Hallerimiz

Beril Eski ile 36 soru: Denizde yüzebildiğim ve istediğim şeyleri okuyabildiğim her gün mükemmeldir

Hayatınızda en minnettar olduğunuz şey ne? Nasıl öleceğinize dair bir tahmin yürüttünüz mü hiç? Bir araştırmada, arka arkaya sorulan bu tür 36 sorunun, iki kişiyi birbirine aşık edebildiği belirlenmişti. Kısa süre içinde bir yabancıyla bağ kurmak için tasarlanan bu anket sorularını biz de gazetecilere soruyoruz. Bu haftanın konuğu olan Beril Eski, “Denizde yüzebildiğim ve istediğim şeyleri okuyabildiğim her gün mükemmeldir” diyor.

ABD’de yapılan araştırmayı geçen ay aktarmıştık. Bu araştırmada sorulan ve New York Times’ın en çok paylaşılan içeriklerinden birine de malzeme olan ’36 soru’yu bu kez gazeteci Beril Eski‘ye sorduk:

Ünlü olmak ister miydiniz? Evet ise ne şekilde?
Aksine, ünlü olmak bana çok ürkütücü geliyor. 

Bir telefon görüşmesi yapmadan önce ne söyleyeceğinizi prova ettiğiniz oldu mu? Neden?
Çok oldu. Bazen meramımı anlatırken düşündüklerimi sesli duymak iyi oluyor, kendimi daha net ifade etmemi sağlıyor. 

Sizin için bir günü “mükemmel” kılan nedir?
Denizde yüzebildiğim ve istediğim şeyleri okuyabildiğim her gün mükemmeldir.

En son ne zaman kendi kendinize şarkı söylediniz? Ve bir başkasına?
Kendi kendime her zaman söylerim. Başkasına gelince… sesimin çok kötü olduğunu bilen, çok yakınım insanlara söylerim, onlar da gülüp geçer. En son ne zaman söyledim hatırlamak bile istemiyorum. 

“Ölene kadar spor yapmak gibi bir iddiam var”

90 yaşına kadar yaşayabilecek olsaydınız, son 60 yılı 30 yaşındaki zihninizle mi yoksa 30 yaşındaki bedeninizle mi geçirmek isterdiniz?
30 yaşımdaki bedenimle geçirmek isterdim. Ölene kadar spor yapmak gibi bir iddiam var.

Hiç nasıl öleceğinize dair bir tahmin yürüttünüz mü?
Evimi düzene koyacak zaman bulabileceğim, sevdiklerimle vedalaşabileceğim bir ölüm hayal ediyorum. 

Hayatınızda en minnettar olduğunuz şey nedir?
Yakınlarım, hayatı daha güzel ve kolay kıldığı için; fiziki kapasitem ve sağlığım, spor yapmama olanak verdiği için.

Çocukluğunuzda yetiştirilme biçiminize müdahale edebilecek tek bir şey olsaydı, neyi değiştirirdiniz?
Ailemin bir müzik aleti çalmam için önayak olmasını isterdim. 

Dört cümlede hayat hikâyenizi anlatsanız?
Bu soruyu cevaplayabileceğimi sanmıyorum.

Yarın, yeni bir özellik veya yetenek kazanmış olarak uyansaydınız, bunun ne olmasını isterdiniz?
İyi bir kulağım olsun isterdim.

“Çoğu insanın yakınlık kurabildiğini düşünmüyorum”

Bir kristal küre size kendiniz, yaşamınız, geleceğiniz veya herhangi bir şey hakkında gerçeği anlatabilecek olsaydı neyi öğrenmek isterdiniz?
Özellikle merak ettiğim bir şey yok ama bundan sonra her şeyin iyiye gideceğini duymak isterdim.

Uzun zamandır yapmayı hayal ettiğiniz bir şey var mı? Neden hâlâ gerçekleştirmediniz?
Uzun formatta yazılar yazmak istiyorum. Hatta yazıyorum. Ama hâlâ istediğim kadar iyi değiller, olana kadar çalışmaya devam.

Hayatınızdaki en büyük başarı nedir?
Hiçbir kuruma bağlı olmadan, serbest, bağımsız ve istediğim konuları çalışarak gazetecilik yapabilmek ve bundan hayatımı kazanabilmek.

Arkadaşlıkta en çok neye önem verirsiniz?
Yakınlık kurabilmek. Çoğu insanın yakınlık kurabildiğini düşünmüyorum.

Geçmişteki en kıymetli hatıranız nedir?
Özellikle bir hatıradan bahsedemem. Ama arkadaşlarımla çıktığım tatilleri düşündüğümde hep çok mutlu olurum.

En kötü anınız neydi?
Yine özellikle bir anıdan bahsedemem ama yurtdışında yaşadığımda göçmen kadın kimliğiyle var olmak bana çok zor gelmişti, o dönemi hep kötü hatırlıyorum.

Dünya üzerinde istediğiniz bir insanı akşam yemeğine davet etme şansınız olsa bu kim olurdu? (Yaşayan ya da daha önce yaşamış)
Umberto Eco. 

Umberto Eco (1932-2016), Milano’daki evinde. Fotoğraf: Aubrey/Wikimedia Commons

Bir yıl içinde aniden öleceğinizi bilseydiniz, şimdiki yaşam biçiminizde değişiklik yapar mıydınız? Neden?
Sadece çalışma saatlerimi azaltırdım, sevdiklerime daha çok zaman ayırırdım. Kulağa şaşırtıcı geliyor ama son 3-4 yıldır hayatımdan çok memnunum.

Arkadaşlık sizin için ne ifade ediyor?
Birbirini çok iyi tanımayı istemek, tanımak ve tanıdığın kişinin zaaflarına ve değerlerine göre bir ilişki kurabilmek. 

“Yaş aldıkça anneme daha yakın hissediyorum”

Aşk ve şefkat, hayatınızda nasıl bir role sahip?
Bu duygular üzerine fazla düşünmüyorum ama beni seven insanların çok şefkat dolu olduklarını hissediyorum. Özel olarak bana karşı mı şefkat dolular yoksa genel olarak şefkatli insanlar mı, ayırt edemiyorum.

Çoğu insanınkinden daha mutlu bir çocukluk geçirdiğinizi düşünüyor musunuz?
Hayır ama hayatta çocukluk kadar önemli ve hassas evreler olduğunu düşünüyorum. Ayrıca insanların mutlu oldukları dönemlere fazlasıyla takılı kaldıklarını, yaş aldıkça da bu farklı evrelerden zorlukla geçtiklerini, bazen de geçemediklerini gözlemliyorum.

Annenizle ilişkiniz hakkında nasıl hissediyorsunuz?
Hep daha iyiye giden bir ilişkimiz var, yaş aldıkça ona daha yakın hissediyorum.

Öznesi “ben” olan ve sizi niteleyen üç gerçekçi cümle kursaydınız bunlar:
Bu soruyu da cevaplayabileceğimi sanmıyorum 

Şu cümleyi nasıl tamamlarsınız? “Keşke ……’i paylaşabileceğim biri olsaydı.”
Spor yaparken hissettiklerimi diyeyim.

Sizinle arkadaş olmuş olsaydık, hakkınızda neyi bilmemiz sizin için önemli olurdu?
Buluşmalara hep geç kalırım.

“Her şey zamanı gelince açıklığa kavuşuyor”

Utanç duyduğunuz bir anınız?
Bir eğitimde haber önerileri sunmuştuk, sonra önerileri oylamamız istendi. Gruptan yalnızca benim kendi haberime oy kullandığım ortaya çıktı. Diğer katılanlar hep başkalarının haberlerine oy vermişti. Kendi önerimi bu kadar ciddiye aldığım için çok utanmıştım.

Sizce ne, hakkında şaka yapılmak için fazla ciddi bir mesele?
Hiçbir şey ama şaka iyi olmalı. 

Bu akşam hiç kimseyle konuşma fırsatı bulamadan ölecek olsaydınız, söyleyemediğiniz için en çok neyin pişmanlığını duyardınız? Neden hâlâ söylemediniz?
Bence her şey zamanı gelince açıklığa kavuşuyor. Ya da şöyle diyeyim, zamanı geldiğinde açıklığa kavuşan şeyler insanlarda iz bırakıyor. Yakınlarım zaten benim için önemli olan her şeyi biliyorlar. Açığa kavuşmamış bir şey kaldıysa zamanı gelmemiştir diye düşünürüm, o yüzden pişmanlık duyacağımı sanmam. 

Eviniz, içinde sahip olduğunuz her şeyle birlikte yanıyor. Sevdiğiniz kişileri ve hayvanları kurtardıktan sonra tek bir şeyi alma hakkınız olsa bu ne olurdu? Neden?
Pek bakmasam da eski fotoğrafların ve mektupların olduğu bir kutum var, onu almak isterdim. Onların varlığını çoğu zaman unutuyorum ama yok olsalar üzülürdüm.

Şu anda sizin yaşadığınız bir sıkıntının aynısını bir başkasının da yaşadığını düşünün. Ona vereceğiniz tavsiye ne olurdu?
Meslektaşlarım yaptığım işleri yeterince sahiplenmediğim veya tabir-i caizse “promote” etmediğim için beni eleştiriyor. Ben sosyal medya işlerinden biraz sıkıldığım için, bu konuda kendimi geliştirmek için pek bir şey yapmıyorum. Benzer sorunlar yaşayanlar bu konuda mahcup olmayıp gerekirse bir profesyonelden yardım alabilir. Ama benim gibi üşeniyorlarsa, bazı şeylerin eksik kalacağını kabullenip, “gören görüyordur” deyip olduğu hâliyle de bırakabilirler.

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR – “36 SORU” YAZI DİZİSİNDE TÜM BÖLÜMLER

Şeriban Alkış

Lisans eğitimini Marmara Üniversitesi Sosyoloji bölümünde tamamladı. Serbest gazetecilik yapıyor. Feminist Güzergah isimli podcast programının yapımcısı.

Journo E-Bülten