Ses Kocaeli gazetesinin sahibi, yazı işleri müdürü ve köşe yazarı Güngör Arslan, silahlı saldırıda katledildi. Saldırıyı üstlenen zanlı Ramazan Özkan ilk ifadesinde, “yazısını beğenmediği için Arslan’ı öldürdüğünü” iddia etti. Zanlının arkasında bulunduğunu öne sürdüğü kişilerin yakalanmasını isteyen eşi Suna Arslan ise “Uğur Mumcu’lar, Abdi İpekçi’ler, faili meçhuller gibi kaybolup gitmesin Güngör Arslan. Gerçeği bulun lütfen, sizden sadece bunu istiyorum” dedi. Arslan, Türkiye’deki ilk COVID-19 ölümlerinden ikisini haberleştiren yayın yönetmeni serbest bırakılsın diye “suçu” üstlenip hapse girmişti.
Güngör Arslan, İzmit’in Cedit Mahallesi’ndeki Ses Kocaeli ofisine dün gelen bir kişinin silahlı saldırısına uğradı. Ambulansla Kocaeli Devlet Hastanesi’ne kaldırılan Arslan, yapılan müdahalelere rağmen kurtarılamadı. Arslan’ın cenazesi bugün toprağa verildi.
Kocaeli Valisi Seddar Yavuz, saldırıyı kınayarak Ramazan Özkan adlı katil zanlısının, saldırıda kullandığı tabancayla birlikte yakalandığını ve çok yönlü soruşturma başlatıldığını açıkladı.
Vali Yavuz’dan eşinin ölümüne neden olan zanlının arkasında bulunduğunu öne sürdüğü kişilerin yakalanmasını isteyen Suna Arslan, “O zaman gönlümü ferahlatırsınız, yetim de olsa çocuğumun, başımın dimdik durmasını sağlarsınız. Uğur Mumcu’lar, Abdi İpekçi’ler, faili meçhuller gibi kaybolup gitmesin Güngör Arslan. Gerçeği bulun lütfen, sizden sadece bunu istiyorum” dedi. Yavuz da bunun üzerine, “Acınızı paylaşıyorum, hiç endişeniz olmasın bulacağız. Herkes de bulduğumuzu görecek. Şu anda başka bir şey söyleyemem ama her yönüyle bakıyoruz. Kısa zamanda sonuçlandıracağız” yanıtını verdi.
Gözaltına alınan Ramazan Özkan’ın emniyetteki sorgusunun sürdüğü bildirildi. Polis, zanlıyla bağlantılı kişileri arıyor. DHA’ya göre Özkan ilk ifadesinde,”yazısını beğenmediği için Arslan’ı öldürdüğünü” öne sürdü. Evrensel’in haberine göre ise Özkan kendisini iki kişinin azmettirdiğini söyledi. Zanlı, bu kişilerin kendisine, “Güngör Arslan’ı vuracağız. Sen yapacaksın. Seni çok rahat ettireceğiz. Bir daha hiçbir sorun yaşamayacaksın” dediğini ve cinayetten önce atış talimi yaptığını belirtti.
Tüm baskılara rağmen yerel medyada gazetecilik direniyor
Ses Kocaeli, Türkiye’nin dört bir yanında tüm zorluklara rağmen gazetecilik yapmaya çalışan haber kuruluşlarından biri. Salgının ilk günlerinde gazetenin o dönemdeki genel yayın yönetmeni olan İsmet Çiğit, Derince Araştırma Hastanesi’nde COVID-19 nedeniyle 2 kişinin hayatını kaybetmesini haberleştirince gece yarısı kelepçelenerek gözaltına alınmıştı. Bu olayı duyunca Emniyet Müdürlüğü’ne giden Güngör Aslan, “Haberi o yapmadı, ben yaptım” deyince Çiğit serbest bırakılmış, onun yerine bu kez Arslan gözaltına alınmıştı.
Salgının ilk günlerinde Türkiye’de yetkililer ilk ölümlere dair haberleri kimi zaman yalanlamış, kimi zaman “paniğe neden olabileceği” gerekçesiyle bunları yapan gazetecileri gözaltına aldırmıştı. Onlardan biri olan Arslan da daha sonra serbest bırakılmıştı. Türkiye Gazeteciler Sendikası’nın Basın Özgürlüğü Raporu’na yansıyan bu olayı o dönemde Journo’da da aktarmıştık.
Güngör Arslan bu olayın ardından da yerel gazetesine sahip çıktı ve eleştirel yayıncılığa devam etti. Son dönemdeki yazılarında bazen iktidarı, bazen muhalefeti eleştirdi. Mafya-devlet ilişkilerinden ihale yolsuzluklarına, Kocaeli yerel medyasının çevreci duyarlılığı terk etmesinden, bazı ilçelerdeki okulların “harap” durumuna dek birçok konuda eleştirel yorumlarını da yayımlamaktan sakınmıyordu.
“Saldırmalarının sebebi şu: Gazetecilik mesleğimi yapmaya çalışıyorum”
Daha önce de saldırıya uğrayan Güngör Arslan, 4 yıl önce yayımladığı bir videoda şöyle demişti:
- Hepinizin bildiği gibi ben gazeteciyim. Bu kentte yaklaşık 30 yıla yaklaşan sürede gazetecilik yapıyorum. Yaptığım başka bir iş yok. Bu ülkede gazetecilik mesleğini yaptığınız zaman başına gelecekler aşağı yukarı belli. Bu ülkede gazeteci olduğu için saldırıya uğrayan, cezaevine giren, silahla öldürülen ne ilk gazeteci benim ne de son gazeteci ben olacağım. Bu ülkede Abdi İpekçi’ler Uğur Mumcu’lar öldürüldü, onlarca gazeteci cezaevinde yattı, yatıyor. Onlarca, yüzlerce gazeteci de fiziki saldırıya maruz kaldı, ben de onlardan bir tanesiyim. Ben de böyle bir saldırıya dün akşam maruz kaldım. Bu benim başıma gelen ilk saldırı değil, daha önce pek çok yerde silahlı saldırı ve suikast girişimine maruz kaldım. Bundan sonra da mutlaka bunlar başıma gelecek. Sebebi de şu: Gazetecilik mesleğimi yapmaya çalışıyorum. Ben bugün de yazdım, yarın da yazmaya devam edeceğim.
Uluslararası Gazeteciler Federasyonu (IFJ) verilerine göre 2021’de dünyada 45 gazeteci öldürüldü. Bursalı radyo programcısı Hazım Özsu da geçen yıl katledilmişti.