Görüş

İki araştırma yayımlandı, biri çok kötü haberleştirildi

Geçen hafta Sputnik'te bir gün arayla yayımlanan iki haber. İlk haberde önemli eksikler vardı.
Geçen hafta iki ayrı kamuoyu araştırması duyuruldu. Bunlardan biri uluslararası gazetecilik standartlarından uzak bir şekilde haberleştirildi. Diğeri ise kaynağın hassasiyeti sayesinde okura ve izleyiciye, hak ettikleri biçimde ulaştırıldı. Gazetecilikte kaliteyi yükseltmek adına gelin şu mesajı yayalım: Bilimsel araştırmaları, bundan böyle yöntemini de ayrıntılarıyla aktararak haberleştirelim. Tembellik etmeyelim.

Optimar’ın 2023 Cumhurbaşkanlığı seçimi konulu anketine dair haberi 18 Mayıs’ta Sputnik’te gördüm.

Dünyanın saygın medya kuruluşları bu tür araştırmaları haberleştirirken mutlaka yönteme dair ayrıntılara da yer verir.

Örneğin geçen hafta CNN’de 2020 ABD başkanlık seçimi konulu bir kamuoyu yoklamasının sonuçları yayımlandı.

CNN haberinin son paragrafına bakarsanız göreceksiniz: Bu araştırmayı hangi şirketin; ne zaman, nerede, nasıl bir örneklem ve yöntem kullanarak yaptığı, hata payıyla birlikte yazıyor.

Sputnik’te bu bilgileri bulamayınca diğer haber sitelerine baktım. Hiçbirinde yoktu.

Şirketin sahibine sormak zorunda kaldım

Sonra Optimar’ın sitesine baktım, orada da bulamadım. Şirketin başkanı Hilmi Daşdemir’in Twitter hesabında bulabileceğimi düşündüm.

Daşdemir; Takvim, Akit, 24 TV, Halk TV, Memurlar.net gibi birçok sitede yer alan Optimar araştırması konulu haberleri paylaşmıştı. Ama raporun tam metnine, verilere veya yöntemle ilgili ayrıntılara dair bir paylaşımı yoktu.

Kendisine Twitter’dan özel mesaj atıp bunu sordum. Sağ olsun, bir saat bile geçmeden yanıt verdi. Katıldığı TV programlarında, araştırmanın nasıl yapıldığını anlattığını belirtti.

Söz konusu araştırma, 20 Nisan-8 Mayıs tarihleri Türkiye genelini temsilen 26 ilde 2.307 katılımcıyla ve CATI (bilgisayar destekli telefon anketi) yöntemiyle yapılmış. Daşdemir, araştırmanın güven aralığının %95, hata payının +-2,04 olduğunu da ekledi.

‘Araştırma yeni olduğu için web sitesine henüz koymadık’

Peki, bu veriler haberlerde niye yer almadı? Daşdemir, “Araştırma yeni olduğu için web sitesine henüz koymadık” diyor.

Açıkçası Sputnik veya diğer sitelerden birinin editörü olsam, araştırmanın tam metnini Daşdemir’den veya şirketinden almadan haber yapmazdım.

Özellikle seçim anketlerinde bunu yapmanın önemi geçmişte de çok sayıda vakada vurgulandı. İşin ilginci, mesela Faruk Bildirici’nin bu konudaki bir eleştirisini Sputnik de aktarmıştı.

Optimar’ın sitesinde hâlâ bu rapora dair hiçbir bilgi yer almamasını ve Daşdemir’in Star’da yayımlanan kendi yazısında bile yönteme dair hiçbir şey söylememesini yadırgadığımı da söylemeyelim.

SODEV raporun tam metnini, ham verileri ve finansmanı da açıkladı

Bu hafta içinde aynı alanda iyi bir örnek de gördük. Sosyal Demokrasi Vakfı (SODEV), “Türkiye’nin Gençliği” başlıklı araştırmasını yayımladı.

SODEV araştırmaya dair haberi (basın bültenini) sitesine koymakla kalmadı, raporun hem özetini hem de tam metnini paylaştı.

Dahası, araştırmayı kimin finanse ettiğini duyurdular ve oluşturdukları ham veri kümesini isteyenlere göndereceklerini de açıkladılar.

Haber siteleri Komsar’ın sahte yerel seçim anketiyle trollendi

Türkiye’de Konda’nınkiler dışında neredeyse hiçbir araştırmada bu bilimsel yaklaşımı, şeffaflığı ve etkin iletişimi göremiyoruz.

Bu iyi örnekleri çoğaltmak, kamuoyunun talebine ve gazetecilerin çabasına bağlı.

Bir gün önce Optimar araştırmasını örneklem ve yöntemden bahsetmeden haberleştiren Sputnik, bir gün sonra -yani 19 Mayıs’ta- SODEV araştırmasında bu ayrıntılara yer verdi.

Neden?

Çünkü ilk olayda haberin kaynağı bu bilgiyi paylaşmamış, ikincisinde ise paylaşmıştı. Yani Sputnik editörleri her iki olayda da bu kuruluşların sunduğu bilgiyi kopyalayıp yapıştırmıştı sadece.

Kamuoyu araştırması haberleştirmenin 5N 1K’si

Bu yüzden sözüm, araştırmacılardan ziyade, gazetecilere: Gelin, ortada yönteme dair bir bilgi yoksa artık hiçbir araştırmayı yayımlamayalım. Tembellik etmeyip tüm bilgileri sorgulayalım.

Çünkü kamuoyu araştırması yayımlamanın 5N 1K’si budur. Yönteme dair ayrıntıları da aktarmıyor, hatta yeri geldiğinde eleştirel bir bakışla bunları irdelemiyorsanız, siz gazetecilik değil, halkla ilişkiler yapıyorsunuz demektir.

Eleştirerek irdelemek derken, bahsettiğim güncel örneklerden hareketle örneğin şu sorgulanabilir: Türkiye’nin mevcut siyasal ve toplumsal ortamında kaç kişi, evine bir telefon gelse ve tanımadığı biri hangi partiye oy verdiğini sorsa dürüstçe yanıt verir?

Bu oranın, özellikle de kişinin hangi partiye oy verdiğine göre değişeceği tahmin edilebilir. Tercihini bu yolla açıklamaktan çekinmeyecek iktidar seçmeninin oranı, muhalif seçmeninkinden muhtemelen çok daha yüksektir.

Kullanılan yöntem, saha araştırmasında toplanan veriyi ve buna bağlı analizi, güncel şartlara bağlı olarak işte böyle etkiler, sakatlar, değerini düşürür.

Belki de siz gazeteci değilsiniz

Bu noktada anlaştıysak sorun yok.

Yoksa tüm bunlar size gereksiz ayrıntılar gibi mi geliyor?

Gazeteci olduğunuz hâlde veri toplamaya, işlemeye ve analiz etmeye dair hiçbir fikriniz yok mu?

Yöntemi falan boşverip “Son anket açıklandı… O partiye şok…” başlığı atmak için sabırsızlanıyor musunuz?

O zaman kötü bir haberim var: Siz muhtemelen gazeteci değilsiniz.

En azından, çağımıza* uygun bir gazeteci olmama ihtimaliniz çok yüksek.

Bundan kurtulmanın tek yolu, veriyle çalışmayı ve araştırmayı öğrenmek; basın bülteninden çok daha fazlasını okura ve izleyiciye sunabilmek.

* Felsefi bir dipnotu bu kutuya hapsettim

Antik Atina’da Platon’un kurduğu Akademi’nin kapısının üstünde “Geometri bilmeyenin bu çatı altında yeri yoktur” yazıyormuş.

Yunanca bu ifadedeki özneyi (ageômetrètos), “geometri cahilleri” diye çevirenler de var ama işin uzmanlarına göre en uygun çeviri, “Geometriyi beceremeyenler girmesin” şeklinde.

Bu cümle, Platon’un, başyapıtı Cumhuriyet’te sergilediği felsefesine son derece uygun.

Zira bu eserde Platon, geometriyi, gerçeğe ulaşmanın temel araçlarından biri olarak öğrencilerine sunuyor.

Ona göre bu araçlar sayesinde soyutlamalar ve kavramsallaştırmalar yapabilir, böylece “şeyler hakkında ne düşündüğümüzden ve ne hissettiğimizden bağımsız” olarak, akıl sahibi herkesin varlığını kabul edeceği “nesnel olguları” ortaya çıkarabiliriz.

Hatta Platon’a göre geometri; öznellikten nesnelliğe uzanmamızı sağladığı için, “eşitlik, hakkaniyet ve adaletin ta kendisidir.” Bu disiplinle ahlak ve hukuk gibi başka alanlara da zihnimizi genişletebiliriz.

Platon geometri derken, aslında “sayılara ve şekillere” dayanan tüm bilim dallarını kast ediyordu. Bugün olsa belki de “veri” sözcüğünü kullanırdı, kim bilir…

Ve belki biz de günümüzde şunu savunabiliriz: Olgulara dayanan, gerçeği ortaya çıkarmayı amaçlayan modern gazetecilikte veriler konusunda “cahil” kalmamak artık bir şarttır, becerikli olmak ise tercih sebebi.

Emre Kızılkaya

İstanbul Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi'nde Uluslararası İlişkiler lisansının ardından Marmara Üniversitesi'nde Gazetecilik yüksek lisansını tamamladı. 2003-2019 yılları arasında Hürriyet gazetesinde editör, dış haberler şefi ve dijital içerik koordinatörü; Hürriyet Daily News'da idari editör görevlerinde bulundu. İstifasının ardından 2019'da Harvard Üniversitesi'nde Knight Vakfı ve Nieman Vakfı'nın ortak bursuyla misafir araştırmacı olarak medyada sürdürülebilirlik konusunda çalıştı. Viyana merkezli Uluslararası Basın Enstitüsü'nün (IPI) Başkan Yardımcılığını ve IPI Türkiye Ulusal Komitesi Başkanlığını yaptı. Journo'da proje editörü ve Harvard Kennedy School bünyesindeki Carr Center'da misafir araştırmacı olarak görevini sürdürüyor.

Journo E-Bülten