Görüş

Virüsten sonra: Salgının etkilerini gazeteciliğin önünü kesen bir engel olarak görüyorum

Covid-19 salgınının ardından hayatın nasıl dönüşeceği konusunda iletişim akademisyenlerinin ve gazetecilerin görüşlerini aktardığımız “Virüsten Sonra” dizimizin ikinci bölümü Benan Kepsutlu imzasını taşıyor. Kepsutlu’ya göre bugün birçok gazeteci örneğin evden çalışmayla belki zaman kazanıyor ama orta ve uzun vadede mesleğimiz kazanımlardan çok, yeni kayıplarla karşılaşabilir.

Bu virüsün ne zaman sonlanacağını ya da hayatımızdan çıkacağını şu anda kestiremiyoruz. Bunu bilim insanları da kestiremiyor. Dolayısıyla uzun bir yolculuk bizleri bekliyor. Şu anda televizyonlarda görev yapan meslektaşlarımız nöbetleşe çalışıyorlar. Bazı kanallarda bir hafta bir grup, bir hafta diğer grup görev alıyor.

Ben de Independent için evden çalışıyorum. Salgın sürecinde hayatımda örneğin şöyle bir değişiklik oldu ki avantajları ya da dezavantajları kendi içinde tartışılabilir: Röportajlarımı artık evden yapıyorum. Teknolojiyi ve sosyal medyanın gücünü bu anlamda daha sık kullanıyoruz.

Trafikte harcanan zamanı geri kazandık

Bu bize ne getiriyor? Birincisi, zaman kazanmamızı sağlıyor. Çünkü normal şartlarda özellikle İstanbul’da yaşayanlar günlük ortalama iki buçuk, üç saatini yollarda geçiriyor. Bugünse çok hızlı ve pratik şekilde röportajları gerçekleştirebiliyorum. Köşe yazılarımı da evden yazıp gönderiyorum.

Vakit tasarrufu, benim gibi evde olan medya çalışanları için bir avantaj gibi görünüyor. Ama bu aynı zamanda bir dezavantaj olarak da ele alınabilir. Biz gazetecilerin 24 saati haberdir fakat hiç olmazsa evimizde kendimize alan yarattığımız ve psikolojimizi rahatlattığımız bir ortam vardı. Şimdi işimizi de evde yapıyoruz. Bu, psikolojik açıdan daha zor bir süreci beraberinde getiriyor.

Bugünün hangi değişimleri geleceğe aktarılır?

Sosyal medyanın önümüzdeki süreçte daha aktif kullanılacağına inanıyorum. Özellikle YouTube kanallarının ve Instagram gibi diğer platformlardaki canlı yayınların artacağını düşünüyorum. Bugünler bu konuda bir ön pratik gibiydi.

Öte yandan, muhabir arkadaşlarımız bir haberi aktarabilmek için herkesin kaçtığı yere ilk önce girer, çünkü haber oradadır. Bizzat yaşayıp hissedip o şekliyle aktarırız. Ama bugün güvenlik riskleri nedeniyle bu deneyim minimuma indirildi. Bir haberi araştırmak için o yere gidilmesi gerekiyorken yurt dışına, hatta şehir dışına çıkışlar bile yasaklandı.

Yerinden habercilikteki zorluklar uzun vadede sürecek

Bu defa ne oluyor? O bölgede yaşayan gazeteciler ile irtibata geçilmeye çalışılıyor. Bu da bir medya kurumu adına iyi bir şey mi, tartışılır. Çünkü bir kurum kendi ekibini oraya göndermek ister. Kendi mikrofonunu orada göstermek ister. Şu an böyle bir imkân yok.  Yerinden habercilik biraz daha zorlaştı değil, neredeyse imkânsız hale geldi.

Üzülerek söylüyorum ki aktif olarak sahada çalışan arkadaşlarımızın sayısı koronavirüs sonrasında daha da azaltılabilir. Haber merkezleri ve gazeteler, personel sayısında bir azaltmaya gidebilirler. Tabii işin muhasebe kısmı var, lojistik kısmı var. Orta vadede çok fazla sosyal yaşayamayacağımız da aşikâr ve dolayısıyla sahada aktif olarak çalışan arkadaşlarımız uygulamalarda da sıkıntılar yaşayacaklardır ve yeni kısıtlamalara gidilecektir.

Özetle bu salgının etkilerini [gazetecilik açısından] kazanım olarak değil, önümüzü kesen bir engel olarak görüyorum.


İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR – VİRÜSTEN SONRA 1: PROF. DR. NALÇAOĞLU YAZDI

Benan Kepsutlu

Yeditepe Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler bölümüyle aynı üniversitenin Radyo TV Sinema bölümünü bitirdi. Marmara Üniversitesi Ortadoğu Araştırmaları Enstitüsü’nde yüksek lisansını tamamladı. Kanal D Haber’de ve CNN Türk’te muhabir, TRT Türk'te Erbil temsilcisi ve Habertürk'te sunucu olarak görev yaptı. Independent Türkçe'de gazeteciliğe devam ediyor.

Journo E-Bülten