Dosya

Pitch nedir, nasıl yapılır? Asla reddedilemeyecek bir içerik önerisinin püf noktaları

İngilizce “pitch” sözcüğü 19. yüzyıl ortasından beri “satış veya ikna amacıyla yapılan kısa konuşma” anlamında kullanılıyor. Medya bağlamında yerleşik bir Türkçe çevirisi hâlâ bulunmasa da, içerik veya haber önerisi diye tercüme edilebilir.

Peki, iyi bir “pitch” nasıl yapılır? Bir gazeteci, ele almak istediği konuyu yayıncıya “satarken” sunacağı teklifte nelere dikkat etmeli? Özellikle telifli çalışan serbest gazetecileri ilgilendiren bu soruları Seda Karatabanoğlu, Ahmet A. Sabancı, Özer Bereket ve Barış Bulunmaz’a sorduk.

“Aslında dijital kanallara içerik sunmalıyız” Tanıdık geldi mi? Son yıllarda sosyal medyaya, teknoloji şirketlerine, podcaste, e-dergilere ve sayabileceğimiz daha pek çok dijital mecraya içerik üretmekten bahsediyor insanlar. Sadece sinema-TV sektörüne değil; gazetecilik, reklamcılık, iş dünyası gibi pek çok alandaki yeni yolculukların ilk adımını başlatansa elbette önce içerik fikri, ama sonra mutlaka “pitch.” Medya bağlamında doğru hazırlanmamış bir pitch, başlamadan bitmeye mahkum bir hayal anlamına geliyor.

“Pitch hazırlamak” biraz “plaza Türkçesi” gibi tınlıyor ama özellikle serbest (freelance) gazeteciler için işin en önemli parçalarından biri. Diyelim ki aklınızda bir içerik fikri var; bu bir röportaj, analiz, dosya, her şey olabilir. Daha önce de iş yaptığınız mecralara ya da ilk kez iletişime geçeceğiniz bir yere içerik fikrinizi sunmak istiyorsunuz. Bu noktada artık ‘pitch’in alanına girmiş durumdasınız.

Yurtdışında serbest gazetecilerin iş yapabilmesinde ‘pitch’in kritik önemi konusunda bir uzlaşı mevcut. Pitch yazımında ne kadar başarılıysan o kadar çok bağlantı kurabiliyor ve para kazanabiliyorsun. Hâliyle de bu konu üzerine pek çok yazı, kaynak bulunabiliyor.

Pitch ne demek? İngilizce etimolojik kökeni

İngilizce etimoloji sözlüklerine göre “pitch” kelimesinin bugün medyada “içerik önerisi” anlamında kullanılan biçimi, köken olarak 19. yüzyıla dayanıyor. 19. yüzyıl ortasında İngiltere’de işportacıların toplandığı açık hava alışveriş alanlarına “pitch” denirmiş. Bu sözcüğün “bir satıcının müşteriyi ikna konuşması” anlamıyla ilk kez kullanılması 1876’da kayda geçmiş. Modern kullanımı ise 1940’lı yıllarda ABD’deki reklam sektöründe başlamış. Bu arada ‘pitch’in İngilizce onlarca anlamından biri de “beyzbolda topunu fırlatmak.” Sözcüğün bu iki farklı anlamı arasında bir ilişki olabileceği düşünülüyor. Çünkü bir “satış sunumunda” da bir ürünün veya ona dair vaatlerin fırlatılması/öne sürülmesi söz konusu.

Pitch hazırlamak çok mu zor?

Netflix’te yayımlanan absürd komedi dizisi Lady Dynamite’te kendisini canlandıran komedi oyuncusu Maria Bamford, zorba/çatlak menajeri Karen Grisham tarafından bir “sunum fırtınasına” (“pitchapalooza”) sokulur.

Menajerin düşüncesine göre eğer konuna hâkimsen her fikri 60 saniyede ve sadece 3 kelimelik özetle “satabilirsin.” Verdiği örnek “siyaseten doğru” olmasa da komik: “Friends’i 3 kelimeyle sattılar: Mızmız, kahve, Yahudi.”

Giriş görselindeki sahne de, bu da Lady Dynamite dizisinden…

Belki dizi sektöründe 60 saniye ve üç kelime yeterlidir ama gazetecilikte biraz daha fazlasına ihtiyaç var. Buradaki maharet ise fikrinizi ne az –ve muğlak– ne de çok –ve kafa karıştırıcı, yani tam kararında aktarabilmek.

Önerilen içerik, yayıncıya uygun olmalı

Successful Pitches adlı sitenin açılış sayfasındaki yazı “Pitch yazmak serbest yazarlığın en gizemli ve karmaşık parçalarından biridir” diye başlıyor. Çok sade bir tasarıma sahip sitede başarılı içerik önerisi örneklerinin olduğu bir veritabanı mevcut.

Bu veritabanında içerik önerisini, sunulduğu mecrayı, editörle kaç kez temas kurulduğunu, öneriye yönelik geri bildirimleri ve nihayet yayımlanan içeriği görebiliyorsunuz. Bu kadarı bile serbest gazeteciler için hayat kurtarıcı.

Örnekler muhtelif. İçerik önerisine kişisel hikâyesiyle başlayan da var, doğrudan konuyu ve işleyiş yöntemlerini anlatan da. Önemli olan öncelikle içerik önerisinin, yayıncıyla uyuşması. İnsan hakları üzerine yayın yapan bir mecraya seyahat konulu bir yazı sunmamak gerektiği ortada.

Ardından, önerilen içeriğin yönteminin ve biçiminin, yine yayıncıyla bir ortaklık yakalaması gerekiyor. Sadece röportaj yayımlayan bir mecraya, kişisel gözlemlerinizden oluşan bir makale sunmak her iki tarafa da zaman kaybettirmekten başka bir işe yaramaz.

İçerik önerileri için 5 tavsiye

İçerik önerilerinde yapılan yanlışlar ve doğrular üzerine de internette birçok İngilizce kaynak mevcut. Örneğin WritersDigest, serbest gazeteciler ve blog yazarları için 5 tavsiyede bulunuyor:

  1. Ödevinizi yapın. İçerik önerisini göndereceğiniz editörü belirleyin, e-posta adresini bulun ve gerekli tüm ön hazırlığı yapın.
  2. Dikkatlerini çekin. Yayıncılar her gün çok sayıda e-posta alır ve bunların birçoğu içerik önerisidir. E-posta başlığında ve ilk cümlenizde dikkat çekmek, içerik önerisinin kabul edilmesi ihtimalini artırabilir.
  3. Uzatmayın. Editörler her zaman çok meşguldür, içerik öneriniz 2-3 paragrafı geçmesin.
  4. Basit, net ve hedef odaklı olun. Yazıyı hangi formatta hazırlayacağınızdan bahsedin, tahmini yazı uzunluğunu belirtin, içeriğin son hâlini editörün gözünde canlandırabilmesini sağlayın ve bir teslim tarihi verin.
  5. Dil hatalarından kaçının ve iletişim biçiminizin doğruluğundan emin olun. Anlatım bozukluğu, -de -da katliamları ve yanlış üslup seçimi, içerik önerilerinde görmek istenmeyen hareketler…

Bu arada Journo’nun telif destek programı sürüyor ve yarınki (27 Ocak) TGS Akademi etkinliğinde serbest gazetecilerden Journo’ya gelen içerik önerilerine dair beklentiler de anlatılacak:

Bu konuya dair “editör denetiminden geçmemiş” bir yazı da okumak isterseniz, “pitch” hakkında Quora kullanıcılarının belirttiği fikirlere bakabilirsiniz.

Bonus olarak New York Times editörlerinden Tim Herrera’nın Twitter hesabını takibe alabilirsiniz. Kendisi işin mutfağından örneklerle desteklediği tweetlerinde serbest gazetecilerin yolunu aydınlatacak samimi tavsiyeler veriyor. Örneğin kendisine iki hafta boyunca ulaşan 620 içerik önerisini değerlendirip bunlarda gördüğü genel hataları anlattığı şu tweet serisi hayli faydalı.

Türkiye’de “pitch” var ama tam oturmuş bir sistem değil

Türkçe yayınlarda çalışan gazeteci ve editörlerle bu konuyu konuştuğumuzda, öne çıkan başlıkların yurt dışındakilerle koşut olduğunu gördük. Ayrışan nokta ise Türkiye’de henüz çizgileri net olarak belirlenmiş ortak bir “pitch beklentisinin” olmaması…

Seda Karatabanoğlu; Inside Turkey, NewsLabTurkey, Journo ve EuroPolitika gibi farklı mecralara içerik üreten bir gazeteci. Karatabanoğlu “pitching” öncesinde ilk olarak çalışmak istediği konunun ya da haberin hangi mecraya uygun olacağına karar verdiğini söylüyor. İçerik önerisini yazma aşamasında ise çalıştığı yerlerle kurduğu iletişime göre devam ettiğini anlatıyor:

  • Çalıştığım pek çok yerle uzun süre sayılabilecek bir geçmişim var. Bu sebeple gelecek soruları tahmin edebiliyor ve buna göre hareket ediyorum. Bazı mecralara birkaç cümleyle önerdiğim pitchler —tabii bunda editörlerle kurduğumuz ortak dil de etkili— kabul ediliyor. Bunun tamamen haberin kurgusunu belirlediğim yerle alakalı olduğunu düşünüyorum. Can alıcı nokta pitchte doğru aktarılmalı.
  • Bazen editörümün bir iki cümleyle önerdiği konudan detaylı bir haber çıkarabiliyorum. Editörümün ne istediğini, ne istemediğini biliyorum; o da benim sınırlarımı, yeteneklerimi biliyor. Bu ilişkiyi kurmak elbette zaman alan bir şey ancak freelancerlar olarak kurumlarla bu tür ilişkiler kurmanın önemli olduğunu düşünüyorum.

Karatabanoğlu, içerik önerisi hazırlamanın serbest gazeteciler için elzem konular arasında geldiğini, bu alanda el yordamıyla bilgilerini geliştirmeye çalıştığını, katıldığı bir eğitimle de “pitch hazırlama bilgisini artırdığını” ekliyor.

“Türkiye’de pitch kültürünün olduğunu düşünmüyorum”

Yurt dışındaki mecralara da içerik sunan Karatabanoğlu, şöyle bir karşılaştırma yapıyor:

  • Türkiye’de serbest olarak çalışma imkânı sunan kurumlar genellikle yakın çevresinde kişilerden haber alır. Burada genellikle pitch süreci işlemez. 2016 yılında serbest çalışmaya başladığımda pek çok kuruma mail attım. Portfolyomu paylaştım ve hiçbirinden olumsuz da olsa dönüş olmadı ki freelance iş aldıklarını biliyordum.

Bir yerle ilk kez çalışacaksa, içerik önermeden önce kendini tanıtmaya ve karşı tarafın serbest çalışanlarla kurduğu iletişimi öğrenmeye çalıştığını belirtiyor Seda Karatabanoğlu:

  • Onlar için hangi alanlarda çalışabileceğimi belirtir, ihtiyaçlarını öğrenmeye, freelance çalışanlarla kurdukları iletişim kanalını anlamaya çalışırım. Bunun uzun vadeli ve sağlıklı bir iş ilişkisi için önemli olduğunu düşünüyorum. Türkiye’de yurt dışında olduğu gibi yerleşik bir pitch kültürü olmadığı için süreç ilerledikçe pitche dair detaylar şekilleniyor.

Karatabanoğlu’na göre ‘kusursuz pitch’i belirleyen unsurlar, editörün beklentileriyle bağlantılı şekilleniyor:

  • Pitchin uzun ya da kısa olması yine kuruma bağlı. Bir kurum için iki sayfa pitch formu doldururken başka bir kurum için pitchin tüm unsurları eksiksiz olmak üzere 10 cümleyi geçmeyecek biçimde yazıyorum. Editörün beklentilerini en başında anlamak ve ona göre hareket etmek önemli.

“Pitch beklentileri bir yana, serbest gazetecilik algısı bile oturmuş değil”

NewsLabTurkey’in Kuluçka Programı Koordinatörü, E-bülten Editörü ve Yayın Kurulu Üyesi Ahmet A. Sabancı; farklı mecralar ve yayınlar arasında içerik önerilerine dair beklentinin değişkenlik göstermesini normal bulduğunu söylüyor:

  • Burada yayının editöryel duruşu, tarz ve konuya yaklaşım konusundaki beklentileri ve yazarın/gazetecinin uzmanlık seviyesine dair talepleri en değişken faktörler.

Bununla birlikte Sabancı da Türkiye’de içerik önerilerine yönelik algının tam olarak oturmadığı görüşünde:

  • Ülkemizde henüz böyle bir idealin oturduğunu söylemek şu aşamada güç görünüyor. Çünkü genel olarak Türkiye’de gazetecilerin serbest çalışması ve yayınların dışarıdan haber ve yazı alması hâlâ yeni ve oturmamış bir sistem. Serbest gazeteciler birçok konuda olduğu gibi farklı kurumlarla çalışma konusunda da çok fazla belirsizlik ve soru işaretiyle mücadele ediyor.
  • Birçok yayının pitch beklentilerini herkese açık bir şekilde yayımlaması bir yana, dışarıdan haber veya yazı teklifi alıp almadığını bile öğrenmek çoğu zaman mümkün değil. Oysa ABD’de ve Avrupa’da hemen her yayının websitesine girdiğinizde bu konuda rehberler ve hatta konuya göre pitch göndermeniz gereken editörlerin iletişim bilgilerini sunan listeler bulmak mümkün.

“Reddedilen pitchten öğrenilecek çok şey var”

Ahmet A. Sabancı’ya göre içerik önerisi konusunda cesur olmak ve negatif dönüşlerden etkilenmemek gerekiyor:

  • Çoğu zaman ret cevapları bile önemli bir öğrenme kaynağı oluyor. Bir yayın tarafından reddedildiğinizde hem elinizdeki fikri bir sonraki yayına nasıl daha iyi teklif edebileceğinize, hem de o yayına göndereceğiniz bir sonraki pitch için nelere dikkat etmeniz gerektiğine dair birçok şey öğrenebilirsiniz. Önemli olan bir gazeteci olarak bu tecrübeyi kendinizi geliştirmek için en iyi şekilde kullanmanın yollarını bulmak.

Ahmet A. Sabancı’nın içerik önerisi hazırlamanın ana unsurları olarak gördüğü başlıklar ise şöyle:

  • Açık ve net olmalısınız. Fikrinizi ve bunu nasıl ele alacağınızı olabildiğince açık bir şekilde ifade etmelisiniz. Bu hem editörün nasıl bir haber beklemesi gerektiğini görmesi, hem de sizin teklif ettiğiniz haberi yapacak yetkinliğe ve hâkimiyete sahip olduğunuzu göstermeniz için önemli.
  • Kendinizi iyi tanıtmalısınız. Şu ana kadar neler yaptığınızı ve neden bu konuda bir haber üretebileceğinizi çok fazla detaya girmeden editöre anlatabilmesiniz. Eğitim ve tecrübeleriniz, ürettiğiniz eski haberler bunlar için kullanılabilir.
  • Çok uzun pitch göndermekten kaçının. Çoğu editör gün içerisinde hem haber merkezindeki gazetecileriyle hem de dışarıdan gelen pitchlerle çalışıyor. Bu yüzden zaman konusunda çok özenli olmalılar. Buna saygı gösteren ve kendisini kısa ama net bir şekilde ifade eden pitchler daha fazla öne çıkma şansına sahip.
  • Pitch gönderdiğiniz kurumu iyi tanıyın. Bir teknoloji yayınına siyaset üzerine bir pitch gönderdiğinizde editörün bunu kullanması zaten mümkün olmaz. Bu yüzden gönderdiğiniz fikrin o yayına neden uygun olduğunu düşündüğünüzü de bir cümleyle pitch emailine eklemeniz editörün işini kolaylaştıracaktır.

“Pitch, hem teknik hem de etik olarak gazetecilik ilkelerine uymalı”

İçerik önerisi hazırlamak gazeteciliğin önemli bir parçası olduğuna göre gazetecilik eğitiminde de yeri olmalı. Yeni Medya bölümlerinde eğitim veren iki akademisyene önce müfredatta serbest gazetecilik için özelleştirilmiş dersler olup olmadığını, sonra da doğru içerik önerisi hazırlamanın püf noktalarını sorduk.

Kadir Has Üniversitesi Yeni Medya Bölümü Öğretim Görevlisi Özer Bereket, COVID-19 salgınıyla birçok sektörde yaygınlaşan ‘freelancerlık müessesesi’ne müfredatta yer verdiklerini anlattı:

  • Yeni Medya Bölümü müfredatında freelance gazetecilik pratiklerini konuştuğumuz, “online journalism” – “digital journalism” temel konularını kapsayan derslerimiz var. Bu dersler, işleyişi daha çok üretim temelli olmakla beraber; gazeteciliğe bütünsel bir yaklaşım getirmeyi hedefliyor. Bütünsellik, günümüz konvansiyonel medya araçlarında gazetecilik pratiklerinden mobil ve web temelli çevrimiçi gazetecilik pratiklerine kadar geniş bir alana yayılmak amacını güdüyor. Bu bağlamda, “freelance” gazetecilik hem bir iş modeli hem de dünyada özellikle pandemiyle birlikte uygulama alanı hızla artan bir çalışma yöntemi olarak öğrencilere anlatılıyor.

“Freelance taleplere müşteri istekleri doğrultusunda değil haber ilkeleriyle yaklaşın”

Bereket bu derslerde öğrencilerine “freelance” mantığının gazeteciler için “serbest çalışan” ifadesinden daha derin anlamlar içerdiğini öğretmeye çalıştığını ifade ediyor.  Habercilikte serbest çalışmanın diğer sektörlere göre farklılaşan yanlarını Bereket şöyle açıklıyor:

  • Freelance olarak medya için içerik üreten bir yaratıcı, temelde ısmarlanan işin mahiyetine göre üretim yapmak durumundadır. Başka bir ifadeyle; müşteri talepleri, herhangi bir işte olduğu gibi medyada da üretimi şekillediren en geçerli kriterdir. Ancak, iş haberciliğe gelince durum biraz farklılaşıyor. Bu noktada öğrencilere, freelance gelen taleplere sadece müşteri istekleri doğrultusunda değil, öncelikle habercilik etiği ve temel kuralları çerçevesinde yaklaşmaları gerektiğini söylüyorum. Hiçbir müşteri talebinin, “tarafsızlık,” “yalan haber yapmamak,” “kişi hak ve özgürlüklerini ihlal etmemek” gibi temel ilkelere aykırı olmayacağını bir kez daha hatırlamalarını istiyorum. Kendi sundukları haber önerilerinde de bu ilkeler dışında hareket etmemeleri gerektiğinin altını çiziyorum.

“Haberin satış gücü, başlıkta kullanılan ifadelerle artar”

Özer Bereket iyi bir içerik önerisi yazmanın altın kurallarını etik ve teknik olarak iki kısma ayırıp şöyle maddeliyor:

Etik kurallar:

  • Doğru bir pitching herşeyden önce dürüstlükle ele alınmalı. Buradaki dürüstlük, önerilen haber dosyasının gerçekleri yansıttığına dair “öz inançlarının” güçlü olmasını kapsıyor.
  • Gazetecinin haber konusunu içine sindirmesi için herşeyden önce haberi çok iyi bilmesi gerekir. O konu hakkında detaylı bir araştırma yapmış olmalıdır. Bu, iyi bir pitching için “olmazsa olmazların” başında geliyor.
  • İyi bir pitching, sunulan konunun dünyayla, ülkemizle ve tarihle bağlarını da iyi bilmeyi gerektirir. Yani, bu konunun yakın tarihteki yansımalarını bilmek hem tahlil yapmak, hem de gelebilecek sorulara tutarlı yanıtlar vermek açısından önemlidir.

Teknik kurallar:

  • İyi bir pitching kısa olmalıdır. Uzun cümlelerden oluşmamalı, kısa öz ifadeler içermelidir.
  • Haberin ana başlığı, buna bağlı haber alt başlıkları etkileyici olmalıdır. Haberin satış gücü başlıkta kullanılan ifadelerle artar.
  • Haberin, geniş kitleler için önemli olduğu konusunda tutarlı deliler sunulmalıdır. Bu haberin kitleler tarafından bilinmemesinin yaratacağı boşluğun önemli sonuçları olabileceği doğru ve net bir şekilde açıklanmalıdır.
  • Habere konu olan alt unsurlar ve aktörler sıralanmalıdır.
  • Teknik olarak son önemli ayrıntı; haberin nasıl yazılacağı, çekileceği ya da üretileceği konusundaki ayrıntılardır. Bu noktada sıkıcı olmadan teknik bilgiler verilebilir.

“Gazetecilik pratiklerindeki değişime, eğitim tarafının duyarsız kalması beklenemez”

Ayvansaray Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Barış Bulunmaz’a da Yeni Medya bölümünde freelancer’lık için özel bir başlık açılıp açılmadığını sorduk. Bulunmaz, değişen gazetecilik pratiklerinin eğitime yansımamasının mümkün olamayacağını söylüyor:

  • Sınırsız medya ortamı, alternatif etkileşim yolları ve tüm mecraların sunduğu özellikleri kendi bünyesinde toplayan dijital habercilik ve gazetecilik… Böyle bir değişime işin eğitim tarafında duyarsız kalmak mümkün değil. Tabii ki freelance gazeteciliğe uygun donanımı sağlayacak dersler, içerikler ve dönüşümler de ortaya çıktı. Öğretim programlarında yeni nesil medya ortamıyla örtüşecek ve rekabetçi şartlar altında öğrencilerimizi birkaç adım öne çıkaracak düzenlemelere gittik.

“Haber üretimi yolculuğunun kilit kavramı yaratıcılık”

Barış Bulunmaz, içerik önerisi hazırlamayla ilgili tavsiyelerden çok daha kapsayıcı bir yaklaşımla iyi, özgün ve yaratıcı habere giden yolu konuşmak gerektiğine vurgu yapıyor:

  • Yeni medya, sosyal medya, sosyal platformlar, sosyal paylaşım siteleri ve daha yüzlercesi… İşte böyle bir medya ortamının içinde ayakta kalabilmek, var olabilmek, rekabet edebilmek, gazetecilik yapabilmek, haber üretebilmek ve bunu kamuoyuyla paylaşabilme imkânını bulabilmek için bir farklılık yaratmak gerekiyor. Ancak içi doldurulmuş, altyapısı sağlam, konvansiyonel yöntemin gerekliliklerini sağlayan ancak bunu yeni medya ve iletişim ortamının yarattığı sınırsız multimedya özelliklerinin bir sentezi olabilecek bir yaratıcılık refleksiyle gerçekleştirmek ve üretmek gerekiyor.
  • O nedenle tüm bu üretim yolculuğunun kilit kavramı yaratıcılık. Yeni nesil medya ortamında içerik üretimi ve sunumu süreklilik sağlayacak şekilde ve yaratıcı düşünme biçimi kullanılarak gerçekleştirilmezse, hangi yöntemi kullanırsanız kullanın medya alıcısına ulaşabilmek, dokunabilmek ve başarılı olabilmek imkansız. Pitch için de aynı şekilde düşünüyorum, tabii ki teknik anlamda farklılık ortaya koyacak öğeleri kullanmak önemli, ancak gazetecilik kültürüyle bezenmiş bir yaratıcı bakış açınız yoksa, neyi ya da hangi yöntemi kullansanız da bir işe yaramaz. O nedenle “kusursuz pitch” neleri içermeli ya da nasıl yazılmalı kısmından daha çok bu durumun farkına varılması gerekiyor.

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR – SOSYAL MEDYA HABERCİLERİNE TAVSİYELER

Emel Altay

Marmara Üniversitesi İletişim Fakültesi Sinema Televizyon bölümü mezunu. Bir süre dizi setlerinde sanat yönetmeni asistanlığı yaptı. Dergi sektöründe 6 yıl muhabirlik ve editörlük alanlarında dirsek çürüttü. Mart ayında karşılaştırmalı edebiyat yüksek lisansı sevdası ile işinden ayrıldı. O günden beri çeşitli mecralara kültür sanat odaklı içerikler üretiyor.

Journo E-Bülten