Görüş

NYT Taliban liderine köşe açtı: Terör propagandası mı, ifade özgürlüğü mü?

Taliban liderlerinden Siracuddin Hakkani'nin New York Times'da yayımlanan köşe yazısı (solda). Hakkani'nin az sayıdaki fotoğrafından birinin ve robot resimlerinin yer aldığı, FBI'ın "Aranıyor" duyurusu (sağda).

“Taliban’ın iki numaralı lideri, New York Times gazetesine bir köşe yazısı yazdı. Bir dakika durup bunu sindirin.” Bu ifadeler, ABD merkezli Poynter Medya Çalışmaları Enstitüsü’nün kıdemli medya yazarı Tom Jones’a ait. Jones’un bugün yayımlanan yazısını aktarıyoruz:

FBI’ın en çok aranan teröristler listesinde bulunan Siracuddin Hakkani, New York Times’ın Opinion (Fikir Yazıları) bölümünde yayımlanan yazısında, “Taliban olarak ne istiyoruz” başlığını kullandı.

Hakkani şöyle yazdı: “Bu uzun savaşın herkese korkunç bir maliyeti oldu. Başarı şansı ne kadar düşük olursa olsun barış için muhtemel herhangi bir fırsatı reddetmeyi akılcı bulmayız. Kırk yılı aşkın süredir her gün Afganların değerli canlarını kaybediyoruz. Hepimiz sevdiğimiz bir kişiyi kaybettik. Hepimiz savaştan bıktık. Öldürmenin ve sakatlamanın bitmesi gerektiğine ikna olmuş durumdayım.”

Bu yazıya ne demeli? Kendi bakış açısını ortaya koymak ve barışçı bir çözüm yolunda çalışmak isteyen birine platform sağlayan sağlayan özgür basının bir örneği mi? Yoksa, dünyanın en etkili gazetesi sayılabilecek bir kuruluşun, yalanlarını ve propagandasını saçsın diye bir teröriste megafon vermesinin örneği mi? Sonuçta Hakkani ve Taliban, yazıda bahsettiği “öldürme ve sakatlamaların” birçoğundan sorumlu.

New York Times’ın kendi muhabirleri de bu yorum yazısında bir sorun gördü. Gazetenin Afganistan’daki kıdemli muhabiri Mucib Meşal şu tweet’i attı: “Sirac Hakkani’nin @nytopinion için yazdığı yazı, haber faaliyetlerimizden ve değerlendirmelerimizden bağımsız olarak, en temel olguyı göz ardı ediyor: Siracuddin kendisini Taliban içinde bir barış yapıcı olarak sunsa da, öyle değil. Bu savaşta, birçok sivilin hayatını kaybettiği en acımasız saldırılardan bazılarının arkasında o var.”

‘Nazi liderlerine köşe vermek gibi’

New York Post’tan Maureen Callahan ise rakip gazetedeki bu yazıyı, İkinci Dünya Savaşı sürerken bir Nazi partisi liderine köşe verilmesine benzetti. Callahan “Kulağa The Onion (ABD’nin Zaytung’u) gibi geliyor, değil mi” diye sordu.

Amerikalılar olarak ülkemizi, ifade özgürlüğünün sadece hoşgörülmediği, aynı zamanda teşvik edildiği bir yer olarak düşünmeyi severiz. O ifadeler her zaman bizim düşüncelerimizle aynı çizgide olmasa da bu böyledir. New York Times’ın her köşe yazısının altında belirttiği gibi: “Times, editöre gönderilen mektupların fikri çeşitliliğini yansıtan bir yayıncılığa kendisini adamıştır.”

Soylu bir his, ama teoride. Bunu pratikte uygulamak çok daha zor.

İfade özgürlüğü ABD’nin yeminli düşmanı olan cani bir örgütün ikinci liderine kadar genişletilmelidir midir sahiden? Bu kişinin ifadesindeki bir şeylerin, bir şekilde barışa yol açması mümkün mü?

Kolay bir karardan bahsetmiyoruz. Talibancılar gibi birilerine bir platform sağlamak, ilk bakışta korkunç bir fikir gibi görünüyor. Fakat gerçekleştirilmesi gereken bir diyaloğun parçası olması gereken kişileri masadan kaldırmak da kötü bir fikir.

Ne yapılmalıydı?

Sorun, Times’ın Hakkani’nin sözlerini yayımlaması değil. Sorun bu yazıya, hiçbir bağlam sunulmadan yorum sayfalarında yer verilmesi.

Daha iyi bir çözüm, Hakkani’yi ikna edip bir haber içerisinde yorumunu alıntılamak olurdu. Böylece Times, Hakkani’ye kendi düşüncelerini paylaşma fırsatı verirken, bir yandan da onun iddialarını teyit edebilir ve hem kendisinin, hem de Taliban’ın dünyamızdaki rolünü irdeleyebilirdi.

Belki de Times’ın yorum bölümü, Hakkani’nin yazısının altında editoryal bir not da yayımlayıp onun ve Taliban’ın yaptıklarını burada anlatabilirdi. Bu kısımda Taliban’ın eylem ve faaliyetlerine dair geçmiş Times haberlerine bağlantı da verilebilirdi.

New York Times bunun yerine dünyanın en azılı teröristlerinden birine, istediği her şeyi yazabileceği açık bir çek uzatıverdi. Filtre yok, teyit yok. Hakkani’nin kim olduğunu ve neyi temsil ettiğini düşününce, bu karar gazetecilik açısından soylu bir icraat olmak bir yana, tehlikeli ve sorumsuzca gibi görünüyor.

* Tom Jones’un Poynter’daki yazısının İngilizce orijinali şu bağlantıda.

Journo

Yeni nesil medya ve gazetecilik sitesi. Gazetecilere yönelik bağımsız bir dijital platform olan Journo; medyanın gelir modellerine, yeni haber üretim teknolojilerine ve medya çalışanlarının yaşamına odaklanıyor, sürdürülebilir bir sektör için çözümler öneriyor.

Journo E-Bülten