’i geçen ay kapandı
Antalya’da da benzer bir sürecin yaşandığını belirten Deniz, son gelişmeleri şu sözlerle aktardı:
- Kent merkezinde kamu ilanlarına bağlı çıkan 11 yerel gazetenin 5’i, 31 Mayıs’ta kapandı. Yerel gazete sayısı 6’ya düştü. İleri, Hürses, Son Haber, Antalya Gündem ve Yüzyüze gazeteleri baskılarını durdurdu. Yayın hayatına devam eden gazeteler ise Akdeniz Gerçek, Antalya Körfez, Akdeniz Manşet, Lider, Yeni Yüzyıl ve Ekspres olarak belirlendi. Antalya Gündem ve Hürses gazeteleri internet haber sitesi olarak yayınlarına devam edecek.
- Kapanan gazetelerin isim hakları ve ilan gelirleri, hayatta kalan 6 gazeteye devredildi. Basın ilan haklarını diğer gazetelere devreden gazetelerin 3’er milyon lira alarak haklarından feragat ettiği, o hakları devralan gazetelerin de bundan sonra alacakları basın ilan paylarının artacağı belirtiliyor. Böylece, bu şehrin basın ilan pastasını 11 gazete sahibi paylaşırken, şimdi 6 gazete sahibi paylaşacak. Kamuoyuna “küçülme” olarak aktarılsa da aslında kamu kaynaklarının gazete sahiplerine aktarımı bakımından burada bir küçülme yok. Gazete sayısı azalacak, işsizlik artacak ama aktarılan kamu kaynağı azalmayacak.

Küçülmenin asıl mağdurları gazeteciler
Sektördeki küçülmenin gazeteciler üzerindeki etkisine dikkat çeken Deniz, şu değerlendirmede bulundu:
- Bu karar, birçok şehirde medya sektörünü ikiye böldü. Kararı, Basın İlan Kurumu’ndan gelen baskılar karşısında yayın hayatına devam edememiş gazeteler yönünden değerlendiren de var, kamu kaynaklarıyla beslenen bir sermayenin kendi içinde yaptığı bir operasyon olarak gören de. Burada şunu özellikle dile getirmek lazım: Konuştuğumuz, tartıştığımız sistem patronlar üzerinden işliyor. Basın ilan haklarını devreden gazete sahiplerinin bazılarının ikinci gazetesiydi. Onlar diğer gazeteleriyle yola devam edecekler. Bazı gazete sahipleri de dijital mecrada yola devam edecek. Ancak bu gazeteleri bugüne taşıyan onlarca gazeteci var.
- Burada en çok konuşmamız gereken, küçülmenin mağduriyetini en derinden yaşayacak olan gazete kadroları olmalı. Çünkü o kadroların emekleri sayesinde köklü kurumlar hâline geldiler, kötü koşullara rağmen haberciliğe devam ettiler, asgari ya da ona yakın bir ücretle yıllarca emek verdiler, kapanma sonucu işsiz kaldılar. Patronların ticaretinden pay aldılar mı, ne kadar pay aldılar? Gazetelerin marka değerlerini patronlar mı oluşturdu sadece? Çalışanlar burada kilit rol oynamadı mı? Kesinlikle oynadı. Ama bu karar, çalışanları çok ilgilendiren bir karar olmasına rağmen onlar üzerinden tartışılmıyor. Biz köklü gazeteler ve onların sahipleri üzerinden değerlendiriyoruz bu meseleyi ama adaletli bir değerlendirme için merceği o gazetelerin çalışanlarına da doğrultmak zorundayız.
Çeşitli imkânsızlıklar dolayısıyla Antalya yerel basınının belli başlı noktalarda sıkıştığı görülse de bu kentten çıkan haberlerin zaman zaman ülke gündemini belirlediği unutulmamalı. Bu duruma örnek olarak, CHP’nin Cumhurbaşkanı adayı belirleme sürecinde gazeteci Ali Taş‘ın [4] kaleme aldığı yazının çok uzun süre gündemde kalması gösterilebilir. Taş, hem yerelde internet haberciliği hem de İmtiyaz Sahibi ve Genel Yayın Yönetmeni olduğu Gazete Grafiti’ye dair sorularımızı yanıtladı ve yayıncılık stratejilerini şu sözlerle anlattı:
- Biz de, pek çok haber sitesi gibi gündemi takip ediyoruz ama diğer meslektaşlarımızdan farklı olarak, gündemin farklı noktalarını önceliyor, bir haberin gösterilmek istenen boyutunu değil, görülmesi gereken boyutunu yakalamaya çalışıyoruz. Diğer yandan Gazete Grafiti, en büyük zenginliği olan yazar kadrosuna, en az haberler kadar önem veriyor. Alanında uzman yazarların ürettiği içerikleri, en az haberler kadar önemsiyor ve yazarların ürettiği içerikleri mümkün olduğunca gündemde tutmaya çalışıyoruz.
Emek ve toplumsal cinsiyet haberleri sadece Gazete Grafiti’de
Gazete Grafiti’de diğer yayıncılardan farklı olarak işçi hakları ve sendika konulu haberler de öne çıkıyor. Gazetenin bu konudaki tutumu hakkında Taş şu ifadeleri kullandı:
- Emek merkezli haberler, çoğunlukla bir hak mücadelesi ya da iş cinayetleri kapsamında medyada zaman zaman karşılık buluyor. Yani anlık durumlara cevap verir bir niteliğe sahip bir kategori. Oysa ki işçi-sendika haberciliği, aynı zamanda siyasal bir tavır almayı gerektiren bir alandır. Bu konuda emek merkezli bir siyasal tavır olmadığı zaman işçi-sendika haberleri, haberin içeriğine bağlı olarak 3. sayfa haberi olarak da görülebiliyor. Çünkü, içerik üretimine emek merkezli bakılmıyor. Gazete Grafiti, bunlardan farklı olarak, bir bütün hâlinde habercilik sürecine emek merkezli bakıyor. Bu bakış açısı da doğası gereği, bazen gündem, bazen 3. sayfa durumuna düşen emek haberlerini tek bir başlık altında (işçi-sendika) toplamayı gerekli kılıyor.

Bir haber kategorisi olarak ‘toplumsal cinsiyet’e de Antalya yerel medyasında sadece Gazete Grafiti’de rastladık. Ali Taş, bu yıl başında siteyi yenilerken kendisi gibi bu alanda akademik çalışmalar da yapan arkadaşları Nilgün Sezer ve Başak Güneş ile görüşüp toplumsal cinsiyet kategorisini oluşturduklarını söylüyor. “Hepimiz heyecanla karşıladık ve ayırabileceğimiz emek-zaman doğrultusunda katkı sunmaya başladık” diyen Taş, bu süreçte en büyük emeğin kategorinin koordinatörü Ezgi Şimşek’e ait olduğunu belirtti. Şimşek ise bu konuda şunları söyledi:
- Türkiye’de toplumsal cinsiyet alanı her zaman tartışmalı bir alan oldu. Son yıllarda, özellikle de İstanbul Sözleşmesi’nden hukuksuz bir biçimde çıkılması sonrası iktidar politikalarının değişmesi ve nefret söyleminin, hedef göstermelerin; şiddet ve cinayet karşısında cezasızlığın artması ile toplumsal cinsiyet kavramı; kadın ve LGBTİQ+ hakları mücadelesi öcüleştirildi. Hükûmetin LGBTİQ+’lara yönelttiği nefret dili, yakın zamanda gündeme gelen LGBTİQ+ karşıtı yasa tasarısı, 2025’in Aile Yılı ilan edilmesi, sonrasında aile 10 yılına çevrilmesi; Aile Bakanlığı’ndan giden bir yazıyla toplumsal cinsiyet kavramının yasaklanması ile kadın ve LGBTİQ+’lar üzerindeki baskı ve eril şiddet arttı. Bu koşulların aşılması, hükûmet ağzıyla yayılan nefret söyleminin yaygınlaşmaması için, yayın kuruluşlarının toplumsal cinsiyet eşitliğine, kadın ve LGBTİQ+ haklarına duyarlı yayınlar yapması hayatî önem taşıyor.
Yerelde internet haberciliği: Finansman zorluğu ve BİK’in baskısı
Yerelde internet haberciliği yapmanın zorluklarına ilişkin sorumuzu da yanıtlayan Ali Taş, ekonomik sorunlara ve BİK uygulamalarına dikkat çekerek şunları söyledi:
- Elbette ilk (belki de tek) zorluk, finansman sorunu. Bir sitenin maliyeti, sadece Google, YouTube gibi mecralardan gelen reklamların çok üzerine çıkıyor. Burada yerel yönetimler, internet haber sitelerinin en önemli finansman kaynakları hâline geliyor. Ancak burada da herkes kendi yandaş medyasını yaratma derdinde olduğu için, yerel yönetim kaynakları kullanılabilir olmaktan çıkıyor.
- BİK, internet haber sitelerini kendi (merkezî hükümet) politikaları doğrultusunda hizaya getirmeye çalışan bir aracı kurum. Özellikle, internet haber siteleri ile ilgili yasa çıktıktan sonra yaşanan örnekler bunu birebir doğrular uygulamaları bizlere gösterdi. Her şeyden önce, BİK’ten faydalanabilmek için istenen şartlar çok ağır ve Antalya’da bu şartları sağlayan internet haber siteleri bir elin parmaklarını geçmiyor. Onlar da sermaye sahibi isimlerin siteleri.
- Bunun yanı sıra, BİK’in kendi geliştirdiği ve Google Analytics yerine ikâme ettiği ölçüm uygulaması, her site için farklı çalışıyor. Bu yolla BİK, iktidar adına “yandaş” olan sitelere desteğini sağlıyor, diğerlerinin yok olması için elinden geleni yapıyor.
Kamu yararına habercilik direniyor ama şartlar ağırlaşıyor
Antalya’da 20 yılı aşkın süredir gazetecilik yapan Engin Korkmaz ise Antalya basınının esas itibarıyla toplumun gündemini ilgilendiren pek çok konuyu gündeme taşıdığını, ancak ekonomik zorlukların giderek ağırlaştığını vurguladı:
- Yerel basın aslında vatandaşların doğrudan ilgisini çeken konuları haberleştiriyor. Örneğin, Konyaaltı’ndaki büfelerin kaçak olması, sahil işgali, döner gazinonun değiştirilmesi, 100. Yıl’a stadyum yapılması, EXPO alanının kullanımı gibi meseleler, doğrudan Antalyalıları ilgilendiren başlıklar. Antalya’ya gelen turist sayısı gibi haberleri ise ajanslardan alıyoruz; bunlar vatandaşın asıl merak ettiği konular değil.
- Ekonomik gerekçeler çok belirleyici. Basılı gazeteler adına konuşayım: Özellikle matbaa masrafları ve diğer gider kalemleri her geçen gün artıyor. Ayrıca kentteki insanların yerel basına yabancı olması da büyük bir problem. Pek çok kişi ulusal gazeteleri takip ediyor fakat yerel bir gazeteyi dahi tanımıyor. Kendi yaşadığım bir örneği paylaşayım: Neredeyse 20 yıldır Körfez gazetesindeyim. Beş yıl önce gazete ofisinin karşısında yıllardır esnaflık yapan bir dönerciyle konuşurken mesleğimi sordular. “Gazeteciyim. Körfez gazetesinde çalışıyorum” dedim, ama hiç duymamışlar. Oysa tam karşısındayız. Bu durum, Antalya’da vatandaşların yerel basına olan ilgisinin ne kadar düşük olduğunu acı biçimde gösteriyor. Buna rağmen, halk sahip çıkmasa bile şehirde bir yerel basın kültürü var ve gazeteler ayakta kalmaya çalışıyor.
Antalya’da yerel basının siyaset üzerinde bir etkisi var
Engin Korkmaz, Antalya’daki yerel basının siyasetle olan bağına dikkat çekerek şunları söyledi:
- Maalesef Antalya’daki yerel basının tamamının siyasilerle bağı var. Aslında bu bağın olmaması gerekiyor ancak kimi kurumlar bu ilişkiyi bilerek kendisi oluşturuyor, kimileri ise ekonomik döngüyü sağlayabilmek için buna mecbur kalıyor. Günümüzde bir yerel gazetenin yayın hayatını sürdürmesi kolay değil. Muhabir, grafiker, reklamcı istihdam etmeniz; sigorta, maaş, ofis ve matbaa gibi pek çok gideri karşılamanız gerekiyor. Eğer güçlü bir özsermayeniz yoksa, ki birçok gazetenin böyle bir imkânı bulunmuyor. Bu durumda bir siyasetçinin destek olması kaçınılmaz hâle geliyor. O kişi de gazetenize destek sunduğunda, zamanla ona karşı tarafsız kalmak mümkün olmuyor. Ne yazık ki Antalya’daki tüm gazetelerin siyasilerle bir tür bağı var. Aralarındaki temel fark ise birinin A Partisi’ne yakınken diğerinin B Partisi’ne yakın olması; dolayısıyla biri ötekini eleştiriyor, diğeri ise tam tersini yapıyor.
- Basılı gazetelerin okunma oranı 100-150 kişiyi geçmez belki ama etki alanı büyüktür. Tüm maddî zorluklara rağmen, belediye başkanlarından sivil toplum kuruluşlarına kadar herkes Antalya’daki basılı yayınların haberlerine önem verir. Kentte yerel basın gerçekten önemli; öyle ki, yapılan bir haber belediye başkanının adaylığını dahi etkileyebiliyor. Örneğin, gazetecinin bir adayın sabıkası olduğuna dair yaptığı haber, o kişinin aday olmasının önüne geçti. Dolayısıyla, siyasiler üzerinde de yerel basının etkisi oldukça büyük.
“Üniversitede gerçekleri bilseydim, gazeteciliğe başlamazdım”
Antalya yerel basınında çalışmanın zorluklarını henüz bir yıl önce üniversiteden mezun olan ve mezun olur olmaz muhabir olarak işe başlayan genç bir gazeteciye de sorduk. İşvereni ve kentteki diğer gazetecilerle arasında sorun yaşamak istemediği için ismini paylaşmak istemeyen bu genç muhabir, mesleğe başlama sürecini ve karşılaştığı gerçekleri şu sözlerle anlattı:
- Şartların bu kadar kötü ve ücretin bu kadar düşük olduğunu üniversitede öğrenseydim, muhtemelen gazeteciliğe hiç başlamazdım. Antalya yerel basını adeta bir kısırdöngü içinde. Hep aynı isimler sektörde ve çoğu aslında gazeteci olmamasına rağmen kendini gazeteci olarak tanıtıyor. Bu durum gençleri meslekten soğutuyor. Muhabir olarak patronun istediği haberi yapmakta özgürsünüz gibi görünse de aslında patronlar kendi çıkarlarına göre muhabirleri yönlendiriyor. Biz de işsiz kalma korkusuyla patronun isteklerini yerine getiriyoruz. Üniversitede mesleğin idealleri ve nasıl yapılması gerektiği anlatılıyor ama sahada karşılaştıklarımız çok farklı.
Kaynaklar:
[1] Biz bu haberi düzenlerken 31 Mayıs tarihinde 5 gazete (İleri, Hürses, Son Haber, Antalya Gündem ve Yüzyüze) yayınını durduğunu açıkladı.
[2] https://docs.google.com/spreadsheets/d/1Fc9wcWk3N5gMgKF0MKTzIywO8Xjsy9p3BekeestEzRU/edit?usp=sharing
[3] Mecranın ideolojik konumlanışını anlamak için Ceren Sözeri’nin yazısı oldukça yol gösterici: https://www.evrensel.net/yazi/92393/iktidarin-secim-kazanmak-icin-daha-kac-kanala-ihtiyaci-var
[4] Yazı Taş’ın köşe yazıları kaleme aldığı Körfez gazetesinde yayımlandı: https://www.antalyakorfez.com/centilmenlik-anlasmasi-ve-kaygi-esigi#google_vignette
Yazının gündeme yansıması ise şu şekilde oldu: https://www.gazeteduvar.com.tr/uclu-zirvede-okunan-makale-imamoglu-da-aday-olsun-yavas-da-haber-1756074