Önce ulusal gazetelerin büroları kapandı, sonra yereller: Gazetecilik var olma savaşı veriyor.
Geleneksel medya pastasının küçülmesi, tüm Türkiye’de olduğu gibi İzmir’de de habercilerin meslekten uzaklaşmasına yol açtı. Medyada çalışacak yer bulamayan gazeteciler özel sektörde danışman veya kurumsal iletişimci olmaya yöneldi. Derinleşen krizle birlikte; ilçe belediyeleri, meslek odaları, özel okul ve hastaneler de gazetecilerin yeni iş yerleri arasında öne çıkmaya başladı.
‘Gazetecilik içimde bir ukde!’
O gazetecilerden Sezen Özsavrangil Ünüvar, Bugün gazetesi kapatıldıktan sonra medyada iş bulamayınca özel bir okulda kurumsal iletişim uzmanlığı yaptı. 13 yıllık meslek hayatı boyunca Anadolu Ajansı, Akşam, Habertürk, Egeli Sabah ve son olarak Bugün gazetesinde çalışan Ünüvar yaşadıklarını Journo’ya anlattı:
“Mesleğimi her zaman çok büyük bir keyifle yaptım. Ancak sektörün durumu ne yazık ki iyiye gitmiyor. Biz de nasibimizi 2016 yılında aldık ve çalıştığım gazetenin kapatılmasıyla ben ve arkadaşlarım işsiz kaldık. Yeni bir kurumda da iş bulmamızın olanakları azalıyordu çünkü diğer gazetelerde de işten çıkartmalar, büro kapatmalar sürüyordu. Bu süreçte bir özel okula başvuru yaptım. Ancak çeşitli sebeplerle buradaki işime 2 yıl devam edebildim. Mesleğimde iş aramaya devam ediyorum ancak, beş aydır herhangi bir kurumda iş bulamadım. Bu süreçte yüksek lisansıma devam ederek zaman geçiriyorum.”
“Gazetecilik içimde bir ukde!” diyerek mesleğini yapamamanın üzüntüsünü dile getiren Sezen Ünüvar “Ancak bundan sonra -eğer iş bulabilirsem- meslek hayatıma kurumsal iletişim alanında devam etmeyi istiyorum” diyerek artık mesleği ile olan bağını kopardığını ifade ediyor.
‘Bizimkisi tanıtım faaliyeti’
İzmir’de uzun yıllar ekonomi muhabirliği yapan Murat Şahin ise, İzmir’in en eski yerel gazetesi Yeni Asır’dan istifa edip müteşebbislik kariyerine başladı. KOSGEB desteği ile bir reklam-tanıtım-halkla ilişkiler şirketi kuran Şahin “İzmir’de çalışacak gazete sayısının azalması, ücretlerin asgari düzeylerde olması ne yazık ki meslekten uzaklaşmayı da beraberinde getirdi” diyor. Gelişen teknoloji ve değişen ekonomik yapı nedeniyle gazetelerin artık daha az insanla iş yapma yoluna gittiğini belirten Şahin, işsiz kalan veya çalışma koşullarından memnun olmayan pek çok meslektaşının kendi işini kurduğunu anlatıyor:
“Yaptığımız tam gazetecilik olmuyor, daha çok tanıtım faaliyeti. Kurumların, kişilerin hep olumlu yönlerini göstermek zorundasınız. Gazetecilik böyle değil tabii, eleştiriye dayanıyor daha çok. Bizim şimdi yaptığımız şey uzak kalıyor gazeteciliğe.”
‘Hangi gazetede hangi gazetecilik?’
Cumhuriyet gazetesi İzmir’deki bürosunu kapatmadan önce eğitim ve çevre haberlerine imza atan Emre Döker ise, bir süre İzmir Gazeteciler Cemiyeti’nde basın danışmanlığı yaptıktan sonra, özel bir eğitim kurumunda çalışmaya karar verdi.
Emre Döker “Neden gazetecilik değil?” sorusuna “Hangi gazetede hangi gazetecilik?” yanıtını veriyor:
“Gazetecilik Türkiye’de artık büyük şans ve cesaret işi. Önce işinizi iyi yapabileceğiniz bağımsız özgür bir mecrada iş bulacaksınız sonra da bunu cesurca yürütebileceksiniz. Bu iki koşulun birleşmesi de oldukça zor görünüyor. Ülkemizde gazetecilik yapmayı zorlaştıran birçok etken var; siyasi baskılar, editoryal baskılar, tekelleşme… Siyaset-medya-ticaret ağının iç içe geçmesi ile kamusal faydanın ortadan kalkması. Kamusal faydadan ziyade şirketlerin, egemen gücün varlığını devam ettirme, iktidarın belirlediği rızayı üretme ve kabul ettirme üzerine kurulu düzeni içinde gerçek gazeteciliğin yapılamayacağı zaten aşikâr. Bu nedenle medya sektöründe kalarak gazetecilik yapmak her geçen zorlaşıyor hatta imkânsızlaşıyor.”
“Gazeteciliğe devam eden arkadaşları meslek aşklarından dolayı kutluyorum” diyen Döker, sözlerini ‘Özgür bir ülkede özgür bir medyanın hayalini kurmaya devam ediyorum. Umarım yaşarken bunu görebiliriz” diye sonlandırıyor.
‘İstanbul’da değilsen mesleği sürdürmek zorlaşıyor’
Hatırlayanlar olacaktır; bir dönem İzmir’de dört-beş televizyon kanalı vardı ve oralarda çalışan muhabirler ulusal medyaya yansıyan haberler çıkarıyordu. O televizyonların ekranlarında, gazetelerin sayfalarında imzası bulunanlardan Şeyda Burcu İkiz de şimdilerde meslekten kopmak zorunda kalanlardan.
Ege Üniversitesi İletişim Fakültesi Radyo-TV-Sinema Bölümü 2. sınıftayken Flash TV’de çalışmaya başlayan İkiz, ardından İhlas Haber Ajansı, Sabah, Kanaltürk ve Bugün gazetesi ile mesleğine devam etmiş. 2015 yılında kuruma atanan kayyımın gazete ve televizyonu kapatma kararı sonrası işsizlikle tanışan İkiz, uzun süre iş bulamamış. Ağırlıkla polis-adliye haberleri yapan Şeyda Burcu İkiz, mesleğine âşıkken çalıştığı son kurum nedeniyle kimsenin ona iş vermemesinden yakınıyor:
“2015 yılında mesleğimde 18. yılımı yaşarken, hiç beklemediğim bir anda gazetecilik benim için bitmiş oldu. Aslında bunun birkaç sebebi olduğunu söyleyebilirim. İlk sebebi; kurumun kapatılma nedeniyle alâkalı. Diğer medya kuruluşları, kayyım ile kapatılan Bugün gazetesi eski çalışanını bünyesinde işe almak istemedi. Yaşanan tüm gelişmelerle hiç alâkam olmamasına rağmen sanırım kimse risk almak istemedi. İkinci sebep olarak İzmir’de yaşıyor olmamı gösterebilirim. Bazı mesleklerin yeri İstanbul’dur. İzmir gazetecilik açısından oldukça kısır bir şehir. Hatta git gide daha da kötü oldu durum. Bir dönem İzmir’de 4 hatta 5 yerel televizyon kanalı varken şimdi hiç biri kalmadı. Yerel gazete ise artık yok denecek kadar az. İstanbul’da yaşama gibi bir isteğim olsaydı sanırım taşınırdım ancak İstanbul benim için cazip bir kent değil. Meslekte 5-6 yıllık geçmişim olsaydı belki bunu düşünebilirdim ama 18 yıldan sonra böyle bir risk almak istemiyorsunuz. Son sebep olarak da Türkiye’de artık mesleğin ‘yapılamaz’ hâle geldiğini düşünüyor olmamı gösterebilirim.”
‘Gazetecilik bir alışkanlık’
Hiçbir kurumda iş bulamayınca meslekten bir arkadaşı ile halkla ilişkiler ajansı kurarak, organizasyon, basın danışmanlığı gibi hizmetler vermeye başlayan İkiz, ardından -daha güvenli bulduğu için- bir eğitim kurumunda kurumsal iletişim koordinatörlüğüne geçmiş. Geleceğe dair öngörüsünü sorduğumuz Şeyda Burcu İkiz, pek umutlu değil:
“Haber yapmayı elbette özledim. Göreviniz gereği yine çok sayıda haber yapıyorsunuz ama bu aynı şey değil. Gazetecilik bir alışkanlık, bir tutku ve onu bıramak zor. Koşullar uygun olsaydı mesleğimi yapmayı elbette isterdim. Ancak o kadar çok koşul var ki, o koşulların bir araya gelebileceğini hiç sanmıyorum.”