Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS), gazetecilerin yıpranma hakkının acilen yasal güvence altına alınması için #GazetecilerYıpranıyor etiketiyle bir sosyal medya kampanyası başlattı.
İtibari hizmet süresi zammı olarak da bilinen ve gazetecilerin en önemli yasal kazanımlarından olan yıpranma hakkı ile ilgili olarak Anayasa Mahkemesi’nin, Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne (TBMM) düzenleme yapması için verdiği dokuz aylık süre 14 Kasım’da doluyor. Bu konuda meclisten bir ay içinde yeni bir yasal düzenleme çıkmazsa gazeteciler yıpranma hakkını kaybedecek.
TGS’nin bu duruma dikkat çekmek için hazırladığı sosyal medya kampanyası bugün başladı. #GazetecilerYıpranıyor etiketiyle gazetecilerin, #MatbaacılarYıpranıyor etiketiyle matbaa çalışanlarının yasal haklarına dikkat çekiliyor.
‘Gazetecilik faaliyeti yıpratıcı bir iş’
Gazeteciliğin ve halkın haber alma özgürlüğünün, demokrasilerde vazgeçilmez bir unsur olduğunu basın bildirisinde vurgulayan TGS, salgın döneminde doğru haberin kitlelerle buluşmasının ne kadar önemli olduğunun bir kez daha görüldüğünü ifade etti. Bildiride şöyle denildi:
“Haberin hem hazırlık hem de basım sürecinde çalışanlar, stres ve zaman baskısına maruz kalıyor. Haber takibi sırasında karşılaşılan tehlikeler, gazetecilik faaliyeti nedeniyle soruşturmaya maruz kalma, yoğun ve yorucu çalışma temposu, üretim sürecinde (özellikle matbaalarda) kullanılan kimyasallar nedeniyle gazetecilik faaliyeti yıpratıcı bir iş.”
TGS kampanyasına katılan gazeteciler ve matbaa çalışanları, itibari hizmet süresi zammıyla ilgili olarak meclise sunulacak tasarının kendilerini kapsayacak şekilde hazırlanmasını talep ediyor.
Gerçeği açığa çıkarmak, halka doğru haberi ulaştırmak isteyen #GazetecilerYıpranıyor. Bekleyecek zaman kalmadı. Yıpranma hakkımızı istiyoruz! https://t.co/GAS7ZA3Pb6 pic.twitter.com/KZ7ZGvwvjS
— Gazeteciler Sendikası (@TGS_org_tr) October 15, 2020
Yıpranma hakkı (itibari hizmet hakkı) nedir?
1977 yılında; gazetecilerin çalışma koşullarının ağırlığı, yıpratıcılığı ve matbaa çalışanlarının kimyasallara maruz kalmaları nedeniyle, 506 Sayılı Sosyal Sigortalar Kanunu’na eklenen bir maddeyle gazetecilere ve matbaa çalışanlarına itibari hizmet hakkı tanındı.
Her yıl için sigortalılık süresine 90 gün eklenmesiyle tanınan bu hak, gazetecilerin ve matbaa çalışanlarının erken emekli olabilmesine olanak sağladı. Ancak en fazla beş yıl erken emeklilik ile de sınırlandırıldı.
2008 yılında, 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’nda yapılan düzenleme ile gazetecilerin ve matbaa çalışanlarının itibari hizmet zammından yararlanmasının önüne geçildi.
Beş yıl süren mücadelenin ardından 2013 yılında; itibari hizmet zammı, “fiili hizmet süresi zammı” adı ile ve sadece gazetecileri kapsayacak şekilde geri getirildi. 506 Sayılı Kanun’da tanınan haklar budanarak geri getirilen “fiili hizmet süresi zammı” şu şekilde düzenlendi:
- 90 gün olan fiili hizmet süresi 75 güne indirildi
- 5 yıl olan erken emeklilik hakkı 3 yıla indirildi
- Emeklilik yaşından 5 yıl indirilirken, yeni düzenleme ile bu süre 1,5 yıla düşürüldü
- Fiili Hizmet Süresinden yararlanmak basın kartı taşıma şartına bağlandı
AYM’nin 2019 kararı
2019 yılında ise Anayasa Mahkemesi “fiili hizmet süresi” hakkından yararlanmanın, basın kartı taşıma zorunluluğuna bağlanması nedeniyle düzenlemeyi iptal etti.
İptal gerekçesinde, “basın kartı verilecek kişilerin nitelikleri ve basın kartının verilmesine ilişkin şartlar yönünden bir kanuni düzenleme bulunmaksızın, bu şartların belirlenmesi keyfiyetinin Basın Kartı Yönetmeliği ile yürütme organına bırakılmış olmasından dolayı temel bir hak olan sosyal güvenlik hakkının ancak kanunla sınırlanabileceğine ilişkin Anayasa’nın 13. maddesinin ihlal edildiği” tespiti yapılarak “Anayasa’ya aykırılık” kararı verildi.
Fiili hizmet süresi hakkından yararlanmak için basın kartı şartı taşıma zorunluğunun Anayasa’ya aykırı olduğu yönünde yapılan olumlu tespit, düzenlemenin “sadece basın kartı taşıma şartı yönünden değil” “bir bütün olarak” iptal edilmiş olması nedeniyle, bu hakkın tamamen kaybedilmesi ihtimalini de beraberinde getirdi.
Ayrıcalık değil, 43 yıllık bir hak
14 Kasım 2020 tarihine kadar yeni bir kanuni düzenleme yapılmaması halinde; matbaa çalışanları için 2008 yılında kaldırılmış olan “itibari hizmet hakkı”, gazeteciler için de 15 Kasım 2020 tarihinde tamamen yürürlükten kalkmış olacak.
Bu tarihçeyi hatırlatan TGS, açıklamasında, “1977 yılında teslim edilmiş bir haktır, ayrıcalık değildir” diyerek şu ifadeleri kullandı:
“Halkın doğru habere ulaşması için gece gündüz çalışan, kamunun yararını birinci önceliği hâline getiren gazeteciler, doğru bilgiyi canı pahasına halka ulaştırmak için savaşta, depremde, selde, toplumsal olaylarda, pandemi koşullarında, TBMM’de gece gündüz çalışmaktadır. Matbaa çalışanları ve gazete-dergi gibi habere dair yayınların basım işini yapanlar ise, bu bilgileri halka ulaştırmak için sürekli gece çalışmakta ve çalışırken çeşitli kimyasallara maruz kalmaktadır. Gazeteciler ve matbaa çalışanları ayrıcalık istememekte, zaten hakları olan itibari hizmet zammının geri verilmesini talep etmektedir.”
Pandemi ortamında, doğal afetlerde, savaş koşullarında gece gündüz çalışan #GazetecilerYıpranıyor. Eğer @TBMMresmi 14 Kasım’a kadar adım atmazsa gazetecilerin yıpranma hakkı ellerinden gidiyor. Yasal düzenleme için neyi bekliyorsunuz? https://t.co/tKTZ4FQHPk pic.twitter.com/za9419ULJy
— Gazeteciler Sendikası (@TGS_org_tr) October 15, 2020