Radyo ve Televizyon Üst Kurulu’na (RTÜK) internet yayınlarını denetleme yetkisi veren yönetmelik, yeni medyanın yükselen formatlarından podcast’lerin de önümüzdeki dönemde sansürlenebileceği endişesi yarattı. Podcastçiler yönetmeliğin muğlak diline rağmen en azından şimdilik RTÜK kapsamına girmediklerini düşünüyorlar. Ancak evlerde kaydedilen, üreticilerine ciddi bir gelir sağlamayan bu “niş” alanın bile keyfi bir denetime girme ihtimali, Türkiye’de medya özgürlüklerinin ne derece örselendiğine dair güncel bir örnek olarak karşımızda duruyor.
Geçen hafta yayımlanan “Radyo, Televizyon ve İsteğe Bağlı Yayınların İnternet Ortamından Sunumu Hakkında Yönetmelik” ile RTÜK, denetim yetkisini çevrim içi alana doğru genişletmişti. Ayrıca internetten radyo yayın lisans bedeli olarak 10 bin, TV ve isteğe bağlı yayın hizmeti lisans bedeli olarak ise 100 bin TL’lik ücretler belirlenmişti. Bu iki adım, dijital yayıncıların hem ifade özgürlüğü olanaklarına, hem de ekonomik sürdürülebilirliklerine yönelik bir darbe ve sansür çabası diye eleştirildi.
Yönetmelikte geçen “Bireysel iletişim hizmetleri dışında, programların bir yayın akış çizelgesine dayalı internet ortamından yapılan ses ve veri yayını” ifadesi, RTÜK yetkisinin, podcast’leri de kapsayabileceği iddiasını beraberinde getirdi.
‘Özgür yayın hakkını savunuyoruz’
20’yi aşkın programıyla en popüler podcast ağlarından olan Medyapod‘un Yayın Yönetmeni İlkan Akgül, “Yeni yönetmelik yayımlanır yayımlanmaz bu alanda çalışan hukukçular ile konuyu görüşmeye başladık. Metin neleri kapsıyor ve tam olarak neyi denetliyor sorusunun yanıtı muğlak olduğu için hukukçular da bu konuda henüz net bir fikir sunamadı. Ancak edindiğimiz ilk izlenimler bu düzenlemenin en azından şu anda podcast ağlarını etkilemeyeceği yönünde” dedi.
Düzenlemenin Netflix ve BluTV gibi platformların ötesinde, “internette nefes almaya çalışan medya organlarını daha çok ilgilendirdiğini” vurgulayan Akgül, “Günün sonunda büyük firmaların düzenlemedeki çizgiye gelmesi çok olası. Olan diğer haber odaları ve yayıncılara olacak. Yönetmelik sonrasında da kısa bir açıklama yaptık. Belki de yine tekrar etmeli; yazılı, sözlü, görsel medyaya uygulanan ve uygulanacak her sansürün karşısındayız. Kişi ve kurumların görüşlerini, özgür yayın hakkını savunuyoruz” diye konuştu.
Samimi, güzel bir mahalle ortamı
Bir diğer popüler podcast ağı olan Farklı Kaydet‘in yöneticisi Arma Kaynar da “Yeni yönetmelikte kesin bir ifade yok ancak bizim alanımıza doğru bükülebilecek maddeler de var gibi görünüyor” dedi. “Bizim de kafamız karışmadı desek yalan olur” ifadesini kullanan Kaynar, şunları söyledi:
“Biz ekip olarak podcast işine ilk girerken televizyon, gazete gibi medyumların karşılaştıkları baskı yüzünden yerini podcast, YouTube gibi mecralara bırakacağını; tüketicilerin daha özgür ve samimi ortamlarda bulunmak isteyeceğini tahmin ediyorduk. Netflix, BluTV gibi platformlar bizimle aynı ürünü ortaya koymasa da sansürün etkisiyle zaman içerisinde insanların podcastlerin sağladığı organik ve samimi ortamı daha çok tercih edebileceğini düşünüyoruz. Burada tabii ki yasal çerçeve kapsamında podcastlerle alakalı bir aksiyon alınacak mı, zaman içerisinde onu da görmek gerekiyor.”
“Her yerde olduğu gibi sansürün buraya da girmesi ürünün doğallığından ve çekiciliğinden mutlaka götürecektir. Diğer podcast yapan arkadaşlarımızla da konuştuğumuzda onların da kafasında yasayla alakalı oturmayan şeyler olduğunu gördük. Genel olarak bir kafa karışıklığı mevcut. Biz podcastleri yapanlarla, dinleyicisiyle kendi arasında sohbet etmekten keyif alan güzel bir mahalle ortamı oluşturmuş durumdayız. Bunun da sansür gibi çağ dışı uygulamalarla bozulmasını istemiyoruz.”
‘Şu an için etkileyeceğini sanmıyorum’
Türkiye’de en çok dinlenen podcastlerden biri olan ‘Nasıl Olunur’u hazırlayıp sunan Nilay Örnek de RTÜK yönetmeliğinin “huzursuzluk yarattığını” düşünüyor. İşini iyi yapan isimleri konuk ederek dinleyicilere faydalı bilgiler aktarmayı amaçlayan, Spotify ve iTunes gibi platformlarda ücretsiz olarak dinlenebilen bu podcast’in arkasında, bir sesli kitap sistemi olan Storytel var.
Örnek, “Storytel Türkiye, lisans için 100 bin TL ödeyebilecek şirketlerden. Tabii biz lisanslı bir yapının içinde olsak da, podcast’lerin çoğu insanların evlerinden, odalarından, bir mikrofondan çıkıyor. Onlara denetim mi yapılacak?” diye soruyor.
“Yeni yönetmeliğin şu an için podcastleri etkileyeceğini sanmıyorum, yönetmeliğe bakınca teknik olarak öyle bir açılım görmüyorum açıkçası” diyen Örnek şunları ekliyor: “Bir taraftan da, çok niş, genel izleyiciye hem hitap eden, hem de çok değmeyen bir alan. Tabii ‘Aman akla düşürmeyelim’ diye de düşünüyorum 🙂 Sansürlenecek bir şey olduğundan değil; eğitici, öğretici, iyi gelen, -bence- güzel içerikli programlar yapıyoruz. Ama sorun neyin ‘sansüre layık bulunacağının’ bilinmemesi.”
‘Bir katarsisimiz var, onu da yaşatmıyorlar’
Bu noktada idari uygulamalardaki çifte standartlara dikkat çeken Örnek, “Çevreyi korumak için 25 kuruş poşet ücreti alınıp, sonra Kaz Dağları madenlere açılıyor; söylenilen ile uygulamaların farklı olduğu yerde tesadüfen her şey olabiliyor. Mantığı kavramak zor” diyor.
Sansürün, “kafa rahatlamak için yaratılan alternatif mecralara” da sıçrayabileceğini belirtirken “Bir katarsisimiz var, onu da yaşatmıyorlar” diyen Örnek, “Normal olmaya, normal hissetmeye, insanların korkmadan rahatça hazırladıkları, kaliteli içerikleri izlemeye, dinlemeye ihtiyacımız var. Hem de çok. Kültür yaratamayan yönetimlerin var olan kültürü baltalaması daha da çölleştiriyor ortamı” ifadesini kullanıyor.
‘Bize huzur ve neşe lazım’
Bugün şaşırıp ciddiye almadığımız bir sözün yarın engelleyici bir uygulamaya dönüşebildiğini belirten Örnek’e göre kendisinin de çok şey öğrendiği YouTube kanallarına veya podcast’lere RTÜK denetiminin gelme ihtimali, “sansürle sonuçlanmasa bile huzursuzluk yaratan, insanın heyecanını kaçıran bir şey.”
Örnek sözlerini şöyle tamamlıyor: “Zaten podcastlerin çoğundan insanlar ya çok cüzi paralar kazanıyor, ya hiç kazanamıyor; bir de sansür-ceza yükü ya da bunun korkusu, huzursuzluğu çekilecek şey değil. Türk aile yapısını da, ruh sağlığımızı da daha iyi seviyeye taşıyacak şey huzur ve neşe. Yani bence 🙂 ”