Haberciliğin her alanında olduğu gibi magazin gazeteciliği de dijitalleşmeyle beraber yeni bir platform kazandı. Magazin içerikleri görsel ve işitsel ağırlıklı oluyor ve topluluklar üzerinden yayılıyor. Bu yüzden özellikle sosyal medya, magazin haberciliği için birebir… Bu alanın bir numaralı kaynağı olan ünlülerin sosyal medya hesaplarından haber üretmek, haber değeri taşıyıp taşımadığı tartışılır konularda içerikleri okuyucuya ulaştırmak ön plana çıktı. Dijitalin magazin haberciliğini nasıl dönüştürdüğünü magazin gazetecilerine sorduk.
Katma değerli habercilikten çok, seri bir şekilde içerik üretme mantığının devrede olduğu bu dönemde, sosyal medyanın özellikle magazin gazetecileri için ciddi bir rakip haline geldiği ve enformasyonun yayılması konusunda, geleneksel medyanın benimsediği değerlerlerle örtüşmediği söylenebilir. Günümüzde geleneksel medyanın internet medyasına karşı belki de tek avantajı haberlerin bir editoryal filtreden geçirildikten sonra okuyucuya sunulması… Bununla birlikte magazinde gündem belirleme gücü artık basılı yayınlardan çok dijital medyada.
Vatan gazetesinin eski magazin müdürü ve aynı zamanda Türkiye’nin en çok izlenen magazin programı 2. Sayfa’yı meslektaşı Müge Dağıstanlı ile birlikte hazırlayıp sunan Gülşen Yüksel yeni medya düzeninin magazin haberciliğini doğrudan etkilediği görüşünde. Yüksel’e göre sosyal medya her bireye kişisel yayıncı olma şansı veriyor. Ünlüler takipçi sayıları ölçüsünde ulusal gazetelerden daha büyük kitlelere yayın yapma şansını elde ettiler. Kendi haberlerini istedikleri görsellerle birlikte sunuyor, içeriğin her unsurunu kontrol ediyorlar. Ancak paylaşımları doğal olarak her olayı tek yönlü yansıttığı için tarafsız habercilik dijital magazin aleminde pek görülmüyor.
Gülşen Yüksel: Emek hırsızlığı normalleştirildi
“İyisiyle kötüsüyle yeni medya kendi düzenini kurdu” diyen Yüksel, bu konudaki düşüncelerini şöyle ifade ediyor:
“İnternet ve sosyal medya, insan hayatına dokunan her noktada son 15 yıla damgasına vurdu. Bu gelişmelerden en çok etkilenen sektörlerden biri medya oldu. Yeni medya sadece şekilsel bir değişim değil, içerik ve kaynak olarak da yıkıcı bir devrim geçirdi. İnternet üzerinden yapılan yayınlar televizyon kanallarına rakip oldu. İnternetin anlık haberleri yazılı basının günlük baskı kavramını sorgulattı. Haberin kaynağı çeşitlendi. Habere her yerden ve herkes tarafından erişim arttı. Ancak bu değişimler hep olumlu yönde gerçekleşmedi. Çeşitlenen haber kaynaklarının doğruluğu tartışılır oldu. İnternette yapılan haberlerin anında kopyalanması emek hırsızlığını maalesef normalleştirdi. ”
Mehmet Çalışkan: Dijital medya gazetecinin verimini artırıyor
26 yıllık magazin geçmişi olan ve son bir yıldır Habertürk.com’da magazin ve kültür sanat üzerine çalışan Mehmet Çalışkan ise iki medyayı da deneyimlemiş biri olarak dijital medyayı geleneksele tercih edenlerden. Ona göre dijital medyanın en büyük avantajı gazeteciyi daha verimli hâle getirmesi. Çalışkan, “Böyle bir avantajı olduğunu bilseydim çok daha önce bir fırsat yaratıp bu tarafa geçerdim diye düşünüyorum” diyor ve ekliyor:
“Çünkü haber üretimin artıyor, bekleme sürecin yok, yaptığın röportaj ya da haberi hazırlıyorsun ve yayımlayabiliyorsun. Benim için ve bütün gazeteciler için de aynıdır bu, haber yayımlandığı an bitmiştir senin için. Dolayısıyla burada haber hemen yayımlandığı için, yeni bir habere yönelmen de hemen oluyor. Geleneksel medyada böyle değildi, bir bekleme süreci vardı, bu yeni bir haber üretmeyi de geciktiriyordu.”
Okur ilgisi ölçülebiliyor, yer kaygısı yok
Çalışkan’a göre yapılan işin karşılığını, ne kadar okunduğunu görüyor olmak, okuyucunun habere gösterdiği ilgiye ve ilgisizliğe göre sonraki haberleri planlayabilmek, sayfa sayısı ve haber önceliği gibi bir kaygının, yer sınırının olmaması, tek bir alanda uzman olmak zorunluluğunun olmaması, geniş bir yelpazeye sahip olmak büyük avantaj…
Öte yandan, sosyal medyanın magazin gazeteciliğini bitiren bir yanının olduğunu ve hatta gazetecilerin işsiz kalmasında sosyal medyanın büyük payı bulunduğunu düşünen Çalışkan bu konuya şöyle değiniyor:
“Dijital medya bu denli ön planda değilken, gazeteler dergilerin yaptığı röportajları alıp kullanmaya başladılar. Bunu yapmak ‘ben bu işi bilmiyorum’ demekle eş değer, kendi topuğuna sıkmak. Ki sıkıldı, önce dergilerden alındı haberler, röportajlar gazetelere konuldu, ya tembellik ya beceriksizlikten dolayı. Bunun sonucunda ünlüler ne yaptı? Gazeteleri es geçmeye başladı…”
Önce dergiler, sonra sosyal medya
“Ünlüler ben dergiyle röportaj yaptım, prodüksiyon yapılıyor, paralar harcanıyor, istediğim fotoğraflar çekiliyor, istediğim şeyleri konuşabiliyorum ve aynı röportajı gazeteler de alıp kullanıyor… ‘Öyleyse niye gazeteyle röportaj yapayım’ dedi haklı olarak. Böylelikle zaman içinde magazin muhabirlerinin sayısı azaltıldı. Gerek kalmadı çünkü onlara. Şimdi de dergilerin yerini sosyal medya aldı denilebilir… Ünlüler kendi haberini kendi yapıyor.”
“Bu dönemde artık hiçbir ünlü evinin önünden takip edilmiyor. Artık ünlülerin sosyal medya hesapları takip ediliyor. Bu şekilde bir habercilik de benim asla tasvip etmediğim bir şey… Ünlülerin sosyal medyasını takip edip haber çıkarmayı çok aptalca buluyorum. O haberi okuyan kişi zaten o ünlüyü takip ediyordur. Haber yayımlanmadan önce o bilgiyi almış. Sen alıp bir daha koyuyorsun ve aynı şeyi sunuyorsun insanlara. Çok çok önemli bir şey değilse konulmamalı. Üstüne bir haber konulabiliniyorsa bir ihtimal…”
Müge Dağıstanlı: Ertesi günkü gazeteye aynen basamazsın
Posta Gazetesi Magazin Müdürü ve aynı zamanda Gülşen Yüksel ile birlikte 2. Sayfa programını hazırlayıp sunan Müge Dağıstanlı ise “Yeni medya düzeninde magazin gazeteciliği değişim gösterdi mi” sorusunu şöyle yanıtlıyor:
“Gazeteciliğin diğer dalları yeni düzene göre nasıl yeniden organize olup değiştiyse, magazin de bu değişimi yakaladı. Bir haberi öğrendikten 10 dakika sonra TV, Twitter, Instagram ve internet sitelerinde görüyoruz. Bunu ertesi gün basılacak gazeteye aynı şekilde verirsen hiçbir esprisi kalmaz. İşte bu noktada yeniden düşünmek, ele almak, biraz daha derine inmek gerekiyor. Journo’da çok güzel bir tespit okumuştum: ‘Gazetecilik aklına bir fikir gelme sanatıdır. Baktığın yerde gözden kaçması çok kolay bir unsuru yakalamaktır.'”
Geleneksel medya ve dijital medyada magazinin konumlanmasını değerlendiren Dağıstanlı’ya göre dijital medya daha kontrolsüz. “Geleneksel medyadan geldiğim için gazetelerin yeri bende hep çok ayrı. Özel, güzel ve değerli. Burada bir gelenek, birikim, kurallar ve disiplin var. Koltuklarda işini iyi bilen, uzman insanlar oturuyor. Dijital medya daha kontrolsüz. Medya deneyimine sahip olmayan kişi de site açıp yönetebiliyor” diyen Dağıstanlı iyi kötü karşılaştırması yapmadığını, ancak ciddiye alınıp alınmadıklarına baktığını söylüyor.
Sosyal medya magazini hem besliyor, hem zorluyor
Dağıstanlı sosyal medyanın magazini hem beslediği, hem de zorladığı görüşünde. Ona göre besliyor çünkü ünlüler sürekli malzeme sunuyor. Zorlamasının nedeni ise elinizdeki özel haber her an bir yerde patlayabilir! “Bir de ünlü, ünsüz herkes magazinci oluverdi!” diyor ve ekliyor Dağıstanlı: “Üstelik birçoğunu da şu sözleriyle tanıyorum: ‘Magazin mi? Asla yapmam, konuşmam! Ben hep belgesel ve haber izliyorum. Tarzım müsait değil.'”
“İyi bir şey üretip bunu yıllarca devam ettirirsen, gazeteciliğin diğer alanlarından da beslenirsen, farklı fikirlere sürekli açık olursan aklına mutlaka özgün bir şeyler gelir” düşüncesini savunan Dağıstanlı sözlerini şöyle tamamlıyor: “Dijital medyada çok değerli adresler de var. Çok tartışma götürecek sayfalar da mevcut. Tek bir sayfa, yazar ya da kişi genel anlamda bir durumu etkilemez. Herkes kendi yaptığından sorumlu. Bir kişinin yaptığı etik dışı haber, bir başka siteyi ya da magazin gazetecisini bağlamaz.”