Süper Lig’de hafta sonu oynanan Gaziantep-Göztepe maçına iki takımın “Fair Play” jestleri damga vurdu. Ulusal, yerel ve yurt dışı medyada bu maçı konu alan 100 haberde kullanılan dili inceledik. İzmir ve Gaziantep medyası, %85’in üstünde olumlu bir dil kullandı. Ulusal medyada ise bu oran %75’e düşüyor.
Fair Play kavramına medyanın bakışını spor gazetecileriyle ve akademisyenlerle konuştuk. Onlara göre Fair Play bilincinin yerleşmesi için medyanın “reyting kaygısını” bir kenara bırakması, ayrıca sadece gazetecilerin değil, tüm toplumun “fair” (adil) olması gerekiyor.
Spor Toto Süper Lig Ahmet Çalık Sezonu’nun 34’üncü haftasında, 23 Nisan 2022’de oynanan Gaziantep FK – Göztepe SK maçı, “Fair Play” (adil oyun) tarihine de geçti.
Yer Gaziantep Kalyon Stadyumu… Maçın 90. dakikası 0-0 eşitlikle geride kalırken hakem 4 dakikalık kayıp zamanı işaret etti.
Dakikalar 90+2’yi gösterirken bir sakatlık nedeniyle yapılan hakem atışının hemen ardından İzmir ekibi Göztepe topu hızla karşı kaleye gönderdi ve direkten dönen topu santraforları Adis Jahovic tamamlayıp Gaziantep filelerini havalandırdı: 1-0
Sarı-kırmızılı ekip 1-0 öne geçmişti, ama Gaziantepli oyuncular, hakem atışının bu şekilde kullanılmasının adil olmadığını savunarak itiraz ediyordu. İşte Fair Play rüzgarı tam bu dakikadan sonra esmeye başladı.
Göztepe kasten gol yedi, Gaziantep bilerek penaltıyı auta attı
Maçı heyecanla izleyen seyirciler, Gaziantep’in golden sonra yaptığı santra vuruşundan hemen sonra sahadaki Göztepe oyuncularının tepkisiz kaldığına şahit oldu.
Göztepeli futbolcular da rakiplerinin tepkisine hak vermişti ve Fair Play adına skorun yeniden eşitlenmesi için Gaziantep hücumunu kesmeme kararı almıştı. Gaziantepli futbolcu Joao Figueiredo bu sayede rahatça Göztepe kalesine kadar geldi ve skoru eşitledi: 1-1
Dakikalar 90+4’ü gösterdiğinde ise Gaziantepli Figueiredo, Göztepe ceza sahasında kalecinin müdahalesi sonucunda yerde kaldı. Maçın hakemi Mustafa Kürşat Filiz penaltı noktasını gösterdi.
Fair Play jesti için sıra Gaziantep’teydi. 90+5’te penaltı kullanmak için topun başına geçen Muhammet Demir, Gaziantep tribünlerinin çağrısını yerine getirdi ve topu dışarı attı. 1-1 sona eren maç sonucunda Göztepe, 2016-2017’de çıktığı Süper Lig’den 2021-2022 sezonunda küme düşmüş oldu.
👀 #beINSüperLig, Gaziantep FK – Göztepe karşılaşmasının son dakikalarında yaşanan olayları değerlendirdi. pic.twitter.com/d7yqYXV0Qo
— beIN SPORTS Türkiye (@beINSPORTS_TR) April 23, 2022
Spor medyası 5 gündür bu maçta olanları ve ardından yaşanan gelişmeleri haberleştiriyor. Bazı haberlerde bunun “dünya Fair Play tarihine geçecek bir hareket” olduğu iddia edildi. Bazılarında ise “centilmenlik adı altında skandal” diye tepki gösterildi ve hatta “şike” imasında bulunuldu.
Peki, Gaziantep-Göztepe maçındaki Fair Play vakası, spor medyasında daha çok olumlu mu, yoksa olumsuz bir dille mi yer aldı? Nasıl bir çerçeveleme yapıldı?
Bu soruları yanıtlamak için maçı konu alan haberlerden rastgele 100’ünü seçtik. Ağımıza 72’si ulusal, 2’si yurt dışı, 14’ü Gaziantep, 8’i İzmir, 4’ü de farklı şehirlerin yerel internet sitelerindeki haberler takıldı.
Haberlerin %78’sinde Fair Play vakası olumlu bir dille okura sunuldu
Genel manzara çok kötü görünmüyor. 100 haberin 78’sinde olumlu bir dil kullanıldı. Yerel medyada olumlu dil ortalaması daha yüksek (İzmir için %88, Gaziantep için %86, diğer 4 şehrin yerel medyası için %100). Ulusal medyada oran %75 ile ortalamanın altına düşüyor. İngilizce iki haberin biri olumlu, biri olumsuz çerçeveleme yaptı.
Bu 100 haberin bağlantıları ve başlıkları ise şöyle:
Peki uzmanlar, Fair Play'in spor medyasında nasıl işlendiğini düşünüyor? Fair Play ruhunu topluma haberlerle yaymak mümkün mü? Yoksa ancak toplum "fair" (adil) olursa mı medya da bu ruhu temsil edebilir?
Banu Yelkovan: "Haber dili ve başlıklar, olumsuz davranışları kışkırtıyor”
Spor yazarı Banu Yelkovan, Fair Play anlayışına aykırı davranışların engellenmesi adına medyaya düşen görevlerden bahsetti. Haberi takip etmenin önemine vurgu yapan Yelkovan şunları söyledi:
- Sporda şiddet, ayrımcılık, saldırganlık, doping, şike vb. konular olduğu sürece medyada da bunların yansımaları olacaktır. Medya bunları daha az yansıtarak değil, aslında olan hikâyeleri doğru ve tarafsız şekilde ve kullanılan dile hassasiyet göstererek farkındalık yaratmak suretiyle engellenmesinde rol üstlenebilir bence. İnsanlarda farkındalık oluşturmak zaten başlı başına önemli bir rol. Fikri takip yaparak haberin gidişatını takip etmek çok önemli bir rol. Tabii medya derken işini doğru yapan kesimden bahsediyorum. Özellikle saldırganlık ve ayrımcılık çerçevesinde, bazen medyanın da kullanılan dil, seçilen başlıklar ve ifadelerle bu olumsuz davranışları kışkırttığını görüyoruz. Burada denetleyici mesleki dernekler ve gazetelerin kendi içlerindeki ombudsman mekanizmaları olabilir. Herkes kendi görüşüne uyan mecraları takip ettiği için artı okura bile rol yükleyemiyoruz maalesef.
“Medya, değişen çağda ayakta kalma savaşı veriyor”
“Fair Play’e katkı yapmak bence tam olarak medyanın sorumluluğunda değil” diyen Yelkovan, şöyle devam etti:
- Fair Play olan ve olmayan durumları kamuya en doğru şekilde, tarafsızca yansıtmak medyanın sorumluluğunda. Ama medyanın amacı haberi en doğru şekilde kamuya ulaştırmak olmaktan çıkalı çok oldu. Medya da değişen çağda ayakta kalma savaşı veriyor bir yandan. Bu yüzden tırnak içinde söylüyorum, "satmak" için ya da "reyting kaygısıyla" bazı şeyler yapıldı, yapılıyor, yapılacaktır. Bunu doğru bir tavırdan ziyade bir durum saptaması olarak görebilirsiniz.
- Medyanın satış rakamları ortada. Haberin mecrası değişiyor, medya dijitalleşiyor ve kabuk değiştiriyor. Öte yandan kötü örneklere bakarken son zamanlarda sadece hafta sonları çıktığı hâlde kendi okurunu hemen bulan Oksijen gibi yeni gazeteler ya da Socrates gibi senelerdir doğru spor yayıncılığını ilke edinmiş yayınlar da var. Medya dediğiniz de tek bir şeyden ibaret değil. Kısacası Fair Play çok önemli bir konu ancak başlangıç noktası her şeye rağmen medya değil.
Emre Tanrıver: “Fair Play’e aykırı bir durum, iyi bir Fair Play örneğinden daha hızlı yayılıyor”
GZT Spor Dijital Yayın Yönetmeni Emre Tanrıver medyada olumsuz bir dille sunulan Fair Play haberlerinin daha çok alıcısı olduğuna dikkat çekerek şu ifadelere yer yerdi:
- Açıkçası ülkemizde olumlu anlamda Fair Play haberi fazla göremiyoruz, çünkü olmuyor. Ama olduğu zaman da bunun dijital ve konvansiyonel medyada yeteri kadar yayıldığını düşünüyorum. Özellikle dijital medya sayesinde, normalde hiç haberimizin olmayacağı bir olay saniyeler içinde önümüze düşebiliyor. Önce internette yayılıyor, ardından televizyon ve gazetelerde kendine yer buluyor. Fair Play’e aykırı davranışlar daha fazla olduğundan, medyada daha çok karşımıza çıkıyor doğal olarak. Ve açıkçası daha fazla alıcısı var. Çünkü kaos, dikkat çekicidir. Bu nedenle Fair Play’e aykırı bir durum, iyi bir Fair Play örneğinden daha hızlı yayılıyor, daha çok etkileşim alıyor ve daha çok izleniyor. Medya yeterli bilgi akışını sağlıyor ama birbirine zıt iki durumun tüketilme oranı arasında çok fark var.
Medyanın Fair Play’e katkısının "daha faydalı" olması gerektiğini de dile getiren Tanrıver, şunları söyledi:
- Olumlu Fair Play örneklerinin medyada sıkça yer bulması, toplumu iyiye teşvik eder. Fakat bunun için öncelikle gerçekten olumlu örneklerin çoğalması gerekir. Sonuçta medya, olmayan bir şeyi haberleştiremez. Tabii şunu da eklemek lazım: Fair Play’in hangi branşta meydana geldiği önemli olmamalı. Hentboldaki bir örnek de futbol kadar ön plana çıkarılmalı. Etkileşim ya da reyting kaygısı değil, iyiliği yayma kaygısı olmalı. Bir medya mensubu olarak özeleştiri de yapmalıyım: Türk spor medyası, daha çok Türk futbol medyası gibi hareket ediyor. Bu nedenle futbol dışındaki branşlara yeteri kadar yer verilmiyor. Buradan hareketle, medyanın Fair Play’e katkısını yok saymasam bile "daha faydalı olabilir" diyorum.
Prof. Dr. Donuk: Fair Play'e katkı sağlayan medya mensubu fazla değil
İstanbul Üniversitesi-Cerrahpaşa Spor Bilimleri Fakültesi Dekanı ve Türkiye Milli Olimpiyat Komitesi (TMOK) Fair Play Komisyonu 2’nci Başkanı Prof. Dr. Bilge Donuk, Fair Play ruhuna katkı sağlayan medya mensuplarının az olduğuna dikkat çekti. Medyada, şiddet duygusunu körükleyecek ifadelerin yer almaması gerektiğini belirten Donuk şunları söyledi:
- Milyonlarca kişinin televizyonda seyrettiği ve gazetelerde yazılarını okuduğu medya mensuplarının ağızlarından ve kalemlerinden çıkacak her kelime oldukça önemlidir. Çünkü bu kişiler, geniş kitlelerle iletişim içinde bulunan ve bu kitleleri etkileyecek güce sahiptirler. Yazılı ve görsel spor basınında Fair Play anlayışının ön plana çıkarılması, atılan manşetlerde, yorum ve yazılarda taraftarlara olumlu mesaj verilmesi, özellikle şiddet duygusunu körükleyecek ifadeler yerine sevgi, saygı ve hoşgörüye dayalı bir iletişim kurulması sağlanmalıdır.
- Bu konuda Fair Play’e katkı sağlayacak anlayışla hareket eden medya mensupları komisyonumuz tarafından ödüllendirilmektedir. Bu kişilerin sayısının çok fazla olduğunu söylemek mümkün değil. Ülkemizde sporun ve spor ekonomisinin gelişmesini istiyorsak başta medya mensupları ve yöneticiler olmak üzere sporun tüm paydaşlarının şiddet ve öfke dilini tercih eden, taraftarları kışkırtan açıklamalarından vazgeçmeleri gerekmektedir.
Komisyon olarak Fair Play olgusunu ülke genelinde yaygınlaştırmak amacıyla Türkiye Fair Play Ödülleri verdiklerini ifade eden Prof. Dr. Donuk, sportif ve toplumsal dallarda dağıtılan bu ödüllerin sebepleriyle birlikte medyada yer alması gerektiğinin önemine de vurgu yaptı. “Fair Play Komisyonu’nun ana hedefi; Fair Play sözünü, ruhunu Türkiye’nin en ücra köşesine kadar duyurmak, toplumsal ve sportif alanda Türk halkını Fair Play’e özendirmek ve topluma Fair Play’i yaşam biçimi olarak kabul ettirmektir” diyen Donuk, "Fair Play sadece spor sahalarında değil toplumsal yaşantımız içerisinde kurallara uymayı, başkalarının haklarına saygı göstermeyi ifade etmektedir. Verilen her ödül bir örnek teşkil etmekte ve benzer davranışların sonraki günlerde arttığını gözlemlemekteyiz" ifadesini kullandı.
Kenan Karcı: "Fair" bir toplum yaratmadan sporda adalete ulaşmak zor
Akşam Gazetesi Spor Müdürü Kenan Karcı ise medyada Fair Play örneklerinin daha da çoğaltılması adına şunları söyledi:
- Üzülerek vurgulamam gerekir ki sporun endüstrileşmesi ve bunun getirdiği ekonomik güç ihtiyacı ciddi bir yozlaşmaya da neden oluyor. "Kazanmak için her yol mübahtır" anlayışının meşruiyet kazandığı bir ortamda, sporun ruhunu yok eden böyle güzel örnekler de azalıyor. Yine üzülerek belirtmem gerekir ki geçen sezonun genelini kapsayan inceleme, tüm spor dallarındaki bahis şikesi kapsamının 124 milyon poundla bütün zamanların rekorunu kırdığını gösteriyor. Tablonun bu kadar kötüye gitmesi, sporu seven insanları umutsuzluğa sürüklememeli. Ancak bu durumu olumluya çevirmek için aileden başlayarak meşhur reklamda olduğu gibi "eğitimin şart olduğuna" vurgu yapmamız gerekir. Fair bir toplum yaratmadan sporda adil bir hedefe ulaşmak da zor.
Karcı, “Medyada yöneticilik yapan biri olarak Türkiye'de medyanın Fair Play'e katkısının yeterli olduğunu düşmüyorum. Kuşkusuz içimizde münferit örnekler var ama medyanın da tavrı, 'Vur, kır, parçala, bu maçı kazan!' ekseninde. Toplumun en etkili iletişim dili olan spor ve özellikle futbol üzerinden gelişen ve herkesin 'kendi tarafı' olan bir kanaldan çok sağlıklı mesajlar üretildiğini söylemek zor” diyerek sözlerini tamamladı.
Doç. Dr. Çavuşoğlu: Reyting kaygısı bir kenara bırakılmalı
İstanbul Üniversitesi-Cerrahpaşa Spor Bilimleri Fakültesi Dekan Yardımcısı Doç. Dr. Selçuk Bora Çavuşoğlu ise medyanın yalnızca futbola değil, diğer branşlara da önem vermesi gerektiğini vurguladı. Çavuşoğlu ayrıca, Fair Play bilincinin oluşması adına medyanın reyting kaygısını bir kenara bırakması gerektiğini de söyleyerek şu ifadelere yer verdi:
- Spor medyası, günümüzde maalesef futbol merkezli hareket ediyor. Spor programları %90 futbol üzerine yayın yapıyor. Gazetelerde de durum farklı değil. Özellikle spor gazetelerinin neredeyse tamamı futbol haberlerine ayrılıyor. Farklı branşlardan sporcuları ancak uluslararası bir sportif başarı olduğunda haber yapıyorlar. Hâlbuki her gün onlarca farklı spor branşı altında birçok sporcu mücadele etmekte, birbirleriyle yarışmaktadırlar.
- Fair Play bilincini toplum genelinde oluşturmak için medya, reyting kaygısını bir kenara bırakarak diğer branşlara da yer ayırdığı gün, hem toplumda spor bilinci gelişmeye başlayacak hem de seyir zevki en az futbol kadar olan diğer spor branşlarında mücadele eden sporcuların adil oyun felsefesinde sportmence yaptıkları mücadelelerin Fair Play’e olan katkı ve yansımaları spor medyası sayesinde sporseverlere ulaşacaktır.
Veri gazeteciliği kaynakları: Spor ekonomisi rakamlarını nereden buluyorum
“Medya, Fair Play konusuna doğrudan katkı sağlayamaz”
Çavuşoğlu, medyanın Fair Play'e katkı sağlaması için ise neler yapılması gerektiğini ise şu şekilde sıraladı:
- Medya, Fair Play konusuna hiçbir zaman doğrudan katkı sağlayamaz. Fair Play’ e katkı sağlamak için, spor bakanlığı, üniversiteler ve federasyonlar gibi kurum ve kuruluşlarla işbirliği yapmak gerekir. Medya, yayın politikalarını bu noktada oluşturursa, Fair Play konusunda da istenilen seviyeye zamanla ulaşmak mümkün olacaktır. Medyanın öncelikle Spor Bakanlığımızın politikalarını benimsemesi gerekir. Bu politikaların başında sporun topluma sevdirilmesi, benimsetilmesi ve aynı zamanda toplumun spor yapmaya özendirilmesi gelmektedir. Üniversiteler açısındansa medyanın, televizyonda sadece eski hakem ve eski futbolculara yer vermek yerine, spor bilimlerini topluma aşılayabilecek, spora bilimsel açından yaklaşacak akademisyenlere de yer vermesi gerekir. Ancak bu şekilde spor bilimsel açıdan ekranlarda tartışılmaya başlayabilir. Televizyonda bu işi hakkıyla yapan kişi sayısı maalesef çok az.
- Son olarak federasyonlarla olan işbirlikleri maksimum düzeye çıkartılmalı. Her federasyonun bir yarış dönemi bulunuyor. En azından her federasyonun yarışları hakkında topluma bilgi verici, bilgilendirici bir program ekranlara getirilse, basılı medyada yine aynı şekilde buna yer verilse sporun diğer branşları da zaman içerisinde sevilmeye, benimsenmeye başlayacaktır. Avrupa’da bu doğrultuda yayın yapan birçok gazete ve televizyon örneği var. Medyanın içerisindeki insanlar bunu sizden, benden çok daha iyi biliyor. Reyting kaygısı bir kenara bırakılırsa bu işler zamanla çok daha başka yerlere gelebilir.
Semra Demirer: Fair Play haberleri toplumu iyileştirir
2019 yılında Dünya Fair Play Konseyi (CIFP) tarafından "Kariyer" dalında "Şeref Diploması" ile ödüllendirilen Türkiye Milli Olimpiyat Komitesi Fair Play Komisyonu Danışma Kurulu Üyesi ve Kayserispor AR-GE ve Projeden Sorumlu Başkan Vekili Semra Demirer, “Türkiye Fair Play Ödülleri’nin medyada daha çok yer alması güzel örneklerin artmasını sağlıyor” dedi ve şunları ekledi:
- Fair Play olgusu, felsefesi ve düşüncesi toplumu iyileştirmek adına medyada daha çok yer almalı. Yaşam biçimi ve kültür hâline gelmesi sağlanmalı. Medya, olumsuz örnekleri vermek yerine, iyileştirici özelliği olan olumlu örnekleri çağrıştıran ve destekleyen haberlere yer vermeli. Bu tarz haberleri, tüm basın yayın organlarında daha çok görmek ve duymak bu kültürün oluşmasını, toplumsal olgu ve kültür haline gelmesini hızlandıracaktır.
- Ben bir eğitimci ve Fair Play gönüllüsü olarak yaşamımın her alanında bu düşünceyi sonuna kadar uygulamaya gayret ediyorum. Yönettiğim, görev aldığım, hizmet verdiğim tüm sektör ve kurumlarda sporcularıma, öğrencilerime ve yetişkinlere iyilik, güzellik ve doğruluk yani Fair Play kültürünü benimsemelerini ve bu prensiplerle yol almalarını ısrarla öneriyorum. Yaşamdaki tüm seçimleriniz, "iyiye, doğruya, güzele" olsun.
İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR - "UZMAN MUHABİR OLACAKLARINA AMİGO OLUYORLAR"