Hallerimiz

Geçinemiyoruz: Gazeteciler ya kıtı kıtına yaşıyor ya borçlanıyor

Yüksek enflasyon ve hayat pahalılığı, gazetecilerin bütçesini de vurdu. Görüştüğümüz bir dizi gazeteciye aylık hane halkı gelirlerini ve giderlerini sorduk. Ortalamanın üstünde gelire sahip gazeteciler bile bugünlerde ya kıtı kıtına geçinebiliyor ya da borçlanmak zorunda kalıyor.

Üstteki grafik, iki çocuğu olan ve eşi çalışmayan bir gazetecinin geçen ayki gelir ve giderlerini gösteriyor. Maaşının yanı sıra çeviri ve telifli ek işlerden elde ettiği kazançla birlikte bu gazetecinin geçen ayki geliri 12.500 TL.

4.500 TL kiraya, 3.600 TL market harcamalarına gidiyor. Elektrik, su, doğalgaz ve iletişim faturalarını da ödeyince maaş bitiyor. Hatta faturaların bir kısmını da ek geliriyle ödemek zorunda kalıyor bu gazeteci. Yeme-içmeye 2.170 TL ödedikten sonra 2.100 TL’lik diğer masrafların (ulaşım vb.) tamamını karşılayacak para kalmıyor.

“Kredi çekip faiz ödemek zorunda kaldım”

Bu gazeteci durumu şöyle açıklıyor:

  • Geçen ay sağlık ve giyim gibi kalemlerde neredeyse hiç harcamamız olmadı. Devlet okuluna giden çocuklar için ek bir harcama yapmamız da gerekmedi. Buna rağmen hane giderimiz, gelirimizi aştı. Bu yüzden bankadaki ek hesabımdan birkaç günlüğüne kredi çekip faiz ödemek zorunda kaldım. Bu durum sürdürülebilir değil. Eşim ise aylardır iş arıyor ama bulamıyor.

İstanbul’da yaşayan bir başka gazeteciye kulak verelim. Bekâr olan ve kira ödemeyen bu muhabir dahi kıtı kıtına geçinebiliyor. 6.000 TL’lik maaşın 1.500 TL’si mutfak harcamalarına, 1.000 TL’si faturalara, 400 TL’si diğer ev ihtiyaçlarına, 350 TL’si aidata, 100 TL’si ulaşıma gidiyor. Sosyal harcamaları da içeren diğer tüm giderler ise geçen ay 2.550 TL tutmuş.

Medyada farklı alanlarda görev yapan, İstanbul dışındaki şehirlerde çalışan başka gazetecilere de geçen ayki gelir ve giderlerini sorduk. Manzara pek değişmiyor.

Yerel muhabir: “Ailemin desteği olmasa hayatta kalamam”

2021 başından beri yerel bir gazetede özel haber muhabirliği yapan gazeteci, düzenli bir geliri ve sağlık sigortası olmadığını söylüyor. Haber başına 100 TL alıyor ve aylık ortalama geliri 2.500 TL civarında. Kira gideri olmamasına rağmen, haber hazırlamak için farklı ilçelere seyahat ederken yol ve yemek masraflarını cebinden ödeyince geriye neredeyse hiç para kalmıyor. Bu gazeteci şöyle diyor:

  • Sağlık sigortamın olmaması bu yıla kadar sıkıntı yaratmıyordu. Çünkü ailemin sağlık sigortasından yararlanabiliyordum. Ancak bu sene itibariyle ailemin sağlık sigortasından da yararlanamıyorum. Maalesef hasta olmaya korkar oldum. En son rahatsızlandığımda üniversite yıllarımdan tanıdığım bir doktor arkadaşımın yanına gitmek zorunda kaldım. Ailemin evinde yaşadığım için kira, fatura veya mutfak masrafı gibi sorunlarım yok. Fakat ailemin desteği olmasa bu şartlarda hayatta kalmamın mümkün olacağını düşünmüyorum.
  • Sosyal hayatım neredeyse sıfıra indi. Arkadaşlarım ile bir kafede oturup çay içecek parayı dahi bulamıyorum çoğu zaman. Bu sıralar yaptığım tek sosyal aktivite kitap okumak olabilir. Maalesef kâğıt fiyatlarındaki artışın yakında buna da izin vermeyeceğini düşünüyorum. Mesleğe yeni başlayacak veya başlamayı düşünene arkadaşlar için kötü bir senaryo çizdiğimin farkındayım. Ancak gazetecilere gerekli değerin verileceği günlerin çok uzak olduğunu düşünmüyorum. Eminim verdiğimiz emeklerin karşılığını yakında alacağız.

Serbest gazeteci: “Bir yere kıpırdamamam gerekiyor”

Aile desteği, görüştüğümüz bir serbest gazeteci için de olmazsa olmaz. Bu sayede kira ve fatura harcaması yok. “Bir de üzerine ailemden de bir miktar para alıyorum. Lakin 25 yaşında hâlâ  ailemden para alıyor olmak beni utandırıyor” diyen gazeteci, telifli çalıştığı için gelirinin aydan aya değiştiğini söylüyor ve şunu ekliyor:

  • Genel olarak bu gelirin hayatımı idame ettirmek adına yeterli olduğunu düşünmüyorum. Kazandığım gelirle olduğum yerden bir yere kıpırdamamam gerekiyor. Tatile çıkamıyorum, kültürel aktivitelere istediğim düzeyde katılım sağlayamıyorum. Bu listeyi uzatabilirim.

Ulusal medyadan editör: “Derin bir mutsuzluk hâli içindeyim”

Ulusal bir medya kuruluşunda asgari ücretin altında bir maaşla çalıştığını söyleyen bir editör, “Şu koşullarda kimsenin geliri yeterli düzeyde değil sanırım. Şu an çalıştığım kuruluştan ayrılma planım var” diyor. Bu gazeteci, kira ve ev faturalarını paylaşımlı ödeyerek giderlerini bir miktar azaltsa da sosyal faaliyetler ve tatil için hiç parası kalmadığını vurgulayarak şunu ekliyor:

  • İş yoğunluğu ve ekonomik şartlar çok zorluyor. Bunlarla birlikte gelen bir mutsuzluk hâli de var. Ekonomik çıkmaz, kısıtlanan hayatlar, siyasi baskılar, geleceğini ön görememek hepsi derin bir mutsuzluk hâline sebep oluyor.

Ulusal medyadan muhabir: “Çözüm, sendikalaşma”

Genç gazetecilerin birçoğu anne babasıyla yaşayarak masraflarını kısıyor. Evli olanlar, başka mesleklerde daha çok gelir elde eden eşlerinin gelirine bağlı görünüyor. Bunlardan biri olan ulusal medya muhabirinin maaşı 4.350 TL. Ev kirasını ve 2 yaşındaki kızının giderleri ödeyince bu maaştan geriye hiçbir şey kalmadığını söyleyen 10 yıllık muhabir, hekim olan eşinin 9.500 TL’lik aylık geliri sayesinde geçinebildiklerini vurguluyor (alttaki grafik):

  • Hem eşimin hem de benim çok esnek çalışma saatlerimiz var. Sosyal hayata maddi açıdan gücümüz olsa da zamansal açıdan çıkmazda gibiyiz. Boş kaldığımız her zamanda da kızımızla vakit geçirmek zorundayız. Çalışma yoğunluğundan dolayı pek sosyal hayatımız zaten yoktu ancak şu an hiç yok.
  • Birçok meslektaşımın maddi açıdan çok fazla zorluk çektiğini biliyorum. Sadece benim çalıştığım kurumda icralık borcu olan 4 muhabir var. Haklarımız hâlâ yeterli düzeyde karşılanmıyor. Sektördeki bu kara bulutları dağıtabilecek yegâne gücün sendikalaşma olduğunu düşünüyorum. Şartların iyileştirilmesi adına Türkiye Gazeteciler Sendikası çeşitli çalışmalar yürütüyor. Umarım aydınlık günler uzakta değildir.

1 TL bile kâr edemediğini söyleyen yerel gazete sahibinden, yurt dışında gazetecilik yapan ve aylık 1.100 Euro geliri olan haber sunucusuna dek, görüştüğümüz kimseden ekonomik olarak çok rahat oldukları yönünde bir yanıt almadık.

10 yılı aşkın süredir kendi gazetesini işleten yerel girişimci, kur kriziyle birlikte 15 günde bir yayına geçtiklerini ve giderek azalan tüm gelirlerinin sigorta, kira, baskı gibi giderlere harcandığını söylüyor.

“Sürekli olarak ek gelir yolları arıyorum”

Yurt dışındaki haber sunucusu ise “Şu anki işimde yarı zamanlı çalışıyorum, bundan dolayı kazandığım geliri yeterli bulmuyorum. 1.100 Euro kazanıyor, giderlerime daha fazla harcıyorum. Bir çocuk sahibi yalnız bir kadın olarak hem çocuğumun hem de kendimin ihtiyaçlarını yeterli düzeyde karşılayabildiğimi düşünmüyorum” diyor.

Bir dijital haber merkezi için, yaşadığı ilin sorumlu muhabiri olarak görev yapan bir başka gazeteci, “Kadrolu olsam dahi kazandığım paranın insan gibi yaşamam için yeterli olacağını düşünmüyorum. Bundan dolayı sürekli olarak çeşitli ek gelir yolları arıyorum. Gazetecilik mesleğinin yanında web tasarımı ve grafik tasarımı gibi işler de yapıyorum” ifadesini kullanıyor.

Bir başka gazeteci ise şöyle diyor:

  • Şu an emekli olduğum için gazeteciliğe gönüllü olarak devam ediyorum. Bir dönem yol ve iletişim masraflarım karşılanıyordu ancak şu an bu ihtiyaçlarım da karşılanmıyor. Farklı alanlarda küçük işler yaparak ve emekli maaşımla geçinmeye çalışıyorum. Bir dönem telifli haberler yazmak istedim. Fakat bu tarz çalışan birçok arkadaşımız da çeşitli zorluklar yaşıyor. Yıllardır ücretlerini alamayan arkadaşlarımız var.

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR: GAZETECİLER NE KADAR MAAŞ ALIYOR?

Gazeteciler ne kadar kazanıyor, ne maaş alıyor?

İsmail Kılıç

Mersin Üniversitesi İletişim Fakültesi’nin Gazetecilik Bölümü'nden 2021 yılında mezun olduktan sonra serbest gazeteci olarak çeşitli dijital mecralara içerik üretmeye başladı. Mersin Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Genel Gazetecilik Anabilim Dalı'nda yüksek lisans eğitimini sürdürüyor.

Journo E-Bülten