Görüş

3 gazeteyi inceledim: Kadın cinayeti haberlerindeki sorunlar ve çözüm önerileri

Kadın Cinayetlerine Karşı Acil Önlem Grubu’nun çağrısıyla 22 Şubat 2015'te İstanbul'da düzenlenen protesto gösterisinde kadınlar, Tünel Meydanı’ndan Galatasaray Meydanı’na yürümüştü. Fotoğraf: Meltem Ulusoy / csgorselarsiv.org

Kamusal alanı etkileme gücünü önemli ölçüde elinde bulunduran medya, yaşam hakları erkekler tarafından gasp edilen kadınlarla ilgili haberleri nasıl işliyor? “Ana akım” medyada kadın cinayetleri haberleri kamuoyuna nasıl sunuluyor, nasıl kurgulanıyor?

Bu soruları yanıtlamak üzere, yayın politikası birbirinden farklı olan gazeteleri incelediği bir yüksek lisans tezi yazan Ayşegül Erkaya Arslan, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü vesilesiyle bulgularını Journo takipçileri için özetledi.

2010 yılından itibaren kadın cinayetlerini kayıt altına alan Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu’nun verilerine göre 2024 yılı, Türkiye’de kadın cinayetlerinin en fazla olduğu yıl oldu. Platform, “2024 yılında erkekler tarafından en az 394 kadın öldürüldü, 259 kadın şüpheli şekilde ölü bulundu” ifadesini kullandı.

Birbirinden farklı yayın politikası olan gazetelerin kadın cinayetleri haberlerini incelediğim yüksek lisans tezim, “Kadına Yönelik Şiddet Haberlerinde Medyanın Eril Tutumu: Yeni Şafak, Hürriyet ve Cumhuriyet (2022) Gazetelerinin İncelenmesi” isimli tez çalışmamda, Eleştirel Söylem Analizi (ESA) yöntemi kullanarak yayınların Tuğba Dursun ve Azra Gülendam kadın cinayetlerini nasıl haberleştirdiklerini incelemiştim.

Yayınların Tuğba Dursun ve Azra Gülendam kadın cinayetleri haber kurgularında öne çıkanlar şöyle:

  • Tuğba Dursun cinayetini haberleştiren yayın politikası farklı olan üç yayında “eş” rolünü vurguluyor.
  • Hürriyet ve Cumhuriyet gazeteleri, failin kendini savunmasına ve cinayeti meşrulaştırmasına yönelik çeşitli bahaneleri pekiştirerek failin söylemlerine yer vererek gerekçeli cinayet haberi kurguluyor.

Şiddetin pornografisi üretiliyor

Bu bağlamda birkaç örnek:

Hürriyet’in haber girişi: “Sen bize bakamıyorsan, ben bize bakacak birisini bulurum’ dedi. Gururum incindi” diye konuştu.

Cumhuriyet’in haber girişi: “Eşi ile tartıştıktan sonra…”

Yeni Şafak ise hem başlıkta hem de haber içeriğinde Tuğba Dursun’un annesinin söylemlerine yer vererek haberi melodram üzerinden kurguluyor. Ayrıca “14 yıldır şiddete uğradığı” vurgusuyla şiddete uğrayan kişiler üzerinde korku faktörü barındıracak şekilde haberi ele alıyor.

Cumhuriyet ve Hürriyet gazetesi, Azra Gülendam kadın cinayeti haberinde, cinayetin işleniş şekillerine detaylı yer vererek şiddetin pornografisini üretiyor. Kadın cinayetlerinin her geçen yıl daha da arttığı bir ülkede, şiddetin rol model olma ve meşrulaştırma ihtimalini barındırıyor.

Gülendam cinayetinin faili için, Cumhuriyet gazetesi “lükse düşkün, nazik içe kapanık biri olarak tanınıyor” söylemiyle kadını suçlamaya yönelik bir algı üretiyor.

Kelime seçimlerinden örnekler

Hürriyet gazetesinin kritik ifade seçimlerinden bazıları: “eş, canice katletti, pes dedirtti, üst düzey cani, 13 yıllık eşi, 5 bıçak darbesi, gururum incindi, sen bize bakamıyorsun, ben bakacak birini bulurum.”

Cumhuriyet gazetesininkiler: “eşi ile tartıştıktan sonra, olayın ayrıntıları korkunç, hakkını helal et dedi, tutuklandı, üniversiteli,  valizle ormana gömen, banyoda parçalara ayırıp, itirafları dehşete düşürdü.”

Yeni Şafak, gazetesinin kelime seçimleri: “böyle damatlara lanet ediyorum, kızımı kurtaramadım, 14 yıllık eş, “14 yıldır şiddet görüyordu, vahşice, üniversite öğrencisi, tecavüz”

Haber başlıklarından örnekler

Tuğba Dursun cinayetinin haber başlıklarından bir tanesi: “Kaç kez bıçakladığımı hatırlamıyorum” haberin başlığında failin söylemine yer verilerek eril şiddetin meşrulaştırılma yoluna gidilmiş. Kamusal alana failin iyi hal indirimi almasına sebebiyet verebilecek “cinnet geçirme” mesajı bu başlıkla sunulmuş.

Başka bir başlık: “Eşini çocuğunun önünde öldürmüştü… Sözleri pes dedirtti!”

Failin, cinayeti çocukların önünde gerçekleştirdiği öne çıkartılarak haberin başlığında dramatik vurgulara yer verilmiş. Failin söylemlerine dayandırılarak eklenen başlık ve ünlem kullanımıyla birlikte haberde okunurluk kaygısının ön plana alınarak sansasyonellik yaratılmış.

Kadın cinayeti haberlerinde tık avcılığı ve melodram

2025 yılında kadın cinayeti haberlerinin kurgulanışında geçtiğimiz yıllarla benzerlikler görülmeye devam ediyor. Kadın cinayeti haberleri yine faillerin söylemleriyle gerekçelendirilerek kamuoyuna sunuluyor.

Örnek: 2025 yılının ocak ayında Fatma Elit Kutlu cinayeti ile ilgili DHA’nın haber başlığı: “Otomobili kullanan kız arkadaşını, kıskançlık nedeniyle öldürmüş”

NTV’nin haber başlığı: “Bagajdaki dehşetin ardından bir dram çıktı!” “Ayşe çaresiz ve yalnızdı, sosyal hayatı olmayan bir anneydi”

Cumhuriyet’in haber başlığı: “Sultangazi’de vahşice öldürülmüştü… Cesedi araçta bulunan kadın son yolculuğuna uğurlandı”

Milliyet’in haber başlığı: “Sultangazi’de bagajda cesedi bulunan Ayşe Çelik’i yakın arkadaşı anlattı: Çaresizdi, yalnızdı!”

Bu haberin girişi: “Sultangazi’de eşi tarafından öldürülen ve bagajda cesedi bulunan Ayşe Çelik ile ilgili detaylar ortaya çıktı. Katil koca yakalanırken Çelik’in zor bir hayat yaşadığını söyleyen yakınları ‘Çaresizdi, yalnızdı. Ayşe sürekli dayak yiyen bir kadındı. Hiçbir sosyal hayatı olmayan bir anneydi’ dedi.”

10 maddede habercilerin dikkat etmesi gerekenler

Türkiye Gazeteciler Sendikası’nın (TGS) ‘Etik Gazetecilik İçin Cinsiyet Eşitliği Rehberi‘nde, haber dili bağlamında verilen tavsiyelerden dördü şöyle:

1. Cinayete “şok”, cinsel şiddete “iğrenç eylem”, çocuk istismarı davasına “utanç davası” ifadelerini kullanma. Bu yaklaşım, sistematik olan şiddeti sanki istisnaymış gibi gösterir, bazı vakaları toplum nezdinde öne çıkarırken diğerlerini görünmez kılar. Şiddeti de normalleştirir çünkü “şok cinayet” olmayan cinayetler, toplumsal tepki görmez.

2. Cinsel şiddet suçlarında “objektiflik” adına “… iddiasıyla”, “…öne sürülen” gibi kalıpları hangi bağlamda kullandığınız ÇOK ÖNEMLİ! Bu kelimelerin özellikle cinsel şiddete uğradığını beyan eden kişinin cümleleri için çok kullanılması faili değil, şiddete uğrayanı “şüpheli” hâle getirir.

3. Haberlerinde yasaların neleri içerdiğini, ne anlama geldiğini, insanları nasıl etkileyeceğini, toplumsal sorunlara nasıl çözümler sunacağını, değişikliğe giden süreci, bu dönüşümü sağlayan toplumsal mücadeleyi anlatmayı unutma. Bunların haberin ana unsurları olmadığını varsayma!

4. Genellikle şiddet haberlerinde kullanılan köşeye sıkışmış, çaresiz, utanmış, yalnız görsellerin/imajların şiddetle ve ayrımcılıkla ilgili yanlış inanışları yeniden ürettiğini unutma!

Türkiye Gazeteciler Cemiyeti’nin (TGC), ‘Toplumsal Cinsiyet Eşitlikçi Haber Kılavuzu‘ndan üç öneri:

5. Haber, failin ifadesine dayandırılarak yazılmamalı; çünkü öldürülen kadın bu durumu çürütemez.

6. Cinayetin sorumlusu olarak cinnet, kıskançlık, öfke, namus, iflas, psikolojik sorun vb. gibi cinayeti “haklı” gibi gösterecek, cinayeti meşrulaştıracak ifadeler kullanılmamalı. Bu bahanelerin kadın cinayetlerini meşrulaştırmasının yanı sıra “haksız tahrik indirimi” talebiyle mahkemeye delil olarak gösterildiği unutulmamalı.

7. Şiddeti sıradanlaştıran olay mahalli fotoğrafı kullanılmamalı. Fotoğraf ve görsel malzeme seçiminde dikkatli olunmalı. Maktulün fotoğrafı ya hiç kullanılmamalı ya da olay sonrası değil öncesi çekilmiş fotoğrafı gerek varsa kullanılmalı.

Bianet ve Kaos GL’nin birlikte yürüttüğü Gazeteciler Çiçek Tahaoğlu ve Elif Akgül’ün Toplumsal Cinsiyet Odaklı Habercilik El Kitabı’ndan notlarla bitirelim:

8. Şiddeti romantikleştirme. Kıskançlık bir sevgi göstergesi değil, hayatı kısıtlayan bir müdahaledir. “Namus” erkeğin onuru değil, kadının öldürülme bahanesidir. Aşk cinayeti yoktur, yaşam hakkı ihlali vardır. Romantize edilen şiddet, cinayeti meşrulaştırır. “Kıskançlık cinayeti”, “Çok sevdiğini söyledi”, “Barışma teklifi reddedilince cinnet getirdi”, “Özür diledi, reddedilince önce sevgilisini öldürdü, sonra kendi canına kıydı” gibi ifadeler kullanma.

9. Saldırganla empati kurma. Şiddetin failleri ile empati kurma, şiddet eylemlerini gerekçelendirmeye, “anlamaya” çalışma. Habere kişisel yaklaşma, hak ihlaline mazeret üretme. Şiddet eylemini meşrulaştırma. Bunu yaparken, faile yönelik hak ihlallerine de izin verme. Bu yaklaşım, sorunun toplumsal ve siyasi bir çözüme ulaşmasına değil, linç kültürünün beslenmesine hizmet eder. Sistematik bir sorunun, tek bir faile yönlenmiş öfke haline gelmesine sebep olma. Haberde şiddetin yeniden üretilmesine engel ol Haberlerin, haberde geçen kişilere yönelik bir şiddete dönüşmesine izin verme.

10. Haber metninde kelime oyunu yapma. Başlıklarda haberi ilgi çekici kılmak için kelime oyunları yapmak sık kullanılan bir yöntem. Haberin daha çok kişiye ulaşması için çabalamakta bir sorun yok. Ancak bunu yaparken hak ihlallerine neden olma, haber öznelerini rencide etme, toplumsal önyargıları besleme, trajedileri komedileştirme, şiddeti pornografikleştirme. Argo, hakaretamiz, cinsiyetçi, homofobik/transfobik, ayrımcı başlıklar yerine dikkat çekici ve duyarlı başlıklar bul.

İLGİLİ:

İktidarın gazeteciliğe saldırısı tüm hızıyla sürüyor: 3 gazeteci daha tutuklandı

Stok görseller: Cinsel şiddet haberleri için yeni ve ücretsiz bir fotoğraf arşivi

Kadına şiddeti nasıl anlatmalı?

Ayşegül Erkaya Arslan

Gazetecilik alanında lisans, Medya ve Kültürel Çalışmalar alanında yüksek lisans mezunu. Yüksek lisans tezinin başlığı: "Kadın cinayetlerinde medyanın eril tutumu: Yeni Şafak, Hürriyet ve Cumhuriyet gazetelerinin incelenmesi." Serbest gazetecilik yapıyor.

Journo E-Bülten