Milyarder teknoloji girişimcisi Elon Musk’ın, Demokrat Parti’nin başkan adayı olan Kamala Harris’in yapay zekâyla üretilmiş sahte bir ses kaydını, sahibi olduğu X (eski adıyla Twitter) platformunda paylaşması tepki çekti. Musk, kasımda yapılacak ABD başkanlık seçiminde Cumhuriyetçi aday Donald Trump’a tam destek veriyor.
Tartışmaya Meta’nın yapay zekâ ekibini yöneten New York Üniversitesi’nin Turing ödüllü profesörü Yann LeCun da katıldı. LeCun Musk’a, “Birçok siyasî konu, gazetecilik, medya, basın ve akademi hakkındaki duruşunun sadece yanlış değil; aynı zamanda demokrasi, medeniyet ve insan refahı için tehlikeli olduğunu düşünüyorum” diyor.
Elon Musk‘ın önceki gün X’te paylaştığı videoda, yapay zekâyla üretildiği anlaşılan bir ses, gerçek görüntüler eşliğinde, “Ben Kamala Harris, Demokrat başkan adayınızım çünkü Joe Biden bunadığını nihayet TV tartışması sırasında ifşa etti” diyor. Ses, “ülkeyi yönetmek konusunda aslında hiçbir şey bilmediğini,” ancak sırf kadın ve siyah olduğu için “çoğulculuk” uğruna aday yapıldığını da söylüyor.
Musk’ın “Bu çok şaşırtıcı” diyerek kahkaha emojisiyle yaptığı paylaşımda sesin sahte olduğuna dair hiçbir atıfta bulunmaması tepki çekti. Video X platformunda 128 milyondan fazla kez izlendi. Dezenformasyon suçlamaları üzerine Musk bugün bir tweet daha atarak “Dünyaca ünlü uzman Profesör Suggon Deeznutz’a sordum, parodinin Amerika’da yasal olduğunu söyledi” dedi.
Gerçek bir kişi olmayan “Suggon Deeznutz,” internet aleminde benzerleri görülen argo bir kelime oyunuyla İngilizce “Umrumda değilsiniz” gibi bir anlam taşıyor.
“ABD Venezuela mı olur, Norveç mi” tartışması
Musk geçmişte Demokrat Parti’yi desteklemiş, hatta Cumhuriyetçi Trump’ın başkanlığı sırasında onu sert biçimde eleştirmişti. Ancak aynı Musk, Demokrat Joe Biden’ın başkanlığı döneminde kendisine ait Tesla, SpaceX ve X gibi şirketleri de etkileyen denetleyici politikalar ve ek vergiler uygulanmasının ardından sıkı bir Cumhuriyetçi gibi konuşmaya başladı. Şirketlerine yönelik eleştirel haber yapan gazetecilerin hesaplarını bloke eden Musk, satın aldığı X platformunda dezenformasyonla mücadele önlemlerini büyük ölçüde kaldırmakla kalmayıp son yıllarda komplo teorilerini ve yalan haberleri bizzat yaygınlaştırmakla suçlanıyordu.
Meta’nın yapay zekâ ekibini yöneten New York Üniversitesi’nin Turing ödüllü profesörü Yann LeCun bugün şu sözlerle Elon Musk’ın son paylaşımını eleştirdi: “Trump’ın seçilmesi durumunda ABD’nin Nazi Almanyası’na döneceği (bu benzetme çarpıcı olsa bile) biraz aşırı bir iddia gibi görünebilir. Ancak bu iddia, Elon Musk’ın, Kamala Harris başkan seçilirse ABD’nin Venezuela’ya döneceği iddiasından daha aşırı değildir. Bu gerçekleşirse ABD’nin Norveç gibi bir ülkeye dönme ihtimalinin daha yüksek olduğunu söyleyebilirim: Çok yüksek gelir, herkesi kapsayan sağlık güvencesi, ücretsiz yüksek eğitim, bolca petrol VE bolca Tesla…”
“Profesyonel gazeteciler olmadan güvenilir bilgi edinemezsiniz”
Yann LeCun’un sosyal medya hesaplarında 2 Haziran’da yaptığı şu paylaşım da Musk’ın son sözleri üzerine tekrar dolaşıma girdi:
Elon Musk’ın otomobillerini (Tesla 2015 S ve 2023 S sahibiyim), roketlerini, güneş enerjisi ve uydu iletişim sistemlerini beğeniyorum. Açık kaynak ve patentler konusundaki tutumunu da… Ancak bir dizi konuda kendisine katılmıyorum.
Bilim insanlarına yönelik davranışlarını onaylamıyorum.
Teknoloji/ürün geliştirme, ilerlemek için açıklığa ve akademik yayınlara ihtiyaç duymayabilir. Ancak yapay zekâ, sinirsel arayüzler, malzeme bilimi ya da başka hangi alanda olursa olsun, vizyoner bir *araştırma* bu açıklığa kesinlikle ihtiyaç duyar.
Gizlilik ilerlemeyi engeller ve yetenekleri bu çabaya katılmaktan vazgeçirir.
Ayrıca abartılı yorumlara da katılmıyorum. Gelecek için iddialı bir vizyon ifade etmek harika bir şey. Fakat halka bâriz yanlış tahminler sunmak (“Yapay genel zekâya gelecek yıl ulaşacağız,” “2020’ye kadar 1 milyon robotaksi üreteceğiz” veya “Yapay zekâ hepimizi öldürecek, hadi çalışmaları durduralım” gibi…) çok ters etkiler yaratır (ayrıca bazı durumlarda bu tür açıklamalar yapmak yasalara aykırıdır).
Daha da önemlisi, Musk’ın birçok siyasî konu, gazetecilik, medya, basın ve akademi hakkındaki duruşunun sadece yanlış değil; aynı zamanda demokrasi, medeniyet ve insan refahı için tehlikeli olduğunu düşünüyorum.
“Geleneksel medya” hakkında istediğinizi söyleyin ama özgür ve çeşitli bir basın için çalışan profesyonel gazeteciler olmadan gerçekten güvenilir bilgiye sahip olamazsınız. Demokrasi onsuz var olamaz, işte bu yüzden sadece otoriter demokrasi düşmanları medyaya karşı çıkar.
“Saçma sapan komplo teorilerini yaymaktan çekinmiyor”
Son olarak, Musk çıkarlarına hizmet ettiği sürece saçma sapan komplo teorilerini yaymaktan çekinmiyor gibi görünüyor (örneğin “PizzaGate,” “yasadışı göçmenler ABD’deki seçimleri bozuyor”, “X kişisi bir pedofil” …).
Teknolojik vizyon sahibi birinin rasyonalist olması beklenir. Rasyonalizm ise “Hakikat” olmadan gerçekleşemez.
Musk’ın tehlikeli siyasî görüşlerini, komplo teorilerini ve yutturmacalarını yaymak için kendine bir platform satın almasından beri durum özellikle endişe verici hâle geldi.
Bir sosyal ağı yönetmenin zorlukları ve içerik moderasyonu yapmanın (yasal) gerekliliği konusunda kendisi oldukça naifti. Bir insan ABD Anayasası’nın 1. Ek Maddesi ile güvence altına alınan ifade özgürlüğü hakkına mutlak olarak inanabilir ama terör propagandası, çocuk istismarı ve bariz nefret söylemi gibi pek çok içeriğin kaldırılması (AB’de ve diğer bölgelerde) kanunen *zorunludur*.
Bir de kamu sağlığını tehlikeye atan ya da demokratik süreci yozlaştıran tehlikeli dezenformasyon var. Bunları da denetlemek zorundasınız.
İçerik denetimi karmaşık bir sorundur ve en iyi cevabı tam bir “laissez-faire” (bırakınız istediklerini yapsınlar) tutumu değil, karmaşık bir takastır.
Meta da dezenformasyon konusunda eleştirilerin hedefi
Fransa asıllı ABD vatandaşı bilgisayar bilimcisi Yann LeCun, makine öğrenme alanında dünyanın en saygın uzmanlarından biri. “Yapay zekânın vaftiz babası” lakabı verilen LeCun, 1980’lerde başladığı sinir ağları ve derin öğrenme konusundaki bilimsel çalışmalarıyla birçok çığır açmıştı. Yoshua Bengio ve Geoffrey Hinton ile birlikte Turing Ödülü’nü 2018’de kazanan LeCun’a, Journo’nun yapay zekâ tarihçesi içeriğinde de değinmiştik.
2012’den beri New York Üniversitesi’nde profesörlük yapan LeCun, 2013’ten bu yana Meta’nın yapay zekâ araştırma birimini de yönetiyor. Musk yönetimindeki X’in yanı sıra, Facebook platformuna ve onun sahibi olan Meta holdingine de ifade özgürlüğü ve dezenformasyon konusunda ciddi eleştiriler var. Bunlara daha önce Journo’da da yer vermiştik.
İLGİLİ:
AB araştırması: Dezenformasyon oranı en yüksek platform Twitter
Twitter’da Elon Musk sansürü: Gazetecilerin hesaplarını askıya aldırdı
‘Mark Zuckerberg 21. yüzyılda ifade özgürlüğünün anlamını kavrayamıyor’
Facebook, Kılıçdaroğlu montajını yayan sayfadan en az 1,3 milyon lira kazanmış