Görüş Yeni Medya

Gazeteci için hangisi tehdit: Robot mu insan mı?

Her geçen gün güvencesizleşen gazetecilik ortamında gelecek açısından en büyük tehlike ne ve bunu aslında kim yaratıyor?

Sık sık tekrarlanan ama genellikle üstünde fazla düşünülmeyen öngörülerden biri de gazeteciliğin tamamıyla otomasyona tabi olacağı ve tüm gazetecilerin işsiz kalacağına dair öngörü. Bu öngörünün gerçekleşmesi güç olmakla birlikte, gazetecilerin güvencesizleştirilmesi hususunda çok daha birincil ve gazeteciliğin geleceğini de etkileyen bir gündemimiz var. Yine de konuyu robotlardan başlatmakta fayda görüyorum; zira onlar kısa vadede yaşayacağımız ve gazetecilikte içeriğin niteliğine dair dönüşümün ana aktörü olacak. Örneğin St. Louis Üniversitesi Öğretim Üyesi Matt Carrison Al Jazeera’ye konuyla ilgili şunları söylüyor:

“New York Times’ın ilk sayfasının tamamını robotların yazacağını düşünmüyorum… Ama bir kısmını robotların bir kısmını insanların ürettiği melez bir yaklaşım olabilir.”

Carrison’ın yaklaşımı üstüne düşünmemiz gerek. Zira, robot gazeteciliğini yok saymak da bu tür bir gazeteciliğin tamamıyla insan emeğinin yerini alacağına dair bir anlatı geliştirmekte ve içinde ciddi sorunlar taşıyor. Bu sorunların birincisi, ne yazık ki uzun zamandır atladığımız, gazetecilikte edebîlik faktörünün önemi oluyor. İyi haber metinleri çoğunlukla bir yönleriyle edebî metinlerdir. Elbette 5N1K ve ters piramit kurallarına uyan her metin edebî değildir. İyi bir haber metni, olayın niteliğine, alıcıya ve varsa yayıncının etik/politik perspektifine göre oluşturulmuş kelime dizgisine ve daha birçok bileşenine bakıldığında görülebilir ki insan aklının sonucu olarak oluşur. Burada tabii ki garip bir tür-merkezli yaklaşım sergilemiyorum; burada açıkça insan faktörünün ikna ediciliği, dengeleyiciliği ve yönlendiriciliğinin ne kadar ‘çekici’ bir şey olduğunu vurgulamaya ve robot gazeteciliğinin bu anlatı kalitesine ulaşmasının zor olduğuna vurgu yapıyorum. Tıpkı insan gözünün göremeyeceği davranış ve durumları çok daha hızlı işleyen ve sunulabilir bilgi haline getiren robot gazeteciliğinin mevcut hâlinin insanlar tarafından yerinin doldurulamayacağı gerçeği gibi.

Robotların haberciliği ne durumda?

Robot haberciliğini yüceltmeden önce, bu haberciliğin ne kadar önemli ve talep gören bir kategori olduğunu ele almamız gerekiyor. Tow Center’da yayınlanan bir rehber bize robot gazeteciliği hakkında bazı temel detaylara ilişkin fikirler sunuyor. Öncelikle talep boyutunu anlayabilmek bakımından hangi öznelerin bu işe dahil olduğunu ve haber otomasyonuna geçtiğini görelim: Associated Press, Forbes, The New York Times, Los Angeles Times ve ProPublica.

Yine aynı rehbere göre otomasyona bağlanmış habercilik açık, doğru ve yapılandırılmış verilerin erişilebilir olduğu ortamda rutin haber öyküleri yaratma konusunda oldukça verimli bir kategori. Yine de bu tür gazetecilik yapısal bir verinin olmadığı ya da veri kalitesinin düşük olduğu ortamlarda kolayca kullanılamıyor. Otomasyona bağlanmış haberciliğin uygulandığı ortamlarda masrafları düşürmek ve haber sayısını arttırmak da önemli trendler olarak öne çıkıyor.

İnsan algoritmanın yapamadığını yapmalı

Raporun öne çıkardığı en temel yaklaşım ise robotize olmuş gazeteciliğin netice olarak insanla makine arasında bir çeşit bağlılık ilişkisinin doğumuna işaret edecek olması ve insanların algoritmaların yapamayacağı işler konusunda kendilerini geliştirmeleri, derin analizler, söyleşi ve araştırmacı gazetecilik bağlamında ilerlemesinin gerekiyor olması. Raporun son temel öngörüsü ise gazeteciliğin otomasyona uğramış bu versiyonunun rutin öyküleri izleyen gazetecilerin yerini alabileceği; ancak bu gelişmelerle birlikte yeni algoritmalara bağlı olarak farklı istihdam alanları açılabileceği.

Rapordaki tüm bu öngörüler makul olmakla birlikte özellikle sonuncusu Türkiye’deki gazetecilik camiası açısından korkutucu. Zira, Türkiye’deki genel gazeteci profilinin veriyle ya da yazılımlarla arası pek iyi değil. Yeni medyayı sosyal ağların kısıtlı alanına sıkıştıran bir anlayış söz konusu. Evet, derinlemesine inceleme ya da söyleşi gibi bazı işlerin hâlâ insanların elinde olduğuna dair bir öngörü var ama istihdam alanı yaratmanın algoritmalara bağlanması ve hatta gazetelerin son yıllarda yükselen bir trendle mühendislik kökenli ya da kodlama becerisine sahip insanları daha çok içlerinde barındırmaları gazeteciler için bir güvencesizlik durumunun tetiklendiğini ortaya koyuyor.

Gazeteciler teknolojiye adapte olamadı

Bu güvencesizleşme bildiğimiz anlamıyla sendikasızlaştırma gibi bir bağlamda değil; emeğin ve bilginin hızlı dönüşümü karşısında kendisini yenilemeyen gazetecilerin yaşadığı türden bir güvencesizleşme. Bunun temelinde elbette ekonomik ve teknolojik gelişmelerin kontrol edilemez bir boyut alması ve gazetecilerin farklı nedenlerle adaptasyon problemleri yaşaması var. Türkiye’de güvencesizleşme gündeme geldiğinde akla hızla medya üzerindeki siyasal baskılar gelse de yandan yandan ilerleyen bu adaptasyon sıkıntısının da ciddi bir faktör olduğunu tanımlamak şart.

Tabii burada bir başka sorun ortaya çıkıyor. Yayıncılığın ya da gazeteciliğin ‘kimin mesleği’ olduğunu tartışmak zorundayız. Örneğin, ilk soru şu olmalı: ‘Kullanıcı tarafından üretilen içerik’ temelli ya da yarı zamanlı editör emeğine dayanan platformlar, tam zamanlı yoğunlaşmış bir gazetecilik sürecinin ihtiyaçlarını ve gazeteciliğin niteliksel gereksinimlerini ne kadar karşılayabilir? Ben bu tarz platformların NYT ya da bir gelenek olarak Cumhuriyet Gazetesi gibi yayınların karşıladığı ihtiyaçları karşılayamadığı, okuru ise birçok açıdan yozlaştırdığı kanısındayım. Hatta bu tür platformların, robot gazeteciliğindeki gibi içerikleri toplayıp tekrar yayma işlevi dışında bir işlevi olmadığı, gazeteciliğin yarattığı kamusal yarar bakımından bu platformların köreltici bir işlevi olduğunu, okur ile gazete arasındaki ilişkinin siyasal işlevini de yok ettiğini düşünüyorum.

Reklam camiası haber üretenden uzaklaşıyor

Ölmekte olan bu ilişki, doğal olarak maddi bir darboğaza ve iyi gazeteciliğin geleneksel gelir modellerinin geçerliliğini kaybetmesine yol açıyor. Reklam camiası yeni balonlara yönelirken haberin ana kaynaklarından uzaklaşan ve nitelikli içerikten yeniden üretilmiş içeriğe doğru kayan sermaye akışı iyi haber üreten ve ürettiği haberi sunmada sorun yaşayan mecraları bir tür ekonomik yalnızlığa sürüklüyor. Birçoğumuzun okuduğu bu platformlar emektar muhabirlerin içeriklerini tekrar üretirken robotik gazeteciliğin işlevsizleştirdiği gazetecilerin yanına bir de bu yeniden üretim mekanizmalarıyla etkisizleştirilen gazeteciler ekleniyor.

Kritik seçim gazeteciliği yönetenlerin

Burada asıl iş ise gazetecilik süreçlerini yönetenlere düşüyor. Gazetecilerin niteliklerine karar vermek, nasıl bir gazetecilik yapmak istediklerine dair gerçekten bir fikir edinmek, gazetecilerin güvensiz/güvencesiz hissetmelerini engellemek için bir iş modeli kurmak ve burada çalışanın da okurun da memnuniyetini eş zamanlı olarak sağlayabilecek bir strateji geliştirmek durumundalar. Sadece belirli kurallara göre oynayan ya da geçici ihtiyaçları karşılayan ‘teknik elemanlar’ ile ‘nitelikli gazeteciler’ arasında yaptıkları seçimleri ve onları kullanma biçimleri Türkiye’de gazeteciliğin geleceğini tehlikeye sokuyor.

Bu söylediğimin bir meslek grubu arasında niteliksel bir ayrım yapmak olarak algılanabileceğinin farkındayım ancak gazeteciliği robotlara, köşe yazarlarına ya da mucizesi basit kod bilgisi olanlara bırakmak birçok anlamda gazeteciliğin toplumsal ve siyasal işlevine dair bir körelmeyi de beraberinde getirecektir. Gazetecilik kültürü ve gazetecilik işinin etrafında ortaya çıkan kültürel sermayenin korunması, gazetecilerin güvencesizleşmesi ve gazetecilik işinin itibarsızlaştırılması karşısında önümüzde iki büyük görev olarak duruyor.


Bilge Narin yazdı: Robot gazetecilik yayılıyor: İnsan gazetecilerin sonu mu?

Sarphan Uzunoğlu

Sarphan Uzunoğlu, UiT The Arctic University of Norway Dil ve Kültür Bölümünde öğretim üyesi olarak çalışmaktadır. Doktorasını haber odalarında preker gazeteci emeği üzerine yazdığı tezle tamamlayan Uzunoğlu P24, Global Voices, Creative Disturbance gibi platformlara da katkı sağlamaktadır.

Journo E-Bülten