İstanbul İl Sağlık Müdürü Prof. Dr. Kemal Memişoğlu ve İstanbul Tabip Odası Genel Sekreteri Dr. Samet Mengüç ile İstanbul’un sağlık politikalarını konuştuk. Mengüç, “Zamanla kamu çekilecek, meydan sağlıkta özel sektöre kalacak” diyor.
İstanbul İl Sağlık Müdürü Prof. Dr. Kemal Memişoğlu, 2023 yılına kadar Türkiye genelinde sağlık turizminden 20 milyar dolar gelir beklediklerini, bu rakamın yaklaşık 6 milyar dolarının İstanbul’dan karşılanacağını ifade etti. Geçen yıl sağlık turizminden 1.5 milyar dolar gelir elde ettiklerini aktaran Memişoğlu, söz konusu gelirin yüzde 70’inin özel sektörden, yüzde 30’nun da kamu hastanelerinden elde edildiğini kaydetti. Dünya sağlık uygulamalarında İstanbul’un ön plana çıktığını kaydeden Memişoğlu, 17 devlet hastanesi inşaatı olduğunu, İstanbul hastanelerindeki yatak kapasitesinin 35 bin civarında olduğunu ve bu sayıyı 50 bine çıkarmayı hedeflediklerini açıkladı.
Çapa’nın yenilenmesi mümkün değil
İstanbul Üniversitesi Çapa Tıp Fakültesi’nin fiziki yapısının yenilenmesinin mümkün olmadığını söyleyen Memişoğlu, “Çapa ve Cerrahpaşa, sağlıkta bir kültürdür. Çapa, Hasdal’a taşınacak, orada poliklinik hizmeti vermeye devam edecek. Cerrahpaşa da fiziki yenilenme aşamasına girdi” diye konuştu.
Prof. Dr. Kemal Memişoğlu ayrıca, 112 ihbarlarının kendilerini zor durumda bıraktıklarının altını çizerek, gelen ihbarların yüzde 90’nın asılsız olduğunu ifade etti. Okullarda öğrencilere asılsız ihbar yapılmaması için eğitim verdiklerini açıklayan Memişoğlu, “Asılsız ihbar yapanlara karşı nasıl önlem alalım diye çok düşündük. Bu işi cezayı yöntemle önleyemezsiniz. Arkadaşlarımız okullara giderek çocuklarla konuşuyor” dedi.
İtibarsızlaştırmak için ellerinden geleni yapıyorlar
İstanbul Tabip Odası Genel Sekreteri Dr. Samet Mengüç ise Çapa Tıp Fakültesi’nin Hasdal’a taşınmasının kabul edilemez olduğuna değinerek, “Bir tarafta şehir hastaneleri kaliteyi artıracak deniliyor ama Çapa’da en küçük iyileştirmeye gidilmedi. Çapa ve Cerrahpaşa’yı kamuoyunun gözünde itibarsızlaştırmak, hizmet üretmeyen kurum göstermek için ellerinden ne geliyorsa yapıyorlar. Biz biliyoruz ki tıp eğitimi ve sağlık eğitimi birikim ister. Bu iki fakülte, yılların birikimiyle öğrenci yetiştiren kurumlardır” diye konuştu.
Rantı yüksek alanlar
Kamu hastanelerinin şehir merkezlerinden kaldırılması halinde hastanın sağlık hizmetine ulaşamayacağını söyleyen Dr. Samet Mengüç, ülke genelinde kamu hastanelerine “savaş açıldığını” savundu. Mengüç, “Bu hastanelerin bulunduğu alanlar, rantı yüksek alanlardır. Bu hastanelerde nitelikli hizmet olmadığı gibi, hastanelerin yerlerine baktığımızda ön çalışmanın yapılmadığını görüyoruz” dedi. CHP İstanbul Milletvekili Barış Yarkadaş da, yılda yaklaşık 3 milyon vatandaşa sağlık hizmeti veren Çapa ve Cerrahpaşa üniversite hastanelerinin merkezden taşınması ile özel hastane sahiplerine rant alanı yaratıldığı iddiasında bulunmuştu.
İş güvencesi garanti altına alınacak mı?
Dr. Mengüç, özel sektör işbirliği ile kurulan hastanelere de dikkati çekerek, “Arsayı ücretsiz veren devlet, 25 yıl boyunca hastane sahibinden sağlık hizmeti satın alacak. Hastane sahibi bununla yetinmiyor, yüzde 70 doluluk garantisi istiyor ve alacak. Bu da hasta olsa da olmasa da her gece bin 400 hasta yatmış gibi devletin ödeme yapacağı anlamına geliyor” dedi. Kamu hastanelerinin ortadan kaldırılmasıyla birlikte sağlık çalışanlarının kamuda kazanılmış haklarını kaybetme endişesi taşıdıklarını belirten Mengüç, “Arkadaşlarımızın ekonomik ve sosyal hakları şehir hastanesinde aynen olduğu gibi özel sektör tarafından kabul edilecek mi? İş güvencesi garanti altına alınacak mı? Sağlık hizmetleri özel sektör eliyle yürütülemez. Sağlığı ticari alana taşırsanız buradan nitelikli sağlık hizmeti çıkmaz, rant çıkar. Kamu-özel sektör işbirliği ile bu işlerin yapıldığını söylüyorlar. Zamanla kamu çekilecek, meydan sağlıkta özel sektöre kalacak” diye konuştu.
