Haber

Yeni medya yükseliyor: Daha çok yolumuz var

IPI sempozyumundaki oturumlardan kolaj

Viyana merkezli Uluslararası Basın Enstitüsü’nün (IPI) 2021 Türkiye Medya Sempozyumu, 4-5 Kasım’da İstanbul Bahçeşehir Üniversitesi’nde düzenlendi. Gazeteciler ve akademisyenler, yeni medyanın gelişimini ve gazeteciliğe etkisini panellerde tartıştı. Sempozyumdan çıkan bir ders şuydu: Türkiye’de bağımsız gazetecilik yeni mecralarda yükseliyor, ancak uluslararası standartlarda nitelikli bir habercilik ortamının oluşması için daha çok yol kat etmemiz gerek.

Bu yıl BAÜ Beşiktaş Kampüsü’nde “Yeni Medya Yükseliyor” başlığıyla düzenlenen IPI Medya Sempozyumu’nda, Türkiye’den ve dünyadan 30 gazeteci ve iletişim akademisyeni 2 gün boyunca 8 oturumda bir araya geldi.

Etkinlik 4 Kasım perşembe günü BAÜ Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Tunç Bozbura’nın açış konuşması ile başladı. Bozbura konuşmasında, özellikle COVID-19 salgını sürecinde artan dezenformasyona dikkat çekerken yeni medya sayesinde ön koşulsuz olarak bilgiye erişebilme özgürlüğünün arttığını da vurguladı.

Ardından İletişim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Kemal Suher kürsüye çıktı. Türkiye’de iletişim fakültesi mezunlarının yeni dünyadaki iletişime uygun nitelikte olmalarının önemine değinen Suher, günümüzde çok fazla veri üretildiğini ve gazeteciliğin bu veri yığınlarının içinden çıkarılan haberlerle ilerlediğini belirtti.

IPI Başkan Yardımcısı ve Türkiye Ulusal Komitesi Başkanı Emre Kızılkaya ise konuşmasında 1950 yılında dünyanın dört bir yanından gelip ABD’deki Columbia Üniversitesi’nde buluşarak IPI’ı kuran 34 gazeteci arasında Dr. Ahmet Emin Yalman’ın da bulunduğunu, en köklü uluslararası basın meslek örgütlerinden olan bu kuruluşun ilk gününden beri Türkiye’de de faaliyet gösterdiğini söyledi. 71 yıldır Abdi İpekçi’den Sami Kohen’e saygın gazetecilerin IPI Türkiye başkanlığı yaptığını belirten Kızılkaya şu ifadeyi kullandı:

  • Bugün yaklaşık 100 ülkede binlerce üyesi bulunan IPI’ın 2 temel misyonu var: 1. Basın özgürlüğünü dünyanın her yerinde savunmak. 2. Gazeteciliğin kalitesini artırmak. Bu amaçla IPI geçtiğimiz on yıllarda Türkiye’de sayısız etkinlik düzenledi. 1960’lardaki iletişim kongrelerinden, 2000’lerin başındaki dijital gazetecilik eğitimlerine ve 2013’te Boğaziçi Üniversitesi’nde düzenlediğimiz ‘Barış Gazeteciliği Sempozyumu’na dek… Bugünkü sempozyumda da Türkiye’de ve dünyada medyanın güncel sorunlarını tartışmakla kalmayacak, çözüm önerilerini konuşacağız. Genç iletişimcilerin, yeni medyanın yarattığı fırsatları görüp özgün bir vizyonla gazeteciliğe ve demokrasiye katkılarını artıracak biçimde bu etkinlikten ayrılacağını umuyoruz.

Daniela Pinheiro: Kadın gazeteciler pes etmiyor

Açılıştan sonra kürsüye, sempozyumun ana konuşmacısı olan Brezilya’nın ünlü gazetecilerinden Daniela Pinheiro çıktı. Brezilya’da yayımlanan haftalık Época dergisinin ilk kadın genel yayın yönetmeni olan Pinheiro; bir haber sebebiyle Devlet Başkanı Jair Bolsonaro ve ailesinin sistematik baskılarına maruz kalıp bir grup meslektaşıyla beraber istifa etmek zorunda kaldığı süreci anlattı.

Kadın gazetecilerin siyasi ve teknolojik baskıların yanı sıra tüm dünyada cinsiyetçilikle de mücadele ettiğini belirten Pinheiro, Brezilya’daki 200 gazeteden yalnızca 23’ünün yayın yönetmeninin kadın olduğunu vurguladı. Reuters Enstitüsü bursiyeri olan Pinheiro, baskılara rağmen kadın gazetecilerin pes etmediğini, kendisinin de kamu yararı adına haberciliği sürdüreceği yeni projeler planladığını ekledi.

Yeter, söz genç gazetecilerin…

Sempozyumun ilk panelinde genç gazeteciler, TGS Akademi Direktörü Orhan Şener moderatörlüğünde bir araya geldi. Hazal Ocak (Cumhuriyet), Selin Uğurtaş (IPI Türkiye Ulusal Komitesi üyesi serbest gazeteci), Burak Ütücü (Independent Türkçe ve Journo) ve Burak Tatari (Halk TV) gazeteciliğe nasıl girdiklerini, gençlerin medya sektöründeki yerini, gazetecilik eğitimini ve habercilikteki yeni yönelimleri tartıştı.

Şener, eskiden yaş ve olgunluğun tecrübeyle eş anlamlı sayıldığını, gençliğin ise “bilmemenin emaresi” olarak görüldüğünü; ancak günümüzdeki gençliğin —değişimi yakalamakta daha başarılı olduğu için— önem kazandığını belirtti. Panelde aldığım notlar şöyle:

  • Medya sektöründe çalışırken, üniversitede öğretilen teorik ve etik bilgilerin yanına tecrübe ile edinilecek pratik bilgiler de eklenmeli.
  • Genç gazeteciler, kendilerinden önceki kuşaklara nazaran daha fazla filtre barındırıyor.
  • Sektördeki usta-çırak ilişkisinin kopması, genç gazeteciler için çoğunlukla bir dezavantaj.
  • Gazetecilik eğitimi sırasında, öğrencilerin pratik yapabileceği alanların oluşturulması önemli.
  • Gazetecilik yapmak için iletişim fakültesi mezunu olmak şart değil, zira gazeteciler de mesleği genellikle sahada öğreniyor. Teori kısmı sonradan eklenebilir. İletişim fakültelerinin en önemli artısı, gazetecinin kendisini manipülasyona karşı korumasını ve şüphe duymayı öğretmesi…
  • Günümüz teknolojisinde teknik işleri de muhabirin yapabilmesi bir avantaj ama bu profesyonelleşmeyi engelliyor. Burada önemli olan, haberi nitelikli kılmak için atılacak adımlar…
  • Yeni medyada yaratıcı olmak, editöryel süreçte özen göstermek gerekiyor.

Kendi medyanızı nasıl kurabilirsiniz?

İlk günün ikinci panelinde IPI Türkiye Ulusal Komitesi üyesi gazeteci Nevşin Mengü, salondan ve çevrim içi katılımcılardan gelen soruları, Emre Kızılkaya’nın moderatörlüğünde yanıtladı.

Bir gazetecinin kendi medyasını nasıl kurabileceği sorusuna odaklanan oturumundan birkaç not şöyle:

  • Günümüzde cep telefonu gibi araçlarla, gazetecinin tek başına sahaya gidip haber yapabilmesi daha kolay.
  • Gazetecinin kendi medyasını kurabilmesi için temel prodüksiyon işlerini bilmesi gerekiyor. Teknik kısımlar kolaylaştığında, editöryel kısma daha çok yoğunlaşmak mümkün hâle geliyor.
  • Yaratıcı olmak, haberin editöryel kalitesi, hedef kitle ve koşullara göre haber mecrasını şekillendirmek yeni medyada daha önemli.
  • Gazetecilik ilkeleri, haber yapılan mecraya göre değişmiyor. Yapılan iş temelde aynı, yalnızca haberin kitlesine göre veriliş yöntemi değişiyor.

Dünyada gazetecilik nasıl dönüşüyor?

IPI Türkiye Ulusal Komitesi üyesi gazeteci Gülsin Harman’ın moderatörlüğündeki panelde ise Şafak Timur (New York Times) ve Uğur Yılmaz (Bloomberg) ile dünyada gazeteciliğin nasıl dönüştüğü konuşuldu.

Yılmaz, mesleğe başladığında idealist amaçlarla yola çıktığını, ancak yerli medyada bu ideallerini gerçekleştiremediği için uluslararası medyaya yöneldiğini dile getirdi. Timur ise Kastamonu’daki sel felâketini örnek göstererek yerel bir haberin de bağlamına göre (sel örneğinde bu bağlam iklim kriziydi) dünya medyasının gündemine girebildiğini belirtti. Panelde aldığım notlar şöyle:

  • Kilit nokta, en karmaşık meseleyi bile, konuyu hiç bilmeyen birinin anlayabileceği şekilde anlatmak.
  • Dış basında, Türkiye’dekinin aksine, konunun bağlamını vermek son derece önemli.
  • Yeni medyada, gazetecinin kendisine sürekli yeni şeyler katması çok önemli. Multimedya gazeteci olmak, sektörde devamlılığın altın kuralı. Gazeteci; canlı anlatımlar, podcast veya röportaj gibi birçok türü bilmeli ve işlerinde uygulamalı.
  • Haberi özetleyen bir başlık, okuyucunun haberi okuma kararı vermesinde çok önemli.

Sempozyumun ilk günü, basın özgürlüğü konulu “A Dark Place” (Karanlık Bir Yer) filminin gösterimi ve yönetmen Javier Luque Martinez ile yapılan soru-cevap oturumuyla sona erdi. Gülsin Harman moderatörlüğünde düzenlenen bu oturuma Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı’nın (AGİT) medya özgürlüğü uzmanı Julia Haas da katıldı.

Okur geliri için nitelikli içerik şart

Sempozyumun ikinci günü, “Yeni medyada iş bulmak / iş kurmak” paneliyle başladı. Kaya Heyse (Medyascope), Reha Başoğul (Sözcü), Minez Bayülgen (Kapsül) ve Damla Pekgöz (Tek Çare Uzay), yeni medyada iş yapış biçimlerini ve medyanın finansmanını Journo Genel Yayın Yönetmeni Mustafa Kuleli moderatörlüğünde tartıştı.

Sözcü CDO’su Başoğul panelde, “Ana sayfaya sıkışmış bir algı var. Bunun yerine kullanıcıyı tekrar tekrar getirebilecek bir habercilik gerekli” dedi. Medyascope Haber Koordinatörü Heyse,  yeni medya işlerinin sadece gazetecilerle başarıya ulaşamayacağına, veri analistlerinden yazılım geliştiricilere dek birçok roldeki çalışanların işbirliğinin gerektiğini vurguladı. Bayülgen de Türkiye’de yeni medyanın olanaklarının Batı’daki kadar aktif ve iyi kullanılabildiğini, ancak medyanın kurumsallık açısından Batı’nın gerisinde olduğunu belirtti. Oturumda aldığım diğer notlar şöyle:

  • İçeriği üretmek kadar, onu nasıl satacağını bilmek de önemli.
  • Gazetelerin yönetim kurullarında analitik araçları kullanmayı bilen yazılımcı ve mühendislerin bulunması elzem.
  • Türkiye’deki politik iklim sebebiyle yaşanan derin kutuplaşma medyaya da sirayet etmiş durumda. Bu sebeple haber içeriklerine reklam almak oldukça zorlaşıyor.
  • Okuyucu temelli bir gelir sistemi kurmak en doğrusu. Bunun için de kaliteli içerik oluşturmak gerekiyor.

Platformlar çağında haberin geleceği

İkinci günün ikinci panelinde, dezenformasyonun gazeteciliğe ve dijital platformların medyanın iş modeline etkisi tartışıldı. Kızılkaya’nın moderatörlüğündeki oturumda, panelistler BAÜ Yeni Medya Bölümü Başkanı Doç. Dr. Tirşe Erbaysal Filibeli, Gülin Çavuş (Teyit), Dr. Öğr. Üyesi Can Ertuna (BAÜ) ve Ümit Alan (BirGün) idi.

Panelde, Çavuş yanlış bilgi ile mücadelede dijital platformların çalışma mantığının anlaşılmasının öneminden bahsetti. Alan dijital mecralardaki içerik yoğunluğuna dikkat çekerek haberin yalnızca bir diğer haber ile değil; “kedi videosu veya bir influencer’ın içeriğiyle yarıştığını” vurguladı. Erbaysal Filibeli de yeni medyada algoritmaların önemini şu sözlerle ifade etti: “Aslında “fake news” (yalan haber) çok doğru bir terim değil. Ama bunun üzerine makale yazdığımızda daha görünür olması için ‘fake news’ terimini kullanıyoruz. Bu anahtar kelimeler daha çok kullanıldığı için algoritmalar onu öne çıkarıyor.”

Ertuna’ya göre ise medyada dijital dönüşüm hâlâ tam olarak gerçekleşmedi. Zira belirli bir yaşın üzerindeki kitleler kriz durumlarında geleneksel medyayı daha güvenilir buldukları için eski medya alışkanlıklarına dönüyor. Panelde aldığım diğer notlar şöyle:

  • Algoritma, temelde bir kürasyon. Kullanıcının eski deneyimlerine bakarak yeni içerikleri karşımıza çıkarıyor.
  • Haber, internetteki diğer içeriklerle de yarışmak zorunda olduğu için daha fazla dikkat çekmeli. Bu durum, haber içeriklerinde aynılaşmaya ve kalitesizleşmeye sebebiyet veriyor.
  • Algoritma ve platform bağımlılığından kurtulabilmek adına atılabilecek en önemli adım içerik kalitesini artırmak ve gazeteciliği hikâye anlatan bir forma çevirmek.
  • Ancak burada bir paradoks mevcut: İçerik niş hâle getirilemediği için gelir kazanmakta zorlanılıyor, yeterli finansman kaynağı olmadığı için de kaliteli ve niş içerik üretilemiyor.
  • Blok zinciri gibi yeni yöntemler, gazetecilikte sansürün engellenmesi açısından umut verici gelişmeler. “Metaverse” (ötevren) ise şimdilik uzak bir teknolojik vaat.

Araştırmacı gazetecilikle kodlarımıza dönmeliyiz

“Son çıkış: Nitelikli gazetecilik” başlıklı son panelde İpek Özbey (Cumhuriyet), Faruk Bildirici (Medya Ombudsmanı) ve İsmail Saymaz (Halk TV), IPI Türkiye Ulusal Komitesi Başkan Yardımcısı İpek Yezdani moderatörlüğünde Türkiye’de araştırmacı gazeteciliği konuştu.

Bildirici “Gazeteciler olarak bir haber cenneti içinde cehennemi yaşıyoruz. Haber bol, ancak yapamıyoruz” diyerek Türkiye’nin kutuplaşmış politik ikliminde nitelikli gazeteciliğin zorluğuna dikkat çekti. Özbey aynı iklim sebebiyle “aktivizm ile gazetecilik arasındaki ayrımın iyi yapılamadığından gazetecilerin kahraman veya anti kahraman olarak nitelendirildiğini” ve bunun yanlış olduğunu dile getirdi. “Gazeteci ancak toplum sayesinde daha özgür ve cesur olabilir. Bu, toplum ona cesaret verdiği içindir” diyen Saymaz, Türkiye’de Uğur Mumcu ile zirvesine ulaşan araştırmacı gazeteciliğin tarihinden örnekler verdi.

Yezdani’nin “nitelikli gazeteciliğin özünün adil, dengeli ve objektif habercilik yapmak” olduğunu vurguladığı panelde aldığım notlar şöyle:

  • Araştırmacı gazetecilikte merak duygusunu yitirmemek ve sürekli aramak çok önemli.
  • Gazetecilik ölmüyor, yalnızca şekil değiştiriyor. Bu değişime ayak uydurmak, nitelikli gazetecilik yapabilmek için en önemli koşullardan biri.
  • Nitelikli gazetecilik için medyanın sahiplik yapısını ve işin yapış biçimini yeni medyaya göre yeniden kurgulamak gerekli. Patron-şirket-çalışan üçgenindeki model artık sürdürülebilir değil. Farklı gelir modelleri ile okuyucuya yönelik içerikler sunulmalı. Türkiye’de Basın İlan Kurumu ile Radyo ve Televizyon Üst Kurulu gibi yapıların, ayrıca örneğin basın kartlarının meslek örgütleri yerine devlet tarafından verilmesinin yarattığı birçok kritik sorun da var.

Dünya medyası genç gazetecilerde hangi özellikleri arıyor?

Sempozyumun son oturumunda ise BBC Türkçe Editörü Murat Nişancıoğlu, salondaki ve çevrim içi ortamdaki katılımcılardan gelen soruları Yezdani’nin moderatörlüğünde yanıtladı.

“Haber çemberi” kavramından bahseden ve olayları bağlamıyla birlikte haberleştirmenin önemini vurgulayan Nişancıoğlu, “Haberi ilk veren değil, doğru veren olmak daha önemlidir” dedi. Bu oturumda şu notları aldım:

  • Gazeteciler; tümüyle tarafsız, objektif ve dengeli olmak zorundadır. Kendi düşünce, görüş ve yorumlarını habere yansıtmamalıdır.
  • Genç gazeteciler; dijital ve sosyal medyaya hâkim olmalı. Farklı sosyal medya platformlarının nasıl çalıştığı konusunda bilgi sahibi olmalı. Hem Türkiye’de hem de dünyadaki gelişmelerin farkında olup bunlara ilgili duyması gerekli. Görsel gazetecilik giderek önem kazanıyor. Bu sebeple gazeteciler görsel gazetecilik araçlarına önem vermeli.
  • Farklı platformların dillerine ve kitlelerine uygun olarak haber içerikleri üretilmeli.
  • İyi gazetecilik yapmanın temel şartı, okur baskısını üzerinde hissetmektir.
  • Asıl mesele yalnızca haberi vermek değil, aynı zamanda habere dair perspektifi hedef kitleye sunmak.

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR – MEDYA İŞİ YAZI DİZİSİ

Hilal Yılmaz

1996, Bursa doğumlu. 2019 yılında Bordeaux Montaigne Üniversitesi İletişim Bölümü ve Galatasaray Üniversitesi İletişim Fakültesi'nden mezun oldu. Aynı üniversitede Stratejik İletişim Yönetimi yüksek lisans programında tez yazıyor.

Journo E-Bülten