Şanlıurfa’da faaliyet gösteren 7 yerel gazete, 47 haber sitesi ve 3 televizyonun, bölgede yaşayan vatandaşların gündemindeki bir haberi nasıl ele aldığını veya görmezden geldiğini inceledik. Örnek vakamız, Dicle Elektrik Dağıtım Anonim Şirketi’nin (DEDAŞ) yaptığı kesintilere yönelik çiftçi protestoları.
DEDAŞ’ın, borçlu olan abonelerle birlikte, borcu olmayanların da elektriğini kesmesi son dönemde Güneydoğu Anadolu’da çiftçilerin tepkisine neden oluyor. Her yaz yoğunlaşan kesintiler nedeniyle pompa sistemleri çalışmadığı için ekinlerini sulayamayan çiftçiler; Diyarbakır, Mardin ve Şanlıurfa gibi illerde protesto eylemleri düzenliyor.
Türkiye’nin nüfusu en yüksek 8. ili olan Şanlıurfa, ülkedeki tarım alanlarının %4,6’sına ev sahipliği yapıyor. Sulama dönemlerinde günde 10 saati bulan elektrik kesintileri, bu ilde yaşayan milyonlarca vatandaşın günlük yaşamını ve geçimini etkilediğinden, önemli bir yerel haber konusu.
Bu yıl da Şanlıurfalı çiftçiler, ekinlerin sulanması gereken mart-ekim döneminde elektrikli su pompaları çalıştırılamadığı için mağdur olduklarını söylüyor. Peki son aylarda Haliliye, Siverek, Akçakale, Suruç, Hilvan ve Viranşehir ilçelerinde düzenlenen “elektrik protestoları” Şanlıurfa’nın yerel medyasına nasıl yansıdı?
57 yerel medya kuruluşundan 16’sı protestoları hiç görmedi
Şanlıurfa’da 7 yerel gazete, 47 haber sitesi ve 3 televizyon kanalı faaliyet gösteriyor. Site, gazete ve televizyonların bu protestoları haberleştirme bilançosu şöyle:
- Yerel televizyonlar: Yayın hayatına devam eden 3 televizyondan 2’si çiftçi protestolarını haberleştirdi. Bu 2 kanalda toplam 6 haber yapıldı. 1 kanal ise protestoları görmedi.
- Yerel gazeteler: 6 yerel gazete çiftçi protestolarına toplam 19 haberde yer verdi. 1 gazete ise hiç haber yapmadı.
- Yerel haber siteleri: 33 haber sitesi, çiftçi protestolarına toplam 133 haberde yer verdi. 14 haber sitesi sessiz kalmayı tercih etti.
Yerel medya etki yaratınca mahkemelik oldu
Protesto haberlerinden trajikomik bir basın özgürlüğü öyküsü de çıktı.
Şubat ayında Şanlıurfa’nın Suruç ilçesindeki çiftçiler, bir elektik direği önünde “elektrik duasına” çıkarak mizahi bir protesto gösterisi düzenledi. Bu protestoya dair haberler sosyal medyada yayıldı ve yerel basın üzerinden ulusal yayın kuruluşlarına da taşındı.
Bunun üzerine DEDAŞ harekete geçti. Kurumun savcılığa verdiği şikâyet dilekçesinde, “Karıncalı Mahallesi sakinlerinin elektrik duasına çıkarak halkı kin ve düşmanlığa tahrik ettiği ve DEDAŞ’ı hedef gösterdiği” iddia edildi.
Suruç Cumhuriyet Başsavcılığı eyleme katılan 15 mahalle sakini hakkında soruşturma başlattı. Mahkeme ise müşteki kurum olarak DEDAŞ’ın Türk Ceza Kanunu’nun 216. maddesi kapsamındaki gruplardan biri olmadığına hükmederek davayı reddetti.
Haber dili sorunlu, görsellik zayıf
Birçok haberde “Yine çiftçi yine protesto” gibi ifadelerin kullanılmasının, elektrik kesintilerini normalleştirirken bir hak ihlaline yönelik protestoları ise marjinalize etme riski taşıdığını da kayda geçirmek gerekiyor.
“Çiftçiler yol kapattı,” “Bu kez Viranşehir yolu kapatıldı,” “Çiftçiler uluslararası yolu kapattı,” “Çiftçiler Devlet Su İşleri’ni bastı” gibi suçlayıcı ifadeler haber başlıklarında dikkat çekiyor.
Protesto haberlerinde kullanılan fotoğraf ve videoların genellikle amatör kameralarla çekildiği görülüyor. Videolarda görüntü kalitesinin düşüklüğü ve fotoğrafların karmaşıklığı, protestonun yapıldığı yerlerin bir “kaos alanı” gibi algılanmasına zemin hazırlıyor.
Okuyucunun haberin ciddiyetine hükmederken görsel kullanımını da dikkate aldığı düşünüldüğünde, birçok protesto haberinin bu yüzden etkisini yitirdiği öne sürülebilir.
‘Protestolar haklı, ses duyurma yöntemi yanlış’
Urfa Değişim Gazetesi Haber Merkezi Sorumlusu Abdulkadir Çelikcan DEDAŞ protestolarında çiftçilerin haklı olduğunu söylerken kimi zaman seslerini duyurmak için yanlış yolu seçtiklerini belirtiyor. Çelikcan şu ifadeleri kullandı:
- Çiftçinin tek geçim kaynağı tarım. DEDAŞ’ın yaptığı bir nevi zorbalık. Yüksek fatura, tarımsal sulama başladığında elektrik kesme ve günün belirli saatlerinde sistematik olarak yapılan kesintiler çiftçiye perişan ediyor. Sulama sezonu başladığında DEDAŞ’a olan borçlarını ödemedikleri için elektrikleri kesiliyor. Bu noktada çok haklılar ama borçları firma tarafından tebliğ edilmesine rağmen çiftçiler, bireysel olarak ve sulama birlikleri üzerinden borç ödemede ağır davranıyorlar.
- Çiftçiler organize olmadan eylem ve protesto yapıyorlar. Örneğin Suruç’ta drenaj kanalları olmadığı için taban su seviyesi yükseliyor ama çiftçiler bunu duyuran 5-10 röportajda derdini anlatamıyor. Seslerini duyurma yöntemi olarak en kolay yönteme, yol kapatmaya başvuruyorlar. Sulama suyu için yetkili kurumla görüşmeye giderken kabul edilmemeleri sürekli gündeme geliyor. Basın, haberini dikkat çeken başlıklar ve spotlar üzerine yapar.
- Siyasetçiler ve kentin idarecileri çiftçilerin sesini duymayınca çiftçi de bu yola başvuruyor. Basın bu şekilde dile getiriyor. Basının dilini, yaşanan sorunun etkilerine yönelik değiştirmesi lazım. Çiftçinin ise protesto ve hak arayışını organize biçimde, ziraat odaları dâhil sivil toplum örgütlerinin desteği ile yapması gerek. Yerel basın görsel ve yazılı olarak çiftçi sorunlarını ne kadar dile getirse de eylem ve protesto yaptıkları her noktaya yetişmeleri imkânsız. Çiftçilerin sesini duyurmada yetersiz kalıyorlar.
‘Bağımsız yerel medyanın varlığı zaruri’
Yerel medyanın yerel sorunları görmesi/görmezden gelmesine ilişkin değerlendirmede bulunan Akdeniz Üniversitesi İletişim Fakültesi Gazetecilik Bölümü Doktor Öğretim Üyesi Tuba Livberber ise şunları söyledi:
- Habercilikte yerel medya oldukça önemli. Yerel medya, demokrasinin temel taşını oluşturduğu için önemi daha da büyük. Demokrasi aşağıdan yukarıya doğru bir yön izlediği için öncelikle yerel medyanın demokratik özelliklere sahip olması gerekir. Haberciliğin tam anlamı ile yapılabilmesi için özel ve bağımsız bir yerel medyanın olması zaruri.
- İl, ilçe ya da beldenin en az %70’ine dağıtım ya da yayın yapan mecralar olarak tanımlayabileceğimiz yerel medyanın hedef kitlesi de sınırlı. Ancak bu sınır kimi zaman yaygın medya karşısında bir avantaja dönüşür. Yaygın medyanın tek sesliliği karşında yerel medya, ötekileştirilenlerin de seslerini duyurmasına, kendilerini ifade etmelerine, ortak sorunlar karşısında ortak çözümler bulmalarına yardımcı olur. Bunu yaparken genel geçer olanı savunan yaygın medyanın aksine hitap ettiği azınlık topluluğunun sesi olur ve demokrasiyi yaşatır.
- Bir anlamda zaman ve mekân sınırlarının ortadan kalkmasıyla meydana gelen yersizleşme/yurtsuzlaşma karşısında yaygın medyanın gideremediği eksikliği insanlara “bir yer/yurt gösterme” özelliği ile gidermeye çalışır. Ancak Türk yerel medyasının hem ekonomik, hem de politik sıkıntıları nedeniyle bu özellikleri tam anlamı ile yansıtabileceğini söyleyemeyiz. Hatta yerel medyada sıklıkla görülen naylon gazeteler ve beslenme basın gibi oluşumlarla haber üretim sürecinin özerk şekilde işlemediği de oldukça açık.
‘Yerel medya, çözüm odaklı olmalı’
Yerel medyanın egemen dil karşısında “biz ve onlar/ötekiler karşıtlığı üzerinden bir dil kurgulamak yerine çözüm odaklı olması gerektiğini” ekleyen Livberber şöyle devam etti:
- Yerel medya, kalıplaşan medya temsilcileri ve ötekileştirme pratikleri karşısında durmalı. Kutuplaşmayı körüklemek yerine bireyleri nesne değil, özne olarak konumlandırılmalı ve olayları bağlamından koparmadan vermeli. Gerek haber dili, gerekse görsel kullanımında editöryel bağımsızlık ve kaynaklara bağımlı olmama gibi etmenler oldukça önemli. Bu sebeple bu etmenlerin haber üretim sürecinde içeriği en az etkilenmesi için gerekli önlemlerin alınması gerek. Aksi takdirde yerel medyada yerel habercilik ‘egemen’in ve haber kaynağının sözcüsü olmaktan ileri gidemiyor.
Medya Araştırmaları Derneği’nin (MEDAR) geçtiğimiz günlerde yayımladığı Yerel Medya Veri Tabanı Araştırması’na göre Türkiye’deki 3.240 yerel medya kuruluşunun %40,8’inde tek bir muhabir veya kameraman bile istihdam edilmiyor. Çalışanların %68,7’sinin erkek olduğu yerel medyanın, istihdamda cinsiyet eşitsizliği ile de dikkat çektiği raporda ifade edilmişti.
İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR – YEREL MEDYA NELERİ HABERLEŞTİRİYOR? KARS ÖRNEĞİ