Çizgi dünyanın kurgusal gazetecilerinden dördü; Jane Arden, Lois Lane, Jack Ryder ve April O’Neil, habercilikte kahramanlık ve hakikat kavramlarını farklı bir gözle değerlendirmemizi sağlayabilir.
Gazetecilere “kahramanlık” misyonu yüklemeyi severiz. Onlar hakikatin peşinde koşan kişilerdir. Haksızlığın, adaletsizliğin, şiddetin, savaşın, yolsuzluğun yaşandığı yerlerde gazetecilik her ne kadar zorlaşsa da, daha da anlam kazanır. Çünkü birilerinin bu gerçekleri ortaya çıkarması gerekir. O kişiler de çoğu kez gazeteciler olur.
Peki kurgusal dünyada? Orada da öyle. Bugün biraz çizgi roman ve dizilerdeki dört gazeteci karakterden bahsedeceğiz. Superman ve Örümcek Adam kadar ünlü olmayanlardan… Bu karakterlerin çoğu gerçek hayattaki gazetecilerden ilham alınarak yaratılsa da, kimi zaman da gazeteciler onlardan esinlendi.
Jane Arden: Gazeteci McGrory teşekkür etmişti
Tarih sırasına göre gidelim ve Jane Arden çizgi romanıyla başlayalım. Bu eser büyük ihtimalle tamamen gazetecilik temalı olan ilk çizgi roman olma özelliğini taşıyor. 1927’de yayımlanmaya başlayıp 1968’e kadar devam eden Jane Arden’in üreticileri ise yazar Monte Barrett and oyuncu Frank Ellis.
Arden’in adı çizgi roman tarihine “cesur gazeteci kadın” olarak geçti. Kendisi 2. Dünya Savaşı’nda yer alan ilk kadın gazeteci. Masa başında oturmayı hiç sevmeyen; savaş, suç ve yolsuzluk haberlerinin usta ismi Arden, tatlı sert mizacı ve alçakgönüllüğü ile öne çıkıyor.
Arden her ne kadar ABD çıkışlı olsa da, en çok Kanada ve Avustralya’da okundu. Arden’in yaratıcıları bizim de 8 Mart’ta gerçek yaşam öyküsünü aktardığımız araştırmacı gazeteciliğin öncüsü ve ABD’nin ilk kadın muhabiri Nellie Bly’dan esinlendi.
Arden da gerçek hayatta gazetecilere ilham kaynağı oldu. Pulitzer ödüllü gazeteci ve yazar Mary McGrory (1918-2004), Jane Arden çizgi romanının kariyerine ışık tuttuğunu yazmıştı. Hatta 1975 yılında röportaj dalında Pulitzer ödülünü aldığında Arden’e teşekkür etmişti.
Lois Lane: Daily Planet’e ilk Pulitzer’i getirdi
Clark Kent’i herkes bilir; çizgi dünyanın en popüler gazetecisidir. Metropolis şehrinde çıkan Daily News gazetesinde imza attığı başarılı haberlerle hem de Superman oluşuyla onu herkes tanır. Biz Kent ile aynı gazetede çalışan, Lois Lane’den bahsedelim. Çünkü adı daha çok Kent’in sevgilisi olarak anılsa da Lane cesur bir araştırmacı gazeteci. Üstelik, Daily Planet gazetesinde Pulitzer ödülü alan tek gazeteci.
Lane ilk olarak Jerry Siegel ve Joe Shuster tarafından 1938 yılında yaratılan bir çizgi romanda karşımıza çıkıyor. Ardından mâlum, iki karakter de Superman ve Smallville’de hayat buluyor.
Lane, Metropolis’e Pittsdale adında bir kasabadan gelen, çiftçi bir ailenin kızı. Babası emekli bir asker. Lane Raleigh College gazetecilik bölümünden mezun olduktan sonra Daily Planet’te işe başlıyor. İmza atacağı ilk haber hiç de sıradan değil: İleride Superman’in azılı düşmanı olacak, Metropolis’in patronu olarak bilinen teknoloji dâhisi iş adamı Lex Luther.
Lane kariyerinin ilk zamanlarında, herkesin cesaret edemeyeceği bir şey yapıp Luther’in kalesine giriyor ve şehre tehdit oluşturacak planların yer aldığı bir dizi dosyayı ele geçiriyor. Bu dosyaları haberleştirerek Metropolis’te tanınmış, saygın bir muhabir haline geliyor. (Örümcek Adam’ın “gazeteciliğinde” olduğu gibi, Lane’in bu yönteminin de etik yönü tartışmalı)
Lane’in imza attığı başarılı haberler anlatmakla bitmez. Elbette en büyük haberinin, Superman ile (tabii ki çift olmadan önce) yaptığı röportaj olduğu söylenebilir.
Metropolis’teki tüm muhabirler buna can atmasına rağmen Superman ilk röportajı Lane’e vermişti. Daha önce bu isteğini bir türlü gerçekleştiremeyen Lane, büyük bir riske girip Superman’in kendisini kurtaracağını düşünerek arabasını hızla körfeze sürmüştü. Neyse ki Superman gerçekten onu kurtarmış ve röportaj vermeyi bu kez kabul etmişti. Ardından iki gazeteci Metropolis’te bir dizi habere ve maceraya atıldı.
Lane’e dair şunu da ekleyelim: Jerry Siegel’ın bir açıklamasına göre Nellie Bly, Lane karakterinin yaratılması sürecinde de bir esin kaynağı idi.
Jack Ryder: Kötülüğe esir olan bir sunucu
Niye hep iyilerden bahsedelim ki? Gerçek hayatta da kötü gazeteciler yok mu? Kurgusalda Jack Ryder var. Çevresinde baş belası olarak tanımlanıyor. Genelde alkollü geziyor, iş arkadaşlarıyla ve patronuyla sık sık kavga ediyor.
Bu arada Ryder’a gazeteci demek herhalde çok da doğru olmaz. O, çizgi romanlarda sık karşılaştığımız kurgusal şehir olan Gotham’da talk show ve reality show sunucusu. Gotham şehri, Batman’in evi olarak da biliniyor.
Ryder’ın sunuculuk kariyeri çok da uzun sürmüyor. Bir gece yine çok alkollü halde şehirde turlarken, bir yaratık şehre saldırmaya başlıyor. Mistik ve gizemli bir karakter olan, insanlara güç verme yeteneğine sahip Phantom Stranger o sırada ortaya çıkıyor. Phantam Stranger yaratıkla savaşması için Ryder’a güç veriyor. Ancak Ryder dövüşü kaybedip ölüyor.
O esnada şehirde dolanan ve Japonya kökenli bir tür şeytan olan Omi, Ryder’ın ölü bedenini ele geçiriyor. Ve artık Jack Ryder, Jack Ryder olmaktan çıkıyor. Kötü kahkahalara sahip, bir darbe aldığında hemen iyileşebilen ve başka insanların bedenini esir alabilen The Creeper karakterine dönüşüyor. Bu yüzden çizgi romanın orijinal adı Jack Ryder olsa da, daha çok The Creeper olarak biliniyor.
1968’de DC Comics için yazar ve oyuncu Steve Ditko tarafından yaratılan Jack Ryder, 1997’de yayımlanan Batman’in Yeni Maceraları ve 2008’de yayımlanan Batman: Cesur ve Gözüpek’te de yer aldı.
April O’Neil: Teknolojiyi en iyi kullanan gazeteci
April O’Neil’ın daha yeni bir karakter olduğundan, bugün üstteki üç isimden daha çok tanınıyor. Teenage Mutant Ninja Turtles (Ninja Kaplumbağalar) çizgi filminde sarı tulumunu dokuzuncu sezona kadar hiç çıkarmayan April, teknojiyi en iyi kullanan çizgi gazetecilerden.
Kevin Eastman ve Peter Laird’in yarattığı eserde Kanal 6 Haber’in muhabiri olarak tanıdığımız April, aslında bir bilgisayar mühendisi. Pek bilinmeyen bu detayı, Ninja Kaplumbağalar’ın ilk kez çıkış yaptığı 1984’te yayımlanan Mirage çizgi romanından biliyoruz. April bu çizgi romanda, Mouser adındaki robotları üreten kötü niyetli bilim adamı Baxter Stockman’ın asistanıydı. Ancak Stockman’ın bu robotları banka soymakta kullandığını öğrenince atölyeden kaçmıştı.
Stockman bu öyküde April’ın arkasından robotları salıyor. Çünkü April atölye ile ilgili birçok kritik bilgiye sahip. April robotlardan kaçarken kanalizasyona saklanıyor. İşte burada, gelecekte yakın arkadaşlık kuracağı ve kötülüklere karşı beraber savaşacağı ninja kaplumbağalarla tanışıyor. April’ı robotlardan kurtaran kaplumbağalar aynı yıl kendi çizgi romanlarına kavuşuyor ve 1987’de Archie Comics tarafından animasyona dönüştürülüyor.
April ilk animasyon filminde karşımıza New York’ta yayın yapan Kanal 6 Haber’in muhabiri olarak çıkıyor. Uzmanlık alanı sokak çeteleri, mafya, yolsuzluk ve hırsızlık. Başarılı muhabir, kullandığı yüksek teknolojiyle suç faaliyetlerini düzenli olarak raporluyor. Bu arada ninja kaplumbağa arkadaşları Leonardo, Michelangelo, Donatello ve Raphael ile Turtlecom adlı mobil cihazdan görüntülü iletişim kuruyor.
İlerleyen zamanlarda Kanal 6 Haber’deki işinden olan April serbest gazeteciliğe başlıyor. Çünkü haber müdürü Burne Thompson kaplumbağaların şehirde bir tehdit oluşturduğunu düşünüyor. April ise haberleriyle şehre bunun aksini kanıtlamaya çalışıyor ve gazetecilikten hiç vazgeçmiyor.
April, şehre asıl tehdit oluşturan ve kaplumbağaların azılı düşmanı olan Shredder, Krang veya Lord Dregg’ın kötülüklerini ortaya çıkartan haberler yapmaya başlıyor. Hatta “Doomquest” bölümünde, Lord Dregg’in propaganda kampanyaları yoluyla dünyayı ele geçirme planlarını açığa çıkartan bir habere imza atıyor. April, Shredder tarafından birçok bölümde kaçırılıyor ve dostları ninja kaplumbağalar onu kurtarıyor.