Söyleşi

Ünsal Ünlü: Her siyasi görüşten olumlu tepki var, bana ‘Sakın susma’ diyorlar

Türkiye’de gazetecilik anlayışı değişiyor, dönüşüyor. Yıllarca ana akım medyada çalışmış olan gazeteciler artık kendi medyalarını oluşturma yoluna gidiyor. Biz de “dijitale göçen” en başarılı gazetecilerle söyleşilerimizi sürdürüyoruz. Ünsal Ünlü’nün YouTube kanalında dört yıl önce 11 kişinin izlediği yayınları bugün her gün on binlerce kişiye ulaşıyor. “Her siyasi görüşten olumlu tepki var, bana ‘Sakın susma’ diyorlar” diyen Ünlü ile bir gazetecinin ana akım medyadan ayrılıp dijitalde bağımsız yayına geçişinde yaşadıklarını konuştuk.

Bugüne kadar TRT Haber, NTV, Habertürk TV, TRT Türk gibi pek çok medya kuruluşunda görev alan deneyimli gazeteci Ünsal Ünlü, kendi deyimiyle “kirlenen medya ortamında özgür ve bağımsız gazetecilik yapabilmek” için, 2015’ten bu yana Ankara’da evinin çalışma odasından bağımsız olarak yayın yapıyor. “Patron kızar mı demeden” sloganıyla her sabah 09.00’da mikrofon başına geçen Ünlü; YouTube, Periscope, Soundcloud ve iTunes üzerinden yayımladığı programıyla günde toplam 80 bin dinleyiciye söylüyor. Ayrıca kişisel web sitesi unsalunlu.com.tr‘yi de hem yayınları hem yazıları ile sürekli güncel tutuyor.

‘Cüzdanını ve konumunu önceleyen bir sürü tip…’

Dört yıldır ana akımdan uzak olarak mesleğini sürdüren Ünlü, günümüz Türkiye’sinde medyanın kötüye gittiğini düşünüyor: “Bir sürü; hadsiz, cahil, sadece iktidar olanağıyla bir yerlere gelmiş tip her gün hem televizyonda hem gazetelerde ahkâm kesiyor. Gazetecilik mesleğinin evrensel değerleri yerine cüzdanını ve konumunu önceleyen bir sürü tip…” Ünlü bu noktada internet medyasının müthiş bir olanak olduğunun da altını çiziyor.

Ünsal Ünlü ile bağımsız gazeteciliğin avantajlarından, kendisini hedef alan trol saldırılarına; her sabah yayına nasıl hazırlandığından, en çok ilgi gören programlarına kadar pek çok konuda konuştuk.

Bugüne kadar ana akımda birçok medya kuruluşunda görev aldınız. Ve 2015 yılından bu yana çalışma odanızdan düzenli olarak Periscope yayınlarına başladınız. Ana akımdan ayrılma ve bağımsız olarak yayıncılığa devam etme kararını nasıl ve neden verdiniz? 

Aslında bu bir karardan çok zorunluluktu. Çünkü 26 yıldır yaptığım mesleğimi icra etmeme izin verilmiyordu. Değişen medya yapısının içinde bir yerde bulunmak ben ve birçok arkadaşım için imkansız hale gelmişti artık. Durum böyle olunca yeni bir şey yapmak şarttı ve internet üzerinden yayıncılık iyi ve henüz tanınmayan bir alandı. Karar burada devreye girdi işte, atladım suya…

İlk başladığınızda sadece 37 kişinin (hatta YouTube için 11 demiştiniz) izlediği yayınlarınız bugün 20 bin kişiye ulaşıyor. Başlarda böyle olduğunda moraliniz bozulmadı mı? Dört yılda bu noktaya nasıl geldiniz? Bunun sırrı nedir?

O sayıları da güncellemek gerek aslında. Şu an günlük ortalama izleyici 80 bine ulaşmış durumda. Ve sorunuza gelirsek, hayır, hiç moralimi bozmadı. Kolay umutsuzluğa kapılan bir tip değilimdir. Bir de sekiz ay boyunca üzerinde çalıştığım formata çok güvendiğim için sayının artacağını zaten biliyordum, er ya da geç olacaktı.

‘Ana akım o kadar rezalet ki izleyici alternatif arıyor’

Yayının bu kadar çok izlenir olma nedenlerinden biri benim 36 yıllık yayıncı olmam, gazeteciliğim de 30. yılına ulaştı. Ama bir diğer önemli sebep de ana akım medyanın rezalet durumda olması. O kadar kötüler ki, izleyicinin alternatif araması kaçınılmazdı. Elbette istikrar da çok önemli. Her sabah 15 metrekare bir odaya kapanıp, sadece bir web kamerasına bakarak konuşmak kolay değil ve istikrar şart.

Her gün sabah canlı yayın yapıyorsunuz. Yayınlarınıza nasıl hazırlanıyorsunuz? 

Yayın hazırlığı bir önceki gece başlıyor. Saat 01.00’e kadar gündemi kafamda toparlayıp gerekli okumaları yaptıktan sonra yatıyorum. Sonra sabah 07.00’de kalkıp internet üzerinden ve ev için satın aldığım gazetelere bakarak güncelleme yapıyorum. Hızlıca bir sosyal medya taraması da yaptıktan sonra kafamda bir gece önce belirlediğim yayın başlığını değiştirmek gerekmiyorsa yayın duyurusunu yapıyor ve 08.40 civarı odaya girip teknik hazırlıkları tamamlıyorum.

‘Kovulduktan sonra demokrasi kahramanı kesilenleri izlemiyorum’

Tıpkı sizin gibi ana akımdan ayrılarak kişisel YouTube kanalları veya blogları ile herhangi bir kurum çatısı altında devam etmeme kararı alan pek çok gazeteci var. Siz bu isimlerden en çok kimleri takip ediyorsunuz?

Bu işi yapmaya başlamama vesile olan Ruşen Çakır başta olmak üzere; Gökhan Özbek’i izlerim fırsat buldukça. Serdar Özsoy’un foto muhabiri hikayeleri var sonra… Bunlar gibi takip ettiğim yayıncılar var ama söz ettikleriniz ana akımdan kovulduktan sonra demokrasi kahramanı kesilenlerse eğer onlardan kimseyi izlemiyorum, samimiyetsizler çünkü.

‘İlk günlerde tek yayında 130 trol saldırıyordu’

2017 yılında trol saldırısı nedeniyle kanalınızın kapatılması gibi bir durum söz konusu olmuş ve bu mesele özellikle Ekşi Sözlük’te yankı uyandırmıştı. Olayın özü neydi, neden böyle bir şey yaşanmıştı ve siz bu duruma nasıl bir tepki vermiştiniz?

Yayına başladığım günden beri trol saldırısı var. Hatta ilk günlerde tek yayında 130 trolün saldırdığı bile olmuştu ama bu kaçınılmaz, olacak. Söz ettiğiniz dönemde de YouTube üzerinden bir operasyon çekmişlerdi ama iki günlük bir mücadeleyle atlattık. Bence üzerinde konuşmaya bile değmez çünkü özgürlükten korkanlara prim vermek olur bu.

İzleyicilerinizle son derece aktif bir şekilde yayın yapıyorsunuz. Gelen tepkiler nasıl? En çok hangi konular rağbet görüyor?

Dediğim gibi, bu format üzerinde sekiz ay uğraştım ve bütün yayıncılık tecrübemi koydum içine. Olmazsa olmazım interaktivite. Eğer izleyici dâhil olmazsa bu yayın çok sıradan, bir adamın çıkıp bır bır konuştuğu bir şey olur. İzleyici de benim samimiyetime inandığı için yayını birlikte yapıyoruz.

Siyaset, ekonomi ve medya eleştirisi ilgi çekiyor

Her siyasi görüşten olumlu tepki geliyor, “Sakın susma” diyorlar. Tabii ki bu durumdan hoşlanmayanlar da var ama önemi yok. Çünkü; neyi niye yaptığımı ve söylediğimi biliyorum. Siyaset ve ekonomi en çok ilgi gören konular, bir de medyadaki bayağılaşma.

Türkiye’de günümüzde gazetecilik mesleğini nasıl değerlendiriyorsunuz? Sizce özellikle internet ve sosyal medyayı kullanarak gelişen yeni nesil bağımsız gazetecilik anlayışı nasıl devam edecek? 

Korkunç bir kötüleşme var ana akım medyada. Bir sürü; hadsiz, cahil, sadece iktidar olanağıyla bir yerlere gelmiş tip her gün hem televizyonda hem gazetelerde ahkâm kesiyor. Gazetecilik mesleğinin evrensel değerleri yerine cüzdanını ve konumunu önceleyen bir sürü tip…

‘İnternet medyası müthiş bir olanak’

İnternet medyası bu anlamda müthiş bir olanak çünkü “Bak sevgili izleyici/ okuyucu, burada daha iyisi var” deme olanağı veriyor. Elbette internet medyasındaki her örnek de iyi değil ama bu sürecin artarak devam edeceğini düşünüyorum.

YouTube kanalınız ve web siteniz dışında ilgilendiğiniz başka projeleriniz var mı?

Başka bir şeye zaman kalmıyor ki… Yayın sonrası okuyor ve kafa dinlemek için bolca müzik dinliyorum.

Kurumsal dünyadan ayrılan ve benzer şekilde mesleğini sürdürmek isteyen meslektaşlarınız ile genç gazetecilere ne gibi tavsiyeler vermek istersiniz?

Bu kararı verirken iyi düşünsünler. Biliyorum, dışarıdan kolay görünüyor ama inanın bana hiç de öyle değil. Yine de yapmak istiyorlarsa, iyi örnekleri dikkatlice inceleyip, iyi bir format oluşturup öyle başlasınlar.


DİJİTALE GÖÇENLER‘ DİZİSİNDE DİĞER SÖYLEŞİLER:

Sebla Koçan

Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Sosyoloji bölümü mezunu. 2002’den bu yana LeMan, LeManyak, Yeni Harman, Mağara gibi mizah dergilerinin yanı sıra Haftalık, Billboard Türkiye, Aktüel, Hürriyet, Milliyet Molatik gibi pek çok dergi, gazete ve dijital yayında müzik ve gündem, lifestyle haberleri yaptı. Gazeteciliğe ve video prodüktörlüğüne freelance devam ediyor.

Journo E-Bülten