Türkiye Gazeteciler Cemiyeti (TGC), en iyi haber fotoğrafı dalında başarı ödülünü, Hasankeyf’te çekilen bir fotoğrafla başvuruda bulunan yerel muhabir Reşat Yiğiz’e verdiğini açıklamıştı. Journo, bu fotoğrafın Yiğiz’e değil, AFP muhabiri Bülent Kılıç’a ait olduğunu TGC yetkililerine bildirdi. Yiğiz hakkında kesin ihraç talebiyle soruşturma açıldı. Ödül, gerçek sahibi olan Kılıç’a verildi.
Journo’ya konuşan Kılıç ise şunları söyledi: “Bu olay Türkiye’de gazeteciliğin ne hâle düştüğünün nişanesidir… Ben 2.5 senedir basın kartımın yenilenmesini bekliyorum. Fotoğrafımı çalan kişinin basın kartı var mı bilmiyorum ama eğer varsa demokratik bir ülkede o kart bu olay nedeniyle iptal edilirdi.”
TGC Gazetecilik Başarı Ödülleri’ne dair önceki gün yayımladığımız haberde, “En İyi Fotoğraf” dalına yer vermemiştik.
Çünkü bu dalda ödüle layık görüldüğü bildirilen eserin, başvuruyu yapan yerel muhabir Reşat Yiğiz’e değil, Agence France-Presse (AFP) muhabiri Bülent Kılıç’a ait olduğunu fark etmiştik.
Kılıç’ın geçen yıl sonunda Hasankeyf’te çektiği fotoğrafı, birçok yabancı haber sitesinde de yer almıştı (örneğin Hindustan Times’daki şu galeride 3. kare).
Demirören Haber Ajansı (DHA) ve Batman Çağdaş gazetesi için çalışan Yiğiz ise TGC ödüllerine, bu yerel gazetede 23 Aralık’ta yayımlanan “Define Avcıları” başlıklı haberdeki fotoğraf kendisininmiş gibi başvurmuştu.
Bunun üzerine önceki gün TGC yetkililerine ve Kılıç’a bilgi verdik.
TGC: Bu etik sorun nedeniyle kamuoyuyla üzüntümüzü paylaşırız
TGC Yönetim Kurulu bugün yaptığı açıklamada, 41 yıldır ilk kez bir etik ihlal ile karşılaştıklarını ve Yiğiz’in aldığı ödülün iptal edildiğini duyurdu. Ödül Kılıç’a verilirken açıklamada şöyle denildi:
“TGC üyesi olan Reşat Yiğiz hakkında ise disiplin soruşturması açılmasına karar verilmiştir. TGC Tüzüğü’ne, Türkiye Gazetecileri Hak ve Sorumluluk Bildirgesi’ne, meslek onuruna aykırı davrandığı, AFP’den Bülent Kılıç’ın emeğini hiçe saydığı ve kamuoyunu yanılttığı için kesin ihraç talebiyle Onur Kurulu’na sevk edilmiştir. İlk kez yaşanan bu etik sorun nedeniyle kamuoyuyla üzüntümüzü paylaşırız.”
Bülent Kılıç: Siz haber vermeseydiniz belki farkına varmazdım
Journo’ya konuşan Bülent Kılıç şunları söyledi:
- Siz haber vermeseydiniz belki farkına varmazdım veya geç farkına varırdım. Bu cemiyet için de bir ilk, benim için de bir ilk. 41 senedir ilk defa böyle bir yanıltmanın başlarına geldiğini söylediler. Ben ödüle başvurmamıştım. TGC’ye saygım olduğu için, onların da burada yanıltıldığını bildiğim için, onlar açısından bu işin kolaylaştırılmasını istedim. Temiz gazetecilik duygularıyla yerel bir muhabiri teşvik etmek istemişler.
- Bu olay, Türkiye’de gazeteciliğin ne hâle düştüğünün nişanesi… Ben bu fotoğrafı Hasankeyf sulara gömülmeden çekmek için gecenin bir yarısı çalıştım. Haydi gazetesine basmış, “Burası Türkiye” deyip bunu da anlarım. Ama yarışmaya gönderip çalıntı fotoğrafla kendi reklamını yapması inanılmaz.
‘Ses çıkarmadıkça hak gasplarını kabullenmiş oluyoruz’
- Bu ülkede bir şekilde gazetecilik yaşatılmaya çalışılıyor. Bir yanda bu arkadaş sosyal medya hesaplarında sürekli Kuran’dan ayetler paylaşıyor. Bir yanda binlerce gerçek gazeteci, hak sahibi olmasına rağmen basın kartı bile alamıyor. Ben de bunlardan biriyim. Fotoğrafımı çalan kişinin basın kartı var mı bilmiyorum ama eğer varsa demokratik bir ülkede o kart bu olay nedeniyle iptal edilirdi. Ahlaki olarak, birikim ve seviye olarak bu kişinin bu mesleğe uygun olmadığına karar verilirdi.
- Ben şimdi dava da açabilirim, bu konuda o kişiyi daha zor durumda da bırakabilirim. Aslında şahsen çok umrumda değil ama biz bunlara izin verince, ses çıkarmayınca, bu tür hak gasplarını kabullenmiş oluyoruz. Bu cüreti göstermelerinin nedeni de zaten gazetecilik ortamında süren bu adaletsizlik…
Journo’nun mesajlarına dün ve önceki gün dönüş yapmayan Yiğiz, bugün ödül geri alındıktan sonra Independent Türkçe‘ye şunları söyledi: “‘Haber kaynağım fotoğrafı bana WhatsApp’tan gönderdi. Kendisinin çektiğini söyledi. Ben daha önce bu fotoğrafı görmedim, fotoğrafçıyı da tanımam. Haber kaynağıma güvenerek yanlış yaptım. Haber çıktıktan sonra kimse ‘Bu fotoğraf benim’ diyerek uyarmadı.”
Yiğiz, TGC ödüllerine fotoğraf dalında değil haber dalında katılmak istediklerini ancak bir hata yaparak başvuruyu fotoğraf dalında ilettiklerini de öne sürdü. Ancak sonrasında fotoğraf ödülünü aldıklarına dair bir haber yayımlayıp bunu neden Twitter hesabından duyurduğunu açıklamadı. Yiğiz, Twitter hesabının da ismini değiştirip korumaya aldı.
Türkiye Gazetecileri Hak ve Sorumluluklar Bildirgesi‘nin “Kaynak Gösterme” başlıklı maddesine göre “Gazeteci, başta haber ajansları olmak üzere, bir meslektaşının ve herhangi bir yayının sunduğu bilgileri kullandığında mutlaka kaynağını belirtmelidir.”
Twitter’daki tepkilerden bazıları şöyle:
Hadi fotografi çalıp gazetende bastin, yarismaya gönderme cesaretini nasıl gösterdin. @Cagdasbatman gazetesi ve @dhainternet haber ajansi muhabirinden okullara ders, akillara ziyan bir hikaye! https://t.co/4dGAqtaBir
— Bulent KILIC (@Kilicbil) August 24, 2020
Hayret verici bir olay!
Fotoğrafı başkası çekiyor,
Kendi gazetenizde fotoğrafı manşete taşıyorsunuz, yetmiyor başkasının çektiği fotoğraf ile yarışmaya katılıp ödül alıyorsunuz. @JournoComTr sahtekarlığı ortaya çıkardı .
Ne diyelim geçmiş olsun @Kilicbihttps://t.co/yOED7X0Gqj https://t.co/FLR2dWGG1O— Click 📌 (@clicksendromu) August 24, 2020
Bu noktada en önemli sorulardan biri de şu:
TGC seçici kurulu, ödül dağıtırken kaynağını sorgulamıyor mu? Önüne düşen her başvuruyu titizlikle incelemeden mi karar veriyor? Bence sadece özür yetmez! https://t.co/CFMBK7RNAQ
— Canan Kaya (@ckayacanan) August 24, 2020
Yapay gündemsiz normal bi yerde yaşıyor olsaydık oturup bunu konuşurduk. https://t.co/PDRlWDYKC2
— Katze Pfotenweg (@usludurm) August 24, 2020
Günün rezaleti! Bir başkasının fotoğrafı ile ödül almak tek kelime ile rezillik! https://t.co/vL1WFK9AXg
— Altan Sancar (@altansancarr) August 24, 2020
Twitter'dan görüp kaynak vermeden paylaşmanın normalleştiği yerde, yarışmaya da çalıntı fotoğrafla katılan olur.. 🤷♂️ https://t.co/APre6Qjn0H
— Volkan Ağır (@Volkan_Agir) August 24, 2020
fotoğrafı çalan kişi batman'ın en çok okunan gazetesi olan çağdaş gazetesi'nde yıllardır muhabir ve ne yazık ki kendisi bir basın kartına sahip. ve asıl üzücü olan bu şahıs gibi hak gaspı yaparak hemen dibimizde 'gazetecilik' yapan bir çok kişi var. https://t.co/4NKcmhwvzM
— bilal seçkin (@mezomitanni) August 24, 2020
Yerel gazetelerde çalışan muhabirler aynı şeyi özel haberlerinde de yapıyor. Benim 4 haberimi aradan birkaç gün geçtikten sonra haberde hiç bir değişiklik yapmadan kendi imzalarıyla kullanmışlardı. Gazeteyi arayıp sorduğumuz da inkar etmişlerdi. https://t.co/1pqoYRTn7r
— evrende bir toz zerresi (@liberteeeeeque) August 24, 2020
Ayıbın da bu kadarı. Fotoğrafi çalmakla kalmamış bir de yarışmaya göndermiş. Pes! https://t.co/Pz3Mpe9bKa
— İlknur Bilir (@ilknurbilir_) August 24, 2020
Haberi okurken bile utandım. Tek kelimeyle REZİLLİK! https://t.co/cXcxlhUcJK
— Giray Poyraz Ürey (@GirayPyrz) August 24, 2020
Inanilmaz sacmalik https://t.co/h5FztWC6yI
— Fulden Ötgür (@FuldenOtgur) August 24, 2020
Arsız, yüzsüz bir de ödül için başvurmuş. Böyle rezalet görülmemiştir. Bunu yapan yüzsüzün nir daha gazeteciyim diye ortada dolanamaması lazım. Gazeteci değil hırsız https://t.co/voDNtt2R5j
— Eylem Emel Yılmaz (@eylm_ylmaz) August 24, 2020
cesareti de cabası. insan başkasına ait bir fotoğrafla nasıl "benim" diye başvuru yapar. pes. https://t.co/1WHWuhAYu5
— Pınar Gayıp (@pinargayip) August 24, 2020
Gazetecideki cahil cesaretine bak. Başka bir gazetecinin çektiği fotoğrafı kendi adıyla yayımladığı yetmemiş, TGC'ye de ödül için başvurmuş. Ödül de kazanmış. Tabii foyası meydana çıkmasa ödülü de alacaktı. https://t.co/5QOdsqTCgX
— Süleyman İrvan (@suleymanirvan) August 24, 2020