Hallerimiz

Timur Soykan’dan genç gazetecilere: Kandırılmayın, tuzağa düşmeyin

O Hatayı Yapmayacaktım” video dizisinde, deneyimli gazetecilere, meslek hayatlarında yaptıkları hataları ve bunlardan aldıkları dersleri soruyoruz. Bu bölümün konuğu Timur Soykan, gazetecilerin kendilerini tuzağa düşürmek isteyenlere karşı hep uyanık olması gerektiğini vurguluyor. 20 yılı aşan kendi kariyerinden bu duruma iki örnek veren Soykan, ‘yavaş yavaş damarlara sızan otosansür illeti’ne karşı da habercileri uyarıyor.

Gazeteciliğin temelinin “muhakeme yeteneği” olduğunu belirten Soykan, bazen gazetecilerin şaşırtılabileceğini, kandırılabileceğini ve tuzağa düşebileceğini ifade ediyor. Bu bağlamda hatırladığı ilk hata, kayıp bir çocuğun annesinin tüm toplumu manipüle ettiği olayda kendisinin de tuzağa düşmesi… Annenin yazdığı şiirler ve duygusal mesajlarla insanları kandırması, ancak sonrasında çocuğun kaçırılmasında payı olduğunun ortaya çıkması, Soykan için önemli bir ders olmuş.

Soykan’ın “O hatayı yapmayacaktım” dediği bir diğer konu, 2007’de başlayan Ergenekon operasyonları süreci… Bu kumpas sürecinin ilk aşamasında, kendisi gibi sol-sosyalist gazetecilerin bir demokratikleşme tuzağına çekilmeye çalışıldığını düşünüyor. Eski devletin karanlık odaklarının yargılanacağı vaatleriyle operasyonel destek oluşturulmaya çalışılmasına ilk etapta inanmış olmasını bir hata olarak değerlendiriyor.

20 yılı aşkın bir süre merkez medyada çalıştığını belirten Soykan, sansürün “illet bir şey” olduğunu vurguluyor. Ancak sansürden daha tehlikeli bulduğu durumun, sansürün “yavaş yavaş damarlara sızarak otosansüre dönüşmesi” olduğunu ifade ediyor.

Genel yayın yönetmeninin veya yazı işleri müdürünün başına bir iş gelmemesi kaygısıyla, kendi adına korkmamasına rağmen, birlikte çalıştığı insanların geleceğini düşünerek bazen otosansür baskısı altında kaldığını belirtiyor. İktidarın bu yolla zihinlere girerek gazeteciyi kısıtlamaya başlamasını “korkunç bir durum” olarak nitelendiriyor Soykan. Hakikati topluma ulaştırmak için çalışırken otosansür için çeşitli mazeretler üretilmesinin, meslek hayatında kendisini kötü hissettiği ve keşke yapmasaydım dediği şeylerin başında geldiğini söylüyor.

İLGİLİ:

Onlar TV’nin kuruluş hikâyesini Şule Aydın ile konuştuk

O hatayı yapmayacaktım: Gazeteci Özgür Deniz Kaya anlatıyor

Cemal Hünal’a “balta” yerine “balata” hediye eden Özge Uzun, bu hatadan aldığı dersi anlatıyor

Sema Beşevli

Çeşitli mecralara telifli haberler yazıyor. Bahçeşehir Üniversitesi Yeni Medya bölümünde okuyor.

Ege Güler

Serbest fotoğrafçılık yapıyor. Marmara Üniversitesi Fotoğraf bölümünde okuyor.

Journo E-Bülten