Dosya

Kâğıt gazeteler: Dijitalde fark yaratan, salgından güçlü çıkacak

COVID-19 küresel salgını, Türkiye’de ticari olarak zaten zorlanan medya sektörüne bir darbe daha vurdu. Evden çalışmanın kalıcılaşması en çok medya patronlarına yararken ücretsiz izin ve işten çıkarma uygulamaları gazetelerde de görülmeye başladı. Salgının özellikle kâğıt gazetelere etkilerini meslek örgütlerine sorduk.
TGS Genel Başkanı Gökhan Durmuş, dijital alanda fark yaratanların uzun vadede kazanacağını vurguladı. TGC Genel Sekreteri Sibel Güneş ise gazetecilerin gelir kaybının önlenmesi için devletin atması gereken adımları sıraladı.

SARS-CoV-2 adı verilen yeni bir koronavirüs türünün neden olduğu COVID-19 küresel salgını nedeniyle Türkiye’de de gazetelerin tirajlarının hızla düştüğünü geçen ay bayilerin gözünden anlatmıştık. Hükûmetin “kontrollü sosyal hayat” olarak tanımladığı salgının ikinci aşamasında “normalleşme” başlarken meslek örgütlerine krizden çıkışı sorduk.

Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS) Genel Başkanı Gökhan Durmuş, gazete satışlarında ulusal düzeyde yüzde 40, yerel düzeyde yüzde 60’a yakın tiraj kaybı yaşandığı bilgisini vererek şunları söyledi:

“Bu durum karşısında haber sitelerine ağırlık veren gazetelerin bu alanda okur sayısını arttırdığını görebiliyoruz. Normalleşmenin çok uzun zaman alacağının sürekli dile getiriliyor olması gazetelerin de geleceğe dönük planlarını dijital alana kurması gerektiğini gösteriyor. Bu durumu bir daralmaya neden olarak görecek gazete patronlarının kaybedeceğini düşünüyorum. Okuyucular daha kolay ulaşabildiği bilginin, haberin içinde özel olanı aramaya başlayacak. Yani medya patronları bu süreci gazetecileri işten attıkları bir sürece değil, dijital alanda fark yaratacak bir yapıya dönüştürebilirlerse kazanacaklar.”

TGS Genel Başkanı Durmuş: BİK sınıfta kaldı, asıl iş okura düşüyor

“Açıkçası hükûmetin medyayı destekleme gibi derdi olduğunu düşünmüyorum. Kendi propagandasını yapan medya kuruluşlarını da desteklemek istemiyor. Bir kambur olarak görüyor. Ancak kendine muhalif medya kuruluşlarının varlığı onları desteklemeyi mecbur kılıyor. Basın İlan Kurumu pandemi döneminde sınıfta kaldı. Gazetelere devlet olanaklarının eşit dağıtılması, hükûmetlerin gazeteler üzerinde baskı kurmaması için kurulan Basın İlan Kurumu, son günlerde verdiği cezalarla da görüyoruz ki baskı aracına dönüştü. Doğallığında yüzde 70’e yakın düşen ilan gelirleri karşısında hükûmet hiçbir adım atmıyor, birçok sektöre ilişkin destek paketleri açıklanırken medya sektörü görülmüyor.
Bu dönem ve önümüzdeki dönem açısından asıl iş okuyuculara düşüyor. İzleyerek, gazete satın alarak sadece medya kuruluşları desteklenmiş olmayacak, ülke demokrasisine katkı, halkın haber alma hakkına da destek vermiş olacaklar.”

TGC Genel Sekreteri Güneş: 2021’e kadar devam edebilir

Türkiye Gazeteciler Cemiyeti (TGC) Genel Sekreteri Sibel Güneş, Türkiye’de medyanın ağır bir kriz yaşadığına vurgu yaptı. Güneş, şunları ifade etti:

“Kâğıt krizi, koronavirüs krizi, basının tirajını, reklam gelirlerini, resmi ilân gelirlerini çok azalttı. Sokağa çıkma yasağının olduğu günlerde özellikle eleştirel yayın yapan kuruluşlar maddi sıkıntılar nedeniyle basılmadı ve dijital olarak yayın yaptı. Bu sürecin 2021 yılına kadar devam etme ihtimali görünüyor. Vatandaşın gazete ve dergileri rahat satın alabilir hâle gelmesi için günlük hayatının da normalleşmesine ihtiyaç var. Gazeteler hem basılacak, hem de dijital yayınlar sürecek.  Ancak gazetelerin yaşadığı ekonomik zorluklar medyaya yeni işten çıkarmalar getirebilir.”

TGC’den gazetelere destek paketi önerisi

Basılı yayın kuruluşlarının ayakta kalması için devletin atması gereken birçok adım olduğunu söyleyen Güneş, bugüne kadar böyle bir desteğin verilmediğine dikkat çekti. Güneş, devletin ilk anda atılması gereken adımları olarak şunları sıraladı:

– Devlet, BİK kanalıyla gazetelere faizsiz krediler vermeli.
– Medya kuruluşlarının sigorta ödeme süreleri 3 ay yerine 2021 yılı başına kadar ertelenmeli. Faiz alınmamalı.
– Gazetelerin vergi ödemeleri 2021 yılı başına ertelenmeli. Faiz alınmamalı.
– Gazetelerin baskı sorunu çözülse de sokağa çıkma süresince dağıtımda sorun var. Dağıtım sorunu tüm tarafların görüşü alınarak mutlaka bir ortak model geliştirilmeli, gazetelerin gelir kaybı önlenmeli.
– Gazetelerde işten çıkarmaları önleyecek destekleme modelleri geliştirilmeli.
– BİK iktidara yakın olmayan medyaya karşı maalesef sık sık resmi ilan kesme cezası uyguluyor. BİK bir devlet kurumu olarak tüm medya kuruluşlarına eşit davranmalı. Elindeki olanakları baskı amacıyla kullanmamalı.

DİSK/Basın-İş Genel Başkanı Eren: Ek maliyetler geldi

DİSK/Basın-İş Genel Başkanı Faruk Eren, salgın sürecinde kâğıt gazetelerin hem okur kaybettiğini, hem de ek maliyetleri göğüslemek zorunda kaldıklarını vurguladı:

“Kâğıt baskıya ilk ara veren gazete Yeni Yaşam oldu. Satışının çoğunu elden dağıtım üzerine yapan gazete, bir süre sadece internet üzerinden yayın yapacağını duyurdu. Ekonomi gazetesi Dünya ise satışının büyük bölümünü abonelik sistemiyle yürütüyordu. Virüse karşı önlem olarak gazete poşet içinde abonelere dağıtılmaya başlandı, ki bu da ek maliyet anlamına geliyor. Özellikle, Birgün, Cumhuriyet, Evrensel, Yeni Yaşam gibi iktidara biat etmeyen gazeteler büyük hasar aldı. Bu durum mizah dergileri, kültür sanat dergileri için de geçerli.”

Kâğıt baskının yerini tamamen dijital yayınların alması ihtimalinin tüm dünyada uzun zamandır tartışıldığını söyleyen Eren, “Salgın bu süreci hızlandırır mı bilmiyorum, ama kâğıt gazetelerin ayakta kalması için okurun çaba göstermesi gerekiyor diye düşünüyorum” dedi.

Destek bir yana, ithal kâğıda zam yapıldı

Normal koşullarda devletin basılı yayın organlarının ayakta kalması için gerekli ekonomik desteği sağlaması gerektiğini vurgulayan Eren şunları söyledi:

“Türkiye’de iktidar, basılı ve görsel yayın organlarının yüzde 95’ini sübvanse ediyor. Çünkü bunlar AKP iktidarının doğrudan yayın organı veya onların kontrolünde. İktidara biat etmeyen yayın organları ise çeşitli yöntemlerle boğulmak isteniyor zaten. Bu, salgın süresince de devam etti. Televizyon kanallarına RTÜK aracılığıyla yayın durdurma, para cezası gibi cezalar yağdı. Gazetelere ise BİK aracılığıyla baskı uygulanıyor. Birçok gazeteciye yeni davalar açıldı, gözaltı ve tutuklamalar devam etti. Bu duruma okurlar tepki göstermeli, okudukları gazetelere sahip çıkmalı, çeşitli kampanyalar düzenlemeli. Toplum kendi haber alma hakkına sahip çıkmalı.”


İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR:

Ulusal ve uluslararası basın örgütlerinden BİK’e çağrı: Ambargoyu kaldırın

Nihat Sırdar ve Sevda Noyan vakaları: RTÜK’ün keyfi denetimi ‘cezasızlık hâli’ yaratıyor

Gazete satmak artık daha da zor: Koronavirüsle çakılan tirajlara çare aranıyor

Havva Cuştan

İstanbul Üniversitesi'nin Psikoloji bölümünden 2016 yılında mezun oldu. Üç yıl boyunca Etkin Haber Ajansı'nda çalıştı. Serbest gazeteci olarak mesleği sürdürüyor.

Journo E-Bülten