Yorum

Emin Pazarcı işkence yöntemi olan tecavüzü ilişki zannediyor

“Kadın denildiğinde hep cinsellik ön planda! Her tecavüz olayının ardından ortalığı ayağa kaldırıyoruz. Tecavüzcüleri yerden yere vuruyoruz:
– Hayvan bunlar, insan değil…
İyi güzel de yaşadığımız bu toplumsal sıkıntının altında bizim (medyanın) hiç mi payımız yok? Kadını ‘insan, dost, arkadaş’ yerine, her fırsatta cinsel bir obje olarak öne çıkaranlar çok mu masum? Bence, bunun üzerinde çok ciddi düşünmemiz lazım!”

Bu sözler, Akşam gazetesi Ankara Temsilcisi Emin Pazarcı’nın Kadınlar Günü için kaleme aldığı bir yazıdan alıntılandı. Tecavüzü oluşturan toplumsal ortamı eleştireyim derken, tecavüzcüleri aklamaya çalışmış. Yani sıklıkla rastladığımız üzere Türk basınındaki birçok erkek meslektaşı gibi kaş yaparken göz çıkarmış. Pazarcı, 8 Mart 2015’te yayımlanan bu yazının ardından belli ki çok ciddi düşünmüş. Öyle ki tecavüzle ilgili düşünceleri bu süreçte olgunlaşmış, meyve bile vermiş.

Geçen hafta Özgür Gündem gazetesine mühür vuruldu. Meslektaşlarımız yaka paça gözaltına alındı. Savcılık ifadelerinde gördükleri şiddeti tek tek anlattılar. Bazı kadınlar, tecavüzle tehdit edildiklerini söyledi. Emin Pazarcı da bu ifadeleri, sosyal medya hesabından eleştirerek, şöyle yazdı:
“Çözemedim, ne çekicilikleri ve özellikleri var bunların? Uzun süredir izliyorum, yakalanıp gözaltına alınan PKK yandaşları genellikle ‘Polis beni tecavüzle tehdit etti’ diyor. En son olarak Özgür Gündem muhabirlerinden biri katıldı bu iddiaya. İnceliyorum, sağdan bakıyorum, olmuyor. Soldan bakıyorum, olmuyor. Bir gariplik var bu işte! Ya emniyet içindeki gözünü iyice karartmış uçkuruna düşkünler hep bunlara rastlıyor ya da PKK operasyonlarına sürekli olarak aşırı derecede gözleri bozuk memurlar gönderiliyor. Tabii bu tecavüz kelimesinden bir türlü vazgeçmeyenler, olmasını istediklerini değil, gerçekten olanları söylüyorlarsa!”

Pazarcı’nın sosyal medyada tecavüzle ilgili paylaştıklarını görünce aklıma oyuncu Erkan Petekkaya’nın, meslektaşı Nurgül Yeşilçay’ın taciz iddialarına verdiği karşılık geldi:
“Ben Nurgül’ün nesini taciz edeceğim? Beyonce mi o? Neyini taciz edeceğim? Bilime aykırı, akla aykırı.”

İki olay, iki erkek, aynı tepki…

Tesadüf olabilir mi?

Elbette değil.

Emin Pazarcı da Petekkaya’nın yolundan yürüyerek, tecavüzle tehdit edilen kadın muhabirleri incelemiş. Önce sağdan, sonra soldan bakmış. Ancak gelin görün ki arkadaşlarımızın tecavüz için ‘gerekli kriterlere’ sahip olmadığında karar kılmış. Güzel yahut çekici bulmadığı kadınların tecavüzle tehdit edilmesini garipsemiş. Pazarcı’ya göre, tecavüzle tehdit etmek için ya uzun zamandır cinsel ilişki yaşamamış ya da görme bozukluğundan muzdarip olmak lazımmış. Emin Pazarcı, tecavüz konusundaki fikirlerini o kadar ciddi değerlendirmiş ki, açıklamasındaki son cümleden anladığımız kadarıyla geldiği nokta şu olmuş:

Tecavüz ile tehdit edildiğini iddia eden kadınlar aslında tecavüze uğramak ister!

Emin Pazarcı, uzun süredir gözaltına alınanların ifadelerini okuduğunu söylemiş açıklamasında. Ne kadar uzun süredir takip ediyor, bilemiyoruz. Ancak biz kendisini 12 Eylül dönemine, bu süreçte gözaltında cinsel şiddet ile işkenceyle karşılaşan kadınlarla tanıştıralım:

“Top gibi oynadılar, duvarlara çarptılar. Hala göğsüme dokunamıyorum. İşkenceden dolayı doku dağılmaları var. Çırılçıplak soyulmak başlı başına tecavüz gibiydi. Kadınlığınızı duman eden akla hayale gelmeyecek küfürler…”

“Bir gece Garip kod adlı bir işkenceci sarhoş haliyle sorguya çağırdı. ‘Bak uyuyamadım, yatağımda kıvrandım’ gibi çok çirkin sözler sarf etti. Her kadına bakire olup olmadığını soruyorlardı. Kalaslarla cinsel organlarımıza vuruyorlardı.”

“Eşim, 1982 sabahı evden çıktı ve bir daha dönmedi. O dönem eşlerinin gözü önünde kadınlara tecavüz ediliyordu. O bunları yaşamasın diye saklanmak zorundaydım.”

Bu ifadeleri, 12 Eylül’de işkence gören kadınlar anlatmış, ben de kaleme almıştım. Görüşmemiz sırasında sene 2012’ydi. Aradan yıllar geçmişti ama her şeyi çok net hatırlıyorlardı. Anlatması çok zordu, unutması ise imkânsız. Unutmamışlardı.

Tecavüz, cinsel ilişki değildir. Tecavüzde rıza olmaz. Tecavüzün kriteri olmaz. Tecavüz, bir cinsel şiddet yöntemidir. Bu şiddet gözaltında meydana gelirse bunun adı gözaltında işkencedir. Tecavüz, bir işkence yöntemidir. İşkencenin şakası olmaz. İşkencenin amacı, insanı insanlığından çıkarmak, kimliksizleştirerek hiçleştirmektir. Bir insanın tecavüze uğramayı isteyebileceğini düşünmek, insani değerleri önemsemeyenlerin erişebileceği bir mertebedir. Bu mertebeye erişmek pek matah bir şey olmasa gerek. Tam da bu nedenle, tecavüzü ‘cinsel ilişki’ zannetmeden önce, bir kere daha düşünün derim.

Burcu Karakaş

Gazeteci.
Marmara Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölümü’nden mezun oldu. Boston Üniversitesi’nde gazetecilik ve Ortadoğu üzerine aldığı yüksek lisans eğitimini, “Devlet Söyleminde Kürt Meselesi: Diyarbakır Askeri Cezaevi Üzerine Bir Çalışma” başlıklı teziyle tamamladı. “Erkeklik Ofsayta Düşünce”, "Manşetleri Gör Aklını Kaçırırsın: 90'lı Yıllarda Gazetecilik", "Yalan Dünya: Reytingler, Tıklar ve Şimdi Reklamlar" adlı üç kitabı bulunuyor.

Journo E-Bülten