Dosya

Eskiden ulusal basın yerel basından haber kopyalardı, şimdi tam tersi

İstanbul'dan dört yerel gazetenin bugünkü sayıları. Kaynak: Basın İlan Kurumu
İstanbul’un ve Ankara’nın nüfusu birçok Avrupa ülkesinden fazla, peki yerel haberleri mahalle mahalle işlenebiliyor mu? Türkiye’nin en büyük iki şehrinde ne olursa olsun ulusal haber mi sayılıyor? Üç yerel gazeteci ve bir iletişim akademisyenine bunları sorduk.
Prof. Dr. Süleyman İrvan, “Galiba en zor yerel gazetecilik, İstanbul ve Ankara gibi metropollerde yapılan gazeteciliktir” dedi. Gazeteci Tahsin Kara ise “Eskiden yerel gazete muhabiri, haberini yapıp gazetesinde yayımlatırdı. Ulusal basın da o yerel gazeteden haber kopyalardı aslında. Şimdi ise olay tam tersine döndü” diye konuştu.

Büyük medya kuruluşlarının merkezlerinin İstanbul ve başkentin Ankara olması, bu kentlerin ulusal ve yerel basın ekosistemindeki ağırlığını da etkiliyor. Ancak “İstanbul’a kar yağmadan Türkiye’ye yağmaz” sözünün tersi de geçerli. Belki İstanbul ve Ankara ulusal haberlerde çok fazla yer alıyor ama bu iki kentte de ihtiyaç duyulan yerel gazetecilik bu yüzden neredeyse yok sayılıyor. Türkiye’nin en büyük iki şehrinde ancak belirli bir mahalleyi veya ilçeyi ilgilendiren haberleri basında hemen hiç göremiyoruz.

İstanbul ve Ankara yerel medyasındaki güncel durumu Üsküdar Üniversitesi İletişim Fakültesi Gazetecilik Bölümü Başkanı Prof. Dr. Süleyman İrvan, Ankara 24 Saat Gazetesi Yazı İşleri Müdürü Ali Bavuk, Vitrin Gazetesi İmtiyaz Sahibi Tahsin Kara ve Uluslararası İnternet Gazeteciliği ve Gazeteciler Derneği (UİGAD) Genel Sekreteri Selçuk Taşdemir ile konuştuk.

Prof. Dr. İrvan: En zor yerel gazetecilik, İstanbul ve Ankara gibi metropollerde

En zor yerel gazeteciliğin İstanbul ve Ankara’da yapıldığını söyleyen Prof. Dr. İrvan şu ifadeleri kullandı:

  • Yerel haber sadece o şehirde, bölgede yaşayan insanları ilgilendiren haberdir özünde. Ancak İstanbul ve Ankara ve özellikle de İstanbul istisnai bir konumda. Ulusal medya dediğimiz medya genelde İstanbul merkezli yayın yaptığı için, haberlerin büyük çoğunluğu İstanbul’da üretiliyor ve bu anlamda yerel özellik taşıyor. Öte yandan aynı haberler tüm ülkeye yayın yapan, tüm ülkede satışa sunulan medyada da yer aldığı için aynı zamanda ulusal özellikler taşıyor. Galiba en zor yerel gazetecilik, İstanbul ve Ankara gibi metropollerde yapılan gazeteciliktir.

Ulusal medyadaki sorunlar yerel medyaya da yansıyor

  • Yerel habercilik Türkiye’de ciddi bir sorun. Özünde nasıl ulusal medya dediğimiz İstanbul medyası daha çok resmi ve hiyerarşik bir habercilik yapıyorsa, yerel medya da aynısını yerelde yapıyor. İlçe gazetesi kaymakamın, belediye başkanının vs. haberlerine yoğunlaşıyor. Halkın sorunları, mahalleler yerel medyada fazla yer bulamıyor kendisine. Sonuçta fazla okunmayan, tirajları düşük gazeteler oluşturuyor yerel medyayı.
  • Yerel haberler elbette öncelikle yerel gazeteciler tarafından yapılıyor. Yerelde meydana gelen olayların ulusal medyanın dikkatini çekebilmesi için bazı özelliklere sahip olmaları gerekiyor. Örneğin sıradan bir trafik kazası yerel medyada haber olabilirken, ulusala taşınabilmesi için kazanın ya çok ilginç/sıradışı ya da çok büyük olması gerekiyor.

‘Yerel medyaya düşen görev, yerel demokrasiye katkı yapmak’

  • Ulusal medyanın her zaman dikkatini çekebilecek bazı haber konuları da yok değil. Örneğin deprem, sel, çığ gibi doğal afetler her zaman ulusal medyaya taşınabilen olayların başında geliyor. Bunun dışında son dönemde gündemin ön sıralarında olan kadın cinayetleri, çocuk istismarları gibi olumsuz haberler de kolaylıkla ulusal medyada yer buluyor.
  • Kanaatimce yerel medyanın yereldeki sorunları ulusala taşımak gibi bir nihai hedefi olmamalı. Yerel gazeteciler yerel haberciliği doğru düzgün yapmalı, yerelin haber gereksinimini en doğru biçimde gidermeli, yerel sorunların çözümüne katkı koyan bir habercilik yapmalılar. Yerel medyaya düşen görev, yerel demokrasiye katkı yapmak olmalı.

Ali Bavuk: Haberlere ideolojik bakmıyoruz

Ankara 24 Saat Gazetesi Yazı İşleri Müdürü Ali Bavuk ise haberleri toplum odaklı aktarmaya çalıştıklarını kaydediyor:

  • Yerel gazeteyiz ama Türkiye’nin başkentinde ve büyük bir şehirde gazetecilik mesleğini yapmaya çalışıyoruz. Gazetemiz günlük olarak yayımlanıyor. Sayfalarımızda güncel olarak siyaset, ekonomi, kültür-sanat, yaşam, spor ve yerel haberleri kullanıyoruz. Muhabirlerimizin takip ettikleri etkinliklerin yanı sıra büyükşehir başta olmak üzere ilçe belediyelerimizle ilgili bize gelen güncelliğini kaybetmemiş haberlere de gazetemizde yer veriyoruz.
  • Spor sayfamızda başkent takımlarının; amatör olsun, profesyonel olsun sporun bütün branşlarındaki haberleri geniş bir şekilde yer alıyor. Ayrıca belediyeler tarafından gerçekleştirilen spor etkinliklerini de takip ediyoruz. Gazeteciler Cemiyeti’nin yayın organı ve bir meslek gazetesi olarak haberlere siyasi ve ideolojik olarak değil, objektif bakarak, topluma doğru bilgileri aktarma amacıyla yaklaşıyoruz.

Tahsin Kara: Ulusal basın, yerel basından haber kopyalardı

Vitrin Gazetesi ve Erzurum Vitrin Dergisi İmtiyaz Sahibi Tahsin Kara da haberciliğin ajanslara bırakılması ve muhabir kadrolarının daraltılmasının, geniş haber ağları kurulmasına büyük bir engel oluşturduğuna dikkat çekiyor. Kara şunları söylüyor:

  • 80’li ve 90’lı yıllar ile 2000’li yılların başlarında haber doğrudan ilk kaynağından, yani gazetenin kendi muhabirleri vasıtasıyla okuyucuya ulaştırılıyordu. Haber hazırlanması zor, ama tüketmesi kolay olan bir şeydi. Bugün ise üretmesi de tüketmesi de kolay olan bir şeye dönüştü. Üzülerek söylüyorum ki gazetelerimiz artık tümüyle haber ajanslarının ve belediye basın birimlerinin eline terk edilmiş durumda.
  • Eskiden yerel gazete muhabiri, haberini yapıp gazetesinde yayımlatırdı. Ulusal basın da o yerel gazeteden haber kopyalardı aslında. Şimdi ise olay tam tersine döndü. Büyük ve yaygın haber ajansının muhabirleri haberi yapıyor, yerel gazete ise o haberi kopyalıyor. Bunun en büyük sebebi yerel gazetelerin muhabir çalıştıracak kadar güçlü bir mali yapıya sahip olmaması, bu durumdan uzaklaşması.

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR – KOPYALA YAPIŞTIR YAYINCILIĞINA KARŞI ÖZGÜN HABERCİLİK

‘Reklam vermez’ diye haber yapılmıyorsa, basın özgürlüğünden söz edilemez

“Muhabirin aynı zamanda reklamcı olarak görev yaptığı gazetelerin sayısı arttı. Hatta muhabirleri sadece reklam alırsa çalışabilecek düzeye geldi” diyen Kara şöyle devam ediyor:

  • Muhabir bir ay boyunca haber üretip yayımlatsa da reklam alamadığı için para kazanamıyor. Reklam-haber ayrımı da yayım içeriklerine bakıldığı zaman ortadan kalkmış gibi gözüküyor. Böylelikle haber kalitesi de düştü. Yerel gazetelerin tamamına yakını mali açıdan zor durumdalar dolayısıyla yerel habercilik de şu anda bitme noktasına gelmiş durumdadır. Gazetelerin tarafsız habercilik yapması isteniyorsa onları mali açıdan rahatlatacak tedbirler ivedilikle alınmalı. Bir gazeteci, ‘belediye başkanı daha sonra bize reklam vermez’ diye belediyenin yaptığı yanlışları yazamıyorsa o bölgede basın özgürlüğünden söz edilebilir mi? Ne yazık ki Türkiye’de yerel basının geldiği nokta burasıdır.

İstanbul ve Ankara içinde bile yerel gazeteler her yere ulaşamıyor

İstanbul genelinde yerel gazetelerin her yere ulaşmadığını paylaşan Kara şöyle devam ediyor:

  • İstanbul ve Ankara gibi büyükşehirlerin yerel gazetelerine bakıldığı zaman, bırakın konuların mahalle mahalle işlenebilmesini, birçoğunun her yere ulaşmadığını görüyoruz. O ilçede düzenli çıkan gazete dahi her mahalle ya da semte ulaşabiliyor mu?
  • İstanbul’da ilçe nüfusları birçok ilden fazla. Örneğin Esenyurt bir milyona yakın, Sultanbeyli 350 bin. Yani bazı illeri topladığımızda ilçe nüfusumuza ancak denk getirebiliyoruz. Sadece reklama endeksli kalmak zorunda olan yerel gazetelerden bahsediyoruz. İlçe ve kent genelinde ise dijital yayınlar düşük masraflı olduğu ancak bu şekilde her yere ulaşabildiğinden bahsedebiliriz belki. Sonuç olarak yerel basında konular mahalle mahalle işlenemiyor, reklama, siyasete endeksli kalıyor bu da mesleki açıdan alarm demek.

Selçuk Taşdemir: Ulusal basın, İstanbul’da dahi yerel muhabirlerden faydalanıyor

İnternet gazeteciliği alanında faaliyet gösterenlerin haklarını savunmak ve basın meslek kanununun çıkartılması için kurumlar, siyasiler ve sivil toplum kuruluşlarıyla çeşitli görüşmeler gerçekleştiren UİGAD’ın Genel Sekreteri Teferruat Gazetesi İmtiyaz Sahibi Selçuk Taşdemir da şunları kaydediyor:

  • Yerel basın ülkenin çeşitli yörelerinde il, ilçe ve beldelerde günlük haftalık ya da daha fazla aralıklarla yayımlanan, yayımlandıkları bölgeden haberler veren o bölgenin ve yöre halkının sorunlarını dile getiren, çözüm üreten ve yöre halkının bilgilenmesinde ve bilinçlenmesinde rol oynayan bir araç aslında. Ulusal basının aslında İstanbul’daki bazı ilçelerde dahi yereldeki muhabirlerden faydalandığını görüyoruz.
  • Yani bir ilçedeki gazetede muhabirlik yapan kişi aynı zamanda çok cüzi ücretlere ya da serbest haberci modeli ile ulusal önem arz eden durumlarda ajansına haber geçmektedir. Haber üzerinden getireceği etki azalınca fikri takip işi aslında yine yereldeki gazeteciye kalıyor. Yani aslında gazetecinin yereli, geneli, ulusalı olmaz. Sadece o yayım organlarında çalışmış olurlar. Yerelde de olsanız ulusalda da görevinizi layıkıyla yapmanız sizi ve yayınlarınızı belli eder.

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR – GÜMÜŞHANE’DEN ULUSAL HABER ÇIKARMAK

 

 

 

 

Özgür Bülbül

Atatürk Üniversitesi İletişim Fakültesi Gazetecilik Bölümü mezunu. Yerel-ulusal gazete, TV ve haber ajanslarında muhabir-editör olarak görev yaptı. İnternet haberciliği ve yerel medya üzerine çalışıyor. Marmara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Medya Ekonomisi ve İşletmeciliği Anabilim Dalı'nda Tezli Yüksek Lisans yaptı. "Doğu’da Gazeteci Olmak" ve "Haberin Yerel Hâli" adlarında yayımlanmış iki kitabı bulunuyor.

Journo E-Bülten