Görüş

‘Risk grubundaki gazeteciler salgının haberleştirilmesinde görev almamalı’

İngiltere merkezli Etik Gazetecilik Ağı (EJN) CEO’su Hannah Storm, koronavirüs günlerinde sorumlu haberciliğin önemini anlattı, gazetecilere tavsiyelerini yazdı. “‘Etik gazeteciliğe şimdi daha da fazla ihtiyaç var” diyen Storm’a göre “Risk grubundaki gazeteciler salgının haberleştirilmesinde hiç görev almamalı.

Son 10 yılın çoğunu, Uluslararası Habercilikte Güvenlik Enstitüsü (INSI) direktörü olarak, gazetecilerin güvenliği alanında çalışarak geçirdim. Şimdi de Etik Gazetecilik Ağı CEO’su olarak medya etiği alanında çalışıyorum.

Bu süreçte medyadaki meslektaşlarımızın işlerini güven içinde ve sorumlulukla yapabilmeleri için çözümler bulmaya ve onlarla bilgi paylaşmaya odaklandım. Ancak deneyimlerim arasında, COVID-19’un son haftalarda dünya çapında medya üzerinde yaptığı etki ile kıyaslanabilecek bir şey yok. Daha önce görülmemiş boyuttaki bu haberin gazetecilik ve gazeteciler üzerinde benzersiz etkileri var.

On yıllardır yerleşen mesleki pratikler günler içinde değişti

Haber kuruluşları, on yıllar boyunca yerleşmiş çalışma pratiklerini günler içinde dönüştürmek zorunda kaldı. Çoğu gazeteci kendisini yalıtmış durumda veya karantinada. Seyahat hem ülke içinde, hem de ülkeler arasında azaldı. COVID-19 ile beraber, bildiklerimize ve bilmediklerimize dair endişelerimiz de yayılıyor. Kime ve neye güvenebileceğimize, fiziksel ve psikolojik olarak nasıl güvende kalabileceğimize dair endişelerimiz de öyle.

Alttaki düşünceleri; kendi deneyimlerimden, uzmanlığımdan ve meslektaşlarımla konuşmalarımdan derledim. Lütfen bir avukat veya doktor olmadığımı unutmayın. Her şeyi kapsayan bir liste değil bu. Ayrıca bunlar, Dünya Sağlık Örgütü veya her ülkedeki sağlık yetkililerince verilen resmi bilgilerin de yerine geçemez.

Kimimiz evde, kimimiz barakada: Gazeteciler koronavirüs günlerinde böyle çalışıyor

1. COVID-19 haberciliğinde sorumlu ve etik gazetecilik hayati önemde

Ay başında koronavirüs konusunda haber yapan gazetecilerin başvurabileceği bir liste tweetledim. Bunların hepsi EJN olarak etik gazeteciliğin temeli olarak gördüğümüz beş ilkeye dayanıyordu: Doğruluk, tarafsızlık, insanilik, şeffaflık ve bağımsızlık. Bu önerilerin güncellenmiş bir sürümü şöyle:

Haber dilinde ve kullandığınız görsellerde, endişeyi artırabilecek sansasyonalizm ve felaket tellallığından kaçının. Örneğin boş market raflarını ve stokçuluk yapanları gösteren fotoğraflar, gerilimi atırıp panik yaratabilir.

Irkçı profilleme yapmayın. Virüsün ilk olarak görüldüğü ülkeyi her haberinizde tekrarlamaya gerek yok. Zaten bunu yazdığınız günümüzde artık virüsün coğrafi bir odağı kalmadı. Buna karşın belirli gruplara karşı ırkçılık ve ayrımcılığı hâlâ haberlerde görüyoruz.

Salgından etkilenen insanları koruduğunuzdan emin olun. İnsanlardan izin almadan isimlerini, fotoğraflarını ve kimliklerini açığa çıkarabilecek bilgileri yayımlamayın. Şunu da not etmek gerekir ki, son günlerde tanınan birçok insan kendileri öne çıkıp COVID-19’a yakalandıklarını açıklıyor.

Doğruluktan şaşmayın ve olguları haberleştirin. Söylentilerden uzak durun, spekülasyon yapmayın. Dolaşımda çok fazla bilgi var. Yanlış olanları saptayıp doğrusunu duyuracak farkındalığa sahip olun.

Uzman görüşüne başvurun. Tıpçılardan ve ilgili alanlara hâkim bilim insanlarından görüş alın. Bir yandan da bilimsel tavsiyelerin sık değişebildiğini unutmayın.

Bağlam sunun. İnsanları yetkin ve saygın bilgi kaynaklarına yönlendirin.

Vaka sayısını gösteren haritalara dikkat edin. Burada da verileri bağlamına oturtun ve kaynak verin. Koronavirüs test sayılarının sınırlı olabileceğini unutmayın.

Maskeli insan görüntüsü kullanırken özenli davranın. Bu gerçekten haber değeri taşıyor mu, yoksa sadece dikkat çekmeyi mi amaçlıyor? Farklı maskelerin koruma gücü konusunda çelişen bilgiler var. Bu alanda da uzmanların tavsiyeleri dinlenmeli.

‘Salgında klişe fotoğraflar değil, akılda kalan öyküler yaratmalıyız’

2. Fiziksel olarak güvende kalın

Gazeteciler olarak işimiz haberi bulup çıkarmak. Ama bunu kendi sağlığımız pahasına yapmamalıyız.

COVID-19 salgınında durum o kadar hızlı değişiyor ki gazetecilerin ve haber kuruluşlarının kendi ülkelerinin yetkililerinin en güncel uygulamalarından sürekli haberdar olması gerekiyor. Bu uygulamalar medya çalışanlarının hareket özgürlüğünü de etkileyebiliyor. Dünya Sağlık Örgütü’nün ve ilgili diğer sağlık kuruluşlarının yönergelerini düzenli olarak kontrol etmek önemli.

Gazetecilerin kendi sağlık durumları konusunda her zaman bilinçli olması ve herhangi virüs belirtisi görmeleri hâlinde işverenlerini bilgilendirip ülkelerinde geçerli tavsiyelere uygun davranmaları gerekiyor. Risk grubundaki gazeteciler ise salgının haberleştirilmesinde hiç görev almamalı.

Gazetecilerin böyle durumlarda kendilerine yetebilmesi gerekiyor. Hizmet ve stokları salgından etkilenen, zaten baskı altında olan diğer topluluklar üzerine ek bir yük olmamalıyız. Risk değerlendirmelerini olması gerektiği gibi yapıp ne zaman, nerede, neye ihtiyaç duyacağımızı belirlemeliyiz.

Tüm gazeteciler, hastalanmaları veya çalıştıkları yerden ayrılamayacak bir duruma gelmeleri hâlinde uygulanacak bir acil durum planı yapmalı ve bunu yöneticileriyle de paylaşmalı. Büyük bir haber kuruluşunda çalışan bir meslektaşımla konuştuktan sonra, onların şu tavsiyesini de eklemek istedim:

Nüfusu evde kalmaya zorlanan bir ülkede görev yapan gazeteciler, N95 maskeleri, güvenlik gözlükleri ve eldivenleri de içeren doğru ekipmana sahip olmalı. Diğer insanlardan iki metre uzak kalmalılar. Giysi ve ekipmanlarını iyi temizlemeliler.

Cep telefonu ve mikrofon nasıl temizlenir?

3. Zihinsel sağlığınızı da koruyun

Toronto Üniversitesi psikiyatri profesörü ve nöropsikiyatrist Anthony Feinstein ile, gazetecilerin böyle stresli bir dönemde zihinsel sağlıklarını korumak için neler yapabileceklerini konuştum.

Öncelikle, krizlerden etkilenen topluluklara hayati bilgiler sağlamakta gazeteciliğin sunduğu değerli hizmeti takdir etmek önemli. Diğer sağlık krizleri, afetler ve çatışmalar da dâhil büyük haberler gibi, koronavirüs salgınında da durum bu. Kendi deneyimlerimden katkılar eşliğinde Prof. Feinstein’ın tavsiyeleri şöyle:

Kontrol edebileceğiniz ve edemeyeceğiniz şeylerin listesini yapın. Mesela virüsü kontrol edemezsiniz. Hükûmetinizin salgınla mücadele politikasını veya borsayı da… Ama kendi davranışlarınızı kontrol edebilirsiniz ve bunu yaparken şunları bilmek size yardımcı olur:

  • İş önemlidir. Ama sağlığınız da.
  • Yeterince uyuduğunuzdan emin olun.
  • Dengeli beslenin. Aşırı alkol ve kafeinden uzak durun. Bunlar endişeyi artırır.
  • Ara sıra işe ara verin. Dijital ve fiziksel olarak yapın bunu.
  • Haberleri ve sosyal medyayı kapatın.
  • Trajik görüntü ve haberlerden etkilenmeniz normaldir, bunu kabullenin.
  • Biraz yürüyebiliyorsanız yürüyün.
  • Dışarı çıkamıyorsanız, bir mola vermenizi sağlayacak başka bir şeyler bulun. Mesela sizi mutlu eden görüntülere bakın (hayvan fotoğrafları gibi), meditasyon yapın, komedi izleyin veya kitap okuyun.
  • Mümkünse ailenizle ve arkadaşlarınızla vakit geçirin. Uzaktan bile olsa bunu yapın. İzolasyon zihinsel sağlığımız üstünde ciddi bir baskı oluşturabilir.
  • Çalışmaya ara vermeniz gerekiyorsa, zihinsel veya fiziksel olarak iyi hissetmiyorsanız, izin istemekten çekinmeyin.
  • Gazeteciler olarak yardıma ihtiyacımız olduğunu söylemekte pek iyi değilizdir. Oysa bunu yapmadıkça daha da kötüleşiriz ve iş yapamaz hâle geliriz.
  • Haber merkezinde yöneticiyseniz herkese örnek olmaya çalışın. Mevcut uygulama ve öncelikler konusunda net ve olabildiğince şeffaf olun. Her şey hızla değişse ve uzaktan çalışsanız bile bu şart. Özellikle de bu gibi durumlarda daha hassas olan çalışanların farkına varın.

Profesör Feinstein, kontrol edebildiğimiz şeyleri bilirsek, olup bitene daha fazla hâkim olduğumuz hissini kazandığımızı vurguluyor. Bunu yapamazsak belirsizlikler (kontrol edemediklerinizin gücü) büyüyor.

Gazetecilerin yapmak zorunda oldukları haber sayısı son birkaç ayda inanılmaz boyutlara ulaştı. Son dakika haberlerinin bitip tükenmek bilmeyen doğası, karşılaştıkları baskıyı artırdı. COVID-19 öncesinde bile giderek artan sayıda gazeteci, görüşmelerimizde, tükenmişlik sendromu yaşadıklarını veya buna çok yakın olduklarını söylüyordu.

Kontrol edemediğimiz şeylerin farkına varıp bunları kabullenirseniz, daha az duygusal enerji kullanacağınızdan, tükenmiş hissetme olasılığınız da azalır.

Salgının haberinin daha ne kadar uzayacağını kontrol edemediğimiz de bir gerçek. Uzun süre bitmemesi muhtemel. Bu belirsizlik endişeyi de artırıyor. Hepimizin uzun süreli bir mücadeleye hazırlanmamız gerek. Umarım ki bu tavsiyeler, gazetecilik topluluğuna ve bireylere, bu hazırlık yolunda bir katkı sunmuştur.

  • Bu yazının İngilizce orijinali, EJN’in internet sitesindeki şu sayfada yayımlanmıştır.

Basın toplantısını haberleştirmek en kolayı: Gazeteciler için koronavirüs (COVID-19) önerileri

Hannah Storm

BBC, Times ve Reuters gibi kuruluşlarda gazetecilik yaptı. Uluslararası Habercilikte Güvenlik Enstitüsü (INSI) direktörlüğünün ardından bugün Etik Gazetecilik Ağı (EJN) CEO'su olarak görev yapıyor.

Journo E-Bülten