Sohbet robotu ChatGPT ve metni resme dönüştüren Midjourney gibi yapay zekâ uygulamalarının başarısı gündeme damga vurdu. Yapay zekâ artık insandan ayırt etmesi neredeyse imkânsız biçimde hikâyeler yazabiliyor, resimler çizebiliyor, problemler çözebiliyor ve hatta kodlama yapabiliyor. Journo olarak yapay zekâ uygulamalarını denemeye devam ederken alanın önde gelen uzmanlarıyla bu devrimi tartıştık.
Northwestern Üniversitesi’nden Dr. Özge Samancı, Cambridge Üniversitesi’nden Güney Yıldız, Helmholtz Enstitüsü Direktörü Prof. Ali Ertürk, Intel’den Dr. İlke Demir, Silikon Vadisi’nden Selim Önal ve TGS Akademi Direktörü Orhan Şener, Esra Öz’e konuştu. Yıldız’a göre Mehmet Ali Birand veya BBC tarzında haber yazan bir yapay zekâ artık mümkün.
Son birkaç hafta içinde yapay zekâ teknolojisinde önemli atılımlar yaşandı. Merkezi San Francisco’da bulunan OpenAI adlı şirketin geliştirdiği ChatGPT adlı sohbet robotu 30 Kasım’da tanıtıldı. Hugging Face adlı uluslararası yapay zekâ topluluğu ise metin temelli komutlarla özgün görseller üreten Stable Diffusion 2 adlı modeli devreye aldı.
Daha önce DALL-E adlı yapay zekâ modeline bir haber için arşiv görseli ürettiren ve BlenderBot ile Türkiye’de basın özgürlüğü konusunda sohbet eden Journo, bu iki yeni ürünü de denedi. Vardığımız sonuç: Midjourney’i de sayarsak tüm bu yeni uygulamalar, yapay zekâ ile medya üretimini kitlelerin kullanımına açarak yeni bir dönem başlatıyor.
Komut temelli görsel üretimi bu uygulamaların işlevlerinden biri. Bir metin girişi yapıyorsunuz ve yapay zekâ, makine öğrenme tekniğiyle devasa bir kütüphaneyi tarayarak komutunuza uygun bir resim oluşturuyor. Journo’nun yaklaşık 6 aydır kullandığı ve henüz tüm dünyaya açılmayan DALL-E ile ürettiğimiz bir dizi görseli bu içeriğe serpiştirdik.
ChatGPT ile kısa bir sohbet
Yapay zekâ uygulamalarının bir diğer işlevi ise giderek daha çok şey bilen ve kendisini daha iyi ifade eden sohbet botları. Bu uygulamalar, doğal dil işleme (NLP) ve makine öğrenme tekniklerini kullanıyor. Blenderbot’un ardından son günlerde internette çok tartışılan sohbet botu ChatGPT’den önce bir haber yazmasını istedik:
İngilizce’de çok iyi metinler üreten ChatGPT’nin Türkçe haberi gördüğünüz gibi kusursuz değil. Ancak bunun bir sohbet botu olduğunu, özelllikle diyalog kurmak üzere tasarlandığını unutmayalım. Bu nedenle BlenderAI ile olduğu gibi ChatGPT ile de gazetecilik üzerine mini bir söyleşi yaptık:
Peki, gerçek dünyaya dair tahminlerini sorduğumuzda ChatGPT nasıl yanıt veriyor? Bunu da şu soruyla denedik:
ChatGPT ve benzeri uygulamalar, özellikle kurgusal çıktılar (hikâye yazımı veya fantastik görseller oluşturulması gibi) istendiğinde bugün itibarıyla daha iyi sonuç veriyor.
Bu nedenle seçim sonuçlarını bir de bilimkurgu hikâyesi biçiminde istedik. Yanıt bilimkurgu olmasa bile, bir tahmin olarak üstteki cevabın oldukça ötesine geçti:
Kurgu demişken bir de masal deneyelim dedik:
2022 sonu itibarıyla yapay zekâ ile medya üretiminden bazı örnekler böyle. Peki bu dönüşüm, gazeteciliği nasıl etkileyecek? Bunu da akademisyenlere ve gazetecilere sorduk.
Dr. Özge Samancı: “Yapay zekâ, yaratacağı gerçeklik sorununu kendisi çözecek”
“Yapay zekânın gazeteciliğe en önemli etkisinin sahte haberi hem artıracak hem de yalan haberi bulabilecek kapasitesi olması” diyen Northwestern Üniversitesi’nden Dr. Özge Samancı, “Dolayısıyla yarattığı sorunu kendi çözecek” diye ekliyor.
Bloomberg, The Guardian ve Forbes gibi birçok yayın kuruluşunun yapay zekâ ile denemeler yaptığını belirten Samancı, risklere de dikkat çekiyor:
- Sahte haber, korkutucu. Sahte haber aşırı miktarda ve ikna edici boyutlarda üretilirse, neyin doğru, neyin yalan olduğu belirsizleşir. Zaten günümüz dünyası da biraz öyle. Bunun çok daha arttığını düşünürsek işin korkutuculuğu ortaya çıkıyor.
- Gözden kaçmış, “Küçük bir yerde bahsedilmiş ama aslında haber değeri çok yüksek olan bir şey var mı?” diye bir tarama yapılır. Bu tarama insanlar tarafından yapılıyordu. Şimdi artık yapay zekâ, internetin köşe bucağına girerek ve nasıl girileceğini de öğrenerek, o örümcek ağı gibi olan interneti tarıyor. Gazeteciliğe, en çok tarama ve haber bulma konusunda katkısı olacak… Gazetecilikte, bir kişinin oturup yapması gereken, hamallık gerektiren işleri yapay zekâ insanların üstünden alacak. Bu iyi bir şey mi kötü bir şey mi tartışılır. Bir sürü insan işsiz kalacak, yapay zekâya karşı duyulan en önemli korkulardan bir tanesi bu.
Güney Yıldız: “Yapay zekâ hiçbir zaman iyi muhabirlerin yerini tutamaz”
Geçmişte BBC News’da gazetecilik yapan, bugün de Forbes köşe yazarı olan, Cambridge Üniversitesi’nden Güney Yıldız şunları söylüyor:
- Özellikle Türkiye’deki basının örgütlenme ve organize olma biçiminde köşe yazarları, genel yayın yönetmenleri çok yüksek maaşlar alabilir. Ama muhabirler, çok geriye itilir ve çok fazla değer verilmez. Fakat yapay zekâ Türkiye’deki köşe yazarlarının hatta televizyondaki hemen hemen her konuda fikirleri olan tartışmacıların %99’unun yerini yarın daha iyi bir şekilde alabilir. Yani bunların çoğu mesleklerini ya da bulundukları konumu meşrulaştırmakta zorlanırlar.
- Yapay zekâ olsa bile yine de birisinin sahaya gidip o haberi görüp, yapması gerekiyor. Haberin fotoğrafını çekmesi, oradaki kişilerle konuşması gerekiyor. Yapay zekânın televizyon veya sosyal medya üzerinden röportaj yapması da söz konusu olabilir. Bunlarda da bir sorun yok ama yine de sahaya giden birisi gerekiyor. Yürüyerek, işin takibini yaparak yani sahaya giden birisi gerekiyor. Dolayısıyla hiçbir zaman iyi muhabirlerin yerini tutamaz. Risk alarak savaş bölgesinden, kaza bölgesinden ya da zorlu yerlere gidip mahallelerde insanların fikirlerini alan insanların muhabirlerin yerini alamaz. Ama geri kalan endüstrinin önemli bir kısmında işinden edebilir.
Birand ve BBC’nin haber dilini taklit etmek artık mümkün
Güney Yıldız’a göre yapay zekâ, yorumcuların yanı sıra, haber derleyen web editörlerini de işinden edebilir. “İkinci göz” olarak doğrulama süreçlerinde rol almak, haber fikri vermek, olayın arka planı hakkında karşılaştırmalı veriler sunmak ve konuya dair farklı argümanları derlemek için de yapay zekânın çok işe yarayabileceğini belirten Yıldız, bu uygulamaların üslupları taklit etmekte de başarılı olduğunu şu örnekle anlatıyor:
- Mehmet Ali Birand, Türkiye gazeteciliği tarihinin bir numarasıdır. Hatta öyle bir bir numaradır ki ondan sonra ikinci yoktur. Bir sıralama herhalde 10’uncudan başlar yani, ilk 9 sıra boştur ondan sonra, o kadar iyidir ve şu an aramızda yok. “Aramızda olsa nasıl haberler yapardı?” diye onu bile yapay zekâ sayesinde görebiliriz. Yani onun bütün haberlerini, konuşmalarını ve yazılarını yükleyip “Mehmet Ali Birand bugün şu habere nasıl bakardı?” dediğinizde o geçmiş analizi üzerinden gerçeğe muhtemelen yakın bir versiyonla size haber üretebilir. Mesela, “BBC bu haberi nasıl yapar?” gibi taklitler de yapabilir, yani başka birinin tarzını taklit edebilir. (Güney Yıldız’ın ve diğer görüşmecilerin yorumlarının tam metni şurada.)
🤖 Levent Kırca'nın Mehmet Ali Birand taklidine bir #deepfake uygulaması…
DeepTurkey adlı YouTube kanalında yayımlanan videoyu orijinalinin yanına koyduk, ortaya bu manzara çıktı.
32. Gün'ü herkes bilir, "Deepfake ne" diye soranlarsa şuraya 👇 https://t.co/tPJvzBd4QO pic.twitter.com/HaUYzjQ3NP
— Journo (@JournoComTr) November 8, 2020
Prof. Ali Ertürk: “Yapay zekâ gazeteciliği çok daha iyi yapacak”
Yapay zekânın farklı uygulama alanlarında ilk olan birçok araştırmaya imza atan Almanya Helmholtz Enstitüsü Direktörü Prof. Ali Ertürk ise şunları söylüyor
- Yapay zekâ gazeteciliği öldürmektense çok daha iyi yapacak ve insanların işini kolaylaştıracak. Yapay zekânın bir numaralı işi, tahmin etmektir. İnsanlara göre, çok daha iyi tahmin yapabiliyor. Bir bilgiye ulaşma anlamında biz, “Bu doğru mu, yanlış mı?” diye biraz bakıyoruz. Ondan sonra tahmini bir sonuç veriyoruz. İşte bunları yapay zekâ çok daha iyi yapabilecek. Yani doğruyu kontrol edecek, doğrunun ne kadar doğru olduğunu, yanlışın ne kadar yanlış olduğunu teyit edecek. Farklı bilgileri farklı ve en güvenilir yerden topluyor, bir araya getiriyor. Bir insanın saatlerce ya da günlerce yapacağı işi, yapay zekâ 1 dakikada yapıyor.
- [Yapay zekâ veriyi özetleyip sunarken] gazetecinin yapması gereken, bunu insanlar için yorumlamak olacak… Gazetecinin yapacağı iş, makinelerin yapamayacağı duygusal zekâ (emotional intelligence) kısmı oluyor. İnsanların duygularını anlama, bir şey doğru da olsa bazen söylemezsin. Mesela bir doktor yakını ölmüş biriyle konuşurken, o kişiye farklı yaklaşır. Makine ise şunu söyler: “Eşin öldü.” Ancak insanlar yüz ifadesiyle, dokunuşuyla, duruşuyla onu hazırlar, makinelerde bu olmayacak. İnsan gazeteciler, yazı yazarken de birçok his verebiliyor, makinelerde bu olmayacak.
“İşleri kolaylaştıracak, bundan korkmamak gerekiyor”
Yaptığı bazı röportajlarda da simülasyon teknolojileri kullanılan Ertürk, yapay zekâ sayesinde gazetecinin normalde tarayamayacağı kadar çok bilgiyi tarayıp haberlerini verilerle daha iyi besleyebileceğini belirttikten sonra ekliyor:
- Yapay zekâyı gazeteci gibi geliştirdiğin zaman, iyi gazetecilerin metinlerini sunacaksın, okuyacak, anlayacak. Daha iyi gazeteciliğin nasıl olduğunu, referansların nasıl verildiğini ve başkalarının duygularını eklemek gerektiğini öğrenecek. Sistem bu şekilde olduğunda, yapay zekâ yapmak istediğin haberin %80’ini ortaya çıkaracak. Gazeteciye diyecek ki, “uzmanlar bunlar, belki şu birkaç yerden insanla görüş.” Gazetecinin işini o kadar kolaylaştıracak ki çok zaman harcanan şeyleri bırakıp artık hem duygulara hem de belki bu zamana kadar hiç düşünülmemiş bakış açılarına sıra gelecek. Bundan korkmamak gerekiyor. Yapay zekâ haber yazsa da mükemmel olmayacak. Zaten o duygusal kısmı yapamayacak, onu da gazeteciler sağlayacak.
Dr. İlke Demir: “Gazeteciler yapay zekâ kuruluşlarıyla işbirliği yapabilir”
Metaverse dünyaları inşa eden Intel’den Dr. İlke Demir de gazetecilikte yapay zekâ kullanımına iyimser bakan uzmanlardan. “Deep fake” içeriklerin doğrulanması için geliştirilen yapay zekâ sistemlerinin haber kuruluşlarında da kullanılabileceğini belirten Demir, büyük dil modellerinin (Large Language Models: LLM) haber metinlerindeki tutarsızlıkları ve bağlam dışılıkları da saptayabileceğini vurguluyor.
Gazetecilerin işbirliği yapabileceği yapay zekâ kuruluşları olarak Demir’in verdiği örnekler özetle şöyle:
- Bu kuruluşlar, basın özgürlüğü ve basının daha kuvvetli olabilmesi için bazı imkânlar sunuyor. AI Foundation dezenformasyonla mücadele ve bilgi kirliliğinden korunma amacıyla uygulamalar geliştiriyor. Reality Defender istediğiniz videoyu gerçek mi yapay mı diye analiz edebileceğiniz bir web servisi sunuyor… Partnership on AI yapay zekâ algoritmalarını nasıl genel sistemlere entegre edebiliriz, günlük işlerinde kullananlara nasıl yardım edebiliriz, basın yayına nasıl bir katkımız olabilir diye birçok proje geliştiriyor…
Yalan haberlerin önemli bir bölümünün de yapay zekâyla üretilmesi, insanların bu teknolojiye yönelik güvenini zedeliyor. Demir’e göre bu nedenle yapay zekâ çağında da, haberde imzası olduğu için kamuoyunun daha fazla güveneceği gazeteciler ve haber kuruluşları önemini korumayı sürdürecek.
Selim Önal: “Yapay zekâ algoritmalarının hepsi bir araç ve nasıl kullanıldığı önemli”
Silikon Vadisi’ndeki şirketlerde yazılım mühendisliği ve yöneticilik yapan Selim Önal da yapay zekânın kullanımında şu noktalara dikkat ekiyor:
- Yapay zekânın makine öğrenmesi, doğal dil çözümleme, mantık, robotik, bilgisayarla görü gibi alt dalları var. Tüm bu alt dalların ortak özelliği insanın yapabildiği, zekâyla ve genel olarak sinir sistemiyle ilişkilendirilen, öğrenme gibi, görme, gördüğünü algılama gibi, mantıksal bağlantılar, ilişkiler kurma gibi, konuşma, konuşulanı anlama gibi birçok konuyu makinelerin yapabilir hâle gelmesi için çalışmaları.
- Gazetecilik açısından bunun çok olumlu etkileri de olabilir, çok olumsuz da. Diğer tüm teknolojik gelişmeler gibi, yapay zekâ algoritmalarının hepsi bir araç ve nasıl kullanıldığı önemli. Mesela yapay zekâ ile haberlerin teyit edilmesi, teknik detaylarının kontrol edilmesi çok daha kolay yapılabilir. Yalan haberler daha hızlı anlaşılabilir, yayılması durdurulabilir. Benzer araçlar, algoritmalar, tam tersi amaçlar için de kullanılabilir, yani uzman olmayan bir gözün anlaması çok daha zor olan yalan haberler üretmek, onları yaymak gibi amaçlar için de kullanılabilir.
Orhan Şener: “Gazetecilerin görevi bu algoritmaları da sorgulamak”
“Yapay zekâ birçok alanda olduğu gibi gazetecilikte de somut etkiler yaratıyor, daha da yaratacak” diyen TGS Akademi Direktörü Orhan Şener “kara kutu” olarak tasarlanan bu sistemlerin şeffaf ve hesap verebilir olmasının önemine dikkat çekiyor:
- Yapay zekânın üç yönlü etkisinden bahsedebiliriz. İlki teknik anlamda yapay zekâ olarak tanımlanamasa da algoritmaların yeni eşik bekçileri olmaları ile ilgili. Gazeteciler artık sadece editörleri, okurları tarafından değil, algoritmalar tarafından da hangi konuları, nasıl ele alacaklarına dair yönlendiriliyorlar. YouTube yayıncılığı yapan gazeteciler, ne demek istediğimi çok iyi anlayacaklardır.
- İnsanların kredi skorlarını, öğrencilerin yerleştirme sonuçlarını ve hatta mahkeme kararlarını belirleyen veya belirlemeye yardımcı olan çeşitli algoritmalar var. Bunlar için “algoritma tarafsız” dense de eğitim seti (training set) denen ve algoritmanın, makine öğrenmesi ile kendi karar alma süreçlerini tasarlamasını sağlayan veriler insan ve toplum kaynaklı. Bu sebepten, toplumun içinde yer eden eşitsizlik, adaletsizlik, ayrımcılıklar, dikkatli olunmazsa algoritmalara da sirayet ediyor, hatta çok daha katı bir şekilde hayatımızı etkiliyor. Gazetecilerin artık bir görevi de bu kapalı, algoritmik yapıları sorgulamak.
- Bu gelişmeler bir yandan insan gazetecilerin işleri ellerinden mi alınacak gibi makul bir kaygıyı tetiklese de henüz bunu dert etmek için çok erken olduğunu düşünüyorum. Mevcut durumda bu yapay zekâlar, gazetecilere köstek değil, destek olacaktır.
Yapay zekânın medyadaki uygulamalarına örnekler
Son olarak gazetecilik bağlamındaki yapay zekâ uygulamalarına birkaç örnek verelim.
- Wordsmith: Doğal dil işleme teknolojisiyle veri parçalarını okunaklı makalelere dönüştüren bir program.
- LaMDA: “Diyalog Uygulamaları için Dil Modeli” ifadesinin İngilizce kısaltmasından ismini alan ve Google’ın geliştirdiği uyglama, internetten toplanan metin yığınlarını inceleyip soruları buna göre akıcı ve doğal biçimde yanıtlamayı amaçlayan algoritmalar kullanıyor. LaMDA’nın bilinç ve duyguya sahip olduğunu öne süren bir Google yazılımcısı basına konuşunca işten atılmıştı.
- Pinpoint: Google, gazeteciler için de bir araç takımı sundu. Pinpoint, çok sayıda belge ve büyük veri kümelerini analiz edilmesini kolaylaştırıyor. E-posta arşivleri, ses dosyaları, görüntüler ve elle yazılmış belgeler dâhil çok çeşitli dosya biçimleriyle uyumlu. Bu belgelerdeki kişi ve yer isimleri ile konuları saptayabiliyor. Ayrıca sesli dosyaların metne deşifresini de yapıyor.
Otomatik resim altı yazma, deşifre, kişiselleştirme…
Ayrıca dünyada birçok haber kuruluşu iç kullanım için yapay zekâ uygulaması geliştirdi ve bunların bazıları yakında genel kullanıma da açılabilir. Örneğin…
- BBC’nin Modus adlı prototipi, görsellere otomatik resim altı yazıları oluşturuyor.
- Boston Globe ödüllü araştırmacı gazetecilik işlerinde de artık yapay zekâdan yararlanıyor.
- Sky News veri görselleştirmelerde bu tür teknolojilere başvuruyor.
- Washington Post’un Arc adlı içerik yönetim sistemi, yayımlanan haberler arasında yapay zekâ ile bağlantılar kuruyor.
- Finlandiya’nın ulusal yayın kuruluşu Yle’nin Voitto adlı sistemi kullanıcılara yönelik haber kişiselleştirmesinde kullanılan akıllı bir asistan.
- Axios yapay zekâyı kullanarak e-bültenlerini kişiselleştiriyor.
- Arjantin’deki La Nación ve Tunus’taki Inkyfada gibi araştırma ve veri gazeteciliğinde uzmanlaşmış yayınlar, akademisyenlerle işbirliği içinde kendi yapay zekâ modellerini geliştiriyor.
- Çin’in kamu yayıncısı Xinhua’nın “yapay zekâlı haber sunucusu” gibi uygulamalar da var.
- Daha sayısız haber kuruluşu, video montaj otomasyonundan metinlerdeki önyargı ve taraflılıkların tespitine dek birçok alanda yapay zekâyı kullanmaya başladı.
Araştırmalar, yapay zekânın medyadaki kullanımının daha da yoğunlaşacağını gösteriyor.
Reuters’ın “Gazetecilik, medya ve teknoloji trendleri ve tahminleri 2022” başlıklı raporuna göre dünyadaki medya yöneticilerinin %85’i yapay zekânın kişiselleştirme ve içerik önerileri sunmada öneminin artacağı görüşünde. %81’i içerik etiketlemesi, altyazı/resim altı desteği ve sesten metne dönüştürme (deşifre) gibi kullanım alanlarında haber merkezlerinin iş akışlarının yapay zekâ ile daha da otomatikleşeceğini söylüyor. %70’lik bir kesim haber bulma ve araştırmada, %69 ticari strateji oluşturmada (örneğin potansiyel abone analizi), %40 ise “robo-gazetecilik” de denen otomatik haber yazımında yakın vadede yapay zekâyı kullanmayı düşünüyor.
İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR: YAPAY ZEKA HABERLERİ
Bu haber görselini yapay zekâ üretti: DALL-E gazetecilik için tehdit mi, fırsat mı?
Araştırmacı gazetecilik yapay zekâyla ölçüldü: Durum o kadar kötü değil
GPT-3 yapay zekâda çığır açtı: ‘Gazeteciliğin de otomatiği var, mesela Yılmaz Özdil yazıları’