Hallerimiz

Melih Gökçek’in “Sen ne anlarsın nitrattan” dediği gazeteci, kimyacı çıkmıştı

Deniz Zeyrek ve Melih Gökçek (kolaj)

Psikoloji, kimya, mühendislik, felsefe, astronomi, sosyal hizmet, siyaset bilimi, hukuk… Farklı mesleklere yönelik eğitim alıp sonunda gazeteci olanlar, üniversitede öğrendiklerini habercilikte nasıl kullanıyor? Bu soruyu Balçiçek İlter, Deniz Zeyrek, Murat Yetkin, Ayça Söylemez, Mehmet Yıldırım, Altan Sancar, Derya Kap ve Büşra Taşkıran’a sorduk. Deniz Zeyrek, Ankara’nın eski belediye başkanı Melih Gökçek ile ilginç bir diyaloğunu anlattı.

Gazi Üniversitesi’nin Kimya ve Ortadoğu Teknik Üniversitesi’nin (ODTÜ) Biyoloji bölümlerini bitiren Deniz Zeyrek, uzun yıllardır gazetecilik yapıyor. Zeyrek, aldığı eğitimin gazetecilikle kesişimini şöyle ifade ediyor:

  • Gazetecilik farklı disiplinleri içinde barındıran bir meslektir. Temelinde merak ve gerçeği ortaya çıkarma çabası vardır. Bu da araştırma gerektirir. Meslek yaşamım boyunca pozitif bilim okumamın hep faydasını gördüm. Araştırmaya nereden başlayacağım, hangi soruları sormam gerektiği, başka ihtimalleri hesaba katma gibi konularda eğitimimim hep yararını gördüm. Neden sonuç ilişkisi kurma konusunda da kimya/biyoloji eğitimlerinin kazandırdıklarını yadsıyamam.
  • Gazetecilikte uzmanlığın önem kazandığı alanlar vardır. Bir defasında Turgut Özal’ın zehirlendiğine dair haberler üzerine mezarı açılmış ve analizler yapılmıştı. Bulunan kimyasal maddeler hakkında bilgim olması, iddiayla ilgili çelişkileri görmemi sağlamıştı. Bir başka olayda da Ankara’nın içme suyuyla ilgili bir canlı yayında Melih Gökçek bana “Sen ne anlarsın nitrattan” demişti. Kendisine nitrat hakkında bilgi verip kimya eğitimi aldığımı söyleyince programın yapımcısına “Adam anlamaz demiştin, kimyacı çıktı” diye sitem etmişti. Aynı şekilde uluslararası ilişkiler, ekonomi ve hukuk okuyan meslektaşlarımızın haberlere uzman olarak dokunuşları her zaman işimizi kolaylaştırmıştır.

Zeyrek’in de belirttiği gibi, sadece doğa bilimlerinde değil, sosyal bilimlerinde alınan eğitim de gazetecilikte “uzman” dokunuşlarına imkân sağlıyor.

Balçiçek İlter: Psikoloji eğitiminin gazetecilikteki etkisini fark ettim

Televizyon sunucusu ve gazeteci Balçiçek İlter, Psikoloji bölümünden mezun. Cosmopolitan ve Aktüel dergileri ile Sabah gazetesi ve Habertürk’te görev yapan İlter aldığı psikoloji eğitiminin gazeteciliğe önyargılara sahip olmadan insanları anlama gibi bir katkısının olduğunu şöyle ifade ediyor:

  • Psikoloji bölümünü okuduğumda gazetecilikle çok fazla ilişkili olduğunu düşünmüyordum. Fakat ilerleyen süreçte psikoloji eğitiminin gazetecilikte ne kadar etkili olduğunu fark etmeye başladım. Özellikle insanı anlama, insan davranışlarını anlama ve empati kurma konularında önemli katkıları oldu. Bununla birlikte eğer işimiz soru sormaksa, merak etmekse karşı tarafı yargılamadan ve önyargılara sahip olmadan mesleği sürdürme çabası psikoloji disipliniyle birlikte tamamlayıcı olabiliyor. Bugün baştan gazeteci olmaya karar versem iletişim okumayı tabii ki isterim ama bunun yanında mutlaka psikoloji eğitimi almak isterdim, psikoloji eğitimim gazeteciliğe önemli faydalar sunduğunu düşünüyorum… “Söz Sende” programı başarımı getirdi. “Şu kişiyle asla konuşamam, ortak nokta dahi bulamam” dediğim kişileri tüm Türkiye’ye tanıtıp onların gözünden farklı bakış açılarını görmeyi başardım. Bu durum ötekileştirmemek adına kıymetli oldu.

Murat Yetkin: Mühendislik eğitimi, analiz ve sentez alışkanlığı yarattı

Gazeteciliği uzun yıllar BBC World Service, Radikal ve Hürriyet Daily News gibi kuruluşlarda sürdüren ve son olarak YetkinReport’u kuran Murat Yetkin, Makine Mühendisliği mezunu.

Murat Yetkin, aldığı eğitimin mesleki pratiğine etkisini şöyle anlatıyor:

  • Mühendislik eğitiminin bana gazetecilikte en büyük yararı, kuşkusuz sorunu parçalara ayırıp inceleme, yani analiz ve daha sonra belli bir bütünlük içinde birleştirme, yani sentez alışkanlığı oldu. Aynı şekilde hangi bilgiyi en çabuk nereden bulacağım ve nasıl teyidini alma konusunda belli bir yöntemle hareket etme disiplini. Mühendislik kesişiminde gazetecilik bir noktada çalışmadan, etik sınırlar içinde çok çalışmadan sonuca ulaşılamayacağı farkındalığı kazandırdı diyebilirim.

Sosyal medyada çok takip edilen 100 gazetecinin 71’inin iletişim dışındaki alanlardan mezun olduğu bilgisi Journo’da yayımlanmıştı. Hâl böyleyken farklı mesleklerin gazetecilikle kesişimine dair örnekleri çoğaltmak zor değil.

Gazeteciliğin çeşitli alanlarından ve farklı kuşaklardan habercilerin birçoğu, iletişim dışındaki dallarda aldıkları eğitimin faydalarından bahsederken birkaç ortak noktada birleşiyor. Bilimsel düşünme alışkanlığı, doğrulama pratiği ve çeşitli toplumsal alanlara dair derinlemesine bilgi sahibi olmak bunların başında geliyor.

Ayça Söylemez: Mantığa dayalı düşünme şeklinin gazeteciliğe katkısı var

Boğaziçi Üniversitesi’nin Felsefe bölümünden mezun olan Ayça Söylemez; Star, Vatan, Akşam, Habertürk ve Hürriyet gazetelerinin yazı işleri ve dış haberler bölümlerinde çalıştı. 2011’den bu yana bianet’in İnsan Hakları Editörü olan Söylemez, felsefe eğitiminin gazeteciliğine yarar sağladığını vurguluyor:

  • Felsefe eğitimi ağırlıklı olarak olup biteni mantık çerçevesinde değerlendirmeye tâbi tutmayı esas alıyor. Bu düşünme şeklinin de gazetecilikte katkısı olduğunu düşünüyorum. Ayrıca İngilizce eğitim görmek de yine gazetecilik için avantajdı. Bölüm derslerinin yanı sıra fizik, sosyoloji ve psikoloji gibi farklı bölümlerden aldığımız derslerin de yine meslekte işime yaradığını düşünüyorum.

Ayça Söylemez, iletişim mezunlarının teknik konularda gazeteciliğe önde başladığını da düşünüyor:

  • Gazetecilik daha çok pratik içerisinde öğrenilen bir meslek. Ancak haber yapmaya başladığımda iletişim mezunlarının temel eğitimleriyle, özellikle teknik konularda gazeteciliğe daha önde başladıklarını gördüm. Bir de kendilerine bir alan seçmek için bunu okulda düşünme fırsatları oluyor. Örneğin yargı haberciliği öncesinde gazeteciliğin farklı alanlarında —basılı gazetede editörlük, dış haberler gibi— çalışma fırsatım oldu. Tabii deneyim açısından bu bana fayda sağladı ancak iletişim okuyanlar, farklı alanları deneyimlemeden kendi alanlarına daha çabuk geçme fırsatına sahipler.

Mehmet Yıldırım: Astronomi eğitimi, gazeteciliğe farklı pencerelerden bakmamı sağladı

Mehmet Yıldırım, Ege Üniversitesi Astronomi ve Uzay Bilimleri bölümü mezunu. Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile kapatılan Özgür Gün Tv’de muhabir olarak çalıştı. Serbest gazeteci olarak mesleği sürdüren Yıldırım, mezun olduğu bölümün gazeteciliğe katkısını şöyle değerlendiriyor:

  • Astronomi ve Uzay Bilimleri Bölümü gibi Türkiye’nin ilgi odağının uzağında kalan bir bölümden eğitim alıp gazetecilik yapmak şüphesiz ilginç bir durum olarak yorumlanabilir. Her ne kadar uzay bilimi ile gazetecilik birbirinden uzak iki alan olarak ele alınsa da uzay bilimi eğitimi gazetecilik mesleğine farklı pencerelerden bakmamı sağladı. Şüphesiz bu pencerlerden öne çıkanı; bilginin doğruluğu ve geçerliliğinin önemidir. Evrenin oluşumuna ilişkin sorulara yanıt ararken, ulaşılan bilginin kesinliği ve geçerliliği önemli bir ilkedir.
  • Bu ilke, gazetecilik mesleğini icra ederken “doğru bilgi” temelinde gerçekleri manipüle etmeden toplumla buluşturma esasını bende daha da pekiştiriyor.  Bunun yanı sıra; bilimsel çalışmalarda çok önemli bir detay olan “sıfır hata payı” ve “olasılıkların hesaplanması” gazetecilik serüvenimde çalışmalarımı disipline ediyor. Ayrıca, uzay biliminde sonuca ulaşmak için ihtiyaç duyulan kararlılık, gazatecilikteki sürekliliğime de katkı sundu. Yaşanan sorun ve engeller (gazeteciliğin maruz kaldığı baskı ve sansürler) karşısında gösterilen kararlılık, mücadele azmini canlı tutuyor.

Altan Sancar: Sosyal hizmet eğitimi, çözüm odaklı yaklaşımı besliyor

Altan Sancar, Sosyal Hizmet Bölümü mezunu. Gazete Karınca’da Ankara Temsilciliği, Özgürüz Radyo ve Artı Gerçek’te editörlük yapan ve Diken’in Ankara muhabiri olarak mesleği sürdüren Sancar, aldığı eğitimin gazeteciliğini nasıl etkilediğini şöyle anlatıyor:

  • Sosyal hizmet mezunu olarak okuduğum mesleği hiç yapmadım. Ama bu mesleği yaparken, okuduğum okulun bana büyük katkıları oldu. Her şeyden önce toplumu tanımak, çözümlemek ve sorunlara çözüm odaklı yaklaşmak adına bana büyük bir katkı sağladı. Ancak bu noktada en büyük faydayı çocuk, kadın, engelli, LGBTİ+ haberleri yaparken gördüm. Sorunlara çözüm yollarını ortaya koymanın önemini mesleki eğitimde aldığım için, yaklaşımı hep buradan kurdum. Ayrıca Türkiye’de istismar haberlerinin nasıl verildiği hepimizi ilgilendiren bir eksiklik. Ancak hem eğitim hem staj alanında bu alana yoğunlaşmış olmamdan dolayı bu haberlere mağduru koruyan bir biçimde yaklaştım.

Altan Sancar, gazetecilik eğitimi almamayı bir eksiklik olarak gördüğünü de belirtiyor: “Tabii sosyal hizmet, politikayla da doğrudan ilişkili ve aldığım eğitim bu alanda muhabir olmam için bana büyük kolaylık sağladı. Fakat hepsi bir yana, yine de gazetecilik eğitimini bir de okulundan almamak kendimi hep yarım hissetmeme yol açıyor.”

Derya Kap: Siyasi tarihi bilmek, gazeteciliğe perspektif katıyor

Derya Kap, Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi mezunu. ODTÜ’de bir süre araştırma görevlisi olarak çalışan Kap, Sivil Sayfalar’da muhabirlik ve editörlük yaptı. Serbest gazeteci olarak mesleği sürdüren Kap şunları söylüyor:

  • Kamu Yönetimi, siyaset bilimi ve uluslarası ilişkiler eğitimi almanın bana medyada içerik hazırlarken çok katkısı olduğunu fark ettim. Öncelikle, her medya mensubunun temel seviyede Türkiye siyasi tarihi, hukuk ve siyaset bilimi bilmesi gerektiğini düşünüyorum. Bu temel bilgi, hazırladığınız her içerikte sizin bakış açınızın ve hazırlayacağınız soruların perspektifini sağlam kılmanıza olanak sunuyor.
  • Türkiye’nin çok hızlı değişen gündemine ve kompleks sorularına ancak bu şekilde uyum sağlayarak haber metninin çatısının kurgulanabileceğini düşünüyorum. Eğitimini aldığım bu konular ve araştırma görevlisi olarak çalışmış olmak, gazeteciliği daha analitik, araştırmaya dayanan ve eleştirel bir bakışı olanaklı kılan yaklaşımla sürdürmemi sağlıyor.
  • Aldığım eğitimin ve akademik deneyimin gazetecilikte bana yaşattığı zorluk, araştırmaya daha fazla zaman ayırma refleksim nedeniyle biraz daha yavaş, biraz akademik bir dil ve daha uzun metinler olarak yansıdı. Bu eksiklerimi gidermek için hala çabalıyorum.

Büşra Taşkıran: Hukuk diline hâkim olmak, haberlerdeki hataları görmeyi sağlıyor

Büşra Taşkıran, Hukuk Fakültesi mezunu. 2019’dan beri serbest gazeteci olarak çeşitli medya kuruluşlarına video haberler üreten Taşkıran şu ifadeleri kullanıyor:

  • İnsan hakları temelli haberler yapmaya çalışan bir hukukçu gazeteciyim. Alanım insan hakları olduğu için hukuk okumak habere daha hâkim olmamı sağlıyor, insan hakları perspektifini tüm ayrıntılarıyla yakalama fırsatı yaratıyor. Ayrıca hukuk diline hâkim olmak bu alanda yapılan haberlerde çokça yapılan yanlış ifadeleri fark etmeme yarıyor. Bazen çok iyi haber kuruluşlarının bile “insan öldürme” suçu için yıllar evvel değişmiş “adam öldürme” ifadesine kullandığına şahit olabiliyoruz. Bu sadece bir örnek ama fazlaca yanlış ifade kullandığına tanık oluyorum. Hukuk, politika alanında da gazeteci için bir kazanım sağlıyor. Çünkü kanun tasarı ve tekliflerini okumak ve olası sonuçlarını yorumlamak bir hukuk bakış açısı istiyor…. Eğer gerçeğin ortaya çıkarılmasına kıymet veren bir hukukçu iseniz yaptığınız faaliyetler gazetecilikten çok öte değil. O yüzden bu iki mesleğin birbirini beslediğini düşünüyorum.

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR:

Daldan dala: İletişim bölümleri arasında geçiş yapanların kariyer yolculuğu

Atiye Eren

Ankara Üniversitesi İletişim Fakültesi Gazetecilik mezunu.

Journo E-Bülten