Haber

Erdoğan’ın daveti, gazetecilik tartışması başlattı: Gidenler, gitmeyenler ve kararsızlar

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın katılımıyla 28 Ekim’de Ankara’da düzenlenecek “Türkiye Yüzyılı” başlıklı programa, “muhalif” diye de nitelenen bazı gazetecilerin yıllar sonra ilk kez davet edilmesi tartışma yarattı.

Davet edilen gazetecilerden Fatih Portakal “Gazetecilik kimliğimle gideceğim” dedi. “Toplantıya katılmamın iktidar açısından meşruiyet devşirme aracı olarak kullanılacağı kanısındayım” diyen Çiğdem Toker ise davete katılmayacağını açıkladı.

Deniz Zeyrek, davete önce katılmayı düşündüğünü, ancak Sözcü’ye yönelik ambargonun “kafasını karıştırdığını” yazdı. Halk TV kurumsal daveti geri çevirdi. Nevşin Mengü’nün anketine gelen 123 bini aşkın yanıt ise Twitter’ın da ikiye bölündüğünü gösteriyor.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, genel başkanlığını yaptığı Adalet ve Kalkınma Partisi’nin (AKP), Cumhuriyet’in 100. yılından yola çıkarak “Türkiye Yüzyılı” adını verdiği yeni “vizyon belgesini” 28 Ekim 2022 cuma günü Ankara Arena Spor Salonu’nda düzenlenecek etkinlikte açıklayacak.

Parti yetkililerinin, şu isimleri de etkinliğe davet ettiği bugünkü haberlere yansıdı: Nevşin Mengü, Uğur Dündar, Fatih Portakal, İsmail Saymaz, Deniz Zeyrek, Doğan Şentürk, Özlem Gürses, Çağlar Cilara, İsmail Küçükkaya, Soner Yalçın, Gürkan Hacır, Taha Akyol, Yavuz Oğhan, Candaş Tolga Işık….

Davet edilenler arasında “muhalif” diye nitelenen isimlerin de olması sosyal medyada gazetecilik konulu yeni bir tartışma başlattı. Gazetecilere yönelik toplu gözaltılardan Sansür Yasası’na ve RTÜK karartmasına dek basın özgürlüğü ihlallerinin tavan yaptığı bir ortamda bu davete katılmanın siyasi iktidara meşruiyet kazandırmaktan başka bir işe yaramayacağını vurgulayanların yanı sıra habercilerin meslek gereği bu toplantıyı izlemesi gerektiğini savunanlar da var.

Yazı, program ve söyleşilerde bu konuyu değerlendiren gazetecilerden bazılarının görüşleri şöyle:

Fatih Portakal: Yıllar sonra böyle muhalif isimlerin de aslında çağrılması güzel bir şey. Yani burada önemli olan gazetecilik yapabilmek. Ben oraya gazetecilik kimliğiyle gideceğim ve gözlemleyeceğim. Gözlemlerini de size aktaracağım. (Kaynak)

Özlem Gürses: [O tarihte Gelibolu’da başka bir programda moderatör olarak görevli olduğundan Ankara’daki davete katılamayacağını belirttikten sonra] Bir kez daha davet gelirse gitmek istiyorum. Çünkü gözlerimle görüp size burada ne gördüğümü de bütün açıklığı ve şeffaflığıyla anlatmak istiyorum. Yalnız davet gelince şöyle bir sorun var. Benim artık Basın Kartım yok. “İletişim Başkanlığı benim Basın Kartımı iptal ettiği için ben o salona nasıl gireceğim” dedim. Onlar da dediler ki biz girişleri ayarlayacağız. (Kaynak)

Deniz Zeyrek (Sözcü): Ben o toplantıyı bir siyasi partinin ve Cumhurbaşkanı’nın her gün birkaç benzerini yaptığı, gazeteciler için “rutin” kategorisinde bir program olarak görüyor, büyük anlam yüklemiyordum. Bu yüzden de bir Ankara gazetecisinin günlük bir gazetecilik faaliyeti olarak Arena’ya gidip toplantıyı izlemeyi planlıyordum. Arayan arkadaşlara da bu yüzden “Katılacağım” diyordum. Ancak dün akşam saatlerinde çalıştığım gazeteye kurumsal yasağın sürdüğünü, muhabir arkadaşlarımın toplantıyı izleyemeyeceğini öğrendim ve kafam karıştı. Böyle bir durum olursa, uygulamanın ‘Takiye’den, bizim de “konu mankeninden” ne farkımız olacak? O nedenle son kararımı toplantı gününe kadar kurumsal yasağın seyrine göre belirleyeceğim. (Kaynak)

Çiğdem Toker (Sözcü): Diğer partilerin faaliyetleri gazeteci olarak nasıl izleniyorsa, bu toplantının da aynı yaklaşımla izlenmesi gerektiğini düşünen meslektaşlar olabilir. Ben iktidar yanlısı olmayan gazetecilerin “davet” edilmesinin anlamlı bir strateji değişikliği falan değil, basbayağı bir pragmatizm olduğunu düşünüyorum. Yukarıda anlattığım bir siyasi iklim içinde bu toplantıya katılmamın iktidar açısından meşruiyet devşirme aracı olarak kullanılacağı kanısındayım. O nedenle katılmayacağım. (Kaynak)

Yavuz Oğhan (Gazete Pencere): Soru soran gazeteciler, merak eden gazeteciler, her türlü uygulamaya evet demeyen, itiraz eden gazeteciler, gereğini yapan gazeteciler diye birçok isimlendirme yapılabilir ama “muhalif gazeteci” dememek lazım. Giderim o toplantıya. Bakarım ne oluyor diye. Eğer konuşabilirsem insanlarla konuşur, biraz bilgi almaya çalışırım. Varsa itiraz, onu dile getiririm. Onlardan farklı düşüncelerimi, izlenimlerimi aktarırım. (Kaynak)

Fatih Polat (Evrensel): Cumhurbaşkanı’nın davetine icabet eden meslektaşlarımı yadırgamam. Ama “yeni bir başlangıç” gibi birtakım imaj hesabına dayalı halkla ilişkiler faaliyeti amaçlanıyor belli ki. Bence Cumhurbaşkanı kendisine dava açtığı gazetecilerle onların tüm sorularına açık bir program yaparsa bunun bir anlamı olabilir. Onun açtığı davadan yargılanmış bir gazeteci olarak böyle bir programa seve seve katılırım. Hatta sonucunda yeni bir dava riski bile olsa. (Kaynak)

Halk TV, kurumsal davet aldıkları bu etkinliğe katılmayacaklarını duyurdu. Yönetim Kurulu Başkanı Cafer Mahiroğlu şu ifadeleri kullandı: “Kurumumuza ‘akreditasyon’ adı altında uygulanan ambargoyu yıllardır sürdürenler aynı zamanda ‘muhalif medya’ tanımıyla bizi ötekileştirmeye devam edenlerdir. Halk TV olarak gururla söyleriz ki, ‘davet edilmeden’ de gazetecilik yapılabildiğinin ispatı, izlenme oranlarımızdır. Sansür Yasası, gazetecilerle müzakere edilmeden tüm itirazlara rağmen oldu bittiye getirilmişken; gazeteciler soruşturmalarla, yüksek tazminat davalarıyla, gözaltılarla-tutuklamalarla susturulmaya çalışılırken, akreditasyon adı altında gazeteciler haber sahalarına sokulmazken Adalet ve Kalkınma Partisi’nin bu davetini samimi bulmadığımızı belirtmek zorundayız. Halk TV’ye yapılan kurumsal davete teşekkür ederek bu toplantıya katılmayacağımızı bildiriyoruz.” (Kaynak)

Toplantıya davet edilen gazetecilerden Nevşin Mengü‘nün Twitter’da yaptığı ankete oy veren 123 bini aşkın kişi ikiye bölündü ve az farkla da olsa “gitmemeliler” yanıtı birinci çıktı:

AYNI ANDA, AYNI TÜRKİYE’DE…

Gazetecilik örgütlerinden tepki: Yurttaşın haber alma ve gerçeğe ulaşma hakkına yeni bir saldırı

Journo

Yeni nesil medya ve gazetecilik sitesi. Gazetecilere yönelik bağımsız bir dijital platform olan Journo; medyanın gelir modellerine, yeni haber üretim teknolojilerine ve medya çalışanlarının yaşamına odaklanıyor, sürdürülebilir bir sektör için çözümler öneriyor.

Journo E-Bülten