30’dan fazla dile çevrilerek milyonlarca okura ulaşan ve dünya edebiyatının yaşayan kahramanı ilân edilen Norveçli Yazar Karl Ove Knausgaard’ın otobiyografik roman serisi Kavgam’ın ikinci kitabı olan ‘Âşık Bir Adam’ Monokl Edebiyat etiketiyle Türkçe’de.
#1 İyi haber şu ki; seri olmasına rağmen bağımsız da okunabiliyor. İlk kitaba uzak durdum itiraf ediyorum. ‘Kavgam’ adı öyle asap bozucuydu ki Hitler göndermesinden ötürü, ne anlattığını çok merak etsem dahi ilgilenmeyi erteledim. Bu ikinci kitapla beraber ise halt ettiğim düşüncesi ağır bastı ve Karl Ove’un kavgasına orta yerinden karışıverdim.
#2 Hisettiğim ilk şey, bir Richard Linklater filminin içine düştüğüm oldu ve sayfalar ilerledikçe bu hissim perçinlendi. Üç saatlik filmi Boyhood’la 2015 Oscarları için yarışan Linklater’ın edebiyattaki ruh ikizi bana göre Knausgaard. Küçük bir internet sörfü yapınca bu çağrışımda yalnız olmadığımı da gördüm. Üçüncü kitabın adı Boyhood Island imiş zaten ki bingo diyorum.
#3 Zeki, tatlı ve nitelikli bir gevezenin hepimizinkine benzeyen sıradan hayatıyla başa çıkmaya çalışma mücadelesi diye özetleyebiliriz sanırım bu tarzı. Boyhood veya da Before üçlemesini istenilen hızda, durdura durdura, başa ala ala, kamera arkası kliplerini ve kullanılmayan sahnelerini de katarak ve hatta yönetmenin not defterini de okuyarak izleme imkânı sunuyor bu kitap bir nevi. Evrenleri ve sorgulama tonları birbirinden fazla uzaklaşmış olamaz.
#4 Adam ağır yakışıklı. Anlattığı şey ailesi, kendisi, çevresi, günlük hayatı ve iç dünyası olduğu için kahramanımız direkt olarak yazarın ta kendisi. Yakışıklılığı kritik bir anlam kazanıp otomatik bir cazibe merkezine dönüşüyor böylece. Kitabın sadece yazarın fotoğraflarıyla olan sunumu da bu unsurun altını çizer nitelikte nitekim.
#5 Sayfalar dolusu anlattıklarıyla ince ince ortaya serdiği kişiliği ve anlam arayışı benim için oldukça cazip. Bu nedenle yazara duyduğum saygı ve sempati hızla kaynaşmamızı sağladı. Beş kitaplık uzun bir yol tabii bu, giderek ne oluruz bilmem ama şimdilik çok çok iyi anlaşıyoruz.
#6 Kadınlar bayıldı ama asıl erkekler okumalı Karl Ove’u. Genel geçer sert-maço erkek kalıplarının ötesinde ‘makul’ bir varoluş biçimiyle de erkek, koca ve baba olunabildiğini ortaya seriyor. Çocuk sorumluluğunu karısıyla eşit biçimde paylaşan, çocuk bezi değiştirirken hayatı sorgulamaktan bir adım bile geri kalmayan çok hoş ve kesinlikle arkadaş olmayı isteyebileceğiniz bir adam.
#7 Da Vinci Şifresi’nden beri böyle çekici bir bestseller rüzgârı hatırlamıyorum Türkiye’de. “Neden herkes Da Vinci Şifresi okuyor?” diye TV programı da yaptığım için o dönem hakkında, macerasını ve sosyal etkisini iyi biliyorum o kitabın. Tüm dünyayı etkisi altına alan bir fenomene karşı direnmek bir yerden sonra zor. İnadı bırakıp kendini etkiye kaptırmak, kulübün bir parçası olmak, nedenine nasılına kafa yormak çok daha zevkli ve verimli kendi adıma.
#8 Söz konusu edebiyat dünyası ve kitaplar olduğunda popülerlik o kadar da kötü bir şey değil. Gücünü içeriğinden ve insanların ona duyduğu merak ve ihtiyaçtan alıyor çünkü. “Çok satanlar” listesine girdiği için üzülen hele de üst sıralara yerleştiği için kınanan veya küçümsenen pek kimseye de rastlanmıyor zaten. Bilakis herkesin ceket iliklediği somut bir başarı, eli bükülmez bir prestij anlamı taşıyor bu ticari ölçek.
#9 Kimselerin uzun bir şey okumaya gönlünün olmadığı şu şıpsevdi çağda, kendi sıradan hayatını 3.600 sayfa dolusu yazıp, her biri tuğla ebatlarında altı ayrı kitap halinde tüm dünyaya sular seller gibi okutup, her düzeyde övgü ve ödüller almak, herkesleri kendine hayran bırakmak hiç de sıradan bir hadise değil. Mayasında yeter miktarda kültürel ve aktüel merak barındıran biri Knausgaard’a kayıtsız kalamaz.
#10 Yeni bir hikâye icat etmeye çalışmak yerine mecburiyetler ve bunalımlarla dolu sade hayatını gözler önüne serme tercihi -belki de ihtiyacı- sosyal medyalarda pelerinli bir duruş edinmek için didinip duran zamane insanı için afallatıcı bir seçim. Sinemada belgeseller yükselirken, edebiyatta özkurgunun ilgi görmesi şaşırtıcı değil belki de. İlginçlerin en ilginci, şu çığrından çıkmış hayatla baş etmeye çalışan halimiz belki de artık. Knausgaard’ı yeni kılan da bu içsel ve doğru zamanlı buluşu kadar, bu aynalı yoldaki kalıplar ötesi dürüstlüğü sanırım.
Yazar: Karl Ove Knausgaard
Çevirmen: Ebru Tüzel, Haydar Şahin
Sayfa Sayısı: 568
Baskı Yılı: 2016
Yayınevi: Monokl
ISBN: 9786055159436