Serbest çalışanlar nasıl sigorta yaptırır? Hizmetlerini ne şekilde faturalandırır ve gelir vergisi başta olmak üzere vergilerini nasıl öderler? Şahıs şirketi kurmanın maliyeti ne? Son yıllarda serbest çalışan oranının arttığı medya sektöründe, özellikle “freelance” gazeteciler için, sosyal güvenlik ve vergi konularına odaklanan kısa bir rehber hazırladık.
Bugün “serbest çalışan” anlamında kullanılan “freelance” sözcüğünün İngilizce kökeni, Ortaçağ savaşlarına dayanıyor.
“Lance,” süvariler başta olmak üzere mızraklı askerlere işaret eden bir kelime. O dönemde Avrupa ülkelerindeki askerler, mızraklarının üstüne yemin ederek bir lordun hizmetine girerdi. Mızrakları “özgür” veya “serbest” (free) olan askerler ise bir yeminle bağlı olmadıklarından, ücreti karşılığında farklı ülkeler ve ordular adına savaşabilirdi.
Bu paralı askerleri tanımlamak için Ortaçağ boyunca çoğu Latince kökenli birçok sözcük kullanıldı. 19. yüzyıl başından itibaren İngilizce’de bu askerlere “freelance” denmeye başladı. 20. yüzyılda ise bu sözcüğün anlamı, farklı sektörlerde belirli bir kuruluşa bağlı olmadan çalışanları kapsayacak şekilde genişledi.
20. yüzyıl sonundan itibaren gazeteciliğin iş modelinin dijitalleşmeyle birlikte örselenmesi medya sektöründe kalıcı istihdamı olumsuz etkiledi. 21. yüzyıl Türkiye’sinde de “serbest gazetecilik” (freelance journalism) geçmişe kıyasla artık çok daha yaygın. Merkez medyadaki küçülmenin yanı sıra, birçok gazetecinin bir kuruluşun çatısı altında ve “patronaj gölgesinde” çalışmama tercihi de serbest gazetecilik pratiğini yaygınlaştıran etmenlerden.
Dünyadaki teknolojik ve ekonomik dönüşüme Türkiye’deki yasal mevzuatın yeterince hızlı uyum sağlayamaması nedeniyle serbest çalışanların hak ve sorumluluklarına dair havada kalan birçok başlık var. Kafalarda beliren soru işaretlerinin en azından bir kısmına yanıt olabilecek bir yol haritasıyla serbest çalışanların sigorta, vergi, faturalandırma ve basın kartı konularında akıllarına gelen soruları, uzmanlardan aldığımız ve güvenilir kaynaklarda araştırdığımız görüşleri derleyerek kısaca yanıtlayalım:
Serbest çalışan gazeteciler için “sigortalı” hayat mümkün mü?
Türkiye şartlarında sağlık sigortaları, bir kurumda maaşlı olarak çalışan kişiler için devletin zorunlu tuttuğu sigortalardır ve işveren tarafından çalışan adına yapılır. Ancak serbest mesleklerde çoğu zaman bir işveren yoktur ve yapılan iş dönemsel olabilir. Böyle durumlarda serbest çalışan gazetecinin sigortası olmayacağı için olası bir sağlık sorununda devlet hastanelerinden dahi ücretsiz hizmet ne yazık ki alınamıyor. 5187 nolu Basın Kanunu’nda, serbest çalışan gazetecilerin sağlık ve sigorta haklarını gözeten bir maddesi şimdilik ne yazık ki yok.
Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’nun 4’üncü maddesine göre ise “Ticarî kazanç veya serbest meslek kazancı nedeniyle gerçek veya basit usulde gelir vergisi mükellefi olanlar” sigortalı sayılıyor. Bunun dışında kalan serbest meslek erbabı statüsündeki serbest çalışanlar sigortalı kabul edilmiyor.
Peki, serbest çalışan gazeteci hem sağlık sigortası sahibi olmak, hem de emeklilik hakkı elde etmek için ne yapmalı? Özel sağlık sigortası ve özel emeklilik, elbette bir seçenek. Ancak daralan medya sektöründeki faaliyetlerle yeterli geliri elde edemeyen gazeteciler için bu seçenek, pek gerçekçi değil.
Daha gerçekçi bir çözüm, serbest çalışanın şirketleşmesinden geçiyor: Serbest çalışan bir gazeteci, şahıs şirketi kurup iş faaliyetlerini faturalandırıp vergilendirerek mesleğini sürdürebilir. Bu yöntemde kendi kendisinin patronu olan çalışan, şahıs şirketi üstünden sigorta ve prim için SGK ve BAĞ-KUR işlemlerini başlatacaktır.
Şirket kurulmadan “parça başı” iş yapmak serbest çalışan için dezavantajlı
Şirket kurmadan, “parça başı” tâbir edilen şekilde, hazırladığı tekil içerikler için ücret/telif alarak hayatını sürdürmek durumunda olan gazeteciler için durum en azından bugünkü mevzuatla pek parlak değil. Bu şekilde serbest çalışanların, sigorta ve prim ödemesi yapmak için kendilerini bir kurum üzerinden verdikleri hizmet bağlamında sigortalatması mümkün. Serbest gazeteciler için, bu kurumun basın-yayın iş kolundan seçilmesi, Basın Kanunu’nun sağladığı asgari haklardan yararlanma bağlamında bir avantaj yaratabilir.
Yine de, yasal mevzuat nedeniyle Türkiye’de serbest çalışanların devlet güvencesinde olmadığı gerçeğinden hareketle, daha sürdürülebilir bir çözümün şirket kurulumundan geçtiğini vurgulamak gerek.
Serbest çalışan, hizmetini nasıl faturalandırabilir?
Türkiye Cumhuriyeti’nin 193 nolu Gelir Vergisi Kanunu’na göre “Serbest Meslek Erbabı” kapsamında serbest çalışanlar, ‘serbest meslek kazançları’nı serbest meslek faaliyetleri sonucunda faturalandırabiliyor.
Bu doğrultuda, serbest çalışan bir gazeteci de yaptığı haberlerden kazandığı ücretleri, “serbest meslek kazançları” statüsünde vergilendiriyor. Gelir Vergisi Kanunu’na göre bu statüde ya şahıs şirketi üstünden “fatura” veya “serbest meslek makbuzu” kesmek gerekiyor. Bu iki yönteme kısaca bakalım:
- Şahıs şirketi açarak fatura kesmek: Serbest çalışanlar için şahıs şirketiyle fatura kesmek ve mükellef olarak vergi beyanında bulunmak en sık tercih edilen yöntem. Eğer yaşamınızı şahıs şirketi sahibi bir serbest çalışan gazeteci olarak sürdürmek üzere kolları sıvadıysanız, aşağıdaki evraklar listesini ve atılacak adımlar sıralamasını inceleyebilirsiniz.
Serbest çalışandan istenen evraklar ve atılacak adımlar
Gerekli evraklar:
-
-
- Kimlik fotokopisi,
- Faaliyetinizi yapacağınız işyeri ya da ev adresi size ait ise tapusu,
- Faaliyetinizi yapacağınız işyeri ya da ev adresi kiralık ise kira sözleşmesi,
- Vesikalık fotoğraf,
- Mali müşavir vekâleti (Noterden alınıyor),
- Araç ile çalışacaksanız ruhsat, araç kiralık ise kira sözleşmesi,
- İkametgâh belgesi (e-Devlet’ten alınıyor),
- İmza sirküleri (Noterden alınıyor)
- İmza tescil beyannamesi (Noterden alınıyor)
-
Atılacak adımlar:
-
-
- Bağlı bulunduğunuz ilçenin vergi dairesine giderek şirket sicili yaptırmak ve vergi hesap numarası almak ya da e-Devlet üzerinden “İnteraktif Vergi Dairesi” bağlantısından işlemi yapmak,
- Ticaret Sicil Gazetesi’ne ilan vermek,
- SGK ve BAĞ-KUR işlemlerini başlatmak.
-
Yukarıdaki belgeleri mali müşavire ya da muhasebecinize teslim edip belirli bir ücret karşılığında şahıs şirketi kurma işlemlerini gerçekleştirmek ve bir hafta içerisinde şahıs şirketi kurma işlemlerinizi tamamlamak mümkün.
Serbest çalışanların şahıs şirketi kurma maliyeti
2022 yılı ortası itibarıyla Türkiye’de şahıs şirketi kurmanın yaklaşık asgari maliyeti kalem kalem şöyle:
-
-
- Şirket kurulum bedeli 500-850 TL
- Noterden vekalet 190 TL
- Şahıs imza beyannamesi (Noter) 100 TL
- Muhasebeci vekaleti (Noter) 150 TL
- Vergi dairesi sözleşme damga vergileri: 50 TL
-
- Serbest meslek makbuzu kesmek: Bu yöntemde bağlı bulunduğunuz vergi dairesine “meslek mükellefiyeti” başvurusu yapmanız gerekiyor. Böylece serbest meslek makbuzu kullanılabilirsiniz. Söz konusu makbuzu matbaa basıyor. Elektronik ortamda da “e-Serbest meslek makbuzu (e-SMM)” düzenlemek mümkün. T.C. Hazine ve Maliye Bakanlığı Gelir İdaresi Başkanlığı (GİB) adresinden e-SMM başvurusunda bulunabilirsiniz. Önemli bir not: serbest meslek makbuzu ile fatura arasında %20 oranında stopaj kesintisi farkı var. Yani, eğer SMM yolunu tercih ederseniz hizmet verdiğiniz müşteri, size yapacağı ödemeye ek olarak %20 stopaj vergisini de koymalıdır.
Serbest çalışan nasıl vergi öder?
Serbest çalışanlarla ilgili yasal mevzuatta var olan eksiklikler, serbest gazetecilerin kazançlarını nasıl vergilendirmesi gerektiği konusunda da belirsizliklere neden oluyor. Bu konuda bazıları birbiriyle çelişen birçok hukuki yorum mevcut.
Serbest çalışan bir gazeteci, yaptığı haber karşılığında muhatap olduğu kurumdan bir ücret (telif) alıyor. Bu ücret, KDV ve stopajı zaten kapsadığından söz konusu iş vergilendirilmiş oluyor. Yaygın görüşe göre bu nedenle serbest çalışan gazetecinin, iş başına faaliyetlerinde özel bir vergilendirme işlemi gerçekleştirme sorumluluğu bulunmuyor.
Gelir Vergisi Kanunu’nun 4’üncü bölümünde yer alan “Kazançlarda İstisnalar” kısmında serbest meslek kazançları hakkındaki 18’inci madde de bu noktada dikkati çekiyor:
- Müellif, mütercim, heykeltraş, hattat, ressam, bestekâr, bilgisayar programcısı ve mucitlerin ve bunların kanuni mirasçılarının şiir, hikâye, roman, makale, bilimsel araştırma ve incelemeleri, bilgisayar yazılımı, röportaj, karikatür, fotoğraf, film, video band, radyo ve televizyon senaryo ve oyunu gibi eserlerini gazete, dergi, bilgisayar ve internet ortamı, radyo, televizyon ve videoda yayınlamak veya kitap, CD, disket, resim, heykel ve nota halindeki eserleri ile ihtira beratlarını satmak veya bunlar üzerindeki mevcut haklarını devir ve temlik etmek veya kiralamak suretiyle elde ettikleri hasılat Gelir Vergisinden müstesnadır.
Ancak 2020 yılında yayımlanan bir tebliğ, serbest çalışanların gelir vergisi istisnasına bir kazanç üst sınırı getiriyor. 27 Mayıs 2020’de yayımlanan 31137 sayılı Resmi Gazete’ye göre, Hazine ve Maliye Bakanlığı Gelir İdaresi Başkanlığı’nın Gelir Vergisi Tebliği’ndeki bu sınır, 2020 yılı için yıllık 600 bin TL.
Bu durumda serbest çalışan, “parça başı” çalıştığı kuruluşların gelir vergisi tevkifatı yaparak yatırdığı ücretler toplamı bir yılda 600 bin TL’yi geçmiyorsa, gelir vergisi istisnası kapsamına giriyor ve bu kazancını yıllık gelir vergisi beyannamesi ile beyan etmesi de gerekmiyor.
Bu tutarın altında bir yıllık kazançla yukarıda belirtilen türde eserler üretiyorsanız Kültür ve Turizm Bakanlığı Telif Hakları Genel Müdürlüğü’nün sitesinde yer alan bilgilere göre vergiden muaf olmak için isteğe bağlı kayıt sicili yaptırmanız gerekiyor.
Serbest meslek kazançları için vergi istisnasında gelir sınırı yıllık 600.000 TL
Söz konusu tutar, 193 sayılı Kanun’un 18. maddesi kapsamında elde edilen ve aynı kanunun 103 maddesinde yazılı tarifenin dördüncü gelir dilimine dayandırılıyor. Serbest çalışanın kira gibi başka gelir kalemleri olması durumunda vergilendirmesi de farklılaşıyor.
İlgili tebliğde serbest gazeteciler özelinde bir açıklama yer almasa da, 4. maddede verilen şu örnek, benzer bir faaliyet üzerinden vergilendirme meselesini anlamak için faydalı olabilir:
Ressam (A), 2020 yılında (B) Belediyesine sattığı resimler karşılığında 240.000 TL kazanç elde etmiştir. (B) Belediyesi tarafından Ressam (A)’ya yapılan ödeme üzerinden 193 sayılı Kanunun 94 üncü maddesi uyarınca %17 oranında gelir vergisi tevkifatı yapılmıştır.
Ressam (A)’nın, yaptığı resimler 5846 sayılı Kanun hükümlerine göre Kültür ve Turizm Bakanlığınca eser olarak kayıt-tescil edilmiştir.
Ressam (A)’nın yaptığı resimler karşılığı elde ettiği 240.000 TL’lik kazanç, 193 sayılı Kanunun 103 üncü maddesindeki tarifenin dördüncü gelir diliminde yer alan tutarı (2020 yılı için 600.000 TL) aşmadığından gelir vergisinden istisna edilecek ve yıllık gelir vergisi beyannamesi ile beyan edilmeyecektir. Tevkif suretiyle kesilen vergi nihai vergi olacaktır.
Diğer taraftan, Ressam (A)’nın 400.000 TL tevkifata tabi işyeri kira gelirinin bulunması halinde, bu kira geliri, 193 sayılı Kanunun 103 üncü maddesindeki tarifenin ikinci gelir diliminde yer alan tutarı (2020 yılı için 49.000 TL) aştığından yıllık gelir vergisi beyannamesi ile beyan edilecektir. Ancak, bu durumda da istisna kapsamındaki 240.000 TL’lik kazanç beyannameye dahil edilmeyecektir.
Serbest çalışan gazeteci, nasıl basın kartı alabilir?
Türkiye Cumhuriyeti İletişim Başkanlığı Basın Kartı Yönetmeliği’nin 27’inci maddesine göre gazeteciler “geçici işsizlik” hâlinde, belirli ölçütlerle “Serbest Basın Kartı” alabiliyor. Emeklilik hakkını elde edememiş basın kartı sahibi gazetecilerin işlerinden ayrılmaları hâlinde, ayrılış tarihinden itibaren bir ay içinde işsiz olduklarını beyan etmiş olmaları gerekiyor. Bu şartla,
- 5 yıla kadar basın kartı taşımış olanlara 9 ay,
- 5 ila 10 yıl arasında basın kartı taşımış olanlara 12 ay,
- 10 yıldan fazla basın kartı taşımış olanlara 18 ay
boyunca “Serbest Basın Kartı” veriliyor. Bu süreler, gazetecinin işten ayrıldığı tarihten başlıyor.
27’nci maddeye göre, basın kartı talep edenlerin en son ayrıldıkları basın yayın kuruluşunda asgari bir yıl süreyle çalışmış olmaları şartı da aranıyor.
Peki, yukarıdaki sürenin sonunda ne oluyor? Serbest Basın Kartı, 27’nci maddeye göre Serbest Basın Kartı verilmiş gazetecinin çalışmaya başlaması ya da hak ediş sürelerinin tamamlanması sonunda iade ediliyor. Aksi hâlde İletişim Başkanlığı kartı iptal ediyor.
Özetle, bugünkü mevzuata göre Türkiye’de devletin verdiği basın kartı, serbest gazetecilere yönelik kalıcı bir hak değil, işsizlik süresince geçici olarak kullanabilecekleri bir belge olarak tasarlanmış.
Bu durumda serbest gazeteciler için başlıca alternatif, Uluslararası Gazeteciler Federasyonu’na (IFJ) üye meslek örgütlerinin değerlendirmesiyle 1927’den beri Türkiye dâhil 130’dan fazla ülkede verilen Uluslararası Basın Kartı (IPC).
İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR:
Gazetecinin hakları: Basın sigortası için SGK ile 7 yıl süren mücadelenin hikâyesi