Dosya

Ruslara göre Türkiye medyası korku filmi gibi: ‘Haber yok, şiddet ve magazin var’

Antalya'da 2017'de oluşan bu hortum maddi hasara neden olmuştu.
Türkiye’de 30 bini aşkın Rusya uyruklu vatandaş yaşıyor. Antalya’da ikâmet eden Ruslara, haber tüketim alışkanlıklarını ve Türkiye medyası hakkındaki izlenimlerini sorduk. Türk vatandaşı olduktan sonra ismini Melek Cesur olarak değiştiren öğretmen Marina, “Haberler, gazeteler korku filmi gibi. Kadınları dövüyorlar, öldürüyorlar” diyor. Yüzme antrenörü Victoria Üçüncü, Türkiye’de televizyonların “asıl haberi vermediğinden” yakındıktan sonra “tuvalet kağıdı rulosu kalınlığındaki gazetelerin her köşesinin magazinle dolu olduğunu” vurguluyor. Türkiye’nin kutuplaşmış medya düzeni ve Rus kadınının basındaki temsilinden de şikâyetçiler. Türk televizyonlarını diziler için takip eden Antalyalı Ruslar, haberleri ise ağırlıklı olarak internet ve sosyal medyadan alıyor.

Antalya Kültür ve Turizm İl Müdürlüğü’nün verilerine göre kente haziran ayında hava yoluyla 1 milyon 643 bin 844 yabancı turist geldi. Bu turistlerin ülkelerine bakıldığında Rusya ilk sırada yer alıyor. Ruslar yalnızca tatil için değil, yaşamak için de Antalya’yı tercih ediyor. 31 Aralık 2018 tarihli Adrese Dayalı Nüfus Kayıt Sistemi (ADNKS) illere ve tabiiyete göre yabancı uyruklu nüfus sayımı sonuçlarına bakılırsa Türkiye’de 33 bin 441 Rusya uyruklu vatandaş yaşıyor ve 11 bin 419’u Antalya’da ikâmet ediyor. Hâl böyle olunca Antalya’nın özellikle bazı semtlerinde Rusça tabelalar sıklaşıyor, birçok iş yeri Rusça bilen elemanlara öncelik veriyor, sokaklarda Rusya vatandaşı komşularla karşılaşma oranınız artıyor.

2019’un “Türkiye-Rusya Karşılıklı Kültür ve Turizm Yılı” ilan edilmesi nedeniyle iki ülkede kültür, sanat ve turizm alanında yapılan etkinlikler sürerken biz de Antalya’da yerleşik Ruslara haber tüketim alışkanlıklarını ve Türkiye medyasını sorduk. Çoğunun ortak noktası Türkiye insanını misafirperver ve sıcakkanlı buluyor olmaları… Rusya’daki ekonomik koşullarla kıyaslandığında Türkiye’nin daha yaşanılabilir olduğunu düşünüyorlar. Yaşadıkları ülkenin haber gündeminin yoğunluğunun farkındalar. Birçoğu siyasi gelişmeleri günlük hayatlarından uzak tutmaya gayret göstererek gündemi özellikle internetten takip etmeye çalışıyor. Ancak genel olarak haberlerin veriliş şeklinden rahatsızlar.

Victoria Üçüncü: Haberleri izlemiyorum çünkü asıl haberi vermiyorlar

Bir Türk vatandaşı ile evlenerek Türkiye’ye taşınan ve 11 yıldır Antalya’da yaşayan Victoria Üçüncü yüzme antrenörlüğü yapıyor. “Başlarda memleketimi bırakıp gelmek tabii ki zordu ancak alıştım. Türkçeyi çok seviyorum, kolay ve melodik geliyor, bu nedenle kolay öğrendim” diyor ve ekliyor: “Sanki çok uzun zamandır burada yaşıyorum ve buraya aitmişim gibi hissediyorum.”

Üçüncü, Türkiye’ye geldiği ilk yıllarda daha çok televizyon izlediğini belirterek “Şimdi tüm gün havuzdayım ve sonrasında da sporla ilgileniyorum. TV izlemeye pek vaktim yok ancak buraya ilk geldiğimde neredeyse her gün Yeşilçam filmleri izliyordum. Kemal Sunal ve Tarık Akan filmleri en sevdiklerimdi” diyor. “Şimdilerde çok kaliteli bir dizi olursa izlerim, mesela en son Muhteşem Yüzyıl’ı izledim. Zaten onu tüm Rusya izledi” diye ekliyor.

“Türkiye’deki gündemi nasıl takip ediyorsunuz?” sorusuna ise şöyle cevap veriyor: “Haberleri televizyondan izlemiyorum çünkü biliyorum ki her partinin, her görüşün ayrı bir kanalı var. Bu durum hoşuma gitmiyor, güvenmiyorum. Bu nedenle izlemiyorum, Twitter’dan haber almak daha kolay. İstediğini okursun, istemediğini geçersin. Zaten buradaki haberlere bakıyorum, hepsi ‘Şu kadar kişi öldü, bu kadarı yaralandı, böyle bir kaza oldu’ şeklinde. Asıl haberi vermiyorlar ki…”

“Peki gazete ya da dergi okuyor musunuz?” diye sorunca eliyle kağıt kalınlığını göstererek “Gazeteler tuvalet kağıdı rulosu kalınlığında. Her köşesi magazin haberleriyle dolu. Minicik bir köşede de haber var, niye okuyayım ki?” diyor.

Türkiye’de birçok şehri gezen Victoria “Bizim Antalyamız cennet gibi, bambaşka” diyecek kadar Antalyalı. Ailesi Rusya’da yaşamadığı ve artık ana vatanıyla bir bağı kalmadığı için oradaki gelişmeleri takip etmediğini sözlerine ekliyor. Sputnik‘i de takip etmediğini, çünkü siyasi konularla ilgilenmediğini belirten Victoria, “İlgi ve bilgi alanım aynı zamanda mesleğim olan yüzme sporudur” diye açıklıyor bu durumu.

Melek Cesur: Buranın kültüründe kadınların birey olduğu unutuluyor

Marina 2005 yılında evlenip Türkiye vatandaşı olduktan sonra ismini Melek Cesur olarak değiştirmiş ve yabancı dil öğretmeni olarak çalıştığı Rusya’dan ayrılmış. Cesur şimdi Antalya’da bir otelin Misafir İlişkileri bölümünde çalışıyor, bir yandan da dil öğrenmek isteyenlere özel ders veriyor.

Türkiye’ye ilk geldiğinde Fethiye’ye yerleşen Cesur, kahvehanelerde oturan erkekleri görünce “Bu ülkenin kadınları nerede, onlar neden beraber oturmuyor” diye düşünmüş. Gazetelerde gördüğü kadına şiddet ve tecavüz haberleri onu şaşırtmış. “Haberler, gazeteler korku filmi gibi. Kadınları dövüyorlar, öldürüyorlar. Çok şaşırmıştım. Mesela bir kadının boşandıktan yıllar sonra eski eşi tarafından öldürülmesi haberini gördüğüm zaman şok olmuştum” diyor.

Evliliği istediği gibi gitmeyen iki çocuk annesi kadın, çalışmasına izin vermeyen ve çok kıskanç olan eski kocasının şiddetine maruz kalınca boşanma sürecinin başladığını anlatıyor:

“Burada Rus kadını denilince herkesin aklına gelen bazı şeyler var. Bu nedenle eski eşim ‘Rus olduğunu kimseye söyleme’ diye psikolojik şiddet uyguluyordu. Buranın kültüründe kadınların bir birey olduğu unutuluyor. Bizim evliliğimizde de bu kültürel farklılıklar problem olmaya başladı. Ben kadını kırılgan, zarif ve korunması gereken bir varlık gibi gören bir kültürde büyümedim. Burada kadınların denileni yapması, eşine muhtaç olması bekleniyor. Erkek ve kadın arasında farklılık yok, kimsenin beni korumasına ihtiyacım da yok. Ancak bu duruşum eski eşime farklı geldi, kabullenemedi.”

Cesur’un ailesi de Türkiye’de. Bu nedenle Rusya’daki gündemi takip etmediğini, artık ilgisini çekmediğini söylüyor. “Rusya’daki programları, hatta Rusça şarkıları sevmiyorum. Arada Facebook’tan bakıyorum” diyor. Türkiye’de ise ATV, TRT ve Hürriyet gazetesini takip ettiğini belirten Cesur, düzenli gazete almıyor çünkü kendi ifadesine göre “her şey internette var.”

Oleksandr Garmatenko: Haber kaynaklarım Instagram ve Vkontakte

1989 doğumlu Oleksandr Garmatenko sekiz yıldır Antalya’da yaşıyor. Bir otelin misafir ilişkileri departmanında çalışan Garmatonko, Rusya’da ekonomi ve turizm bölümleri olmak üzere iki üniversiteden mezun olmuş.

Garmatenko kendisinden önce Antalya’ya taşınan ailesinin yanına gelme kararı almış. Antalya’daki hayatından çok memnun. “Burada yaşamaktan keyif alıyorum, bence bir aile olarak yaşanacak sayılı şehirlerden biri. Kültürel farklılıklarımız elbette var ancak buradaki insanlar pozitif ve güler yüzlü, en önemlisi misafirperver. Bu nedenle bir adaptasyon sorunu yaşamadım” diyor.

Turizm sektöründe çalıştığı için özellikle yaz aylarında yoğun bir iş temposu olduğunu belirten Garmatenko, “Bu nedenle televizyon ya da dizi izlemeye vakit ayıramıyorum. Rusya’daki gündemi internetten takip etmeye çalışıyorum” ifadesini kullanıyor. Instagram’ın yanı sıra, “Rusya’nın Facebook’u” diye nitelenebilecek Vkontakte başlıca haber kaynakları arasında.

“Rusya’da ya da Türkiye’de basılı yayın takip ediyor musunuz?” sorumuza ise olumsuz cevap veriyor ancak Türkiye’deki gelişmeleri Habertürk kanalından takip ettiğini söylüyor. Sputnik hakkında ise bir bilgisi olmadığını ifade ediyor.

Marina Sorokina: Haberleri internetten takip ediyorum

Ural doğumlu Marina Sorokina ülkesinde anaokulu öğretmeniyken bir Türk vatandaşıyla evlenip 14 yıl önce çocuklarının eğitimi için Antalya’ya taşınmış. Kentte 2010 yılında kurulan Rusya Dostluk ve Kültür Derneği’nin başkanlığını yapan Sorokina, “İlk zamanlar Türkiye’ye taşınmayı hiç istemiyordum ancak eşimin kararlı olduğunu anlayınca ben de gelmek zorunda kaldım. Burada geçirdiğim üçüncü yılın sonunda bu ülkeyi ve insanlarını ne kadar sevdiğimi anladım” diyor.

Türkiye-Rusya Karşılıklı Kültür ve Turizm Yılı etkinlikleri nedeniyle dernek faaliyetlerinde yoğun bir dönem yaşadıklarını belirten Sorokina şunları söylüyor: “Bu yoğun tempoda herhangi bir dizi ya da televizyon kanalı izleyecek vakit bulamıyorum. Tüm haberleri internetten ve dernek üyelerimizin paylaşımları vasıtasıyla öğreniyorum. Rusya’da yaşarken de basılı yayın takip etmiyordum. Türkiye’de bu alışkanlığım değişmedi.” Sorokina, Sputnik gibi Rus medya kuruluşlarını da takip etmediğini ekliyor.

Lidia Muratoğlu: Rus kadın fotoğrafları yanlış algı yaratıyor

Moskova’da muhasebe ve finans alanlarında çalışan Lidia Muratoğlu 2008 yılında ilk kez turist olarak geldiği Antalya’yı çok sevmiş. Sonraki yıllarda da ziyaretleri devam etmiş. 2013 yılında satın aldığı eviyle artık bir Antalyalı olan Muratoğlu, “İklim, deniz, güneş ve ekonomik nedenler benim buraya yerleşmemde etken oldu” diyor.

İstanbul, İzmir, Denizli, Bodrum ve birçok Karadeniz şehrini gezen Muratoğlu, kısa süreli bir evlilik yaşamış. Şu an çalışmıyor ancak kısa bir süre Antalya’daki bir diş kliniğinde tercüman olarak görev aldığını söylüyor.

Ailesi Rusya’da yaşamaya devam eden, Türkiye’deki sosyal çevresi ise üyesi olduğu Rusya Sanat ve Kültür Derneği’ndeki arkadaşlarından oluşan Muratoğlu, “Gündemi ve haberleri televizyondan takip ediyorum. Hem Türkiye, hem de Rusya kanallarını izliyorum” diyor.

Türkiye’de izlediği kanalların başında TRT, ATV ve Kanal D’nin geldiğini söyleyen Muratoğlu özellikle ATV dizilerini seviyor. Russia Today, Al Jazeera  English ve Sputnik Türkiye’yi internetten takip ediyor. Basılı gazete almasa da Habertürk, Hürriyet gibi gazetelerin internet sitelerinden gündemi izlediğini belirtiyor.

Muratoğlu’nun Türkiye medyasında en çok şikâyet ettiği konu ise turizm haberlerinde kullanılan Rus kadın fotoğrafları. “Bu haberleri okuyanlarda yanlış bir algı oluşuyor. Türkiye’ye yalnızca Rus kadınlar gelmiyor, çocuklarıyla tatile gelen aileler de var. Bence haberlerde plaj, otel, manzara fotoğrafları kullanılmalı. Bu daha doğru ve haberle alakalı” diyor.

Ilgaz Gökırmaklı

1994, Antalya doğumlu. Yeditepe Üniversitesi İletişim Fakültesi Gazetecilik mezunu. Marmara Üniversitesi’nde Gazetecilik yüksek lisansı yapıyor. Çeşitli haber mecralarında serbest gazeteci olarak haber üretmeye devam ediyor.

Journo E-Bülten