Dosya

Türkiye’nin radyo haritası: Yerelin sesi kısıldı ama susmadı

RTÜK’e lisans başvurusunda bulunan 952 yerel radyo kuruluşundan 738’ini saptadık. Türkiye’nin hangi ilinde, kaç yerel radyo olduğunu haritalaştırdık. Aydın, Konya, Mersin ve Muğla gibi iller, nüfuslarına kıyasla bolca radyo istasyonuna sahip. Ardahan, Artvin, Bayburt, Gümüşhane, Iğdır, Karabük ve Kars’ta ise sadece birer yerel radyo kaldı. 6 ilden radyocularla, 2022’de yerel radyoların durumunu konuştuk. Sesi kısılan ama susmayan yerel radyoların ölmememesi için neler yapılması gerektiğini anlattılar.

127 yıl önce icat edilen radyo, televizyondan internete birçok teknolojik devrim yaşanmasına rağmen “bitmedi.” Bugün de Türkiye’nin her şehrinde en az bir radyo istasyonu var.

Radyo yoğunluğunun en fazla olduğu bölgeler Marmara ve Ege. En çok radyo istasyonuna evsahipliği yapan şehir, tahmin edilebileceği gibi İstanbul (108). En az sayıda radyo ise Doğu Anadolu, Güneydoğu Anadolu ve Doğu Karadeniz bölgelerinde bulunuyor.

Radyo ve Televizyon Yayıncıları Meslek Birliği'nin (RATEM) internet sitesinde yer alan bilgiye göre, Radyo ve Televizyon Üst Kurulu'na (RTÜK) karasal ortamda yayın yapmak üzere lisans başvurusunda bulunan 952 yerel radyo kuruluşu var. Bu radyoların birçoğu şu anda aktif olarak yayın yapmıyor. 68 ildeki 352 radyonun ismini, frekansını ve web adresini aşağıda bulabilirsiniz:

Yayınını sürdüren yerel radyolar, teknolojik dönüşüm ve dijitalleşme gibi küresel etmenler kadar ve hatta belki onlardan daha çok, Türkiye'ye özgü zorluklarla mücadele ediyor. Türk lirasının son dönemdeki değer kaybı, enflasyon ve hızla düşen gelirlerle birlikte derinleşen ekonomik kriz, bunların başında geliyor.

Yayıncılık açısından yerel radyoların sorunları genel olduğu hâlde bazı konular belli coğrafyalarda daha ağır basıyor. Özellikle nüfusu ve gelişmişlik seviyesi yüksek olmayan şehirlerde radyoların misyonu daha da önem kazandığı hâlde, burada elde ettikleri gelirler diğer şehirlerdeki radyolara göre düşük kalıyor.

Yerel radyoların temel sorunları arasında; ekonomik krizden dolayı "esnaftan" reklam alamamak, yayımlanan müziklerin telif hakları için ödenen ücretler, siyasi otoritenin baskısı ve kamu spotlarının ücretsiz yayımlanması gibi konular var.

Yerel radyoların yaşadıkları sorunları ve çözüm önerilerini, Türkiye'nin farklı şehirlerinden radyocularla konuştuk.

Balıkesir Körfez FM'den Emre Burak Uçar: Ya siyaset ve sermaye güdümü ya borç batağı

Yerel radyolar çaldıkları müzikten, yer verdikleri yayına kadar o bölgenin birebir etkisini yansıtırlar. Bu yerellik bazı noktalarda yayın akışının baskıyla değiştirilmesinden, zorla siyasi bir etkinin altında bırakılmanıza kadar birçok soruna sebep olabiliyor. Yerel radyoların tek gelir kaynağı reklamdır. Yerel radyolar artan elektrik, yayın masrafları ve personel giderleri yüzünden oldukça zor durumda. Yerel radyoların yaşatılması zorunludur. Her şeye rağmen radyodan daha kolay ulaşılabilen bir yayın servisi bulunmuyor. Bu yüzden en azından resmi ilan yayınlarının radyolara da verilmesi gerekiyor. Tüm bu sorunlardan dolayı yerel radyolar ya belirli sermaye gruplarının eline terk edilmiş ya borç batağında ya da yerel siyasilere yaranmak zorunda kalıyor.

Hakkâri'nin Sesi Radyosu'ndan Hakan Taş: Aylık giderimiz 5 bin, aylık gelirimiz sıfır

Ülkemizde radyoculuğu resmen bitirdiler. Doğu ve Güneydoğu'da ise tamamıyla yok ettiler. Bir taraftan Radyo Televizyon Üst Kurulu'nun katı kuralları, diğer taraftan İçişleri Bakanlığı'nın il ve ilçelerde açtığı sözde eğitim radyoları bizi kapatma noktasına getirdi. Hem zaten bölgemizde reklam desteği de yok! Yaşadığımız bölgenin kendine has sorunları, mesleğimize de yansıyor.

Gelişen teknoloji radyo kültürünü zayıflattı. Radyo sadece araçlarda dinleniyor. İlk radyo yayınına 1994 yılında başladım. O yıllarda mesleğin popülerliği ve reklam geliri bizi hep güçlü kılardı. Fakat şu an aynı şansı yakalayamıyoruz.

İlimizde iki radyo istasyonu mevcuttur. Biri Valilik bünyesindeki resmi radyo, diğeri ise şahsıma ait 95.0 frekansında yayın yapan Hakkâri'nin Sesi Radyosu'dur. Aylık giderimiz 5 bin, aylık gelirimiz sıfır. Aylardır kiramızı ödeyemedik. İlimizde radyoculuğu ve matbaacılığı bitirdiler. Yasal düzenlemeler esnek olsa da vergi, kira, sigorta, yakıt, internet, elektrik giderleri zaten bizi oldukça zorluyor. Radyo kurmanın temel şartı anonim şirket olmasıdır. Yani resmi şirket kurma mecburiyeti. Hiçbir girişi olmayan şirketin yıllık gideri 10 bin lirayı geçiyor.

Edirne Radyo Mola'dan Metin Barmanbay: Reklam olmayınca hiçbir yerel radyo ayakta duramıyor

Reklam olmayınca maalesef hiçbir yerel radyo ayakta duramıyor. Paylaştığımız şarkıların telifleri için üyesi olduğumuz kurumlara ödemiş olduğumuz tutar oldukça yüksek. Yerel radyolara en çok da bu zarar veriyor. Bunun derhal düzeltilmesi gerekiyor. Ayrıca son zamlar da bizi oldukça etkiledi. Geçtiğimiz ay radyomuza 6 bin lira tutarında elektrik faturası geldi. Radyomuzun bunu ödeyebilecek imkânı yoktu. Bir sponsorumdan aldığım para ile ancak ödeyebildim. Yerel radyolara özellikle bu konuda da yardımcı olunması geriyor. Aksi hâlde artık radyolardan ses çıkmayacak.

Adana Lokum FM'den Özkan Ürkmez: Kısır çekişmelerden dolayı radyolar birlikte hareket edemiyor

Genel sorunlarımız her bölgede aynı fakat bazı bölgelerde gerek teknik gerekse şehirdeki radyo sayısının yüksek olması ve birlikte hareket edememekten kaynaklı reklam gelirleriyle ilgili sıkıntılar yaşanıyor. Adana yerel radyo sayısının yüksek olduğu şehirlerin başında geliyor ve maalesef kısır çekişmelerden dolayı yıllardır radyolar birlikte hareket edemiyor. Birliktelik adına birçok girişim de başarısızlıkla sonuçlandı.

Yerel radyoların yaşamış olduğu bir diğer sorun da kaçak olarak yapılan radyo yayınlarıdır. Bizler tüm sorunlara rağmen yayınlarımızı sürdürmeye devam ediyoruz. Fakat, yerel radyoların korunması için birtakım yasal düzenlemelere ihtiyaç vardır. Öncelikle şu anda kullandığımız frekansların tahsislerinin bir an önce yapılması gerekiyor. Bu düzenleme kaçak radyo yayınlarının da önüne geçecektir. Telifle ilgili yaşanan sorunların giderilmesi için de acil düzenleme şart.

Aksaray Mavi Radyo'dan Kaan Kaynak: En büyük sorun, insanların radyoya bakışı

Yerel radyoların yaşadığı sıkıntıların Türkiye'nin her yerinde ortak olduğunu düşünüyorum. En büyük sorun, insanların radyolara bakış açısıdır. Görsel basın hem halk hem de siyasetçiler tarafından daha çok ciddiye alınıyor. Radyo işitsel olduğu için biraz daha geri plana itiliyor. Ama radyo hem gazeteye hem de televizyona göre daha çok kitleye ulaşıyor. İnsanlar bunun farkında değil.  Radyoların en büyük sıkıntısı budur. Radyolar geri plana itiliyor.

Bir diğer problemimiz de maddi sorunlarımızdır. Yayın yaptığımız şehirde insanlar halen 15-20 yıl önceki fiyatlarla reklamlarını yayımlatmamızı istiyorlar. Oysa radyonun nasıl yaşamaya çalıştığını bilmiyorlar. Zannediyorlar ki radyonun hiçbir gideri yok.

Bir diğer konu da ilan... Gazetelere ve televizyonlara çok fazla reklam çalışması yapıyorlar ama radyoları görmezden geliyorlar. Gazetelere nasıl ki resmi ilanlar verilebiliyor, bu şekilde yerel radyolara da verilmelidir. Gazeteler de zaten bu şekilde ayakta durabiliyor.

Bir de telif konusu var. Çaldığımız şarkılardan dolayı dört farklı kuruma telif ödüyoruz. Bence otellerden telif alınabilir, kafelerden telif alınabilir ama yerel radyolardan telif alınmaması lazım. Bazı şarkıcılar şu anda şarkıları yayımlansın diye radyolara para ödüyor. Bizim çaldığımız şarkılar o şarkıcıların reklamı oluyor zaten.

Van İlaç Radyo'dan Özkan Altınkaynak: Link temini pahalı, çatıdan yayın yapıyoruz

Sorunların çok büyük bir kısmı maddi problemlere dayanıyor. Yaşamış olduğumuz bir problemi teknik olarak açıklamak isterim. Yerel radyoların, emisyon noktasıyla yayın yapmış olduğu stüdyo arasındaki bağlantıyı sağlayabilmesi için bir linke ihtiyaç var. Yerel radyolar ulusal radyolar gibi maddi olarak güçlü bir konumda olmadığı için bu linki temin edemiyor. Bundan dolayı da emisyon noktasına yayınını ulaştıramıyor. Bu sebeple çatıdan yayını vermeye çalışıyor. Bu da yayının daha uzağa aktarılabilmesini zorlaştırıyor. Bu yüzden sadece şehir merkezindeki noktalara sağlıklı bir şekilde yayınımızı ulaştırabiliyoruz.

Yerel radyoların ayakta durması her geçen yıl daha da zorlaşıyor. Radyoları ayakta tutan tek unsur reklamdır. Fakat yerel esnaf, yaşanan ekonomik krizden dolayı bazı kalemlerde kısmaya gidiyor. Bunlar arasında ilk kısılan ise "reklam" oluyor. Oysa tam tersi olması gerekiyor. Ekonomik olarak yeterli güce sahip olmadığımız zaman kalifiye eleman da yetiştiremiyoruz.  Çok daha kaliteli yayınlar yapamıyoruz. Ulusal radyolarla hem yayın olarak hem de maddi olarak rekabet edemiyoruz.

Maddi olarak devletin de yerel radyoları desteklemesi gerekiyor. Radyolar, anonim şirketlerdir. Reklam aldığımız zaman esnafa faturalar kesiyoruz ve ciddi vergiler ödüyoruz. Anonim şirket olduğumuz için muhasebe ve resmi giderlerimiz de çok yüksek. Devletin desteğine ihtiyacımız var. Kamu spotlarını ücretsiz yayınlıyoruz. Bu tüm yerel radyo ve televizyonlar için geçerli. Bakanlıkların göndermiş olduğu zorunlu kamu spotlarını, tıpkı Basın İlan Kurumu'nun yerel gazetelerde yayınlamış oldukları ilanlar gibi, biz de ücret karşılığında yayımlamak istiyoruz. Ekonomik olarak devlet en azından bu kamu spotları konusunda destek verirse ayakta durmamız daha mümkün olacaktır.

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR - SESLERİN GERİ DÖNÜŞÜ: RADYO YAYINCILIĞI VE PODCAST

Kadir Cesur

1986 yılında Van'da doğdu. Anadolu Üniversitesi Adalet Bölümü mezunu. Birçok radyo ve televizyonda haber spikerliği yaptı. Dergilere, gazetelere ve internet sitelerine köşe yazıları yazdı. Tiyatro yazarlığı, yönetmenliği ve oyunculuğu yaptı. "Kırk Yıllık Hatır" adlı bir kitabı yayımlandı. Van'da serbest gazetecilik yapıyor.

Journo E-Bülten