New York Times gazetesinin yorum sayfası editörlüğü, ABD’de gazeteciliğin en güçlü makamlarından biri sayılır. 2016’dan beri bu koltukta oturan James Bennet, birkaç gündür kurum içinden de sert eleştirilere neden olan bir köşe yazısı nedeniyle istifasını verdi. Cumhuriyetçi senatör Tom Cotton, “Askerleri gönderin” başlıklı köşe yazısında, şehirlerde süren protesto gösterilerine ordunun müdahale etmesi gerektiğini savunmuştu.
ABD’nin saygın gazetelerinin hemen hepsi, kendi yayın kurullarının yorumlarını içeren baş yazının yer aldığı sayfanın tam karşısında, farklı görüşlere yer veren köşe yazıları yayımlar.
“Opposite the editorial page” (baş yazı sayfasının karşısı) ifadesinin kısaltması olan “Op-Ed” bölümünün editörlüğü, ülkenin en büyük gazetesi New York Times’da neredeyse genel yayın yönetmenliği kadar önemli bir görevdir.
Tam dört yıldır bu görevi sürdüren James Bennet, kısa süre öncesine kadar performansıyla çok övülen bir isimdi. Hatta birçok gözlemci, Bennet’ın 2022 yılında mevcut genel yayın yönetmeni Dean Baquet’in koltuğuna oturabileceğini söylüyordu.
Op-Ed sayfası Bennet’ın yönetiminde güncel gelişmelere daha hızlı tepki vermeye ve çoğunluğu ana akım Demokratlar diye nitelenen New York Times okurunun alışık olmadığı sesleri de yansıtmaya başlamıştı.
Bennet bir yandan da yorum bölümünde araştırmacı gazetecilik işlerine gazete tarihinde ilk kez yer verdi (mesela şu haber); bir e-bülten ve podcast yayımlamaya başladı.
George Floyd’un ölümü ve tartışılan köşe yazısı
Tüm bu köklü değişikliklerin, son bir haftada yaşanan ve Bennet’ın sürpriz istifasıyla sonuçlanan süreçte payı olabilir. Bennet okurun alışık olmadığı sesleri duyurmakta fazla aceleci davranmış ve belki vakit darlığının da etkisiyle özellikle gazete çalışanlarının büyük tepkisini çekmiş görünüyor.
Tartışılan köşe yazısı 3 Haziran’da Arkansas eyaletinin Cumhuriyetçi senatörü Tom Cotton imzasıyla yayımlandı. “Askerleri gönderin” başlıklı yazısında Cotton, George Floyd’un polis şiddeti nedeniyle ölümünden sonra ABD çapında yapılan gösterilere ordunun müdahale etmesi gerektiğini söylüyordu.
ABD Başkanı Donald Trump’ı destekleyen ve dolayısıyla New York Times okurunun çoğunun görüşleriyle ters düşen bu çağrıyı özellikle siyah Amerikalılar kendilerine yönelik bir şiddet tehdidi olarak algıladı. Sosyal medyada görüşlerini seslendiren bu öfkeli kalabalık içinde New York Times’ın siyah çalışanları da vardı.
‘Yayın sürecinde ciddi bir arıza’
Gazete yönetimi ilk aşamada, yorum sayfasının her görüşe açık olduğunu vurguladı. Tepkiler sürünce söz konusu yazının yayına girme süreciyle ilgili soruşturma başlatıldığı açıklandı. Bennet’ın yazının tamamını okumadığı, yardımcısının ise yazıdaki sorunlara rağmen yayın için onay verdiği ortaya çıktı.
Tepki daha da büyüdü. 800’ü aşkın gazete çalışanı geçen perşembe bir mektup kaleme alarak bu köşe yazısının hayatlarını tehlikeye attığını savundu. Cotton’ın yazısında, Antifa grubunun protestolardaki rolüne dair asılsız iddiaların yer aldığı da vurgulandı.
Sonunda, New York Times yayıncısı Arthur G. Sulzberger dün akşam çalışanlara gönderdiği e-postada, “Geçen hafta yayın sürecimizde ciddi bir arıza yaşadık. Son yıllarda yaşadığımız ilk arıza da değil bu” diyerek James Bennet’ın istifa ettiğini gazete yönetimini de eleştirerek duyurdu.
Abonelik geliri ve okuru küstürme endişesi
Sulzberger, “Yaşanacak ciddi değişim döneminde bu bölümün liderliğini yeni bir ekibin yapması gerektiği konusunda James ile anlaştık” sözleriyle taze bir dönüşümün işaretini de verdi. Bununla birlikte Sulzberger, gazetenin felsefesinde bir değişim olmayacağını vurguladı.
Bennet’ın yerine, 2017 yılında Boston Globe’dan New York Times’a transfer olan Pulitzer ödüllü Katie Kingsbury atandı. Bennet’ın yardımcısı Jim Dao da künyeden çıkarılarak yazı işlerinde henüz netleşmeyen bir göreve çekildi.
Cotton’ın köşe yazısının yayımlanmasında sorun görmeyenler, “Op-Ed” geleneğinin zaten çoğunluğun katılmadığı görüşleri seslendirerek tartışmaları ateşlemek üzere oluşturulduğunu vurguluyor.
Onlara göre Bennet’ın istifası, okur gelirine dayalı bir modele başarıyla geçiş yapan New York Times’ın sadece kendi kitlesinin hoşuna gidecek görüşlere yer veren bir gazeteye dönüşmesine neden olabilir.
‘Yorum gazeteciliği de hâlâ gazeteciliktir’
Köşe yazısının yayımlanmasını önemli bir hata olarak görenler ise Cotton’ın asılsız iddialarının yanı sıra, Floyd protestolarını bastırmak için orduyu göreve çağırmasına dikkat çekiyor.
ABD’de eyaletler, merkezi yönetime karşı güçlü bir özerkliğe sahip. Eyaletlerin talebi olmadığı hâlde merkezi (federal) yönetimin oraya asker göndermesi, hem Demokrat hem de Cumhuriyetçi seçmenin önemli bir bölümü tarafından “işgal” olarak görülüyor.
Sonuçta bu köşe yazısı New York Times’da yayımlanmalı mıydı?
Rakip gazete Washington Post’un “Küresel Görüşler” köşesini yöneten Karen Attiah dün CNN’de şunları söyledi: “Yorum gazeteciliği de hâlâ gazeteciliktir. Teyit sürecinden geçmesi gerekir. Tezinizi savunursunuz ama savunmanızın olgulara dayanması şartıyla… Gündeminize uyuyor diye gerçekliği olduğundan farklı bir biçimde resmedemezsiniz.”
İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR – NYT’DEN BİR İYİ, BİR KÖTÜ HABER