Hallerimiz

Gazetecilik karta sığmaz: Basın Kartı’nı hangi ülkede kim veriyor?

Son günlerde Evrensel ve BirGün çalışanlarının bir kısmının basın kartlarının iptal edilmesiyle konu tekrar gündeme geldi. gazetecilerin, özellikle de devlet tarafından düzenlenen resmi etkinlikleri takip edebilmeleri için sahip olmaları gereken Basın Kartı, Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı tarafından veriliyor. Meslek örgütleri ise basın kartını devletin değil, dünyada olduğu gibi gazetecilerden oluşacak bir komisyonun vermesi gerektiğini vurguluyor. Peki, dünyada bu uygulama nasıl? Diğer ülkelerde gazetecilere Basın Kartı’nı kim, hangi kuruluş veriyor? Avrupa Birliği ülkeleri başta olmak üzere dünyadaki duruma kısaca bir göz atalım:

İNGİLTERE

İngiltere’de resmi basın kartları, 1907 yılında kurulmuş olan “Ulusal Gazeteciler Sendikası” (National Union of Journalists- NUJ) tarafından veriliyor. Dünyanın en büyük gazetecilik sendikalarından biri olan NUJ’un, İngiliz gazetecilerin yanı sıra İrlandalı gazetecilerin de aralarında bulunduğu 35 bin üyesi bulunuyor. NUJ tarafından verilen basın kartı, İngiliz polisi ve tüm kamu kuruluşları tarafından da kanunen tanınmak zorunda. Aralarında BBC ve Reuters gibi dünyanın en önemli medya kuruluşlarının da bulunduğu tüm medya şirketleri bu kartı kabul ediyor. NUJ tarafından gazetecilere verilen Basın Kartı, dünyanın en prestijli kartlarından biri olarak kabul ediliyor çünkü bu kartın gazeteciler için İngiltere’de açamayacağı kapı yok. Sendikanın verdiği Basın Kartı’nın sahibiyseniz maaş artışı, sosyal haklar, haber takibi için istediğiniz yere girebilme, bilgi edinme, vs. gibi çok önemli ve insani çalışma şartları için gerekli haklara sahip oluyorsunuz.

NUJ’un adını ilk kez Londra’da okuduğum ve bir yandan da Associated Press haber ajansında çalıştığım yıllarda iş arkadaşlarımdan duymuştum. Hatırlıyorum, gazeteciler için bir yılbaşı partisi düzenlenmişti ve o partiye bile sadece NUJ’un verdiği basın kartı sahibi olanlar girebiliyordu! Ben de o yıllarda genç ve kanı deli akan bir gazeteci olarak partiye gidebilmek için “NUJ kartım yok ama benim Associated Press kartım var” dediğimde herkes bana gülmüştü, çünkü sendikanın verdiği Basın Kartı’nın yanında medya şirketlerin verdiği kimlik kartının hiçbir işlevi yoktu!

Çok sayıda gazetecinin basın kartlarının iptal edildiğinin sorgulama sisteminde görüldüğü bilgisi geçen hafta medyada yer aldıktan sonra tepkiler büyüdü. Sistem 26 Ocak’ta güncellendi ve iptal bilgisi geri alındı. Ancak 894 gazeteciye yönelik incelemenin halen sürdüğü açıklandı. TGS Ankara Şubesi üyeleri önceki gün Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı önünde yapılan basın açıklamasında “Gazetecilik karta sığmaz” dedi. Fotoğraf: Tunahan Turhan

Türkiye Gazeteciler Sendikası Genel Başkanı Gökhan Durmuş: “Sarı Basın Kartı Türkiye’de uzun yıllardır hep tartışılır durur. Tartışmaların, bu söylenmelerin güçlü olmamasının en büyük nedeni yakın bir tarihe kadar basın kartları komisyonundaki kişilerin çoğunluğunun meslek örgütü temsilcilerinden oluşmasıydı. Tabii buna rağmen Başbakanlığın onayıyla yapılıyor olmasına itiraz edenlerin sayısı da az değildi. Bu sebepten ötürü kart başvurusu yapmayan onlarca gazeteci de vardı. Dünyanın birkaç ülkesi dışında basın kartını devletin yönetmeliklerle oluşturduğu bir komisyon tarafından veren bir ülke yok. Genel uygulama, gazeteci sendikasının verdiği kimlik kullanılır.”

“Türkiye’de AK Parti iktidarına kadar bu alana pek müdahale olmamıştı. Bu durumdan dahi rahatsız olan, daha geriye keyfiyete dayalı bir kart verme süreci işletmek için 2015 yılında yönetmelikte bir değişiklik yapıldı. Komisyonda meslek örgütü temsilcilerinin sayısının azaltılması bir tarafa bütün yetkiler enformasyon müdüründe toplandı. Yani komisyonun kartını onayladığı bir kişinin kartını iptal etme ya da komisyondan kart alamayan bir kişiye kartı verme yetkisi düzenlendi genel müdür için. Bu yönetmelik zamanında da sendikamız iptal davası açtı ama hâlâ sonuçlanmadı. Hatta yönetmelikle de 2018 yılında bir değişiklik daha yapıldı. Bu kez meslek örgütü temsilcileri tamamen devre dışı bırakıldı. Bütün yetkiler İletişim Başkanına verildi. Komisyonda kimin olacağına dahi o karar verdi. Kartı kimin alacağına da o karar veriyor, kimin kartının verileceğine de. Göstermelik bir komisyon oluşturuldu ama bence yetkisi olmayan bir komisyon. 20 binden fazla gazeteciyi temsil eden meslek örgütlerinden birisi dahi yok bu komisyonda.”

“Bir yıldır 1000 ‘in üzerinde gazetecinin kartını yenilemediler, yıllardır komisyona girmek için bekleyen gazeteciler var. Bu konuda tatmin edici açıklama yapacak bir kişi dahi bulunamadı. Bu günlerde yaşadığımız şu olay dahi başlı başına bir skandal. Hafta içi kartları iptal edilen gazetecilerin kartları pazar günü, yani  İletişim Başkanlığında hiç kimsenin çalışmadığı bir gün, yeniden kullanıma açıldı. Ama hâlâ yeni kartlar gazetecilere verilmedi. Türkiye Gazeteciler Sendikası uzun yıllardır basın kartının meslek örgütleri tarafından verilmesini savunuyor. Savunmak yetmiyordu o yüzden Ekim ayında yaptığımız Genel Kurul’da basın kartını konusu tartışıldı ve meslek örgütlerinin vermesi, bu sürece TGS’nin öncülük etmesi konusunda karar alındı. Mevcut yönetimimiz bu konuda Genel Kurul tarafında görevlendirildi.”

“Kısa sürede çözülecek bir sorun olmadığının farkındayız elbette ama artık bir yerden başlamak gerekiyordu ve başladı. Aralık ayında beş meslek örgütüne bir çağrı yaptık ve bu fikri tartışmaya açtık. Önümüzdeki günlerde sekiz meslek örgütü ile toplantılara devam edeceğiz. Tüm Avrupa’da olduğu gibi Türkiye’de de basın kartını meslek örgütlerinin oluşturacağı bir komisyon verecek. Bu konuda kararlıyız, kimse şimdi kart konusunda sıkıntı var, kartlarını alınca vazgeçerler diye düşünmesin. Önümüzdeki günlerde yıpranma payından yararlanmayı sarı basın (turkuaz) kartı taşımaya bağlayan yönetmeliğin iptali için de dava açacağız. Gazeteci; onayını okurundan, izleyicisinden ve meslek örgütünden alacak sadece.”


ALMANYA

Almanya’da da tıpkı İngiltere gibi basın kartını bir dizi meslek örgütü veriyor. Ancak bu hak tek bir sendika ya da dernekte değil, birden fazla meslek örgütüne bu hak tanınmış durumda. Almanya Federal Devleti’nin basın kanunlarına göre, tek bir meslek örgütüne bu hakkı tanımak yasak. Almanya’da basın kartı vermeye hakkı olan kuruluşların arasında Almanya Gazeteciler Derneği, Gazeteciler Sendikası, Basın Fotoğrafçıları Derneği gibi meslek örgütleri bulunuyor.

1920’de kurulan Başbakanlık Basın-Yayın ve Enformasyon Genel Müdürlüğü 2018’de kapatılmıştı. Geçmişte bu kurumun verdiği kartlara Sarı Basın Kartı deniliyordu.

FRANSA

Fransa’da gazetecileri iki ayrı sendika temsil ediyor: Birincisi; Genel Gazeteciler Sendikası (SGJ FO), diğeriyse Gazetecilerin Sendika Birliği (SNJ). Basın kartı talep eden gazetecinin, en az üç aylık tam zamanlı gazetecilik çalışması yaptığını ispat etmesi gerekiyor.  Basın kartı ise bu iki sendikanın temsilcilerinin de aralarında bulunduğu 30 uzman kişinin yer aldığı “Gazetecilik Meslek Mensupları Komisyonu” (Commission de la carte d’identité des Journalistes Professionnels) tarafından veriliyor.

İTALYA

İtalya’da, gazetecilerin örgütlü olduğu tek sendika, 1948’den bu yana ülkenin en büyük gazetecilik kuruluşu olan İtalyan Basın Derneği (FNSI). Ülkede basın kartı almanın yolu ise FNSI üyesi olmaktan geçiyor.

BELÇİKA

Belçika’da Basın Kartı sadece tam zamanlı olarak çalışan gazetecilere veriliyor. Bu kartı verme hakkı ise gazetecilerin ve yayıncıların oluşturduğu ortak bir komisyonda. Basın Kartı başvurularının doğrudan bu komisyona (Association Générale des Journalistes Professionnels de Belgique) yapılması gerekiyor.

ABD

Amerika Birleşik Devletleri’nde basın kartı veren merkezi bir sendika ya da meslek kuruluşu yok. Basın kartını her eyalette farklı kuruluşlar veriyor. Örneğin başkent Washington’da çalışıyor ve Dışişleri Bakanlığı’nı takip ediyorsanız, Basın Kartı’nı Dışişleri Bakanlığı’ndan alıyorsunuz. Aynı şekilde belediye muhabiriyseniz kartı belediyeden, polis muhabiriyseniz emniyetten, kültür-sanat muhabiriyseniz müzelerden alıyorsunuz. Yabancı gazeteciler ise kartlarını Dışişleri Bakanlığı’ndan temin ediyor.

YUNANİSTAN

Yunanistan’da basın kartını farklı meslek kuruluşları veriyor, çünkü gazetecilerin üyesi olduğu meslek odaları ve sendikalar oldukça bölünmüş durumda. Bu meslek kuruluşlarından kimi çok eski, kimiyse sadece yerel ve bölgesel ölçekte üye kabul ediyor. Ancak basın kartı veren mevcut meslek örgütleri arasında en başta gelenler Süreli Basın Gazetecileri Birliği ve Atina Günlük Gazeteler Gazetecileri Birliği.

Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı’nın verdiği yeni basın kartlarının rengi de değiştirilmişti.

HOLLANDA

Hollanda’da kayıtlı 12.000’den fazla gazeteciden yaklaşık 10.000’i NVJ (Nederlandse Vereniging van Journalisten) isimli gazeteciler sendikasının üyesi. Ülkedeki resmi Basın Kartı ise (Politieperskaart) en az üç aylık NVJ üyeliği bulunan gazetecilere veriliyor.  Bu kartı, kitlesel basın-yayın organlarında çalıştığını ispat edebilen yarı zamanlı çalışan gazeteciler de alabiliyor.

NORVEÇ

Basın Kartı verme yetkisini, ülkede gazetecilik mesleğini icra eden hemen herkesin üye olduğu Norveç Gazeteciler Sendikası (NJ) taşıyor. Sendikanın yaklaşık 9000 üyesi bulunuyor. Sendika üyesi gazeteciler, yenilemeden önce üç yıl süresi bulunan Basın Kartı’na sahip olabilmek için sendikaya başvuruyorlar. Sendika üyeliği için gereken ücretse gazetecinin düzenli gelirinin yüzde 1.6’sı kadar.

AVUSTRALYA

Avustralya’da Basın Kartı’nı, gazetecilerin ve medya profesyonellerinin kendi çalışma ve etik kurallarını kendilerinin düzenlediği Medya Eğlence ve Sanat Birliği (MEAA) veriyor. MEAA, gazetecilerin kendi mesleki ve etik kurallarını kendilerinin belirlemesi gerektiğine inanıyor, bu yüzden kartı veren komisyon da medya profesyonellerinden oluşuyor.


İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR – ‘SARI BASIN KARTINI GÖRELİM’

İpek Yezdani

Marmara Üniversitesi İletişim Fakültesi Radyo Televizyon Sinema Bölümü mezunu. İngiliz Hükümeti’nin verdiği Chevening Bursu’nu kazanarak London City University’de uluslararası gazetecilik yüksek lisansı yaptı. Gazeteciliğe Cumhuriyet'te muhabir olarak başladı. Associated Press, BBC, Milliyet, TRT Türk, HDN ve Hürriyet'te çalıştı. IŞİD tarafından kaçırılıp köleleştirilen Ezidi kadınlarla yaptığı röportajlarla TGC Gazetecilik Başarı Ödülü’ne layık görüldü.

Journo E-Bülten