Mardin Artuklu Üniversitesi Mimarlık Fakültesi’nden Araştırma Görevlisi E. Ö. için, “Okulumda kız gibi hoca istemem” diyen Rektör Ahmet Ağırakça, E. Ö.’yü Beden Eğitimi ve Spor Yüksekokulu’na göndermiş, ‘adaba uygun olmayan’ filmler (Masumiyet ve Kosmos) izlettirildiği için hakkında disiplin soruşturması başlatmıştı. Rektörlük tarafından, E. Ö. hakkında şimdi de sosyal medya paylaşımları gerekçe gösterilerek ‘terör örgütlerini övme, devlet büyüklerini ve üniversite yönetimini tahkir etme’ iddiasıyla disiplin soruşturması başlatıldı.
‘Dekanlık ikna odaları kurdu’
Journo.com.tr’ye konuşan E. Ö., yeni eklenen soruştuma ile eş zamanlı olarak, mimarlık fakultesindeki görevine iade için aralarında imza toplayarak dekanlığa dilekçe sunan meslektaşlarının imzalarını geri çekmeleri yönünde okul yönetiminin ikna odaları kurduğunu iddia etti. E. Ö. şöyle devam etti: “Devam ettiğim doktora programının yükümlülüklerini yerine getirebilmek adına sahip olduğum hakları kullanmam şifahen engelleniyor. BESYO’da görevlendirilmemin ardından çalışma arkadaşlarım yapılan görevlendirilmenin iptali ve mimarlık fakültesindeki görevime geri dönmem hususunda bir dilekçeyi rektörlük ile paylaşmışlar. Bu dilekçede adı geçen çalışma arkadaşlarım yazılı veya şifahen teker teker dekanlık ile görüşmeye çağrılmışlar. Dekanlık ikna odaları kurmuş. Çalışma arkadaşlarımın şu an dilekçeyi veya imzalarını geri çekip çekmemeleri konusunda karar vermeleri beklenmekte.”
‘Nefret söyleminin cezasız kalmamasını istiyorum’
Yaşananlara karşı başlattığı hukuki sürece de değinen E. Ö. konuşmasını şöyle sürdürdü: “Hâlâ suç duyuruma istinaden bir iddianame hazırlanmadı, disiplin soruşturulması başlatılmadı. Yetkin bir akademisyen olarak çalışmaya devam edebilmek için doktora ve araştırma çalışmalarım yerine 26 Aralık 2017 tarihinden beri rektörlüğün tarafıma uyguladığı mobbing ve hak gasplarıyla mücadele etmek durumunda kaldım. Yetkiyi kötüye kullanmanın, keyfi olarak başlatılan soruşturmaların, ceza niteliğindeki uygulamaların, mobbingin ve cinsiyet kimliğim üzerinden kurulan nefret söyleminin, tehdidin cezasız kalmamasını istiyorum. Kadın veya kadın gibi olmamın, trans olmamın, veya rektör ve rektörün dikkate aldığı çevrelerin sahip olduğu ideolojik düşünceden farklı düşünmemin, yaşamamın suç teşkil etmediğini biliyorum. Üniversitelerin nefrete ve ayrımcılığa izin vermeyen, sahip olunan her türlü farklılığa rağmen bir arada tartışmaya, çalışmaya, üretime, özgür ve eleştirel düşünmeye, dair mekanlar olmasına dair umudu beslemeye ısrarla devam ediyorum.”
‘Kız gibi hoca istemem’ diyen Rektör, akademisyeni sürgüne gönderdi