İnsan hakları ihlâlleriyle ilgili haberleri nedeniyle “örgüt üyesi olmak” ve “örgüt propagandası yapmak” ile suçlanan tutuklu gazeteci Seda Taşkın, 30 Nisan’da hâkim karşısına çıkacak. Taşkın’a yönelik suçlamaların gerekçeleri arasında sosyal medyada #HaberciyizHaberBiziz ve #GazetecilerGünü etiketleriyle yaptığı paylaşımlar da var.
Yaptığı haberlerle Türkiye’de yaşanan insan hakları ihlâllerini ortaya çıkaran gazeteci Seda Taşkın, haber için gittiği Muş’ta 20 Aralık 2017 tarihinde “hakkında ciddi ihbar var” denilerek gözaltına alındı. Burada adli kontrol şartı ile serbest bırakılan Taşkın, ailesinin yanına geldiği Ankara’da 22 Ocak günü yeniden gözaltına alındı ve tutuklandı. 47 sayfalık iddianamesi Muş Cumhuriyet Savcısı tarafından hazırlandı ve Muş 2. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul edildi.
Gazeteci Taşkın’ın yargılanmasına neden olan isimsiz ihbar “Seher Taşkın isimli KCK’lı şahıs teröristlerle alakalı propaganda videosu çekiyor gençleri örgütlüyor lütfen ilgilenin bu şahısla” şeklindeydi. Taşkın gözaltına alındığında üzerinden çıkanlar fotoğraf makinası, hafıza kartı ve Çağdaş Gazeteciler Derneği (ÇGD) üyelik kartıydı.
‘Gazetecilere sahip çıkalım’ ifadesi delil sayıldı
Savcı hafıza kartındaki bir söyleşide geçen ifadeleri iddianameye koydu. Söyleşideki kişi özetle şunları söylüyordu:
“Ağır tecrit koşulları altında bulunan tutsaklar var. Kesinlikle dayanışmanın en üst seviyede olması gerekir… Tutsaklarla dayanışma ile her alanda mektup, kart atmak, aileleri ziyaret etmek olsun, her anlamıyla toplumun ve sivil toplumun, insan hakları kuruluşlarının cezaevleri ile siyasi tutsaklarla dayanışma içinde olmaları ve cezaevlerini sürekli gündemde tutmaları gerekir… Cezaevinde bulunan siyasi tutsakların tamamı toplumun bireyleriydi, bu toplumun öncüleriydi, gazetecileriydi, siyasetçileriydi, seçilmişleriydi; madem böyleyse bizim de siyasetçilerimize, gazetecilerimize sahip çıkmamız gerekir…”
Gazeteci Taşkın’ın röportaj yaptığı kişi söz konusu söyleşinin devamında ise cezaevinde kaldığı sırada karşılaştığı hak ihlâllerini anlatıyordu: “Çok travmatik şeyler oluyordu. Gardiyanların siyasi tutsaklara karşı hak ihlâlleri söz konusuydu, sürgünler hat safhadaydı. Bir tutsak bir aydan fazla bir yerde kalamıyordu. Kolu kırılan, burnu kırılan arkadaşlarımız vardı. Ağır hasta tutsakların cezaevinden çıkmaları gerekiyordu. Son günlerini ailelerinin yanında geçirmeleri gerekiyordu. Cezaevinde kalamaz raporuna rağmen keyfi şekilde cezaevinde bırakılıyorlardı…”
Bir fotoğraf makinesi, ÇGD kartı…
Gazeteci Taşkın’ın üzerinden çıkanlar kayıtlara şöyle geçti:
1- CANON marka XA10E model 453022800254 seri numaralı hafıza kart yuvası boş vaziyette kamera,
2- CANON marka EOS6D(WG) DS126401 model CCAB12LP2600T1 seri numaralı fotoğraf makinesi,
3- CANON marka EOS6D(WG) DS126401 model CCAB12LP2600T1 seri numaralı fotoğraf makinesi üzerine takılı CANON marka EW-83H seri numaralı fotoğraf makinesi lensi,
4- CANON marka EOS6D(WG) DSİ26401 model CCAB 12LP2600T1 seri numaralı fotoğraf makinesi üzerine takılı vaziyette Kingstone marka 1612RB66678 seri numaralı 8 GB hafıza kartı,
5- Samsung marka SM-N7500Q model 352307/06/017249/4 İMEİ numaralı beyaz telefon (telefona ait kalem üzerinde yok.),
6- Samsung marka SM-N7500Q model 352307/06/017249/4 İMEİ numaralı beyaz telefon üzerine takılı vaziyette üzerinde Vodafone amblemi bulunan üzerindeki seri numaraları SİM kartın kesilmesi sebebi ile okunamayan kırmızı renkli SİM kart,
7- Siyah renkli sırt çantası içerisinde çıkan SanDisk Ultra BL1514850280D seri numaralı 16 GB hafıza kartı,
8- Siyah renkli sırt çantası içerisinde çıkan CANON marka DS510101 model batarya şarj adaptörü,
9- Siyah renkli sırt çantası içerisinde çıkan siyah renkli SAFETY marka 2014/12 3005891-2 seri numaralı kamera şarj aleti,
10- Siyah renkli sırt çantası içerisinde çıkan siyah renkli 1 adet telefon kablosu,
11- Seher TAŞKIN adına kayıtlı üzerinde ÇAĞDAŞ GAZETECİLER DERNEĞİ ibareli üye kimlik kartı.