New York Times’ın “Project Veritas” (Hakikat Projesi) adlı aşırı sağcı gruba yönelik araştırmasını ABD’deki bir yargıç (şimdilik) engelledi. Temyize giden gazete, baş yazısında, hükûmetin ve yargının gazetecilerin neyi haberleştirip neyi haberleştiremeyeceğine karar veremeyeceğini vurguladı.
Cumhuriyetçi Parti’ye yakın aktivist bir grup olan Project Veritas; gizli kamera ve ses kayıtları, sahte kimlikler ve yanıltıcı montajlar kullanarak kendisini eleştiren siyasetçileri, gazetecileri ve sendika temsilcilerini hedef aldığı için kötü bir üne sahip. ABD Başkanı Joe Biden’ın kızı Ashley’e ait günlüğün çalınıp aşırı sağcı web sitelerinde yayımlanması hakkında da grupla ilgili bir Adalet Bakanlığı soruşturması sürüyor.
New York Times, Project Veritas’ın iç yazışmalarını ele geçirdi ve günlüğü konu alan ilk haberini geçen ay yayımladı. Ancak gazete bu belgeleri daha fazla habere konu edemeden, grubun avukatları mahkemeye başvurdu. Yayın yasağına hükmeden New York eyalet yargıcı Charles Wood, 24 Aralık’ta verdiği kararda, gazetenin tüm fiziksel belgeleri Project Veritas’a göndermesini ve dijital kopyaları yok etmesini emretti.
Basın özgürlüğünün anayasal güvence altında olduğu ABD’nin tarihinde buna benzer bir karar yok. Nixon Yönetimi tam 50 yıl önce, Vietnam Savaşı ile ilgili ‘Pentagon Belgeleri’nin gazetelerce yayımlanmasını adli yollardan engellemeye çalışmış ancak ABD Yüksek Mahkemesi basın özgürlüğü lehine bir karar vermişti. İki gazetede o dönemde yayımlanan gizli belgeler, savaşı bitiren süreci başlatmıştı.
ABD’nin medya ve hukuk tarihinde bir ilk
ABD’de ilk kez bir yargıç, bir gazeteden, planladığı yayını durdurmasının yanı sıra habere konu belgeleri de teslim etmesini istiyor. Bu yüzden gazeteciler ve basın özgürlüğü savunucuları karara sert tepki gösterdi. Üst mahkemeye başvurarak kararı temyiz eden New York Times, “Tehlikeli bir mahkeme emri” başlıklı baş yazısında şu ifadeleri kullandı:
- Yarım yüz yıl önce Yüksek Mahkeme, bir gazetenin mahkeme kararıyla yayından alıkonması konusunda son noktayı koymuştu. Vietnam Savaşı’nın tarihini ayrıntılandıran Savunma Bakanlığı’na ait gizli belgelerin New York Times ve Washington Post tarafından yayımlanmasını engellemek için Nixon Yönetimi 1971’de çaba göstermişti. Yüksek Mahkeme ise ulusal güvenliğe yönelik bir tehdit iddiasına karşı gazetelerin yanında saf tutmuştu. Mahkemenin gerekçeli kararında yargıç Potter Stewart, “Bilgili ve özgür bir basın olmadıkça insanlar aydınlanamaz” diye yazmıştı.
- Bu duyarlılık, hukuk sistemimizin en eski ve dayanıklı ilkelerinden birini de yansıtıyor: Hükûmet basının neyi yayımlayıp neyi yayımlayamayacağına karar veremez. Bu ilke, Anayasa’dan bile eski olmakla birlikte ABD’nin kurucuları, işi garantiye almak için onu [ABD Anayasası’nın ilk 10 ek maddesini içeren] Haklar Beyannamesi’ne de eklemişti. Birinci ek madde şöyle der: “Kongre, ifade veya basın özgürlüğünü kısıtlayacak bir yasa yapamaz.”
“Gazetecilik böyle işlemez”
- New York’ta bir yargıç cuma günü [Project Veritas’ın New York Times’a açtığı davada] verdiği kararla bu tarihi içtihattan ayrıldı… Bir haber kuruluşuna karşı son derece sıradışı ve inanılmaz ölçüde geniş kapsamlı bu yayın yasağı kararını veren yargıç, New York Times’ın, Project Veritas’ın avukatlarının kaleme aldığı belgelerden alıntılar yayımlama kararının “adli süreçlerin saygınlığını korumak için mahkeme müdahalesini mecbur kıldığını” bildirdi.
- Project Veritas avukatları, bu belgelerin sürmekte olan davaya konu olabileceğini savunarak yayını durdurmaya çalışıyor. Ayrıca belgelerin yayımlanmasının, avukat-müvekkil gizliliği ilkesine aykırı olduğunu savunuyorlar.
- Gazetecilik böyle işlemez. Diğer tüm haber kuruluşları gibi New York Times da; hükûmetler, holdingler veya diğerleriyle ilgili gizli bilgilerin haberlerde nasıl ifşa edileceğine gündelik etik değerlendirmeler yaparak kendisi karar verir. ABD Anayasası’nın birinci ek maddesi, bu etik kararları mahkemelere değil, gazetecilere bırakmıştır. Tek muhtemel istisna hassas bilgilerdir. Örneğin bir savaş sırasında askeri birliklerin hareketlerini haberleştirmek, Amerikalılar’ın can güvenliğine veya ulusal güvenliğe ciddi bir tehdit oluşturabilir.
“İddia absürt, basın özgürlüğü için ciddi bir tehdit”
- Project Veritas’ın iç hukuki yazışmaları bir ulusal güvenlik sorunu değildir. Bu belgelerin, süren davadaki savunma stratejilerini etkileyen gizli bilgiler içerdiği iddiası absürttür ve basın özgürlüğü için ciddi bir tehdittir. Bunun sonuçlarını düşünün: Haber malzemesi bir gün bir davada kullanılabilir diye yayın durdurulursa, haber kuruluşlarının sırf bu yüzden bir kişi veya şirkete dair bilgiyi haberleştirmesi rutin olarak engellenebilir. Hatta gazeteciler, bu yüzden haber kaynaklarına soru sormaktan bile alıkonabilir.
- Bu, spekülatif bir korku değil: Yargıç Wood’un ilk kararında Project Veritas’ın avukat-müvekkil gizliliği kapsamındaki hiçbir bilginin New York Times haberlerinde kullanılamayacağı vurgulanıyor. Son karar ise belgelerin imhasını emrediyor ve içeriklerinin haberleştirilmesini yasaklıyor. Yargıç, kamuoyunun ilgilendiği konularda basının haber yapmakta özgür olduğunu vurgulasa da, verdiği karara göre avukatların müvekkillerine gönderdiği belgeler bu çıtayı geçemiyor.
- Bu, nefes kesici bir mantık: Yargıç Wood, New York Times’ın neyi haber yapıp yapamayacağına karar verme yetkisini üstüne alıyor. Anayasanın birinci ek maddesinin böyle bir sonuç vermemesi gerekirdi. Gazetecilik de, tıpkı demokrasi gibi, şeffaflığın ve özgürlüğün olduğu ortamlarda yeşerir. Hiçbir mahkemenin New York Times’a veya bir başka haber kuruluşuna, nasıl gazetecilik yapacağını söyleyememesi gerekir. Aksi hâlde her muhabirin haberindeki özneler, anlamsız davalar açarak kendileriyle ilgili yayınları engellemeye teşvik edilmiş olur. Bu durum, birinci ek maddede somutlaşan değerleri bozar ve kendi kendisini yöneten bir cumhuriyet için elzem olan özgür basının işleyişini aksatır.
İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR – NEW YORK TIMES 8 MİLYON ABONEYİ AŞTI