İnsansız hava araçları (İHA veya İngilizce adıyla “drone”) son yıllarda maliyetlerinin düşmesi, menzil ve irtifalarının artması gibi nedenlerle gazetecilikte de daha sık kullanılıyor. Özellikle yangın, savaş, doğal afet ve kaza gibi olaylarda felâketin boyutunu ve ayrıntılarını izleyicilere daha iyi göstermek için İHA’lardan yararlanılıyor. ‘Drone haberciliği’nde deneyimli üç gazeteciye bu işin püf noktalarını sorduk.
Hem Türkiye hem de dünyada haber ajanslarının yanı sıra serbest gazetecilerin de sıkça başvurduğu insansız hava araçları (İHA), yasal düzenlemeler çerçevesinde kullanılabiliyor. İHA kullanmak için pilotluk sertifikasının yanı sıra aracın resmen kayıt altına alınması ve uçuş için yetkili kurumlardan izin gerekiyor. Bazı sivil alanlarda, askerî bölgelerde ve havaalanlarında İHA kullanımını kısıtlayan uygulamalar var.
Belgesel çekimlerinden turizm filmlerine daha birçok alanda kullanılan İHA’lar gazetecilik bağlamında Türkiye’de yine sıcak haberlerle gündemde. İzmir, Bolu, Manisa, Muğla, Aydın ve Çanakkale gibi birçok ilde son günlerde çıkan orman yangınlarıyla ilgili haberlerde bir kez daha İHA kullanıldığını görüyoruz.
Peki İHA çekimleri sırasında gazeteciler nelere dikkat etmeli? ‘Drone haberciliği’nde ne gibi sorunlar yaşanabilir ve bu sorunlara ne gibi önlemler alınabilir? Bu soruları, hazırladıkları haberlerde İHA da kullanan üç gazeteciye sorduk:
İHA kullanmaya Medyascope’ta yayımlanan “9 Maden 9 Direniş” haber serisi ile başladığını belirten serbest gazeteci Ufuk Çeri, “Daha önce hazırladığım maden haberlerinde bölgedeki tahribatı video ile tam yansıtamıyordum. Drone kullanmaya başladıktan sonra bölgeyi daha iyi anlatıyorum. Maden başlayan yerlerde tahribatı, maden izni verilen yerlerde de yok edilecek alanı gösterebildim. Şubat depremlerinde yıkımın boyutunu gösterirken de drone’dan yararlandım” dedi.
“Cihaza bağlı bir gazetecilik alanı”
‘Drone haberciliği’nin konuyu göstererek anlatım gücünü arttırdığını ama cihaza bağlı bir gazetecilik alanı olduğunu belirten Çeri şöyle devam etti:
- Hazırladığınız habere yukarıdan bir bakış sunuyorsunuz. En büyük avantajı fotoğraf ve videoyla anlatmak istediğiniz şeyi göstermek. Bir maden sahasının çevrede neden olduğu doğa katliamını rakamlarla anlattığınızda okuyucunun/izleyicinin kafasında canlanmayabilir. Ama drone ile çekilen bir fotoğraf veya video tahribatı açığa çıkarabilir. Kısacası anlatım gücünüzü arttırıyor. Drone çekimi sayesinde alanın geneline hakim olabiliyorsunuz.
- Dezavantajı ise yanınızda sürekli taşıyamıyorsunuz. Cihaza bağlı bir gazetecilik alanı. Drone yoksa veya başka bir teknik sebepten kullanamazsanız, ‘drone haberciliği’nden bahsedemiyorsunuz. Haberin üretim sürecini tek kişi yapan bir gazeteciyseniz; video röportajlarınızı, detay görüntü çekimleri yaptıktan sonra drone kullanıyorsunuz. Bu da ekstra iş yükü olabiliyor. Bazen de özellikle kış aylarında havanın aydınlığını kaçırabiliyorsunuz. Drone çekimi için ikinci bir güne ihtiyaç oluyor.
Eskiden helikopter gerektiği için maliyeti çok yüksek olan havadan çekimlerin yerini İHA’ların aldığını belirten Çeri, bir başka haber için gittiği Uludağ’da çekim yaparken ocak ayı olmasına rağmen kar olmadığını fark edince planında olmayan şu ekstra haberi çıkarmış:
Ufuk Çeri’nin Journo takipçileriyle paylaştığı püf noktaları ise şöyle:
- En önemli nokta, uçuş izni konusu. Gideceğim bölgede uçuş izni olup-olmadığına bakıyorum.
- Genellikle kırsal alanda kullandığım için gideceğim yerin hava durumunu takip etmek önemli. Rüzgâr drone’un en büyük düşmanı diyebilirim. Bazen tüm hazırlıklarınızın tam olmasına rağmen rüzgâr nedeniyle uçuş yapamıyorsunuz. Drone’un uçuşuna engel olmayacak bir rüzgârda da pil tüketimi yüksek oluyor.
- Her kullanımdan sonra pervane kontrolü yapılmalı. Bir sonraki uçuşunuzda sorun çıkabilir. Tabii bu bahsettiğim DJI Mavic, Air ve Mini gibi drone’lar için geçerli. Daha büyük drone’lar için daha profesyonel müdahalelere ihtiyaç var.
- Pil gücüne dikkat edilmeli. %20 ye gelmeden drone’u iniş yerine çağırmalısınız.
- Çekime giderken drone’un kamerası için filtre bulunması faydalı olur. Keskin güneş ışıkları veya ışıklandırma kalitesiz bir çekime sebep olabilir.
- Gökyüzü kuşların yeri olduğu için sizin drone’unuz orada bir yabancı. Bu sebeple kuşlar drone saldırabilir.
- İrtifaya dikkat… 2021 yılında orman yangınlarını görüntülerken, yangın söndürme uçak ve helikopterlerinin çalışmadığı anlarda çekim yapıyordum ve yükselmiyordum. Gazeteci olarak hava sahasının akışına dikkat etmeniz gerekiyor. Deprem bölgesinde de irtifaya dikkat ederek kullandım.
- Drone’nun kullanım kılavuzu baştan sona okunmalı. Oradaki bakım ve kullanım talimatları yerine getirilmeli. Her zaman düşme ihtimali düşünülerek uçurulmalı. Kırsal alanda düşmesi ekonomik kayba neden olurken insanların olduğu yerde düşmesi yaralanmalara hatta ölüme sebebiyet verebilir. Düştüğü alanda canlılara hasar vermemesi ilk öncelik olmalı. Kendi güvenliğinizi almalısınız. Çalışan drone’a yaklaşılmamalı. Hızla dönen pervaneler kesiklere sebep olur. Öncelikle drone ile çekim yapacaksanız, habere çıkmadan önce güvenli ve boş bir alanda çokça uçuş yapmanız gerekiyor. Cihazın hızını, manevra kabiliyetini, ani motor durdurmayı öncelikle bilmelisiniz.
Tek başına bir drone görüntüsü habercilik için yetmez
Uluslararası medya kuruluşlarına haberler yapan serbest gazeteci Neyran Elden, İHA görüntülerinin dikkat çekip ilgiyi artırdığını, fakat tek başına anlamlı olmadığını vurgulayarak bu yöntemin avantajlarına ve dezavantajlarına dair şunları söylüyor:
- Kuşbakışı bir görüntü genellikle belgesellerde ve haberlerde açılışta kullandığımız, izleyicinin yoğun bir şekilde dikkatini çeken karelerdir. Haberin kendi gözümüzle göremediğimiz yönlerini ortaya çıkarır. Deprem bölgesinde örneğin, yıkımın boyutunu drone ile göstermiştik. Ya da çevre haberciliğinde, araştırma inceleme konularında çok kullandığımız bir yöntem. Kuşbakışı görüntünün değeri kesinlikle habere kattığı etki anlamında bir avantaj. Sahada haber araştırırken de yüksekten hâkim olduğunuz görüntülerle gideceğiniz —gitmeniz gereken— yönü daha rahat bulabiliyorsunuz. Bir nevi yukarıdan size yol gösteriyor.
- Dezavantajları da var tabii ki… Zaten kullanmak için ve düzgün görüntüleri çıkarabilmemiz için cihaza hâkim olmanız lazım. Çok büyük bir sorumluluk, risk de barındırıyor. Yasak olan bölgelerde uçuramazsınız ve çoğu zaman kullanmak için gerekli mercilerden izin almanız gerekiyor. Herhangi bir arıza durumunda birilerine zarar verebilirsiniz ya da cihazınız zarar görebilir. O yüzden çok dikkatli ve temkinli kullanıyoruz.
Sivil havacılıkta İHA kullanımının yaygınlaşmasıyla muhabirlerin de bu yönteme daha çok başvurduğunu vurgulayan Neyran Elden’in değindiği püf noktaları şöyle:
- Askeri bölgelerin ve polis karakollarının, havalimanlarının yakınında drone uçurulmamalı. Buna kesinlikle çok dikkat etmek gerekiyor. Zaten cihaz da uyarı veriyor çoğu zaman. Ancak vermese de drone operatörünün bunu bilmesi ve önceden araştırması gerekiyor.
- Habere giderken cihazın pillerinin dolu olması, ayrıca telefondan kontrol ettiğimiz için telefonun şarjının dolu olması gerekiyor. Ben genellikle yanımda “powerbank” de taşıyorum telefonun bataryası zayıfsa o anda takviye etmek gerekiyor.
- Drone uçuracağınız bölgede elektrik telleri görünmez tehlikeler. Tellere dokunmamak için dikkatli iniş ve kalkış yapmakta fayda var.
- Kendinizi de yaralayabilirsiniz. Ben ilk kez drone kullandığımda evde deneme yaparken tecrübesizlikten ötürü maalesef cihazı kendime doğru uçurmuştum, tuş kilitlendiği için de durduramamıştım ve yapraklar parmaklarımı kesmişti. O yüzden uzmanlaşmadan önce dar alanlarda kesinlikle denememek lazım. Daha büyük bir sorun da olabilirdi. Yön değiştirmenin belli bir yüksekliğe çıktıktan sonra yapılması gerekiyor böyle riskleri ortadan kaldırmak için.
- Çevredeki insanlara ve çocuklara dikkat edilmeli, cihazın ineceği ve kalkacağı konusunda önden bilgilendirme yapmak gerekiyor. Bir de sahada çekim yaparken çevrede köpek varsa drone’dan korkabiliyor ya da yakalamaya çalışabiliyor. Çevredeki sokak hayvanlarına da dikkat etmek önemli.
- Drone uçururken bu yüzden iki kişi olmak bunun gibi riskleri azaltıyor. Bir kişi cihazı ve görüntüyü kontrol ederken diğer kişi de cihazın gökyüzünde nerede olduğunu, çevrede bir engel olup olmadığına bakarsa daha güvenli olabiliyor. Ancak tabii çoğu zaman bu mümkün olmuyor sahada yalnız çalışıyorsak.
Teknik bir püf noktasına da değinen Neyran Elden’e göre gazeteciler İHA’yı kullanırken uzun ve kesintisiz akan görüntüler elde etmek için aracı heyecanla sağa sola hareket ettirmek yerine bir açıdan yavaş hareketlerle süzülmesini sağlamalı.
İHA haberciliği yapan kadın gazetecilerin neden az olduğunu sorduğumuzda ise Elden şöyle diyor:
- Bence bunun en büyük sebebi zaten video kamera kullanan —video haberci— meslektaşlarımızın arasında da kadınların sayıca az olması. Hâliyle oransal olarak meslekte daha çok erkek kameramanlar olduğu için erkek drone operatörleri de çoğunlukta oluyor. Tabii kullanması da, edinmesi de emek ve kaynak isteyen bir cihaz. Bu sebeple her büro ya da her gazeteci tercih etmiyor kullanmayı. Bu da ayrı bir sebep olabilir.
“Haberin hem anlaşılmasını hem de izlenme oranını artırıyor”
İHA’ların video gazetecilikte bir avantaj olduğunu söyleyen gazeteci Sezgin Kartal ise “Drone görüntülerini daha çok yavaş habercilikte kullanabiliyoruz. Örneğin bir kitlesel bir eylemde kullanamıyoruz, yasal engellere takılıyor” diyor.
“Gazeteci her zaman değişen okuyucu/izleyici alışkanlıklarını gözetmek durumunda. Kullandığınız ekipmanların özellikleri dahi fark yaratıyor. Video haber yazılı haberin önüne geçti ve şimdi de görsel zenginlik fark yaratıyor. Video haber odaklı çalışan gazetecilerin mutlaka yolu drone ile kesişecektir” ifadesini kullanan Kartal şöyle devam ediyor:
- Video habercilikte de tek kareden ziyade, detay görüntüyle içeriği ne kadar beslerseniz o kadar etki gücünü artırır. İzleyiciyi video haberde uzun süre tutmanın birincil koşulu görüntülerin belirli bir mantık çerçevesinde kurgulanmasıyla mümkün. Video içerisine drone görüntüler de olduğunda öncelikle habere her yönüyle emek verdiğiniz anlaşılır. Örneğin siz röportaj yaptığınız kişiyi kameranın karşısına alıp olduğu gibi de yayımlayabilirsiniz. Fakat izleyiciye tek planda sadece sözlü anlatım değil, görsel zenginlikle anlatmanız o haberin hem anlaşılmasını hem de izlenme oranını artırıyor.
Kartal, İHA kullanımında şu ipuçlarını paylaşıyor:
- Drone için birincil koşul hava durumudur. Rüzgâr, yağmur vb. etmenler çekimlerinizi etkiler. İstediğiniz yerde uçuramazsınız. Temel şartlara hâkim olmak zorundasınız. Bulunduğunuz alana hâkim değilseniz iki risk sizi bekliyor demektir: Bir drone’den olmak, iki yüksek miktarda para ve hapis cezalarıyla karşı karşıya kalmak. O nedenle sadece drone almak değil, aynı zamanda kullanım koşullarına da hâkim olmak zorundasınız.
- Haberde drone devreye girdiğinde birkaç saniyede, uzun dakikalarca anlatamayacağınız şeylerin görüntülerini verebilirsiniz. Örneğin bir dere ya da tarım alanları haberi yapıyorsunuz. Drone görüntülerini kullandığınızda bölgedeki durumu daha rahat izleyiciye anlatabiliyorsunuz. Çekim yaparken yavaş ve geniş planda görüntü kaydetmelisiniz. Drone görüntüsü ile izleyiciye haberin hayalini kurdurmayı hedeflemelisiniz.
- Ekoloji, kent, tarım, emek haberlerinde mutlaka kullanılmalı. Örneğin bir inşaat işçisinin haberini yapıyorsanız o devasa yapıların yükselişini drone ile daha iyi verirsiniz. Depremden sonra oradaki vahameti en iyi anlatan görüntüler drone görüntülerine aitti. Bütünü gördüğümüzde nasıl bir müdahaleye ihtiyaç olduğunu da daha iyi görmedik mi?
İLGİLİ:
Yaşar Kemal orman yangınlarını böyle anlatmıştı: Ali Cengiz oyunu oynamakta kimse bize erişemez