Ses getiren röportajıyla “Inventing Anna” dizisine ilham veren gazeteci Jessica Pressler’ın yaşadıkları ve bu ilginç hikâyenin Netflix uyarlaması, habercilik üzerine ibretlik dersler ve yakıcı sorular barındırıyor. Bu bir Anna Delvey değil, Vivian Kent yazısı…
Göz acıtan beyaz bir ışık. Baskı makinesine yerleştirilen kuşe kâğıtlar… Makinenin kâğıda hırsla geçen, kocaman bir ağız gibi kapanan dişlileri ve bir haberin dağıtıma çıkmak üzere bantta dizilmesi…
Açılış sahnesinin de işaret ettiği gibi Netflix’in “Inventing Anna” (Anna’yı İcat Etmek) adlı mini dizisi; ‘Amerikan Rüyası’nın temsilcisi, sisteme çomak sokan bir Y kuşağı kahramanı veya büyük bir dolandırıcı olan Anna Delvey’in (asıl soyadı Sorokin) değil, gazeteci Vivian Kent’in bu büyük haberi nasıl yaptığının hikâyesini anlatıyor. Her ne kadar Anna ilk monoloğunda “Bu Vivian Kent’in değil, benim hikâyem” dese de, çoğumuzun gerçek hayatta da bu haberle öğrendiğimiz Anna Sorokin’i yazarak okuyucuların gözünde var eden Vivian’dan başkası değil.
İki ay önce Türkiye dâhil tüm dünyada gösterime giren Inventing Anna‘nın senaristi olan Shonda Rhimes; Grey’s Anatomy ve Crossroads gibi işleriyle bilinen, korkmadan sonuna kadar giden kadın karakterleri merkeze alan bir yazar. 4 yıl önce New York dergisi için Anna Delvey röportajını yapan gazeteci Jessica Pressler da dizinin yardımcı yapımcılarından biri. Shonda Rhimes, bu projeye başlama sebebinin Pressler olduğunu vurguluyor.
Dizinin bölümleri de bir haberin nasıl hazırlandığının yol haritasını çıkarmak istercesine dosya başlıkları şeklinde tasarlanmış. Sanki yeni bir bölüme geçmiyoruz da bir haber dosyasının nasıl hazırlandığının aşamalarını görüyoruz.
“Vivian’ın hikâyesi Amerikan medya sektöründe kadın bir gazetecinin verdiği zorlu mücadelenin detaylarıyla dolu”
Inventing Anna‘yı izlediğimde Anna Delvey”in New York sosyetesini ve bazı büyük finans kaynaklarını nasıl ustaca dolandırdığı ile ilgilenmedim. Buna haberin konusu ile ilgilenmedim de diyebiliriz. Aklımda sıralanan asıl sorular şunlar oldu:
- Büyük bir araştırma haberi yazılırken ne tür zorluklarla karşılaşılır?
- Bu uğurda mübah olan nedir?
- Etik nerede devreye girer?
- Tanıklar ne kadar zorlanabilir? Onlardan doğru ve istenilen yanıtları almak için hangi yöntemler kullanılır?
- Bir gazeteci tanıkların ve habere konu olan kişinin manipülasyonlarından korunmak için ne gibi taktikler ve savunma mekanizmaları geliştirmelidir?
- Haberin öznesi kişi ile özdeşlik kurmanın sınırları nelerdir?
- Bir haberin bir davanın sonucunu etkileme gücü nedir?
Tüm bu sorulara farklı yanıtlar ve yorumlar bulmak isterseniz Inventing Anna‘yı mutlaka izlemelisiniz. Bu dizi, özellikle araştırmacı gazeteci olma yolunda ilerlemek isteyenler için bir ders niteliğinde.
DİZİYİ İZLEMEYENLER İÇİN UYARI: SPOILER!
Bu yazıda Inventing Anna dizisini bir gazetecinin bir haberi hazırlarken çektiği “doğum sancıları” üzerinden incelemeye çalıştım. Yazı çok fazla “spoiler” içermektedir.
Bir gazeteci büyük bir araştırma haberini nasıl hazırlar?
Vivian, daha önce yaptığı bir haberle ilgili yaşadığı mesleki skandaldan dolayı itibarını kaybetmiş, Manhattan Magazine’de uzun süredir çalışan deneyimli bir kadın gazetecidir. Ofistekilerin kendi arasında “Sibir-yaz” (Scriberia) olarak adlandırdığı, artık işe yaramadığı düşünülen, “yaşlı kurt” diye tâbir edebileceğimiz, bir nevi kızağa alınmış gazetecilerin bulunduğu bölümde çalışmaktadır. Yani çalıştığı kurumda bile mekânsal olarak bir tür sürgüne gönderilmiştir.
Hikâyenin önemli bir diğer noktası ise bu büyük habere başladığında Vivian’ın hamile olmasıdır. (Gerçek dünyada da Anna Delvey haberini yaptığı sırada gazeteci Jessica Pressler hamiledir.)
Kariyer ve çocuk sahibi olmanın aynı anda yönetilmesinin zorluğu yıllardır önemini yitirmeyen ve tartışılan bir durum. Sektörde kadınlara karşı bu konuda takınılan tavır da malûmumuz olduğundan hamileliğin Vivian’ı işini yaparken nasıl zor duruma soktuğunu görmemiz açısından önemli. Üstelik Vivian’ın kocası da ona bebek doğana kadar işi bırakması için baskı yapmaktadır. Senaryonun burada kurduğu metafor oldukça kuvvetli. Vivian’ın hamileliği ile haberin de olgunlaşıp var olmaya çalışmasının sancıları tüm hikâye boyunca paralel bir çizgide akar.
“Elindeki kadın gazeteci bombasını patlatmak istiyorsun”
Hikâyenin başında Vivian’ın en büyük motivasyonu sahiden ses getiren gerçek bir haber yapmak ve mesleki itibarını geri kazanmaktır. Aradığı bu büyük haber Anna Delvey ya da gerçek ismiye Anna Sorokin olarak karşısına çıkar. Anna Sorokin, New York sosyetesinden önemli isimleri ve birkaç büyük bankayı dolandırmak veya dolandırmaya teşebbüs etme iddiasıyla tutuklu bulunan, sözde Alman bir mirasyedidir. Yani haber büyüktür.
Vivian editörüne ve patronuna bu haberi yapmak istediğini söylediğinde yaşananlar, medya sektörünün zorlu şartları için önemli bir örnek. Vivian, editörünün sert ve üsttenci tavırlarıyla karşılaşır. Editörü ona “Me Too” hareketinin araştırma görevini verdiğini ve bu haberi yapması gerektiğini hatırlatır. Vivian neden bu haberi yapmak istemediğini açıkladığı sahnede editörüne şöyle der:
- “Wall Street kadınları ‘Me Too’yu savunmuyor. Onlar işleri için korkan, terapiye giden, istismarcı pisliklerle uğraşan kadınlar. Sen de beni, yani elindeki kadın gazeteci bombasını patlatmak istiyorsun. Onları bu haberle ifşa edeceğim ve hayatları mahvolacak.”
Vivian karakteri ile aktarılan bu ifade Amerikan medya sektöründe bir haberi yapan ve bir habere konu olan kadınlar için işlerin nasıl yürüdüğünün kısa bir özeti olmuş. Üstelik ona zaten sürükleyici ve provakatif (!) bir haber vermekle övünen editör, sonradan anlayacağımız üzere aslında Vivian’ın gazetecilik kariyerinin mahvolmasına sebep olan kişi.
Basın akreditasyonsuz, “off-the-record” bir söyleşi
Tüm ikna çabalarına rağmen patronundan ve editöründen izin alamayan Vivian yine de Anna haberinin peşine düşer. Bu andan itibaren iki kadının var olma, itibarlarını kurtarma mücadelesinin ortaklığı üzerinden devam eden hikâyede Vivian’ın Anna ile ilk görüşmesini yapmak için hapishaneye gittiğini görürüz.
Hapishane sahnesinin açılışında Vivian, Anna ile görüşmek için beklediği salondaki televizyonda 90’lı yıllarda yapılmış bir polisiye dizisi olan ‘Cinayet Dosyası’nı izler. Bu sahne Vivian’ın haberini hazırlamak için nasıl çalışacağının altını çizmek adına keyifli bir detay olmuş.
Araştırmasına patronundan gizli başlayan Vivian, hapishaneye basın mensubu olarak değil de normal bir ziyaretçi olarak gider. Bu durumu Anna’ya gazeteci olarak bir mahkûmu ziyaret etmenin çok uzun süren bürokratik işlemler gerektirdiğini söyleyerek açıklar. Vivian’ın Anna ile bu ilk görüşmesi pek de başarılı geçmez. Anna onun basın akreditasyonu ile gelmediğini anladığında rahatsız olur. Röportaj yapmak konusunda kararsız ve isteksiz davranır. Vivian güzel bir mesleki manevra ile konuşmalarının kayıt dışı kalabileceğini, hiçbir şeyi kabul etmek zorunda olmadığını söyleyerek onu ikna eder. Anna görüşme boyunca Vivian’a çelişkili bilgiler verir. Yalan söyler. Çeşitli duygusal manipülasyonlar yapar.
Gazetecilikte kayıt dışı: Off the record da sevdaya dâhil mi?
Bu görüşmeden istediğini pek de alamayan Vivian ofise döndüğünde patronuna yakalanır. Uzun bir tartışmanın ardından haberi patronuna kabul ettirir. Patronu ona haberi hazırlaması için iki hafta süre verir. Bu, böyle uzun ve ayrıntılı bir araştırma haberi için oldukça kısa bir süredir. Ardından gelen sahnede patronun editörüne söylediği gibi Vivian nasıl olsa bir süre sonra doğum iznine ayrılacaktır. Bu diyalog da bize patronunun Vivian’ı ve yapmaya çalıştığı işi ne yazık ki çok da ciddiye almadığını göstermiş olur.
Her olayın (en az) iki tarafı vardır
İşi patronuna kabul ettiren Vivian ise yoğun bir çalışma içine girer. Evinde bebeği için hazırladığı odanın duvarını bile haberini takip edeceği bir görsel harita hazırlamak için kullanır. Ofiste ise ‘Sibir-yaz’a gönderilmesi onun için büyük bir avantaja dönüşür. Çünkü âtıl bulunarak ofisin bir köşesine atılmış bu deneyimli meslektaşları Vivian’a haberi hazırladığı bütün bu zorlu süreç boyunca yol gösterip yardım ederler.
Vivian bir yandan da Anna’nın avukatını ve savcıyı kendisine yardım etmeleri konusunda ikna etmeye çalışır. Anna’dan tanıklarla ilgili bilgi almayı başaramayan Vivian, sosyal medya üzerinden yaptığı uzun araştırma ile bir tanık listesi oluşturur ve çoğu gerçek hayattaki kişilerden oluşan (Kacy Duke, Neffatari Davis, Rachel Williams gibi) tanıklarla görüşmeye başlar. Görüştüğü herkes farklı bir Anna’dan bahsetmektedir. Hikâyeler birbirini tutmaz.
Haberi yapma tutkusuyla çiğnenen meslek ahlâkı
Bu arada savcılık da Anna’ya suçlamaları kabul etmesi karşılığında bir anlaşma sunar. Eğer Anna bu anlaşmayı kabul ederse ortada yapılacak bir haber kalmayacaktır. Bu noktada Vivian haberi yapma tutkusu ile etik kuralları görmezden gelerek Anna’ya anlaşmayı kabul etmemesini, eğer savcılığın teklifini reddedip onunla bir söyleşi yaparsa Anna’nın itibarının kurtulacağını ve haber sayesinde istediği üne de kavuşacağını söyler. Anna, Vivian’ın teklifini kabul eder.
Vivian tanıklarla konuşurken de bilgi alabilmek için çeşitli yöntemlere başvurur. Örneğin Anna’nın kaldığı otellerden birinde çalışan Neffatari Davis’e konuşması için para verir. Sonradan bu kadının aslında Anna’nın yakın arkadaşlarından biri olduğunu öğrenecektir. Bir dönem Anna’nın sevgilisi olan tanığa kaynaklarından edindiği bilgilere göre asıl suçlunun Anna değil, kendisi olduğunu düşündüğünü söyler. Eğer onunla konuşup olayları kendi anlatmayı kabul etmezse haberini bu bilgi üzerinden yazacağını belirtir. Böylece adam Vivian’a söyleşi vermeye ikna olur.
Vivian aynı yöntemi savcı ve Anna’nın avukatını karşı da onunla konuşmaları ve bazı delilleri paylaşmaları için ikna etmek üzere kullanır. Eğer haberi bu şekilde, sanki her şeyin sorumlusu Anna değil de sevgilisiymiş gibi yazarsa kamuoyunun önünde yanlış kişinin yakalanmış gibi görüneceğini, davanın bundan olumsuz etkileneceğini söyler. Bu yöntem bir kez daha işe yarar ve Vivian haberi için gerekli bilgileri almayı başarır.
Haberin öznesiyle kurulan bağ, nesnelliği zedeleyebilir
Vivian’ın Anna’yla yaptığı görüşmeler de bir türlü istediği gibi gitmez. Vivian, Anna’nın kendisinden şımarık ve küstah bir tavırla istediği şeyleri yapmasına rağmen —basın akreditasyonu ile gitmesi, dışarıdan istediği dergi, iç çamaşırı tarzında eşyaları getirmesi gibi— Anna onunla bilgi paylaşmak konusunda hâlâ ketum davranmaktadır. Vivian son bir hamle daha yaparak Anna’ya sevgilisi ve diğer tanıklarla konuştuğunu, bu haberi Anna ona bilgi verse de vermese de yazabileceğini, eğer haberde nasıl yansıtılacağı hakkında biraz kontrol istiyorsa hikâyesini bir an önce anlatmaya başlaması gerektiğini söyler. Bu tehditler işe yarar ve Anna, Vivian’a hikâyesinin detaylarını anlatmaya girişir.
Vivian tanıklarla görüşüp dava dosyalarını okudukça Anna’yı da yavaş yavaş tanımaya başlar. 26 yaşındaki bu genç kadın ikna kabiliyeti son derece yüksek, manipülatif bir karaktere sahiptir. Kendi söylediği yalanlara inanır. “Fake it until you make it” (başarana kadar mış gibi yap) cümlesi adeta Anna’nın yaşam felsefesi gibidir. Vivian hem Anna hakkında dinlediklerinden hem de Anna ile yaptığı görüşmelerden duygusal olarak da etkilenir ve bir gazeteci olarak habere konu olan kişiyle kurduğu bu bağ, zaman zaman objektifliğini kaybetmesine neden olur.
Patronunun tahmininin aksine Vivian doğum iznine ayrılmaz. Haber giderek ilerlemektedir. Vivian artık haberini yazmaya başlamıştır. Hamileliği de son evresindedir.
“Atlatma haber” endişesi ve yaklaşan “doğum”
Haberin yayımlanmasına az bir zaman kala Anna’nın en yakın arkadaşlarından ve davacılardan biri olan Rachel Williams, Anna ile ilgili hikâyesini, çalıştığı Vanity Fair’e satar. Vivian kendisiyle görüşmeyi bir türlü kabul etmeyen bu tanığın niyetini o zaman anlar. Üstelik Rachel, gazeteci olmadığı hâlde hikâyeyi kendisi yazmıştır. Zamanlamanın her şey olduğu habercilikte Vivian için bu oldukça olumsuz bir durumdur. Haberine devam edip etmemek konusunda kararsız kalır. En sonunda Rachel Williams’ın yazısı yayımlanana kadar beklemeye karar verir.
Vivian, Rachel’ın yazısını okuduktan sonra bunun kendi haberinin değerini düşürmeyeceğini fark eder. Rachel, yalnızca kendi yaşadıklarını anlatmıştır. Vivian’ın haberi ise Anna’nın yaşamının, yaptığı iddia edilen şeylerin, karakterinin ayrıntılarıyla doludur. Sağlam bir önermesi, güçlü delilleri vardır.
Fakat patronu ve editörü, Vivian ile aynı şeyi düşünmez. Rachel Williams’ın yazısı ile haber atlattığını, artık Vivian’ın yazısının bir değerinin kalmadığını söylerler. Vivian onlara karşı haberini savunur. Bir tanığın yazdığı anılarla, haberinin değerini asla yitirmeyecek kadar büyük ve önemli olduğunu söyler. İki yazının kesinlikle kıyas kabul etmeyeceğinden kendi hikâyesinin bir iz bırakacağından kesinlikle emindir.
Patronu Vivian’a yazmaya devam etmesini, haberi okuduktan sonra karar vereceğini söyler. Vivian yazısını bitirir. Yazı gerçekten de söylediği gibi olmuştur. Patronu ve editörü Vivian’ın haberinden çok etkilenirler ve yayımlamaya karar verirler. Bu sırada Vivian’ın doğumu başlar. Bir anlamda hem haberi hem de bebeği aynı anda dünyaya gelir.
Haber beklenenin de üstünde ilgi görür. Vivian nihayet mesleki itibarını geri kazanmıştır. “Anna Delvey” haberi onun kariyerinin dönüm noktası olur. Anna ise bu röportaj sayesinde Vivian’ın en başta söylediği gibi ünlü olur. Herkes onu merak eder, olumlu ya da olumsuz bir biçimde onun hakkında konuşur. O artık istediği gibi bir ikondur. Anna Delvey’in hikâyesi her yerdedir.
Bazen haber bitse de araştırma devam etmelidir
Ama Anna haberin içeriğinden hiç memnun kalmaz. Vivian haberi okutmak için onunla görüşmeye gittiğinde Anna onun gazeteciliğine hakarete varan eleştirilerde bulunur. Vivian’ın kendisini bütün bu süreç boyunca hiç tanıyamadığını, bu haberin itibarını zedelediğini, Anna Delvey’i bir yalancı ve dolandırıcı gibi göstermekten başka bir işe yaramayan berbat bir röportaj olduğunu söyler.
Anna, Vivian’ın birçok gerçeğe ulaşamadığını, örneğin babasının hâlâ çok zengin olduğunu saptamayadığını öne sürer. Vivian artık Anna’yı ve manipülasyonlarını çok iyi tanıdığından emin olsa da yine de söyledikleri karşısında şüpheye düşer. Bazen haber bitse de araştırma devam etmelidir. Vivian da bunu yapar. Anna’nın ailesi ile görüşüp resmin eksik parçasını tamamlamak için Almanya’ya gider. Bu sırada Anna’nın nitelikli dolandırıcılık dâhil 10 ayrı suçlamayla yargılanmasına da başlanmıştır.
Vivian’ı Almanya’da onun için ayarlanan bir tercüman karşılar. Mira adlı bu tercüman aynı zamanda Türkiye kökenli Alman bir gazetecilik öğrencisidir. Mira, Anna ile ilgili haberin okulunda, arkadaşları arasında nasıl konuşulduğunu, gerçek bir araştırmacı gazetecilik örneği olarak derslerde incelendiğini Vivian’a söyler. Onun yaptığı haber hepsinin mesleklerini daha yakından tanımaları adına harika bir örnek olmuştur.
Anna’nın ailesi ile görüşen Vivian artık gerçeği biliyordur. Anna’nın ailesi onun her zaman pahalı zevkleri olduğunu, medyada gördüğü zenginler gibi yaşayacağı bir hayata sahip olmak istediğini, bunları karşılamak için çaba sarf ettiklerini; Almanca, İngilizce, Fransızca dersleri alması için kızlarına özel öğretmenler tuttuklarını, en iyi eğitimi almasını sağlamaya ve isteklerini ellerinden geldiğince karşılamaya çalıştıklarını ama ona yetemediklerini söyler. Araştırma nihayet bitmiştir. Ailesi ne Anna’nın anlattığı gibi zengindir ne de sakladıkları büyük bir sır vardır.
İsmail Saymaz öneriyor: En iyi araştırmacı gazetecilik kitapları
Haber nedeniyle ünü günden güne artan Anna’nın davası ise tüm basının ve sosyal medyanın ilgi odağındadır. Vivian bir gazeteci olarak haberini tamamlamış olsa da hem Anna ile arasında olması gereken mesafeyi kaybettiğinden hem de davada yaşanacaklara tanıklık etmek istediğinden duruşmalara gider. Bu arada onu kaygılandıran çok önemli bir şey daha vardır. Yayımladığı haberin gücü. Vivian’ın tüm dava süreci boyunca en büyük endişesi basında habere gösterilen ilginin davayı etkilemesi ve Anna’nın bu nedenle daha uzun süre ceza alma ihtimalidir.
Vivian bu kaygısında haklı çıkar. Davanın ve Anna Delvey’in bu kadar göz önünde olmasının yarattığı baskı, davanın sonucunu da etiler. Anna yargılandığı 10 suçlamanın 8’inden suçlu bulunur ve 12 yıl hapis cezasının yanı sıra yaklaşık 200 bin dolar para cezasına çarptırılır. Vivian ise hem insan hem de bir gazeteci olarak bu durumun vicdani sorgulaması ile başbaşa kalır.
Sonra ne oldu?
Bitirirken gerçek hayata dönelim: Vivian Kent karakterine ilham veren, gerçek “Anna Delvey” haberini yazan ve bu yazısı ile Inventing Anna dizisinin yapılmasına vesile olan gazeteci Jessica Pressler artık Vanity Fair dergisi için çalışıyor. Bu haberden yola çıkarak Anna ile ilgili “Bad Influence” (Kötü Nüfuz) isimli bir de kitap yazdı.
Bugün 31 yaşında olan Anna Sorokin (Delvey) ise 11 Şubat 2021’de şartlı tahliye ile serbest bırakıldı. Bir ay sonra vize süresi dolduğu için ABD’de Göçmenlik ve Gümrük Muhafaza Kurumu tarafından gözaltına alındı. Sorokin’in Almanya’ya sınır dışı edilip edilmeyeceğine karar verilecek süreç bugün itibarıyla devam ediyor.
İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR – TÜRKİYE’DE GAZETECİLİK DİZİLERİ