Haber

Yüzlerce gazeteciden Gazze için açık mektup: İsrail’i ve Batı medyasını kınadılar

İsrail'in bombardımanı sonucunda Gazze'de ölen gazetecilerden olan El Yevm TV kanalının muhabiri Muhammed Baluşe, 17 Ekim'de toprağa verilmişti. Fotoğraf: Eşref Amra/AA

İsrail’in kara harekâtıyla yeni bir boyut kazanan Gazze savaşı, bugüne kadar en çok gazetecinin öldüğü çatışma olarak tarihe geçti. ABD ve Avrupa ülkeleri dâhil dünyanın dört bir yanından 800’ü aşkın haberci ise bir açık mektup yayımlayarak İsrail’in gazetecileri öldürmesini kınarken Batı medyasının Gazze konusundaki tutumunu eleştirdi. Washington Post gazetesi, “Bu mektubu imzalamak cesur ve hatta riskli bir hamle” yorumunu yaptı.

Açık mektup girişimini, ABD’de Washington Post, Los Angeles Times ve VICE gibi haber kuruluşlarında çalışan bir grup gazeteci başlattı. The Guardian gibi Avrupa gazetelerinde çalışanların yanı sıra TRT World dâhil dünyanın dört bir yanından haber kuruluşlarının da katılımıyla imza sayısı bugün itibarıyla 900’e yaklaştı.

“İsrail’in yıkıcı bombardımanı ve Gazze’deki medya ablukası, haberciliğe karşı eşi benzeri görülmemiş bir tehdit oluşturuyor. Zaman daralıyor” ifadesiyle başlayan açık mektupta, savaşta bugüne dek en az 42 gazetecinin öldürüldüğü hatırlatıldı. Kaybolan, yaralanan, gözaltına alınan veya aile üyeleri öldürülen daha birçok gazeteci var.

“Dünyadaki haber kuruluşlarının muhabirleri, editörleri, fotoğrafçıları, yapımcıları ve diğer çalışanları olarak, İsrail ordusunun ve hükûmetinin meslektaşlarımızı ve ailelerini katletmesi bizi dehşete düşürüyor” denilen mektupta şu ifade kullanıldı: “Gazetecilere yönelik şiddetin sona erdirilmesi ve İsrail’in Filistinliler’e karşı tekrar tekrar işlediği suçlara karşı Batı’daki medya kuruluşlarının liderlerinin doğru habercilik yapması çağrısında bulunuyoruz.”

İsrail, Gazze’de son bir ayda yaklaşık 50 medya merkezini bombaladı

İsrail ordusunun saldırılarında ölen gazeteciler arasında Muhammed Ebu Hassir gibi çok sayıda Gazzeli habercinin yanı sıra Lübnanlı Reuters video muhabiri İssam Abdullah da vardı. Al Jazeera’nin Gazze büro şefi Wael Dahdouh ise eşinin, çocuklarının ve diğer akrabalarının bir İsrail hava saldırısında öldüğünü Gazze’den yaptığı canlı yayın sırasında öğrenmişti.

Açık mektupta, İsrail’in yabancı medyanın Gazze’ye girişini engellediği, iletişim altyapısını büyük ölçüde kısıtladığı ve son bir ayda bölgedeki yaklaşık 50 medya merkezini bombaladığı da hatırlatıldı. Mektupta şöyle denildi:

  • Filistin Gazeteciler Sendikası, gazetecileri hedef alan saldırıların açıkça kınanması için Batılı gazetecilere bir çağrı yapmıştı. Grup, 31 Ekim’de yayımlanan açıklamada, “Dünya genelindeki meslektaşlarımızı Gazze halkına yönelik korkunç bombardımanı durdurmaya çağırıyoruz” demişti. Biz de bu çağrıya kulak veriyoruz. Gazze’deki meslektaşlarımızın yanındayız ve yıkımın ortasında haber yapma çabalarını alkışlıyoruz. Onlar olmasa, orada yaşanan korkunç gelişmelerin büyük bölümü görünmez kalacaktı…
  • Görevimiz, iktidar sahiplerini hesaba çekmektir. Aksi hâlde soykırımın aracı olma riskiyle karşı karşıya kalırız. Gazetecilere, korkusuzca ve tarafsızca gerçeği eksiksiz söyleme çağrısını yeniliyoruz. Uluslararası insan hakları örgütlerinin etraflıca tanımladığı “apartheid,” “etnik temizlik” ve “soykırım” gibi kesin terimleri kullanmak [gerekiyor]. Savaş suçlarını veya İsrail’in Filistinliler’e baskısını gizlemek için sözcüklerimizi bükmenin bir gazetecilik ihmâli olduğunu ve ahlâki netliği terk etmek anlamına geldiğini görüyoruz. İçinde bulunduğumuz ânın en kadar önemli olduğunu anlatacak bir kelime yok. Rotayı değiştirmemiz hayati önem taşıyor.

Pulitzer ödüllü gazeteci: Mektubun korku kültürünü geriletmesini umuyorum

Mektubu haberleştiren Washington Post gazetesi, Gazze’deki son savaş konusunda ABD’deki medya kuruluşlarında yaşanan “fikir ayrılıklarının ve öfkenin” böylece görüldüğünü vurguladı. Haberde şu ifadeler kullanıldı:

  • Bazı gazeteciler için bu mektubu imzalamak cesur ve hatta riskli bir hamle. Geçmişte, taraflılık suçlamalarına yol açabilecek siyasi duruşlarını kamuoyu önünde sergiledikleri için haber kuruluşlarından kovulan muhabirler oldu. Açık mektubun organizatörleri ise adil haberciliği terk değil, tam aksine ona geri dönüş çağrısı yaptıklarını söylüyor. 2022’de Pulitzer Ödülü’nü kazanan ve geçmişte Boston Globe’un yayın kurulunda yer alan Abdallah Fayyad, “Bu mektubun, söz konusu meselenin etrafındaki korku kültürünü gerileteceğini; karar alıcıların, muhabirlerin ve editörlerin kullandıkları dile iki kez dikkat etmelerini sağlayacağını umuyorum” dedi. Mektubu imzalayan Los Angeles Times emek muhabiri Suhauna Hussain de şu ifadeyi kullandı: “Son tahlilde amaç, gazetecilerden işlerini yapmasını istemek. İktidar sahiplerinden hesap sorulmasını…”
  • Mektubun en dikkat çekici yönü, imzacı gazetecilerin, İsrail’in Filistinliler’e muamelesinin “apartheid,” “etnik temizlik” ve “soykırım” gibi kelimelerle nitelenmesini istemesi. İmzacılar bu ifadelerin uluslararası insan hakları örgütleri tarafından etraflıca tanımlanmış terimler olduğunu söylese bile, belirli bir olayın veya çatışmanın bu terimlerin tanımına uyup uymadığı konusunda diplomatlar, yardım grupları ve katılımcılar arasında tarih boyunca tartışmalar yaşandı.

Hamas saldırısıyla başladı, son 30 yılın en çok gazeteci öldürülen çatışması oldu

Son savaş, Gazze Şeridi’nde iktidarı elinde bulunduran Hamas’ın 7 Ekim’de İsrail’in güneyindeki askeri üsleri ve yerleşimleri hedef alan saldırısıyla başlamıştı. Kadın ve çocuklar dâhil yüzlercesi sivil 1.000’i aşkın İsrailli bu âni saldırıda öldü.

Ölen siviller arasında, Hamas militanlarının saldırdığı Supernova müzik festivaline giden İsrailli gazeteciler Shai Regev ve Ayelet Arnin de var. Nahal Oz adlı kibbutzda yaşayan İsrailli fotomuhabiri Yaniv Zohar ise Hamas militanlarının bu yerleşimi hedef alan saldırısında, eşi ve iki kızıyla birlikte evinde katledilmişti.

Hamas saldırısının hemen ardından İsrail’in Gazze’ye yönelik hava bombardımanı ve topçu ateşi başlamıştı. 27 Ekim’de İsrail ordusu karadan da harekete geçti. Gazzeli yetkililere göre İsrail ordusunun öldürdüğü Filistinli sayısı bir ayda 11.000’i aştı.

Merkezi New York’ta bulunan Gazetecileri Koruma Komitesi’ne (CPJ) göre İsrail-Gazze savaşında bugüne dek 37’si Filistinli olmak üzere en az 42 gazeteci öldü. Böylece bu savaş, CPJ’in 1992’den beri tuttuğu kayıtlara göre bugüne kadar en çok gazetecinin öldüğü çatışma oldu.

Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Antonio Guterres, 7 Kasım’da yaptığı açıklamada “Gazze’nin çocuk mezarlığı hâline geldiğini” belirttikten sonra şöyle demişti:

  • Son 4 haftada öldürüldüğü bildirilen gazetecilerin sayısı, son 30 yıldaki tüm çatışmaları aştı. Örgütümüzün tarihinin hiçbir döneminde bu kadar fazla Birleşmiş Milletler yardım görevlisi öldürülmemişti.

İLGİLİ:

Manşetlerde Gazze: “Neredeyse savaş çığlıkları atan gazeteler, haber siteleri var”

Journo

Yeni nesil medya ve gazetecilik sitesi. Gazetecilere yönelik bağımsız bir dijital platform olan Journo; medyanın gelir modellerine, yeni haber üretim teknolojilerine ve medya çalışanlarının yaşamına odaklanıyor, sürdürülebilir bir sektör için çözümler öneriyor.

Journo E-Bülten