Google’ın farklı ülkelerde hangi içerikleri dijital reklamlarla finanse ettiğini ortaya koyan en geniş kapsamlı araştırma yayımlandı.
ProPublica’nın binlerce haberi kapsayan analizine göre Amerikan teknoloji devi, İngilizce konuşulmayan ülkelerde “dezenformasyonu kârlı bir işe dönüştürdü.”
Yanlış bilgi yaydığı belgelendiği hâlde Google ile ortaklıktan para kazanmayı sürdüren yayıncı oranının en yüksek olduğu ülke ise Türkiye.
Merkezi New York’ta bulunan, kâr amacı gütmeyen, Pulitzer Ödüllü araştırmacı gazetecilik kuruluşu ProPublica’da 29 Ekim’de yayımlanan haber; Craig Silverman, Ruth Talbot, Jeff Kao ve Anna Klühspies imzasını taşıyor.
“Avrupa, Latin Amerika ve Afrika’da en çok yanlış bilgi yayan yayıncılardan bazılarına Google para akıtıyor” cümlesiyle başlayan haber için Türkçe dâhil 6 dildeki binlerce haber sitesinden 13.000’i aşkın sayfa tarandı. Doğrulama kuruluşlarıyla işbirliği yapan ProPublica, yanlış bilgi içerdiği belgelenen ve düzeltilmeyen haberlerde Google reklamlarının yer alıp almadığını inceledi.
Seçimler ve aşılar gibi kritik konularda dezenformasyon barındıran çok sayıda içeriğin Google kurallarına aykırı olmasına rağmen bugün bile şirketin yayıncılara sunduğu reklam ağıyla finanse edildiği saptandı. Uluslararası Doğrulama Ağı (IFCN) verilerine göre COVID-19 dezenformasyonu barındıran içeriklerin %41’i, iklim değişikliği konusunda yanlış bilgi verenlerin %20’si, bu reklamlarla hem yayıncılara hem de her bir tıklamadan komisyon alan Google’a para kazandırıyor.
Birçok ülkeden sayısız örnek haberde yer aldı: Örneğin Google, ABD Hazine Bakanlığı’nın yaptırım listesine alındıktan sonra bile Bosnalı Sırp siyasetçi Milorad Dodik‘in medya şirketiyle reklam gelir ortaklığını devam ettirdi. Brezilya’da seçimler öncesinde Jair Bolsonaro lehine dezenformasyon yaptığı belgelenen haber sitelerinin en büyük gelir kaynağının Google reklamları olduğu belirlendi. İspanya’da aşı karşıtı komplo teorileri ve göçmenlere yönelik nefret söylemiyle tanınan haber sitesi Euskal News‘a da Google’dan para akıyor.
“Türkiye’de dezenformasyon para kazandırıyor ve propaganda işe yarıyor”
ProPublica, araştırmanın Türkiye bölümünde, Teyit‘in veritabanına göre yanlış bilgi içeren 1.000’i aşkın Türkçe haberi analiz etti ve bunların %73’ünün Google reklamlarından para kazanmayı sürdürdüğünü saptadı. En sık yanlış bilgi verdiği saptanan 50 medya kuruluşundan 45’i Google’dan reklam alıyor. Diğer tüm ülkeler arasında bu oran en yüksek Türkiye’de çıktı.
ProPublica haberinde, Uluslararası Basın Enstitüsü (IPI) Türkiye Ulusal Komitesi Başkanı ve Journo Proje Editörü Emre Kızılkaya‘nın şu yorumu aktarıldı:
- Cumhurbaşkanı Erdoğan ve yandaşları son 20 yılda medyayı ele geçirmek için çeşitli taktikler kullandı ve bugün Türkiye’nin en büyük haber kuruluşlarını denetim altına aldı. Bu yayıncıların dijital trafiğinin ve gelirinin büyük bölümü Google aramalarından kaynaklanıyor. Türkiye’de dezenformasyon para kazandırıyor ve propaganda işe yarıyor. Çözüm yolunda verdiği sözlere rağmen Google ise bugün hâlâ sorunun bir parçası. ProPublica verileri, Google’ın kırılgan toplulukları tehlikeye atma pahasına iktidar medyasını kayıran taraflı algoritmasına dair çalışmamızdaki bulguları da doğruluyor.
ProPublica haberine göre Google, Türkiye’deki arama ve reklam faaliyetlerine dair yorum yapmayı reddetti. Diğer bazı ülkelerde, haberde ismi geçen az sayıda yayıncının reklam gelirini kesen şirket, İngilizce dışındaki dillerde kendi kurallarını uygulamak için daha fazla kaynak ayırdığını da açıkladı. Ancak şeffaflık ve hesap verebilirlik eksikliği sürüyor. Örneğin içerik ve reklam moderasyonu için Google’ın hangi dilde, ne kadar kaynak ayırdığı hâlâ bilinmiyor.
Google’ın eski yetkilisine göre üç öncelik var: PR, regülasyon ve para
Küresel dijital reklam pazarının en büyük oyuncusu olan Google, geçen sene bu alandaki faaliyetlerinden 257 milyar dolar (4,7 trilyon lira) kazandı. Tekelcilik ve benzeri nedenlerle bazı ülkelerde zaman zaman Google’a kesilen para cezaları, bu muazzam yıllık gelirinin yanında sembolik yaptırımlar olmanın ötesine geçemiyor.
Google’da daha önce güven ve güvenlikten sorumlu üst düzey yöneticilik yapan ve ProPublica haberinde ismi verilmeyen bir kaynak, şirketin önceliklerini şöyle sıraladı:
- Bir numaralı öncelik, kötü PR (halkla ilişkiler). [Google’ı eleştiren haberler konusunda] çok hassaslar. İkincisi, bir ülkedeki ekonomik faaliyetlerini etkileyecek ek kamu denetimini ve muhtemel regülasyonu engellemeye çalışırlar. Üçüncü öncelik ise o ülkede elde ettikleri gelirdir. Bu üçü hesaba katıldığında, İngilizce konuşulan pazarların en büyük etkiye sahip olduğu görülüyor. Bu yüzden çabalarının en büyük bölümünü bu ülkelere yönlendiriyorlar.
Facebook ve Instagram’ın da sahibi olan Meta ve TikTok’un aksine Google, içerik ve reklam denetimi konusunda doğrulama kuruluşlarıyla işbirliği yapmıyor. IFCN Direktörü Baybars Örsek bu konuda şunları söyledi:
- Reklamlara gelince [Google’ın] dezenformasyondan para kazandığı ortada. Bunu bilerek veya bilmeyerek yapması fark etmez. Google tarafından, reklam gelirleştirme işinde doğrulamayı da sinyal olarak kabul eden bir kamuoyu açıklaması hiç yapılmadı.
İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR:
Yeter Google yeter: Aramalar, reklamlar ve kötülüğün finansmanı
İktidar medyası, kadınlara ve gençlere daha iyi erişiyor: IPI raporunda beni şaşırtan 5 bulgu
Yeni araştırma: Hürriyet ve CNN Türk’ün nasıl “yandaşlaştığı” bilimsel yöntemlerle ölçüldü