Haber

Yaratıcı ekonomi: Medyayı demokratikleştirmedi, eşitsizliği büyütüyor

Fotoğraf: Jenny Ueberberg

Yaratıcı ekonomi; dijital medyanın imkânları sayesinde her vatandaşın “kendi patronu” olarak kurup bilgi, emek ve becerileri ölçüsünde büyütebileceği bağımsız işletmelerin dünyası olarak tanımlanıyor. Son dönemde yayımlanan veriler ise yaratıcı ekonominin en azından bugün için hiç de demokratik bir düzen olmadığını gösteriyor. Yaratıcı ekonominin belkemiği sayılan Twitch ve Spotify gibi platformlarda elde edilen gelirlerin büyük bölümü, küçük bir azınlığın cebine giriyor.

Medya alanında yayın yapan İngilizce e-bülten Axios’un önceki gün derlediği verilere göre

  • Twitch’ten geçen hafta sızdırılan veriler, oyun ağırlıklı bu video akış platformundaki gelirlerin yarısından fazlasının, en çok takipçisi olan %1’lik yayıncı kesimine gittiğini gösterdi.
  • E-bülten platformu Substack’in en çok abonesi olan 10 yayınının toplam hasılatı, yılda 20 milyon dolara ulaştı. Ortalama bir Substack yayıncısı ise deyim yerindeyse meteliğe kurşun atıyor.
  • Tüm dünyada hızla büyüyen podcast ortamında elde edilen gelirin ezici çoğunluğu, en popüler yayıncılardan oluşan %1’lik kesime gidiyor.
  • Twitter’da kullanıcıların en sevdikleri içerik üreticilerini fonlamasını sağlayan “Süper Takipçi” özelliği ilk iki haftasında sadece 6 bin dolar çekebildi.

Yaratıcı ekonominin ‘güç yasası dağılımı’

Gelecekte mikro ödeme yöntemlerinin yaygınlaşmasıyla küçük üreticilerin yaratıcı ekonomiden (“creator economy” sözünü “yaratıcı ekonomisi” diye çevirmek de mümkün ve hatta belki daha doğru) görece büyük bir pay alabileceğini belirten Axios’tan Sara Fischer, bugünkü durumu ise şöyle yorumladı:

  • Yaratıcı ekonominin medyayı demokratikleştireceği sanılmıştı. Ancak öyle görünüyor ki birçok platformda yaratıcıların küçük bir bölümü, gelirlerin çoğunu alıyor.
  • Bugünlerde yaratıcı ekonomiye olanlar; sosyal medya, bloglar ve internet siteleri yoluyla dijital medya ekonomisinin geçmişteki dalgalarının başına gelenlere benziyor. Yeni platformlar sesi duyulmayanların sesini duyurduğunu hep iddia ediyor. Ama sonuçta işin kaymağını, en tepedeki “yaratıcılar” yiyor.
  • İnternet kuramcısı Clay Shirky bu duruma 2003’te “güç yasası dağılımı” adını takmıştı. Şöyle diyordu Shirky: “Birçok insanın birçok seçenek arasından bir tercih yapmakta özgür olduğu sistemlerde bu bütünün küçük bir alt kümesi, trafiğin (ilgi veya gelir) orantısız biçimde büyük bir bölümünü alır. Sistemin hiçbir üyesi böyle bir sonuca ulaşmaya çalışmasa bile bu durum yaşanır.”

Türkiye’de ‘influencer vergisi’ gündemde

Bu arada Türkiye’de YouTuber’lardan ve diğer dijital platformlardan kazanç elde edenlerden %15 vergi alınması gündemde. İktidardaki Adalet ve Kalkınma Partisi, 65 maddelik Vergi Usûl Kanunu’nda değişiklik öngören yasa teklifini bu ay başında Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığı’na sunmuştu.

Haberlere göre teklifte, YouTube dâhil dijital ortamdan edinilen gelirlerin “ticari kazanç” sayılıp vergilendirilmesi öngörülüyor. Terzi, berber, ayakkabı tamircisi gibi basit usûlde defter tutan esnafa ise aynı yasa ile gelir vergisi muafiyeti tanınacağı bildirilmişti.

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR – YOUTUBE’DA GAZETECİLİK

Journo

Yeni nesil medya ve gazetecilik sitesi. Gazetecilere yönelik bağımsız bir dijital platform olan Journo; medyanın gelir modellerine, yeni haber üretim teknolojilerine ve medya çalışanlarının yaşamına odaklanıyor, sürdürülebilir bir sektör için çözümler öneriyor.

Journo E-Bülten