ABD’de yeni yönetimin atacağı adımlar, merkezi bu ülkede bulunan dijital platformların Türkiye dâhil tüm dünyadaki işleyişini etkileyebilir.
Demokratların adayı Joe Biden’ın resmi olmayan sonuçlara göre başkan seçilmesinin ardından Google ve Facebook gibi dev teknoloji şirketlerine yönelik politikalar gündeme geldi.
Trump dönemine kıyasla bu şirketler bir süre için rahatlayabilir ama Biden Yönetimi’nin de Google’a açılan davayı sürdürmesi ve özellikle Facebook’u hedefleyen “230. Bölüm” tartışmasını alevlendirmesi bekleniyor.
ABD’de Cumhuriyetçi Başkan Donald Trump 3 Kasım’daki seçimleri kaybettiğini hâlâ kabul etmese de, ocak ayında Demokrat bir yönetime geçiş için hazırlıklar başladı.
Seçimi kazanan Joe Biden, Trump’a karşı yürüttüğü kampanyası sırasında özellikle ekonomi ve salgın konularını vurgulamıştı. Teknoloji konusunda ise Biden büyük ölçüde sessiz kalmıştı.
Bir istisna, Biden’ın Ocak 2020’de New York Times yayın kurulu ile yaptığı söyleşiydi. Biden bu söyleşide, geçmişte başkan yardımcısı olarak görev yaptığı Obama Yönetimi’nin Silikon Vadisi’ne yönelik “dostane” tavrını sürdürmeyeceği sinyalini verdi.
ABD’nin seçilmiş başkanı, aynı söyleşide, teknoloji şirketlerinin yöneticilerini “büyük bir küstahlıkla hareket eden küçük ‘creep’ler” diye niteledi. İngilizce “creep” sözcüğü; hoşa gitmeyen, tuhaf davranışları olan kişi anlamına geliyor.
Kamala Harris’in Silikon Vadisi bağları
Bununla birlikte MIT Technology Review‘a göre Biden’ın başkanlık kampanyasının en büyük mali destekçilerinden bazılarının internet şirketleri olduğunu unutmamak gerekiyor.
Biden’ın başkan yardımcısı olarak seçtiği Kamala Harris‘in de Silikon Vadisi ile derin bağları var. ABD’nin ilk kadın başkan yardımcısı olacak Harris, birçok teknoloji şirketinin merkezinin bulunduğu San Francisco’da bölge savcılığı yapmıştı.
Obama döneminde ABD Federal İletişim Komisyonu’na danışmanlık yapan Gigi Sohn, Biden yönetiminin gündeminde, en azından ilk aşamada, dijital tekelleşme gibi konuların olmayacağı görüşünde. Sohn’a göre teknoloji alanında Biden yönetimi sadece hızlı internet erişiminin yaygınlaştırılması, iklim politikaları ve salgın konularına odaklanacak.
Google’a karşı antitröst davası sürecek
Trump’ın altüst ettiği onca alanındaki tamirat epey zaman alacağından, yeni yönetimin en azından ilk yılında yeni bir gündemle dijital teknoloji ve veri tekelciliğinin üstüne gitmeyeceği kesin gibi. Nitekim Biden’ın “seçilmiş başkan” olarak gündemini açıkladığı “geçiş dönemi” belgesinde sadece dört öncelik alanı sayıldı: COVID-19, ekonomik toparlanma, ırksal adalet ve iklim değişikliği.
MIT Technology Review‘a konuşan uzmanlar, yine de iki önemli konuda Biden’ın teknoloji şirketlerini zorlayacağını düşünüyor. Onlara göre Trump Yönetimi döneminde ABD Adalet Bakanlığı’nın Google’a açtığı antitröst davası sürecek. Hatta New York gibi eyaletlerin de müdahil olup bu süreçte davayı güçlendirebileceği belirtiliyor. Google’ın özellikle reklam alanında rekabeti bozucu uygulamaları bu davayla birlikte değişebilir.
Ayrıca ABD Kongresi’ndeki dengelerin henüz netleşmediğini ve birçok Demokrat kongre üyesinin de teknoloji devlerinin parçalanması gerektiğini savunduğunu hatırlamak gerek.
230. Bölüm: Platformlar artık içerikten sorumlu tutulabilir
Biden’ın sürdürmesi beklenen bir diğer Trump dönemi girişimi, İletişimde Uygunluk Yasası’nın 230. bölümü (Section 230) için değişiklik talebi. Bu yasal düzenleme, internet platformlarını, kullanıcıların paylaştığı içeriklerin sorumluluğundan muaf tutuyor.
Cumhuriyetçiler, sosyal medya şirketlerinin bu yasaya sığınarak platformlarında “muhafazakâr paylaşımların sesini kıstığını” iddia ediyor. Biden ise mevzuatın yeniden düzenlenmesini savunuyor ve bu yolla meseleyi Cumhuriyetçilerin tekelinden çıkarmak istiyor.
Biden’ın iletişimden sorumlu direktör yardımcısının önceki gün attığı bir dizi tweet bunun bir göstergesi gibi. Bill Russo, “Facebook’taki dezenformasyonun seçim sürecinde bir sorun yarattığını düşündeyseniz, seçimden sonra da bunun demokrasimizi nasıl paramparça ettiğine bir bakın. Son bir haftada neler yaşandı neler” ifadesini kullanmıştı.
Özetle, teknoloji devlerinden bağış almasına ve seçim sürecinde bu konulara çok girmemesine rağmen Biden’ın başkanlığında, Google ve Facebook başta olmak üzere dijital platformlar üstündeki devlet ve kamuoyu baskısının süreceği ve hatta belki de somut adımlara dönüşeceği tahmin ediliyor.
İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR – ‘ZUCKERBERG İFADE ÖZGÜRLÜĞÜNÜ ANLAMIYOR’