Dosya

Kürtçe dergiler dijitalde çeşitleniyor, renkleniyor

Türkiye’de 1990’lı yıllardan itibaren hızla gelişen Kürtçe dergicilik, son yıllarda dijitalleşmenin etkisiyle daha çeşitli ve renkli yapıtlar ortaya koyuyor. Popkurd, Folklor û Ziman ve Kubar dergilerinin editörleriyle Kürtçe dergiciliğin tarihini ve bugününü konuştuk.

İlk sayısı 6 Haziran 1913 tarihinde Arap alfabesiyle yayımlanan Rojî Kurd, ilk Kürt dergisiydi. Kürt aydınlanma tarihindeki kilometre taşı dergi ise Hawar olarak kabul ediliyor.

Celadet Alî Bedîrxan’ın 15 Mayıs 1932’de Şam’da yayımlamaya başladığı Hawar, Latin harflerini kullanan ilk Kürtçe dergiydi. İstanbul doğumlu Bedîrxan, Serbesti gazetesinde çalışırken edindiği deneyimi bu dergiye aktarmıştı.

15 Mayıs bugün Kürt Dil Bayramı olarak kutlanıyor. Bedîrxan’ın çalıştığı Serbesti gazetesinin baş yazarı ve yazı işleri müdür Hasan Fehmi Bey’in öldürüldüğü 6 Nisan (1909) ise “Öldürülen Gazeteciler Günü” olarak kabul ediliyor.

Akademik bir misyon taşıyan ve 57 sayı yayımlanan Hawar dergisinde içerikler Fransızca ve Kürtçe ağırlıklıydı. Kürtçe yazıların çoğu Kurmancî lehçesinde olsa da kimi sayılarda Zazaca ve Soranice içeriklere yer verildi. Dergi zaman zaman Arapça yazılar da yayımladı.

İlk Kürtçe kadın dergisi 104 yıl önce yayımlanmıştı

Hawar’dan bugüne dek gerek siyasi, gerek kültürel alanlarda içeriklere yer veren yüzlerce Kürtçe dergi yayımlandı.

Kadın dergiciliğinin de tohumları geçen yüzyıl başında atıldı. 1913-1921 yılları arasında Osmanlı İmparatorluğu’nda bütün etnik ve dinsel kimliklerin ayrım gözetmeden kendini ifade ettiği Kadınlar Dünyası adlı dergide Kürt kadınları da görev almıştı. Bu derginin kurucuları ve yazarları arasında olan kadınlar, Kürt dergiciliğinde bir başka kilometre taşı kabul edilen ancak iki sayı çıkarılabilen Jîn‘de yazar olarak devam etmişti.

Türkiye’de 1932-1950 arasında kadınlar Kürt basınında yazar ve yönetici olarak yer aldı. 1990’larda kadın sorunlarını esas alan feminist yayınların sayısı arttı. Son 70 yılda Kürt kadınların 100’ün üzerinde dergi, gazete, ajans ve internet sitesinde yayın yaptıklarını gördük.

Rojî Kurd ve Hawar dergileri

Tarihi 100 yılı aşan Kürt dergiciliğinde dil ve edebiyat temel motifler olagelmişti. Türkiye’de Kürtçe’nin yasaklı olduğu dönemde dergicilik yine bu temel motifler üzerinde ama diasporanın çabalarıyla ilerledi. Kürtçe’nin gelişmesi ve yeni bir edebiyat kuşağının yetişmesinde dergilik önemli bir rol oynadı ve yarattığı gelenekle kendisinden geleceğin dergi yayıncılığını da etkiledi.

1990’lı yılların başından beri Türkiye’de Kürt dergiciliğinin örnekleri ve yayın alanları giderek arttı. Bu yıllarda Kürtçe ve Türkçe yayın yapan Rewşen dergisi çıkarılmaya başladı. Genel olarak bu dönemde kamusal alanda varlığını pekiştiren dergicilik, uzun yıllar boyunca asimilasyon ve ötekileştirme politikalarına karşı bir itiraz oldu.

Son yıllarda birkaç üniversitede kurulan enstitülerde akademik dergiler de yayımlanmaya başladı. Bu dergiler kapsam bakımından dergicilikteki akademik boyutu bir üst seviyeye çıkardı. Bugün de Vate, Zarema ve Wêje û Rexne gibi akademik dergiler hem kaynak ve hafıza oluşturuyor, hem de kitleyi şekillendiriyor.

Dijitalleşme ve COVID-19 salgını ise yayıncılığın her alanında olduğu gibi Kürtçe dergiciliği de etkiledi. Bazı dergiler sadece kâğıtta yayımlanmakta direnirken bazıları yalnız dijitalde, bazıları her iki mecrada da varlıklarını sürdürüyor. Örneğin Kürt Tarihi dergisi her iki mecrada da var. Kürtçe dergilerin neredeyse hepsini PDF formatında internet ortamında bulmak mümkün.

Bu dergilerden üçünün editörleriyle Kürtçe dergiciliğin nereden nereye geldiğini konuştuk.

Sönmez: Hatırı sayılır bir okur kitlesi var

İlk sayısı Mayıs 2018’de yayımlanan ve tüm sayıları dijital ortamda okurlarla buluşan Popkurd dergisinin editörü Ömer Sönmez, yayıncılığın bu alandaki tarihsel seyrini siyasal ortamla ilişkilendiriyor ve şunları söylüyor:

  • Türkiye’de yaklaşık 100 yıldır süregelen Kürt meselesinin kilit kısmı olduğu için, Kürtçe ister istemez bu süreçte politik bir olgu hâline geldi. Bu dille yapılan her şeyin, kendi içeriğinden bağımsız olarak politik olduğunu söylemek yanlış olmaz. Şüphesiz üniversitelerde kurulan Kürt dili ve edebiyatı bölümleri, bunlara gençlerin yoğun ilgi göstermesi; akabinde başlayan Barış ve Çözüm Süreci Kürtçe’nin canlanmasını, piyasasını oluşturmasını ve yayınların çeşitlenmesini sağladı. Bu anlamda her ne kadar 2015 yılı sonrasında Çözüm Süreci’nin bitip çatışma sürecinin başlaması Kürt yayıncılığını ve dergiciliğini olumsuz etkilese de halen Kürt dergiciliğinin çok çeşitli ve hareketli olduğunu söyleyebiliriz. Kürt dergiciliği bütün dezavantajlara ve imkânsızlıklara rağmen bir avuç gönüllü tarafından yaşatılmaya ve ilerlemeye devam ediyor.

Bugünkü yayıncılığın dijital dünyanın avantajlarından yararlandığını ve bu yönüyle çeşitlendiğini kaydeden Sönmez şöyle devam ediyor:

  • Kürtçe dil, kültür, sinema, edebiyat, şiir, öykü, psikoloji, teori-eleştiri, çeviri, moda-makyaj, magazin, futbol, müzik, popüler kültür gibi spesifik alanlara yoğunlaşmış dergilerin yayımlandığını (bunların bir kısmı matbu, bir kısmı dijital) ve bunların artık hatırı sayılır okurlarının olduğunu görüyoruz. Kürt dergiciliği bu anlamda dijital dünyanın avantajlarından da istifade ederek giderek çeşitlenip daha renkli, daha spesifik hâle geliyor. Öte yandan Kürt meselesinin çözülmemesi, Kürtçe’nin resmi dil ve eğitim dili olmaması kuşkusuz bu dilin pazarını, piyasasını oluşturamayışını da beraberinde getiriyor. Kürtçe okuyup yazan insan sayısı çok az. Bu ortamda bu dille yapılacak olan dergiciliğin bir pazarı da olamıyor maalesef.

Bülbül: Dergicilik daha interaktif bir hâle geldi

Folklor û Ziman‘in editörü Mikail Bülbül ise dergiciliğin, teknolojik dönüşüm  ve sosyal medyadan etkilendiğini belirterek şunları söylüyor:

  • Kürt dergiciliğinin 100 yıldan fazla bir geçmişi söz konusu. Son 100 yılda, farklı türlerde 2.000’in üzerinde dergi çıkmıştır. Özellikle Soranca, Zazaca ve Kurmancca lehçelerinde çıkmış olan bu 2.000 dergi, ciddi bir birikimi ve dergi kültürünü ifade ediyor. Çoğu çok zor şartlarda çıkmış olsa da, bir kısmının süreci yarım kalsa da, genel olarak bir dergi kültüründen bahsedilebilir. Son yıllarda gelişim gösteren hakemli akademik dergiler de ayrıca dikkat çekiyor. Üniversitelerin Kurdoloji bölümlerinden çıkanlar bir yana, tamamen sivil dinamiklerle çıkan dört tane hakemli dergi olan Derwaze, Nûbihar Akademî, Kurdîname ile Folklor û Ziman, Kürtçe dergicilikte geldiğimiz noktayı göstermesi açısından çarpıcı.
  • İletişim teknolojilerinin gelişmesi, sosyal medyanın günümüzde bu kadar etkin kullanılıp hayatımızın her alanını kuşatan bir fenomene dönüşmesi kuşkusuz birer kitle iletişim aracı olan televizyon ve gazeteyi etkilediği gibi, dergiciliği de etkiledi. Bu anlamda artık kim dergicilik misyonundan ne anlıyorsa, onun biraz “nostalji” hâline geldiğini söyleyebiliriz aslında. Bizim eski kuşaklar halen dergiyi basılı kağıttan okumak istiyor mesela. Ama şartlar değişti, ekonomi ve pandemi şartlarını da göz önünde bulundurduğumuzda gazete, dergi ya da kitap basmanın maliyet olarak çok pahalı olduğu ortada. Değişen, dönüşen bu çağın ruhuna göre de dergiciliğin yeni bir mecraya dönüştüğünü, dijitalleştiğini, daha interaktif bir hâle geldiğini görüyoruz. Dergiciliğin dijitalleşerek de olsa yoluna devam etmesini çok anlamlı ve önemli buluyorum.
Kubar’ın geçen haziranda yayımlanan 5. sayısı

Kubar editörü Ayşenur Özel: Okurları dünya modasıyla buluşturuyoruz

Kürtçe dergi yayıncılığında kadınların sayısının da sürekli arttığı gözleniyor. Son yıllarda dijital yayın yapan Kubar isimli Kürtçe moda ve makyaj dergisi bu yönüyle bir ilk niteliği taşıyor. Bugüne dek 5 sayısı yayımlanan Kubar’ın editörü Ayşenur Özel, gördükleri ilginin kendilerini mutlu ettiğini ifade edip şunları söylüyor:

  • Dijital evrilmeyle beraber herkes istediği dergiye kolaylıkla erişim sağlayabiliyor. Kürt dergiciliğinde her derginin ayrı bir misyonu var. Mesela Kubar dergisi makyaj ve moda ağırlıklı yayın yapıyor. Bir arkadaşımız dışında tüm çalışanlar kadınlardan oluşuyor. Kadın odaklı yayın yapmamız bu yönüyle bizi spesifik kılıyor. Çünkü hem tarihsel hem de güncel eksende yayın yapıyoruz. Aynı zamanda modanın tarihselliği üzerinde duruyoruz. Bunları yaparken en büyük ölçütümüz estetizmdir. İçerikleri “güzel olana” göre üretmeye çalışıyoruz. Zaten estetik olan da “güzel olana” dönüktür. Temel amacımız dünya modasını Kürt halkına sunmaktır. Dünyada modanın genel seyri nasıl oluyor, değişen ölçütler neler, bunları düzenli olarak takip ediyor, okuyucularla buluşturuyoruz.

Instagram faaliyetleri arttı, okur etkinlikleri başladı

Yayıncılık açısından son 2 yıla ise COVID-19 salgını damgasını vurdu. Bu durum yayın türleri gibi Kürt dergiciliğini de etkiledi. Dijitalleşme bu alanda da hızlandı. “Dijital çağın zirvesini bu pandemi sürecinde gördük” diyen Sönmez, Kürtçe dergilerin de son dönemde Instagram gibi sosyal medya platformları üzerinde etkinliklerini artırdıklarını ve okurlar için etkinlikler düzenlediklerini belirterek bu noktada şunları ekliyor:

  • Zaten bir süredir matbu olan gazete ve dergilerin yavaş yavaş dijitale kaydıklarını, dijital araç ve gereçler ile daha canlı daha renkli içerikler hazırladıklarını görüyorduk. Bu anlamda bütün dünyada etkisini sürdüren pandemi süreci, dijital yayınların sayısını hızla artırıp çeşitlendirirken, basılı olan dergilerin de bazılarını bir süreliğine, bazılarının da temelli dijital yayıncılığa geçmesinde başat rol aldı. Bazı dergilerin Instagram gibi sosyal medya platformları üzerinden de okurları ile temasa geçtiğini, yazar-okur buluşmalarını gerçekleştirdiğini görüyoruz. Dergiler artık sosyal medyadan da takip ediliyor, okunuyor. Bu dergiciliği daha canlı ve hareketli hâle getirdi. Okuru ile her an buluşabilen, görüşebilen bir dergicilik misyonu çıktı. Ama her şeyin dijitalleştiği, her an, her bilgi ve haberin “eskidiği” ve güncelliğini yitirdiği bir dijital dünyada dergicilik yapmak bazı konularda da zorlaşabiliyor.

Son yıllarda dijital olarak yayına başlayan Kürtçe yayınlar arasında ekonomi dergisi Abori ve ilk Kürtçe çizgi roman çocuk dergisi GOG da var.

Özetle, getirdiği tüm zorluklarla birlikte dijitalleşme, bir asrı aşan bir tarihi olan Kürtçe dergiciliğinin Türkiye’deki çeşitliliğini ve renkliliğini artırmış gibi görünüyor.

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR – KÜRTÇE PODCASTLER

Şenol Balı

1988 yılında Van'da doğdu. Hacettepe Üniversitesi Felsefe Bölümü mezunu. Birçok dergi ve gazeteye köşe yazıları yazdı, uzun yıllar tiyatro ve sinema oyunculuğu yaptı. 2016 yılında Van Erciş Belediyesi'ne atanan kayyum tarafından Belediye Basın Birimi'ndeki işinden atıldı. Şimdi Van'da serbest gazetecilik yapıyor.

Journo E-Bülten