İktidar, “dezenformasyonla mücadeleyi” amaçladığı iddiasıyla aylardır hazırladığı kanun teklifini meclise sundu. Türkiye Gazeteciler Sendikası, Uluslararası Basın Enstitüsü Türkiye Ulusal Komitesi, Gazeteciler Cemiyeti, Çağdaş Gazeteciler Derneği, Basın Konseyi, Haber-Sen ve İzmir Gazeteciler Cemiyeti, “Cumhuriyet tarihinin en ağır sansür ve otosansür mekanizmalarından birine yol açabilecek” bu teklifin geri çekilmesi çağrısında bulundu. Binlerce gazeteciyi temsil eden 7 meslek örgütünün ortak açıklaması şöyle:
Gazeteciler ve basın örgütlerinin görüşlerini içermeyen hiçbir yasa, dezenformasyona çare olamaz!
Adalet ve Kalkınma Partisi ile Milliyetçi Hareket Partisi’nin TBMM’ye sunduğu “Basın Kanunu ve Bazı Konularda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun” başlıklı teklif, Türk Ceza Kanunu’na “halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yayma” diye yeni bir suç eklemekte, bu suçu işleyenlere hapis cezası öngörmektedir. Medyaya yönelik olarak öngörülen idari tedbirler arasında para cezası, reklam yasakları ve sosyal medya ağlarına bant daraltma yaptırımı da vardır.
Mesleğimizi doğrudan ilgilendiren bu önemli kanun teklifi, gazetecilik örgütlerinin görüşü alınmadan, bir grup siyasetçi ve bürokrat tarafından kapalı kapılar ardında hazırlanmıştır. Cumhuriyet tarihinin en ağır sansür ve otosansür mekanizmalarından birine yol açabileceği endişesiyle, “dezenformasyonla mücadeleyi” değil gazeteciliğe baskıyı artırmak üzere tasarlandığı anlaşılan bu kanun teklifinin acilen geri çekilmesi çağrısında bulunuyoruz.
Kınıyoruz: ABD merkezli teknoloji şirketlerinden bile bu süreçte görüş alan siyasi iktidar, kanunun doğrudan muhatabı olan Türkiye’deki gazetecilik örgütlerinin fikrini sorma gereği duymamıştır. Hangi partiden olursa olsun siyasetçilerin, toplumun bilgi edinme ve haber alma hakkını doğrudan ilgilendiren bu tür yasal düzenlemeleri hazırlarken ilgili alanın önde gelen meslek örgütleri ve sivil toplum temsilcileriyle diyalog kurması demokrasinin gereğidir. Bu demokratik ilkenin çiğnenmesini kınıyoruz.
Reddediyoruz: Teklifte “dezenformasyon,” “yalan haber,” “asılsız bilgi” ve “tahrif edilmiş bilgi” gibi kavramlar hukuki bir tanım yapılmaksızın kullanılmaktadır. “Güvenlik,” “kamu düzeni” ve “kamu barışı” gibi, gazetecilere karşı adli taciz davalarında sıkça başvurulan muğlak kavramlara dayanılarak mahkemelere yeni bir suç işaret edilmektedir. Böyle bir yaklaşım, yasaları, bağımsızlığını yitirmiş olan yargı sistemi tarafından suistimale açık hâle getirmektedir. Bu girişimi reddediyoruz.
Davet ediyoruz: Dezenformasyon, tüm dünyanın sorunudur. Türkiye’de gazeteciliğin kalitesini düşüren, halkın haber alma hakkını zedeleyen daha birçok sorun da vardır. Tüm bu sorunları çözebilecek çoğulcu yasaların, demokratik kurumların ve meslek içi özdenetimin oluşturulması veya güçlendirilmesi için, bu kanun teklifinin askıya alınmasının ardından, tüm siyasi aktörleri, gazetecilik örgütleriyle kapsamlı ve şeffaf bir diyalog süreci başlatmaya davet ediyoruz.
Binlerce gazeteciyi temsilen ve kamuoyunun haber alma hakkına saygılarımızla bu çağrıyı tarihi bir sorumluluğun gereği olarak yapıyoruz.
- Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS)
- Uluslararası Basın Enstitüsü (IPI) Türkiye Ulusal Komitesi
- Gazeteciler Cemiyeti (GC)
- Çağdaş Gazeteciler Derneği (ÇGD)
- Basın Konseyi
- Haber-Sen
- İzmir Gazeteciler Cemiyeti (İGC)
“Dezenformasyon Yasası” teklifinde neler var?
Dijital medyaya yönelik yeni yasal düzenleme girişimleri geçen yıldan beri tartışılıyor. İlk olarak yeni bir ‘Sosyal Medya Yasası‘nın hazırlandığı bildirilmiş, son aylarda ise bu düzenleme için “Dezenformasyon Yasası” ifadesi kullanılmaya başlamıştı. Kapalı kapılar ardında aylardır hazırlanan kanun teklifinin iktidar içinde de tartışma yarattığı bildirilmişti.
İktidar milletvekillerinin imzasıyla dün TBMM’ye sunulan “Basın Kanunu ve Bazı Konularda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun” başlıklı teklif, çeşitli kanunlarda değişiklik öngören bir torba yasa niteliğinde. İlk bölümünde internet haber sitelerinin süreli yayın olarak tanımlanması ve basın kartı ile ilgili düzenlemeler yer alıyor.
İkinci kısım ise “yalan haber” ve “dezenformasyonla mücadele” gerekçesiyle Türk Ceza Kanunu’na “halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yayma” başlığıyla yeni bir suç ekliyor. Teklifte, bu suçu işleyenlere bir yıldan üç yıla kadar hapis öngörülüyor. “Failin gerçek kimliğini gizlemek suretiyle veya bir örgütün faaliyeti çerçevesinde işlenmesi halinde” ceza yarı oranında artırılacak.
Ayrıca sosyal ağ sağlayıcılara, bu da da dâhil bir dizi suçu işlediği şüphesiyle kovuşturulan kişilerin bilgilerinin adli makamlara teslim zorunluluğu getiriliyor, bunu yapmayanlara bant daraltma yaptırımı öngörülüyor. İdari para cezaları ve reklam yasakları gibi idari tedbirler ile yeni tasarruflar da içeren teklif, internet haber sitelerinin süreli yayın kapsamına alırken onların aynı cezai ve hukuki sorumluluklara tâbi olmasını öngörüyor. Teklifte öne çıkan diğer düzenlemeleri, BBC’nin haberinde bulabilirsiniz.
2. Öncelikle İnternet haber siteleri Basın Kanunu kapsamına alınıyor. Kağıt üstünde iyi bir şey olarak gözükse de ("havuç"), teklif bir çok "sopa" içeriyor. Örneğin, 5651 sayılı Kanunda olmayan "tekzip" uygulaması geliyor.
— Yaman Akdeniz (@cyberrights) May 27, 2022
İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR – SLAPP DAVALARI: GAZETECİLERE KARŞI ‘STRATEJİK’ YARGILAMA