Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS), “Türkiye’de Gazetecilik: Algı ve Profil Araştırması” başlıklı bir rapor yayımladı. Araştırmada, medya ve gazetecilik sektörü çalışanlarının profili çıkarılırken mesleğe dair algıları ve beklentileri de verilerle ortaya kondu. Buna göre gazetecilerin çoğu enflasyon karşısında yetersiz kalan düşük maaşlarla haftada 45 saatten fazla çalışıyor ve yıllık izinlerini tam olarak kullanamıyor. Gazetecilerin %42,8’i sansüre maruz kaldığını söylüyor. Fazla mesai yapıp ücretini alamayan gazeteci oranı %36,3, mobbing oranı ise %36,2.
TGS‘nin “Türkiye’de Gazetecilik: Algı ve Profil Araştırması” için Kasım 2022 – Ocak 2023 döneminde toplam 2.593 gazetecinin yer aldığı listeler taranıp 285 gazeteciyle anket yapıldı. Tam metnini şu sayfada okuyup indirebileceğiniz 68 sayfalık raporun yönetici özetinde yer alan bulgular şöyle:
3 gazeteciden 1’inin basın kartı var
Araştırmaya katılan her 3 gazeteciden sadece 1’i (%34,1) basın kartına sahip. Sahip olmayanların çoğunluğu, basın kartı kriterlerine uymadığı veya bunu tercih etmediği için kart başvurusunda bulunmadığını söyledi.
Gazetecilerin çoğunluğu haftada 45 saat ve üzeri çalışıyor. Çoğunluğu yıllık izin haklarını tam olarak kullanamıyor. Haftada 45 saatten fazla çalışanların ve yıllık izin hakkını tam kullanamayanların oranı, ulusal medya çalışanları ve metropol illerde çalışan gazeteciler arasında daha yüksek.
Düşük maaş yaygın
Gazetecilerin çoğunluğunun düşük maaş aldığı ve maaşlarının enflasyon karşısında yetersiz kaldığı saptandı. Maaşları enflasyon karşısında yetersiz olanların ve sosyal haklardan memnun olmayanların oranı da ulusal medyada çalışan gazetecilerle, metropol illerde çalışan gazeteciler arasında daha yüksek.
Fazla mesai karşılığında ücret alan gazetecilerin oranı ise sadece %28,6. Gazetecilerin %35,1’i ise fazla mesai yapmadığını söylüyor. Ücretli fazla mesai yapan gazetecilerin oranı, metropollerde çalışan ve ulusal basında çalışan gazeteciler arasında daha yüksek oranda (%35,6 ve %34,7). Gazetecilerin %36,3’ü ise fazla mesai yaptığını ve bu mesailerin ücretlendirilmediğini belirtiyor.
Medyada uzaktan çalışma %9,7
Covid-19 salgınıyla medya sektörüne yayılan uzaktan ve hibrit çalışma oranlarında son durum da raporda incelendi. Buna göre Türkiye’deki medya kuruluşlarıda, gazetecilerin %73,6’sı iş yerlerinde çalışıyor. Hibrit çalışma modelini uygulayanların oranı %11,5, tamamen uzaktan çalışan gazeteci oranı ise %9,7. Uzaktan çalışanlar arasında, kadın gazetecilerin (%16,8), 35 yaş altı gazetecilerin (%17,3) ve lisans ve üzeri derecesi olan gazetecilerin (%12,6) oranları, diğer gruplara göre daha yüksek.
İş yerlerinin sağladığı yan haklar incelendiğinde, gazetecilerin %76,7’sinin yemek ücretinin iş yeri tarafından karşılandığını belirttiği görüldüğü. Yol ücreti karşılanan gazetecilerin oranı %57,6. Metropollerde ve ulusal basında çalışan gazeteciler arasında bu oranlar daha yüksek.
Görme bozukluğu, fıtık ve eklem ağrıları…
Gazetecilik sektöründe stres, kaygı ve fiziksel zorluklar nedeniyle çeşitli meslek hastalıkları görülüyor. Araştırmaya katılan gazetecilerin en yaygın sağlık sorunları; görme bozukluğu (%39,6), bel/boyun fıtığı (%26,4) ve eklem ağrıları (%24,4). Kadın gazeteciler ve ulusal medyada çalışan gazeteciler, bu sorunları diğer gruplara göre daha yüksek oranlarda yaşıyor.
Gazetecilerin %76,7’si yaşadıkları sorunları aşmak üzere psikolojik destek almadığını belirtti. Bu oran kadın gazeteciler, genç gazeteciler ve lisans üstü eğitimli gazeteciler arasında, diğer gruplara kıyasla daha yüksek.
Gazeteciler, mesleklerini yaparken ayrıca sosyal hayata zaman ayıramama, iş hayatı ile sosyal hayatı birbirinden ayıramama ve meslekî gelişime zaman ayıramama gibi zorluklarla karşılaşıyor. Tükenmişlik Sendromu da gazetecilerin karşılaştıkları önemli sorunlardan.
Medyada mobbing kadınları ve gençleri vuruyor
Araştırmaya katılan gazetecilerin %36,2’si, çalışma hayatlarında en az bir kere mobbinge maruz kaldıklarını belirtti. Şu an çalıştıkları iş yerlerinde mobbinge maruz kaldığını belirtenlerin oranı %11,8.
Kadın gazeteciler, genç gazeteciler, lisans ve üstü eğitimli gazeteciler ve metropol illerde çalışan gazeteciler, diğer gruplara oranla daha yüksek oranda mobbinge maruz kaldıklarını söyledi. Sendika üyesi gazeteciler de, sendikasız gazetecilere kıyasla, daha yüksek oranda mobbinge maruz kaldıklarını ifade etti.
Kadınlar ve gençler daha fazla sansürleniyor
Raporda, gazetecilerin mesleki imkân ve zorluklara dair deneyim ve algılarına dair şu bulgulara da yer verildi:
- Gazetecilerin neredeyse yarısı, mesleklerini icra ederken karşılaştıkları en büyük engel olarak “siyasi baskıları” görüyor (%47,7). Diğer nedenler arasında “finansal sürdürülebilirlik,” “çalışma koşulları” ve “işveren baskısı” var.
- Ankete katılan gazetecilerin %42,8’i sansür uygulamalarına maruz kaldıklarını söyledi. Sansür, genellikle haberlerin yayımlanmaması, çıkarılması veya değiştirilmesi şeklinde gerçekleşiyor. Kadın gazeteciler ve 35 yaş altı gazeteciler arasında sansüre maruz kalma oranı diğer gruplara göre daha yüksek. Sansür, çoğunlukla politik nedenlerle veya işveren ilişkilerinden kaynaklanıyor. Toplumsal ve dinî değerlerin sansür uygulamalarında etkili olduğunu belirten gazetecilerin oranı daha düşük.
- Gazetecilerin yaklaşık dörtte biri (%25,3) kendi haberlerinde sıklıkla veya sürekli otosansür uyguladığını söylüyor. Bu oranın daha yüksek olduğu gruplar arasında kadın gazeteciler, lisans ve altı eğitim seviyesindeki gazeteciler ve diğer illerde çalışan gazeteciler var. Hiç otosansür uygulamadığını belirten gazetecilerin oranı ise %36,9.
- Her 4 gazeteciden 1’i mesleğini değiştirmeyi düşünüyor. Haber yapma sürecinde kendilerine dava açılması, haberlerine erişim engeli getirilmesi, fiziksel olarak saldırıya uğrama, dijital materyallerine el konulması gibi birçok zorlukla karşılaştıklarını belirtiyorlar. Kadın gazetecilerin erkek gazetecilere kıyasla daha fazla engelle karşılaştığı ve ulusal basında çalışan gazetecilerin yerel basında çalışanlara kıyasla daha fazla darp edildiği ve dijital materyallerine el konulduğu da görülüyor.
Gazeteciler meslek örgütlerinden memnun değil
Araştırma sonuçlarına göre, gazetecilerin en fazla bildiklerini belirttikleri meslek kuruluşu Türkiye Gazeteciler Sendikası. TGS’yi Türkiye Gazeteciler Cemiyeti ve Disk Basın-İş takip ediyor. Gazetecilerin %58,9’u herhangi bir meslekî örgütlenmeye üye olmadığını belirtiyor. Sendikaya üye olmayan gazetecilerin %31,9’u, genel olarak sendika üyeliğini düşünmüyor.
Gazetecilerin meslekî örgütlerden memnuniyet düzeyleri genellikle düşük seviyede. Bu konuda en yüksek puanı TGS alıyor. Disk Basın-İş onu takip ediyor. Sendika üyesi olan gazeteciler tüm meslekî örgütlere, Sendika üyesi olmayan gazetecilere göre daha yüksek oranda güveniyor.
Gazetecilerin %27,8’i hiç mesleki eğitime katılmamış
Gazetecilerin %27,8’i bugüne kadar meslekî gelişimleri için hiçbir eğitime katılmadıklarını söyledi. Yılda bir kez eğitime katıldıklarını belirten gazetecilerin oranı %24,8. Eğitimlere katılamama sebepleri arasında; vakit bulunmaması, eğitimlerden haberdar olmaması ve kendisine uygun eğitim/kurs olmaması ön plana çıkıyor.
Dijital teknolojiye ayak uydurma ve yeni araçları öğrenme ihtiyacı, gazeteciler için önem taşıyor. Gazetecilerin en çok “yeni medya araçları” ile “iş hukuku ve sosyal haklar” eğitimine
ihtiyaç duydukları görülüyor. Bunları “YouTube ve podcast yayıncılığı,” “dijital güvenlik” ve “yabancı dil eğitimleri” takip ediyor.
Rapora göre ulusal basında ve metropollerde çalışan gazeteciler en çok Twitter’dan haber alıyor. Bunu haber siteleri ve arama motorları izliyor. Gazetecilerin haber üretim sürecinde en çok güvendikleri kurumlar arasında Anadolu Ajansı, FOX TV, İhlas Haber Ajansı ve Habertürk var.
İLGİLİ:
TGS Basın Özgürlüğü Raporu: 3 Mayıs’ta gazeteciler özgür değil
Journo Haber Tüketicisi Araştırması: Okur, izleyici ve dinleyici ne istiyor?